Gövdesi soyuluyor. Ne yapmam lazım?


Hobihanem48Çevrim Dışı

Kayıt: 04/07/2008
İl: Mugla
Mesaj: 1276
Hobihanem48Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 12 Mart 2015 12:52
İlk aldığımda bu bitkiler komple kırmızıydı. Diktim ama bir süre sonra toprağa değen yerlerinden kırmızılıkları gitmeye başladı ve topraktan çıktılar.

Sanki birşeyler yanlış gibi ama ne olduğunu bilmiyorum.

Yardımcı olabilir misiniz?

Birde bitkilerin isimlerini pek bilmiyorum bu bitkinini adı nedir?

Teşekkür ederim.



Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Hobihanem48Çevrim Dışı

Kayıt: 04/07/2008
İl: Mugla
Mesaj: 1276
Hobihanem48Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 13 Mart 2015 15:05
Fikri olan var mı?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

scuzaÇevrim Dışı

Kayıt: 05/10/2011
İl: Ankara
Mesaj: 72
scuzaÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 13 Mart 2015 23:36
Selam arkadaşım. Bitki ludwigla repens (kırmızı Güle) benziyor. Genel görüntüde öncelikle Akvaryumda ciddi bir algı problemi gözüküyor. Arkadaki bitkilerde kahverengi yosun var buda şu şartlarının bence bir daha gözden geçirmeniz gerekecektir.bununla ilgili forumlarda baya bir kaynak var. Taban malzemesi olarak ne tür bir malzeme kullandınız. .

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Hobihanem48Çevrim Dışı

Kayıt: 04/07/2008
İl: Mugla
Mesaj: 1276
Hobihanem48Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 14 Mart 2015 11:32
Altta lav kırığı üstte hagen siyah kum var.

Yosun ile ilgili konu açmıştım ama daha cevap alamadım. Ne tür bir dert ile karşı karşıya olduğumda bilemediğim için neye göre araştırma yapacağımı bulamadım. :) Kahverengi Yosun mu diyorsunuz benim derdime? Ona göre arayayım o zaman.

Teşekkür ederim.

http://www.akvaryum.com/forum/bu_yosun_dan_nasil_kurtulabilirim_k830246.asp

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

scuzaÇevrim Dışı

Kayıt: 05/10/2011
İl: Ankara
Mesaj: 72
scuzaÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 14 Mart 2015 13:57
SİZE DAHA ÖNCE YAYINLANMIŞ VE TERCÜME (ALINTI) YAPILMIŞ BİR YAZI GÖNDERİYORUM.. BU DENEMELER VE TECRÜBELERİN BUNDAN SONRAKİ ÇALIŞMALARINIZDA FAYDALI OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM..

Bitkili akvaryumlarda alg gelişiminin kontrolü (tercüme)



Control of Algae in Planted Aquaria

March 1996

Reproduction of this document by any means for commercial purposes requires the express written consent of the authors. Copyright 1996

Paul L. Sears, Ottawa, Canada, psears@emr.ca

Kevin C. Conlin, Montreal, Canada, kcconlin@cae.ca



Özet

Bitkili akvaryumlarla yapılan denemeler göstermektedir ki bitki gelişimini sınırlayıcı faktörün kullanılabilir fosfat olduğu durumlarda yeşil alg, kırmızı alg ve siyanobakter gelişimi baskılanmaktadır. Işık, karbondioksit, azot, potasyum ile tüm mikro besinler ve iz elementlerin miktarlarının mevcut bitki tarafından kullanılabilir haldeki fosfat miktarına kıyasla biraz daha fazla olmasının yüksek bitkilerin alg ve siyanobakterleri fosfat rekabetinde saf dışı bırakarak bu esansiyel -elzem- besin yokluğu nedeniyle ölmelerine neden olduklarına inanılmaktadır. Bu hipotezin ispatlanması için iki vaka çalışması sunulmuştur.



Sunuş

Akuatik bitkiler yetiştiren akvaristlerin hayallerini yıkan, işlerini boşa çıkaran algler gibi birkaç şey vardır. İyi bir bitki gelişimi sağlayabilmek için lambalara, substrat katkılarına, sıvı gübrelere ve karbondioksit sistemlerine “ufak bir gelecek” harcadıktan sonra genellikle akvaristler serseri mayın gibi yayılan bir alg halısıyla “ödüllendirilirler”. Çirkinliklikleriyle ve yok olmaya karşı dirençleriyle algler ışık ve besinler için bitkilerle rekabete girerek onların büyümelerini sınırlarlar hem de tank estetiğini bozarlar.

Algizit uygulamaları, berraklaştırıcı banyolar, antibiyotikler (siyanobakterler için), fiziksel müdahale ve alg yiyen balık ve omurgasız türlerinin kullanılmasına dayanan akvarist deneyimleri de hüsrana uğramıştır. Yemleme miktarı azaltılmış, ışıklandırma süresi kısaltılmış, farklı kombinasyon ve miktarlarda gübreler denenmiş ve çok kolay olmayan bir “ateşkes” sağlanmıştır.

Çözüm arayışında akvarist, algler “kökünden sökülüp atılırken” bitki gelişimi için gerekli en iyi koşulların sağlanması amacıyla dikkat edilmesi gereken parametrelerin hangi sırayla ele alınması gerektiği hususunda bir bilgi eksikliğiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu şaşılacak derecedeki çok değişkenler; ışıklandırma kuvveti ile süresi ve spektrumu, karbondioksit, mikro besin ve iz element konsantrasyonları, balık yükü, bitkisel ve algal türler ve yoğunlukları, su kimyası ve sıcaklıktır. Bazen mevcut veriler ( [1]’deki gibi), -siyanobakterlerin hızlı gelişiminin yüksek nitrit ve nitrat seviyelerine bağlanmasına rağmen bu zararlının nitrit veya nitrat düzeyi ölçülemeyecek kadar düşük olan, döngünün tam sağlandığı akvaryumlarda ortaya çıkması gibi- zıt gözükmektedir.

Cüzdanı kalın akvaristler için Dupla’nın sistemini takip etmek gibi bir seçenek daha mevcuttur ( [2]’deki gibi). Bu sistem sıvı gübrelerden, tabletlerden, musluk suyu hazırlayıcılardan, substrat katkılarından ve taban ısıtıcı bobinlerden oluşmaktadır. Büyüleyici güzellikteki bitkili akvaryumlar genellikle bu yolla elde edilmektedirler, ancak bileşenler pahalıdır, bileşenler paket üzerinde belirtilmemiştir (ancak [3]’e bakınız) ve bitkiler ile algler arasındaki etkileşime pek derin bir anlam yüklenmemiştir (yoksa en iyi sonuç için sistem nasıl “ayarlanabilirdi” ki?)

Hemen herkes gibi yazarlar da akuatik bitkilerin büyütülmesinde tipik akvaryum şartlarını, çeşitli ticari sıvı gübreleri ve substrat katkılarını uygulamışlardır. Literatürdeki fotoğraflara uzaktan benzeyen sonuçlara ulaşamamaları üzerine tanklarına sistematik olarak spesifik besinleri eklemişler ve gözlemlerini kaydetmişlerdir. Algal ölümlerin bu denemedeki ilk ve öncelikli hedef olmamasına rağmen, akvaryumun günlük periyotlarla iz elementler, mikro besinler, ve potasyum ile azot gibi makro besinlerce (fosfat yok) desteklenmesiyle sadece bitkilerin mükemmel büyümesi değil aynı zamanda tüm alg türlerinin hızlıca öldükleri tespit edilmiştir.

Bu makalede yazarların akvaryumlarındaki vaka çalışmaları sunulmuştur. Vaka çalışmalarını takiben birkaç hipotezi ele alan sonuçların tartışılmasına yer verilmiştir. Bu hipotezler az çok test edilebilirlerdir bu nedenle diğer akvaryum hobicilerinin de kendi akvaryumlarında bu hipotezleri desteklemek veya çürütmek üzere kontrollü çalışmalar yürüteceklerini ümit etmekteyiz.



Vaka Çalışması #1

Kasım 1993 itibari ile mevcut koşullar: Taban ısıtmalı ve canister filtreli 500L’lik akvaryum, 240W florosans aydınlatma; günde 12 saat, 15W UV sterilizatör, 8cm kalınlığında 2mm irilikte çakıl ve az bir miktar da laterit topları, karbondioksit ilavesi yok, gübreleme yok, 40 adet civarında 3-12cm’lik balıklar, su sıcaklığı 27C, pH 7.5, GH 100ppm, NO3- 50ppm, haftalık %25 su değişimi, ana olarak Hygrophila polysperma ve Vallisneria gigantea ile bitkilendirilmiştir ayrıca birkaç kök Echinodorus sp., Cryptocoryne sp., ve diğer türlerden bitkiler bulunmaktadır.

Akvaryum ikinci el, tam kurulu olarak satın alınmıştır ve yazar [Conlin] tarafından alınmadan önce en az altı aydır kullanılmaktadır. Yazarın evine getirildikten yaklaşık bir ay kadar sonra arka yüzeydeki çakıl kaplanmış fiber-glass satıhta yoğun miktarda yeşil alg gelişmiştir. Bitki gelişimi 3cm’lik küçük yaprakları olan ve yayılmayan H. polysperma hariç yüksek düzeydedir. Sonradan Hygrophila difformis eklenmiş ve alt yapraklarını kaybetmiştir.

Değişiklik: 20 Terrapur çubuğu substrata gömülmüş ve su değişimleri boyunca tank suyuna doğrudan Sera sıvı gübre ilave edilmiştir. Hydrocotyle leucocephala dikilmiştir.

Etki: H. polysperma, H. difformis, and V. gigantea’nın gelişimleri artmış ancak arka yüzeyde yeşil ipliksi algler uzun hatlar halinde büyümeye başlamışlardır. Çeşitli Echinodoruslar ve Cryptocorynler marjinal büyüme göstermişlerdir.



H. leucocephala tabanda büyüyen birkaç kısım geliştirerek çabucak dejenere olmuştur. Anubias barteri var. nana’nın yapraklarında ve V. gigantea’nın yapraklarının kenarlarında kırmızı alg oluşumu tespit edilmiştir. Birkaç ay sonra, mavi-yeşil alg (siyanobakter) çakılı ve bazı bitkileri kaplamaya başlamıştır.

Değişiklik: Eritromisin sülfat suya yaklaşık olarak 3.2mg/L oranında ilave edilmiştir.

Etki: Birkaç haftalığına siyanobakterler kaybolmuş ancak en nihayetinde geri dönmüşlerdir.

Değişiklik: Balıklara daha az yem verilmiş (daha çok dondurulmuş kan kurdu miktarı azaltılmış), ve tanka mayalı yöntemle çalışan DIY karbondioksit sistemi bağlanmıştır.

Etki:Siyanobakterlerde bir değişim olmamıştır. Nitratlar ölçülemeyecek düzeyde saptanmıştır. Bitki gelişimi belirgin miktarda hızlanmıştır. Maya reaktörüne bağlı olarak pH 6.8-7.5 aralığında salınım yapmıştır.

Değişiklik: Sera sıvı gübrenin uygulanmasına siyanobakter gelişimini desteklediği için devam edilmemiştir. Yerine ticari bir demir içeren iz element karışımı uygulanmıştır (başlangıç olarak günde 1/8 çay kaşığı toz ile başlanmış ve zamanla günde ¼ çay kaşığı oranına çıkartılmıştır).

Etki: Nitratlar 20ppm düzeyine yükselmiştir. Yeşil alg yerini bitkilerin ve çakılın üzerindeki mavi-yeşil alge bırakmıştır. Demir test kiti ile yapılan ölçümler demir konsantrasyonunun 0.25ppm’in altında olduğunu göstermiştir. Bitki büyümesi hızlanmış, ancak H. polysperma’nın yaprakları kıvrılmış ve alt yaprakları dökülmüştür. Bu durum potasyum yetmezliğine bağlanmıştır [4].

Değişiklik: Tanka günde ¼ çay kaşığı oranında K2SO4 eklendi.

Etki: Nitrat seviyesinin ölçülemeyecek düzeye gelmesinden sonra yazar bitki gelişimini sınırlandıran faktörün nitrojen olduğuna kanaat getirmiştir.

Değişiklik: Günlük olarak tanka ilave edilen gübreler arasına KNO3 de katılmıştır. Dozajlamayı kolaylaştırmak amacıyla iz elementler, K2SO4 ve KNO3 bir sıvı gübreye dahil edilmişlerdir. Demir seviyesinin yaklaşık 0.1ppm düzeyinde tutulması için gerekli sıvı (yaklaşık 12mL) eklendiğinde karışım tanktaki nitrat düzeyini 10ppm düzeyinde tutacak şekilde ayarlanmıştır.

Etki: Bu noktada H. polysperma, H. difformis, ve V. gigantea’nın büyümesi haftalık budama gerektirecek şekilde fevkaladedir. Tanka önceden dahil edilmiş olan su mercimeği şimdilerde yüzeyi kaplamaya başlamıştır. Cryptocorynler ve Echinodoruslar birkaç günde bir yeni yapraklar vererek, yeni sürgünler çıkartarak büyümektedirler. Tüm alg çeşitleri ancak çok dikkatli bakıldığında görülebilecek kadar azalmışlardır. Ancak Echinodorusların rengi demirli gübreyi fazla sevmedikleri için solmuştur. Magnezyum yetmezliğinden şüphe edilmektedir.

Değişiklik: Gübreleme karışımına epsom tuzu ilave edilmiştir.

Etki: Birkaç gün içinde Echinodorusların yeni yaprakları normal renklenme göstermişlerdir.

Değişim: Maya karbondioksit sistemi, sabit akışlı tüp/regülatör/iğne vana sistemine yükseltilmiştir.

Etki: pH salınımı azaltılmıştır (6.8-7.0 aralığında). Yazar için artık daha çok boş zaman vardır.

Değişiklik: Bitki gelişiminin mükemmel devam ettiği, alglerin çok zor bulunur olduğu birkaç aydan sonra deneme amacıyla tanka 4 parça “Vigoro Super Triple Phosphate 0-48-0” (Ca(H2PO4)2) eklenmiştir (fosfat düzeyi ortalama 0.1ppm).

Etki: Ertesi gün camda ve Echinodorus yapraklarında yeşil nokta alg tespit edilmiştir. Takip eden iki gün içinde bazı bitkilerin ve kütüklerin üzerinde mavi-yeşil alg gelişmiştir. Su mercimeği günlük olarak seyreltme gerektirir hale gelmiştir. Tanka fosfat ilavesinden sonra nitrat ölçülemez düzeyde iken bir hafta veya biraz daha uzun bir süre sonra 10ppm seviyesine geri dönmüştür (maalesef fosfat ilavesinden hemen önce ölçüm yapılmamıştır). Denemenin başlangıcından iki hafta sonra mavi-yeşil alg ve yeşil nokta alg azalmaya başlamış, su mercimeği normal büyüme seyrine dönmüştür.

Son Durum: Bitki büyümesi mükemmel devam etmektedir. Başta yeşil nokta alg olmak üzere bazı alg çeşitleri hala mevcuttur.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

scuzaÇevrim Dışı

Kayıt: 05/10/2011
İl: Ankara
Mesaj: 72
scuzaÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 17 Mart 2015 16:52
İRFAN BEY YUKARIDA BİTKİLİ BİR TANKTA YAŞANAN SÜREÇİ ANLATAN BİR YAZI ÖNDERDİM .. FAYDALI OLACAĞI KANAATİNDEYİM...


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir