Camlarda Nokta Nokta Oluşan Kahverengi Yosun


oguzkaymakcicomÇevrim Dışı

Kayıt: 23/05/2011
İl: Aydin
Mesaj: 14
oguzkaymakcicomÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Ocak 2020 02:04
Merhaba sevgili hocalarım.

Uzun zamandır akvaryumlarla ilgileniyorum. Eskiden 3 boy, takım halinde olan hobim 6 yıl önceki evliliğim nedeniyle tek tanka düştü. Tek tank dahi olsa hobiyle alakalı bir şeyleri hayatımda tutma pahasına uzun pazarlıklar yapmıştım eşimle. Sonuç itibariyle 130x40x60 boyutlarında 300 litre bir akvaryumum var.
2 adet daylight, 1 adet aquastar, 1 adet grolüx şeklinde toplam 4 florasan çalıştırıyordum. Florasanları (2 yıldır değiştirmiyordum) söktüm, teknolojiye ayak uydurayım dedim ve SMD LED aydınlatma sistemi yaptım. Power Led'ler genellikle high tech olduğu için ve misket gübre haricinde gübre, CO2 vs vermediğim için daha hafif bir sistem yaptım. Aynı döneme rastlayacak şekilde dış filtrem de bozuldu. Canlıdoğuran tüm balıklarımı arkadaşıma verdim ve yalnızca bitkili tanka döndürdüm. 5-6 tane vatozum tankta kalmaya devam etti.

Yaklaşık 8-9 aydır yosun sorunundan kurtulamıyorum. Camlarımın TAMAMI kahverengi nokta yosunu ile kaplanıyor. Hem de 2-3 ay gibi kısa bir sürede. Bitkilerde de mevcut ama çok az ve vatozlar idare ediyor. Florasanlar ve dış filte varken de dönem dönem artıyordu ancak vatozlarım bir şekilde icabına bakıyordu. Tüm OLASI nedenleri denedim (güneş ışığı HİÇ almaması adına odayı tamamen karanlık tutacak kalın perdeler, dip çekimi, su değişimi vs dahil). Tüm denemelerim sonunda 2 adet risk üzerine yoğunlaştım.
1 - Florasandan led'e geçtiğim için ışıklarım yüksek geliyor olabilir.
2 - Dış filtrem bozulduğu için akvaryumda mekanik ve/veya biyolojik herhangi bir filtrasyon yok. Sirkülasyon da yok.
Taban malzemem hagen kum + lav kırığı. Yan sump projem var. Umarım kısa bir zaman içinde faaliyete geçer. Çabalıyorum.
Sump yapıldığında filtrasyon ve sirkülasyon olacak. 6-7 ay gibi bir süre sonunda tank tekrar oturduktan sonra halen kendimi aynı yosun sorunlarıyla mücadele ederken bulursam tek suçluyu ışık şiddeti ilan edeceğim. Aydınlatmayı düşürerek (led azaltarak) ve pistia gibi geniş çanaklı su üstü bitkileriyle de tabana daha az gitmesini sağlayarak önüne geçmeyi planlıyorum şimdiden. Çünkü daha önceleri yosunlanma arttığında pistia ile KALICI çözüm bulmuştum.
Zaten çok güçlü bir aydınlatmam olduğunu düşünmüyorum. Ledleri gayet az tutmaya çalıştım.
Zaman ayarlı prizle günde 8 saat ışıklandırma yapıyordum. Bunu 6 saate düşürdüm ama 2 ay tankta en ufak bir değişme olmadı. Tüm yosunları kazıdım, %60 su değişimi, ardından 2 gün sonra dip çekimi sonunda %30 daha dip çekiminde su değiştirmiş oldum. 6 saat aydınlatma ile 1 ay geçti, tüm yosunlar geri geldi.

Test kiti ile su değerlerini ölçeceğim, siparişi bugün/yarın vereceğim. Ama test sonucunda aldığım değerleri de okuyabileceğimi sanmıyorum.
Diyelim ki (Hatta zannediyorum ki) nitrit, nitrat, amonyum yüksek çıktı. Neden?
Bitkili akvaryumlar doğası gereği yosunlanmaya meyilli, farkındayım. Karidestir, salyangozdur vs pek bana göre canlılar değil, bu yüzden vatoz besliyorum 5-6 tane.
Su değişimi desek, haftada 2 kez dip çekimi yapıyorum. Bazen yoğunluğa göre haftada 1 yaptığım da oluyor ama genellikle haftada 2. Bu şekilde %20-30 su değişimi yapılmış oluyor.
Gün ışığı desek, güneş ışığını boşverin oda full karanlık.
2 kez yosun ve salyangoz giderici katkı maddesi kullandım. Yine hüsran.
Gübreleme desek, misket gübre haricinde hiç yapmıyorum. Daha önce de hiç yapmadım, halen yapmıyorum. Zaten zeyin gibi basit, gübreleme ihtiyacı olmayan türler besliyorum.
Yemleme desek akvaryumda balık yok uzun zamandır.
Geriye ışık şiddeti ve filtrasyon kalıyor.
Aydınlatma sistemini full değiştirdiğim için eski sisteme geçip aydınlatmadan olup olmadığına bakamıyorum. Bu yüzden önce yan sump sistemi kurup onu kontrol etmeyi düşünüyorum. Hem zaten lazım da...

Bu konudaki fikirlerinize açığım.

Tüm bunlar sonunda da sorun çözülmezse uv filtre dışında yapılabilecek şey bulamıyorum.

"Ya reis bitki için bütün bunlara değer mi? Bitkili yapmayıver sen de" diyen olacak mı bilmiyorum ama;
Bitkili tankı kurduğumdan beridir (Yaklaşık 10 yıl kadar önce) canlı doğuranlarımın yaşam kaliteleri arttı.
Ayrıca rafya gibi şeylere gerek kalmadan bitkiler içinde yeni doğan yavrular kendini kurtarıyorlar. Doğadaki gibi güçlü, zayıf tüm balıklar kurtulmuyor. Güçlü olanlar anaç boya varıyor. Sonraki soy da kaliteli gelmeye devam ediyor. Arada bir de soy değişimi yapıldı mı tadından yenmiyor hobi.
Dolayısıyla anneler yavruluk gibi zindanlarda stres yapmıyorlar.
Bitki su kalitesini arttırıyor.
Hepsinden ziyade güzel de görünüyor bence.
Bütün bu AVANTAJLARI "kahverengi nokta yosunu" sorunu nedeniyle kaybetmek istemiyorum.

İlginiz için şimdiden çok teşekkür eder,
İyi hobiler dilerim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

AplotÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 16/02/2019
İl: Istanbul
Mesaj: 653
AplotÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 29 Ocak 2020 02:29
Bu makaledeki ikinci alg türü olabilir mi acaba?
https://www.akvaryum.com/Forum/algle_mucadele_makale_k265978.asp

Beğenenler: [T]111788,lausyesar[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

oguzkaymakcicomÇevrim Dışı

Kayıt: 23/05/2011
İl: Aydin
Mesaj: 14
oguzkaymakcicomÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Ocak 2020 02:37
[QUOTE=Said Sığar]Bu makaledeki ikinci alg türü olabilir mi acaba?
https://www.akvaryum.com/Forum/algle_mucadele_makale_k265978.asp
[/QUOTE]
Doğru hocam "kagverengi alg" başlığı altındaki alg türü akvaryumumdaki.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

z.b.s.kÇevrim Dışı

Ziyaretçi Engelli
Kayıt: 10/05/2014
İl: Istanbul
Mesaj: 756
z.b.s.kÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 29 Ocak 2020 12:25
Filtre olmamasıyla alakalıdır. Sık su değişimi yapın hemen kaybolur. Su değişmeden önce çok yoğun ve belirgin olan bölgeleri parmağınızın ucuyla hafifçe ovalayın hemen dağılırlar zaten.

Beğenenler: [T]111788,lausyesar[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

oguzkaymakcicomÇevrim Dışı

Kayıt: 23/05/2011
İl: Aydin
Mesaj: 14
oguzkaymakcicomÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Ocak 2020 14:30
[QUOTE=z.b.s.k]Filtre olmamasıyla alakalıdır. Sık su değişimi yapın hemen kaybolur. Su değişmeden önce çok yoğun ve belirgin olan bölgeleri parmağınızın ucuyla hafifçe ovalayın hemen dağılırlar zaten. [/QUOTE]
Diğer adı da diatom'muş.
Forumdaki başlıklardan baya bilgi aldım.
Filtrasyonun olmaması etken.
Bir diğer etken ise "düşük ışıklandırma" imiş. Ben de aksine "Acaba ışık şiddetli mi geliyor?" diye düşünüyordum. Malum yosun sorununda aklımıza ilk gelen hep ışık oluyor. Hatta mücadelede ışık şiddetini azaltıyoruz vs. Bugünden itibaren ışık şiddetini arttırdım. Led trafosu ayarlı olduğu için böyle bir şansım var. Normalde en kısık ayarda kullanıyordum.
Sump'ı yapana kadar elindeki sistemi en yüksek ışıkta çalıştırmaya ve dip çekimi yapmaya devam edeceğim. Eğer azalırsa veya gelişimleri durursa aydınlatmamın yetersiz olduğunu da anlamış olacağım.

Beğenenler: [T]229518,emirhansaracc[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ulutürkÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 03/06/2019
İl: Edirne
Mesaj: 2500
ulutürkÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 29 Ocak 2020 14:37
Bende de var çözüm bulursaniz paylasin mutlaka

Beğenenler: [T]111788,lausyesar[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

devrimdptÇevrim Dışı

Kayıt: 07/12/2008
İl: Yurtdisi
Mesaj: 556
devrimdptÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Ocak 2020 14:45
Önce filtre edinin bence. Filtre yoksa düzgün bir azot çevrimi yapılamaz ve her türlü sorun görülebilir. Bu durumda test edeceğiniz şeyi bile bilemezsiniz. amonyak nitrit nitrat hepsi olabilir akvayumunda

Beğenenler: [T]111788,lausyesar[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

oguzkaymakcicomÇevrim Dışı

Kayıt: 23/05/2011
İl: Aydin
Mesaj: 14
oguzkaymakcicomÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Ocak 2020 15:34
[QUOTE=devrimdpt]Önce filtre edinin bence. Filtre yoksa düzgün bir azot çevrimi yapılamaz ve her türlü sorun görülebilir. Bu durumda test edeceğiniz şeyi bile bilemezsiniz. amonyak nitrit nitrat hepsi olabilir akvayumunda[/QUOTE]
Haklısınız hocam muhtemelen su değerleri karman çormandır. Fitre'yi söylediğim gibi yan sump yapacağım inşallah. Bir çok filtrede olmayan sepet miktarına sahip olmuş olabiliyoruz, malzemeleri istediğimiz gibi azaltıp çoğaltabiliyoruz vb bir sürü nedenden dolayı sumpa dönüyorum.
Tüm bunların yanında ışık şiddeti de bir sorun ise ve bunu şu an farkedemezsem fitrasyon başladıktan sonra değerler normale döneceği için görünürde problem çözülecek. Ama su değerlerinin en ufak bir değişimini bekleyen sinsi bir düşman misali saklanan alg/yosun tekrar ortaya çıkacak. Işıkla ilgili sorun da çözülmüş halde iken fitrasyon sistemi de kurulursa ileride tekrar problem yaşama ihtimalim daha da zayıflar.
Bu yüzden tüm yönleriyle ele almaya çalışıyorum.
Teşekkür ederim ilginiz için. Filtrasyonun öneminin farkındaydım, siz tekrar hatırlattınız bunu bana :)

[QUOTE=goldfishlove]Bende de var çözüm bulursaniz paylasin mutlaka[/QUOTE]
Şimdiye kadar yukarıda yazdığım şeyleri denedim. Söylediğim gibi filtrasyon ve ışık kaldı elimde. Sorunun kaynağını arıyorum. Bulduğumda aşağıda linkini paylaştığım işlemlerle tankın toparlanmasına yardımcı olmayı düşünüyorum. Ancak şu aşamada bu işlemleri uygularsam KALICI DEĞİL, GEÇİCİ bir çözüme ulaşmış olurum.
Siz de kendi tankınızı ve alışkanlıklarınızı kontrol edin. Su değişimi, dip çekimi, aydınlatma, filtre içinde kullandığınız materyaller...

Beğenenler: [T]215740,goldfishlove[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

oguzkaymakcicomÇevrim Dışı

Kayıt: 23/05/2011
İl: Aydin
Mesaj: 14
oguzkaymakcicomÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 08 Şubat 2020 14:06
[QUOTE=goldfishlove]Bende de var çözüm bulursaniz paylasin mutlaka[/QUOTE]
Hocam tekrar merhaba.
Forumda okuduğum yazılar neticesinde düşük ışıkta ve yeni kurulan akvaryumlarda bu sorun oluyormuş. Benim sorunum filtrasyonla da ilgili olabilir.
Kullandığım led trafosu ayarlı bir tip. İç sump yapmadan önce ışık şiddetini arttırdım. Günde 3+3 saatten 4+4 saate çıkardım ışıklandırmayı da. Sonuç: Forumda bir çok yazıda da belirtildiği gibi tüm hahverengilikler yeşile döndü. Camları mutfak süngerinin sarı tarafıyla (Yeşil taraf camları çiziyor) temizledim. 1 gün sonra da dip çekimi yaptım. 2-3 günde bir %20 oranında dip çekimi yapmaya devam ediyorum. 1-2 hafta sonra haftada 1'e, sonrasında da haftada 2'ye düşüreceğim su değişimini. Bu sırada da sump'ımı hazırlayacağım. Tank sıfırdan kurulacağı için bu sefer aynı sorunla karşılaşacak mıyım onu da görmüş olacağım. Bu sayede ışık şiddetimin yetersiz olduğunu anladım. Zaten 3 sıra SMD Bar Led'i en düşük ayarda çalıştırıyordum. Yükseltmem gerekiyormuş.

Eğer bunlar çözüm olmazsa filtrasyonunuza "JBL Silikatex" veya "Seachem Phosguard" eklerseniz KESİN çözüm olduğunu yazıyorlar. Ancak alg bittiğinde bitkili akvaryumlarda bu maddenin filtreden çıkarılması gerektiği söyleniyor. Çıkarıldığında da alg sorunu yenileyebiliyormuş. Bu yüzden sorunun ana kaynağını bulmak önemli.

Şimdilik gelişimler bu şekilde hocam. ilerleyen zamanda yazıyı güncelleyeceğim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

z.b.s.kÇevrim Dışı

Ziyaretçi Engelli
Kayıt: 10/05/2014
İl: Istanbul
Mesaj: 756
z.b.s.kÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 10 Şubat 2020 00:44
Silikat tutucular kesin çözüm değil maalesef. Çünkü esas sorun silikat değil amonyak. Amonyak ve silikatı kullanarak çoğalıyor diatom. Silikatı tankın ömrü boyunca tutamazsınız çünkü gezegende kaçınabileceğimiz bir madde değil. Ölü diatomlar bile silikat kaynağı. Siz sık ve yüksek orada su değişimleri yapın. Her seferinde hafifçe fiziksel temizlik yapın. Önce biraz çalışabileceğiniz kadar dip çekin. Sonra fiziksel temizliği camlardan banka kartıyla bitkilerden parmak ucunuzla yapın. Sonra değişeceğiniz kadar suyu çekin. Canlı yükünü azaltın. Işık şiddetinizi düşürmeyin ama süresini geçici olarak kısaltın. Azot döngüsü oturmaya başlayacaktır yavaş yavaş. Oto. Affinis daitomları yer fakat döngü sorunu nedeniyle muhtemelen ölecektir. Ramshorn salyangozu bu süreçte var olan diatomu temizlemek için çok etkili olacaktır. Gübre kullanıyorsanız mikro element dışında hepsini aynı şekilde vermeye devam edin. Bu konuda kuşata gitmeyin. En önemli şey gün aşırı agresif su değişimi yapmanız ve ışık süresini kısaltmanız.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

oguzkaymakcicomÇevrim Dışı

Kayıt: 23/05/2011
İl: Aydin
Mesaj: 14
oguzkaymakcicomÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 10 Şubat 2020 01:46
[QUOTE=z.b.s.k]Silikat tutucular kesin çözüm değil maalesef. Çünkü esas sorun silikat değil amonyak. Amonyak ve silikatı kullanarak çoğalıyor diatom. Silikatı tankın ömrü boyunca tutamazsınız çünkü gezegende kaçınabileceğimiz bir madde değil. Ölü diatomlar bile silikat kaynağı. Siz sık ve yüksek orada su değişimleri yapın. Her seferinde hafifçe fiziksel temizlik yapın. Önce biraz çalışabileceğiniz kadar dip çekin. Sonra fiziksel temizliği camlardan banka kartıyla bitkilerden parmak ucunuzla yapın. Sonra değişeceğiniz kadar suyu çekin. Canlı yükünü azaltın. Işık şiddetinizi düşürmeyin ama süresini geçici olarak kısaltın. Azot döngüsü oturmaya başlayacaktır yavaş yavaş. Oto. Affinis daitomları yer fakat döngü sorunu nedeniyle muhtemelen ölecektir. Ramshorn salyangozu bu süreçte var olan diatomu temizlemek için çok etkili olacaktır. Gübre kullanıyorsanız mikro element dışında hepsini aynı şekilde vermeye devam edin. Bu konuda kuşata gitmeyin. En önemli şey gün aşırı agresif su değişimi yapmanız ve ışık süresini kısaltmanız.
[/QUOTE]
Bilgilendirici yazınız için teşekkür ederim hocam.
"Diatom'un önüne [B]bir an önce[/B] geçmeliyim" diye bir derdim olmadığı için biraz ağırdan aldım bu süreci aslında. Yaptığım değişikliklerden sonra akvaryumumu tekrar tanımaya çalışıyordum. Asıl amacım tankımda oluşan alg'in filtrasyon olmamasından mı yoksa aydınlatmadan mı olduğunu bulmaktı. Nitekim ikisinin birlikte bir sonucuymuş :)
Bir diğer amacım ise aydınlatmamın seviyesini ölçmekti. Aydınlatmayı biraz yükseltmem, filtrasyon yaptırmam ve bitki sayısını arttırmam gerektiğini anladım bu süreçte.
Low tech ve bakımı görece kolay bitki türleriyle ilgilendiğim için CO2 veya gübre vs kullanmıyorum. Şimdiye kadarki akvaryumlarımdan hiçbirisinde de kullanmadım. Düzenli su değişimleri, filtrasyon (Substrat vs), taban gibi seçeneklerle yürüttüm hep. Aydınlatmayı değiştirmem + dış filtremin bozulması aynı döneme denk gelince alg sorunumun sorumlusunu öğrenmem gerekiyordu.
Tank + ısıtıcı + dış filtre + taban ve su üstü bitkileri + hagen ve lav kırığı taban malzemesi + 4 adet (1 Grolüx, 1 aquastar, 2 daylight) florasan + yavrulu büyüklü lepistesler ve platiler şeklinde bir kurulumum oldu hep.
Anlık kurulumum ise: Tank + ısıtıcı + çok az taban bitkileri + hagen ve lav kırığı taban malzemesi + 3 adet SMD Bar Ledi (72 ledli versiyon) 3'lü gruplar halinde parçalayıp kırmızı, mavi, soğuk beyaz ve daylight sarı şekilde birbirine ekleyerek bir nevi power led'lerde yapılan renk dağılımını SMD Led'lerde sağlamaya çalıştım. Dış veya iç filtre, su üstü bitkileri, balık ve temizlik ekibi yok. Vatoz, salyangoz gibi bir temizlik ekibi kurmaktan kaçınmam da yine aydınlatma seviyemi ölçmek istememden kaynaklanıyor.

İki veya üç günde bir dip çekimiyle ortalama %20 su değişimiyle devam ediyorum. Sorunum çözüldü sayılır.
Planını yaptığım yan sump'ı hayata geçirdikten sonra (Malum akvaryumu bozmam gerekecek) güzel bir kurulumda tekrar alg sorunuyla karşılaşmamak adına aydınlatma seviyemi az buçuk ayarlamış oldum. Son seviyeden biraz kısık şekilde sorun yaşamıyorum. İlerleyen zamanlarda bitkilerin ihtiyacına göre azaltıp yükseltmek de benim elimde tabi. Bir de su üstü bitkilerini (Pistia çok seviyorum) de ekleyince son seviyeye getirmem gerekecek sanırım. Belki de ayarı kısıp 1 sıra daha led döşeyebilirim ileyleyen dönemde. Bitkilerin isteğine göre aydınlatmada değişikliğe gidebilirim yani :)

Beğenenler: [T]161975,z.b.s.k[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir