pulları dökülüyor


unsal07Çevrim Dışı

Kayıt: 09/01/2007
Mesaj: 30
unsal07Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 20 Nisan 2007 12:13
       Herkese merhaba benim sorunum japonlarımın karınlarının şişmesi ve pullarının dökülmesi iki japonumdada aynı sorun var şuan birisinin karnı şişmiş diğerinin pulları dökülüyor fakat balıklarının hareketlerinde şimdilik bir sorun yok.düzenli besleme yapıyorum tektip yem vermiyorum kabız olmamaları için ıspanak veriyorum sizce neden olmuş olabilir.kullanmam gereken bir iliç varmı?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

akkndoganÇevrim Dışı

Ziyaretçi Engelli
Kayıt: 17/12/2006
İl: Kayseri
Mesaj: 792
akkndoganÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 20 Nisan 2007 12:16
Malawi Bloat

Çeviri: Alp Ersin Çelebi

Malawi Bloat , hiç şüphesiz Afrika Cichlid akvaryumlarında en yaygın olan ve can sıkıcı bir hastalıktır.Bu kadar yaygın olmasına rağmen yine de pek az kişi bu hastalığı kavrayıp , tespit edebilmektedir.Uzmanların konu hakkında ne söylediklerini anlayabilmek için , bu konuyu araştırırken önemli bir zaman harcadım.Tüm bu çalışmalar sonunda , herkesin aynı fikirde olmadığı , fakat hastalığın nedenleri , sebep olan zararlılar ve tedavisi hakkında alınmış ortak kararların olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım.Aşağıdaki çalışmam ise çoğunluğun görüşünü ortaya koymaktadır.Hastalığın bulguları , ilerleyişi ve belirtilerine karşı ilk müdaheleyi anlatarak başlıyorum.Ardından da hastalıktan korunmak ve tedavi edebilmek için bazı önerilerde bulunarak toparlayacağım.

Genel: Şunu söyleyerek başlamalıyım ki ; Malawi Bloat sadece Malawi Cichlidlerini değil , diğer Afrika Cichlidlerini de ( Victoria , Tanganyika vs... ) etkileyen bir rahatsızlıktır.Bu ölümcül hastalığa yakalanan tüm Afrika Cichlidlerinin en hassaslarının , temelde bitkisel beslenen balıklar olduğu görülmektedir.Hastalığın olasılıkları hakkında daha fazla bilgi aşağıda yer almaktadır.

Belirtiler: İlk belirti genellikle iştahın azalması olur.Eğer bu aşamada tedavi başlamazsa diğer özellikler de baş gösterir.İkinci safhadaki beliritler , karında anormal şişkinlikler ( bu şişkinlik hastalığa adını vermiştir ) sık nefes alıp-verme , diğer balıklardan kendini soyutlamak , yüzde beyaz çizikler , tankın dibine çöküp öylece yatmak ya da su yüzeyine yakın bölgelerde zamanının uzun kısmını geçirmek olarak gösterilebilir.Balığın anüsü etrafındaki kızarıklıklar da hastalığı ortaya koyan belirtilerdendir.Bu safhadaki belirtiler , hastalığın oldukça ilerlemiş olduğu anlamına gelir.Bu belirtilerin ortaya çıkması beklenirse geç kalınmış olabilir , dolayısıyla önemli olan , ilk belirtiler ortaya çıktığında çabucak tedaviye geçmektir.Aksi takdirde rahatsızlığa yakalanmış balığın ölümü kaçınılmazdır. İkincil safha belirtileri ile birlikte balığın böbrek , karaciğer ve/veya yüzme kesesi derin hasarlar alır, bundan dolayı durumu idare etme yönündeki tedaviler balığı kurtarma şansınızı azaltacaktır.İkincil belirtiler gerçekleştiğinde yapılacak bir müdaheleden sonra ( her nekadar bazı balıkların bu şekilde 1 haftadan uzun bir süre idare ettiğine tanık olsam da ) 24 – 72 saat içerisinde ölüm gerçekleşir.Bu aşamaya gelmiş bir balığın kurtulması duyulmamış birşey olmasa da , bugüne kadar bu safhaya ulaşıp da kurtarmayı başarabildiğim hiç olmadı.

Neden Olan Zararlılar: Bu konu , Bloat hakkında görüş bildirenlerin en çok fikir ayrılıklarına düştükleri konudur.Bazıları hastalığın bakteri kökenli olduğunu söylerken , diğerleri de buna bir parazitin neden olduğunu iddia ediyorlar.Hakim olan görüşe rağmen ben , yayınlanmış materyalleri yeniden gözden geçirdiğimde hastalığa parazitlerin neden olduğuna inandım. Çoğu araştırmacılar protozoaların , sağlıklı balıkların bağırsaklarında zaten yaşadığını , ancak stres altında iken üremeye başlayarak zarar verici sayılara ulaştıklarını savunmaktadır.Sayıları arttığında bu parazitler bağırsak sistemi işleyişinin durmasına yol açar.Balığın bağırsak sisteminin çökmesi balığın iştahsız olmasının en büyük nedenidir.Parazitler arttıkça istilacı bir karaktere bürünecek , bağırsağın dışına çıkmak için bağırsak duvarını zorlayarak bloata neden olacaktır.

Not: Balıklar bloatın onları açlıktan ölmeye zorlaması yüzünden değil , hastalığın organlarına bıraktığı büyük hasarlar yüzünden ölür. Diğer önemli bir tartışma konusu ise bu rahatsızlığın bulaşıcı olup olmadığıdır.Benim kişisel fikrim , hastalığın bulaşıcı olduğu yönündedir.Tecrübelerime dayanarak , bloat sadece tek bir kurban ile yetinmiyor , genelde üç ya da daha fazla bireye bulaşıyor.Bunun nedeni bütün balıkların aynı faktör yüzünden savunmasız hale gelmeleri olabilir , fakat ben bu konunun bu kadar basit olabileceğini düşünmüyorum.Görüldüğü gibi , belirtiler her balıkta , aynı zamanda ortaya çıkmaz , balıklar daha çok ardarda rahatsızlanırlar.Örnekleyecek olursak ; “A” balığı 1. günde yem yemez , 2. gün şişkinlikler belirir ve aynı gün “B” balığının iştahının kaçtığını gözlemleriz , 3. gün “B” balığında şişkinlikler belirir ve bu sefer “C” balığının da yeme yaklaşmadığını görürüz , gibi...

Bloatın 3 Temel Nedeni:

•Stres: Stresi tetikleyen bir çok faktör olabilir , bu faktörleri liste yapacak olursak , liste uzar gider.Stresin en temel nedeni ise uzun süreli olarak kötü su koşullarının devam etmesidir.Su şartlarının bozuk olmasının nedeni de seyrek olarak yapılan su değişimleri , yetersiz havalandırma ( denitrifikasyon bakterileri için de gerekir ) ve aşırı yemlemedir.Her üç faktörün ortak noktası da suda nitrat artışına neden olmalarıdır.Balıklar , hastalıklarla mücadele ederken birey olarak başarılıdır , fakat ne zamanki kötü su şartlarına uzun süre maruz kalırlar , bunun sonucunda strese girerler ve bağışıklık sistemleri yeteri kadar işlev görmez olur ( Tıpkı insanlarda olduğu gibi ). Stresin diğer kaynakları balığı yakalamak , nakletmek , dengesiz su değişimleri ve tanktaki diğer balıklardan saklanabilmek için tankta yeterli alan olmamasıdır.

•Tuz: Doğal ortamı daha iyi taklit edebilmek için yaptığımız tuz ( NaCl ) ilavelerinin aşırı olması.Bu hareketin doğruluğu elbette vardır , çünkü Afrika’nın yarık ( yarılma sonucu oluşan ) gölleri alkali ve sert su değerlerine sahiptir ( pH 8.0 – 8.9 , gH 200 – 400 ppm ) fakat sıradan tuzlar akvaryum suyunuzu alkali hale getiremeyecektir.Suyu sertleştiren kombinasyon çözünmüş Kalsiyum ve Magnezyumdur.Eğer akvaryum suyunuz yumuşaksa ve siz bu suyun pH / gH değerlerini arttırmak istiyorsanız bunu yapabilmek için bir kaç yol bulunmaktadır.Ev yapımı bufferlar ( Epsom Tuzu , Kaya Tuzu , Kabartma Tozu karışımı ) kolay ve düşük maliyetlidir.Bunun haricinde bazı firmaların bu iş için ürettikleri ürünler kullanılabilir.Kireçtaşı ya da mercan kırığı kullanımı , akvaryum suyunuzun pH değerinin yükselmesine katkı sağlar.Minerallerin uzun süre suda barınamayacağını düşünerek yapılacak düzenli ve sık su değişiklikleri akıllıca olacaktır.Herhangi bir tahta ya da kütük kullanmanın hiçbir katkısı olmayacağı gibi , az da olsa pH’ın düşmesine sebep olacaktır , ki bu da bu tip tanklarda bizim istemediğimiz bir durumdur.

•Yanlış Beslenme Diyeti: Çoğu cichlid - özellikle otçul olanlar - uzun bağırsak yapılarına sahiptir , bu yüzden yediklerini sindirebilmeleri için nispeten daha uzun sürelere ihtiyaç duyarlar.Bu nedenle , bağırsak rahatsızlıkları bu tip cichlidler için ortak bir sorundur.Dolayısıyla yanlış sindirim ve dışkılama , balığın bağırsak duvarını tahriş edebilir , balığı strese sokabilir ve istilacı parazitlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.Bu , doğada otçul beslenen , alg kazıyıcı cichlidlerin ( Tropheus ve Pseudotropheuslar gibi ) yüksek oranda protein içeren ( kankurdu gibi ) ya da et içerikli pellet veya pul yemler ile beslenmeleri sonucunda sık sık başına gelen birşeydir.Bu bilgiler ve tecrübeler ışığında bazı yemleri bu tip balıklara vermekten kesinlikle kaçınmalı ve bazı düşük protein içeren yemlerden de ara sıra kullanmak dikkat edilmesi gereken bir noktadır.

Tedavi: En başta balığınızın yeme karşı olan isteğini kaybettiğini gözlemlediğinizde ( ağzında yavrusu , yumurtası bulunan dişiler tabi ki yem yiyemez , onları hariç tuttuğumu belirteyim ) hemen ayırmalı ve derhal tedaviye başlamalısınız.Bloat tedavisi için benim bildiğim iki etkili yol bulunmaktadır.Birincisi ve en yaygını Metranidazol ( Flagyl veya Emtryl ) ikincisi ise Clout.Tedaviye başlamadan önce % 30 su değişimi yapılmalı , havalandırma arttırılmalı , takip eden günde ise % 50 su değişimi yapılmalıdır.Biyolojik filtrasyon yapan ekipmanlarınızı da bu süre boyunca durdurmak iyi bir fikir olabilir ( her nekadar kullanacağınız ilaçların denitrifikasyon bakterilerine zarar vermediği iddia edilse de ) Eğer tedavi uygulayacağınız akvaryum normalde kullanımda olmayan , tedavi amaçlı bir tank ise ilk bahsettiğim %30 su değişimini yapmak gerekmemektedir.%50 su değişimi kısmen önemlidir çünkü tedavinin devam süresi boyunca su değişimi yapmayacaksınız.Çıkarmış olduğunuz filtredeki bakteri yaşamının devamı için , filtreyi içi su dolu bir kovada çalıştırmak gereklidir. Tedavide ilave olarak kullanacağınız her iki ilaç için de ( Metranidazol veya Clout ) yanında Epsom Tuzu/Kaya Tuzu karışımının kullanılması önerilir.Her iki tuzu da %50 - %50 oranında karıştırın ve bu karışımı her 10 galon ( yaklaşık 38 lt ) akvaryum suyuna karşılık olarak bir avuç dolusu miktarda atın.Epsom tuzu , doğal bir müshildir ve bloata yakalanmış olan balığın karnındaki şişkinliğin inmesine katkı yapacaktır. Tedaviyi Metranidazol ile yapıyorsanız , ilacı her 10 galon su için 100 mg uygulayın.İhtiyaç olursa , takip eden iki gün de aynı dozajda ilaç kullanın.Balık , genelde 1 hafta içerisinde ( tabi bu süre zarfında sağ kalabilirse ) kendini tamamiyle toparlayacaktır.Balığın kendini toparladığını anlayabilmek çok uzun sürmez , balığın eski iştahlılığına kavuştuğu gözlemlenir.Küçük bir kaba , tanktan biraz su alarak kullanacağınız yem ile bir ölçü ilacı karıştırdıktan sonra , yemlerin yumuşadığını görünce tüm karışımı tanka boşaltabilirsiniz.İlacı kullanırken , eğer varsa UV cihazlarınızı , kimyasal filtrasyon yapan ( aktif karbon vs.. ) malzemeleri çıkarın.Tedavi sonuçlandıktan sonra %50 su değişimi yapmanız önerilir. Bloatın Clout ile tedavisi nispeten daha kolaydır.Yukarıda da bahsettiğim gibi tedaviye başlamadan önce aktif karbon gibi ilacın etkisini absorbe edebilecek , düşürecek tip malzemeleri kullanmayınız. %30 - %40 su değişimi ile tedaviye başlayınız.Küçük bir kaba tanktan su alıp , içerisine her 10 galon ( yaklaşık 38 lt ) su için 1 tablet Clout uygulamak idealdir.İlaç , su içerisinde iyice çözündükten sonra karışımı tanka dökerken acele etmeyiniz , dikkatlice ve sabırla ( belki tüm dozajı vermeniz yarım saatinizi alabilir ) tanka boşaltınız.Çünkü bu ilaç çok güçlü tesirlidir ve kullanmadan önce kullanım talimatlarını okumanız yararınızadır , böylece zaten stres yüklü olan balığı şoka uğratma riskini ortadan kaldırmış olursunuz.Tabi bundan önce %30 - %40 su değişimini yapmayı unutmayınız.Günlük olarak su değişimi yapmak Clouttan maksimum verim alabilmek için şarttır.Ayrıca su değişimi eski ve etkisini kaybetmiş kimyasalı ( ilacı ) sudan dışarı atmanıza yardımcı olur.Eğer vücuttaki iltihap çok şiddetli değilse 3 günlük Clout tedavisi yeterli olacaktır.Şiddetli ise genelde 5 günlük tedavi yeterlidir.5 günlük tedavinin de yeterli gelmediği bir durumda ise , tedaviye vereceğimiz 2 günlük aradan sonra aynı tedaviyi tekrar uygulamak gerekir.Tedavi bittikten ve son dozu vermenizin üzerinden 24 saat geçtikten sonra son bir kez daha su değişimi yapınız. Her iki ilaç da bloata karşı etkilidir.Clout , özellikle balıklar için üretilmiş güçlü bir ilaçtır.İçine Metranidazolun da dahil olduğu diğer bir çok ilaç , insanlar için üretilenlerin birer kopyasıdır.Tecrübelerime dayanarak , Metranidazol sadece hastalığın yayılmasını önlemekte işe yarıyor.Durumu iyiye götürmede nispeten daha az etkilidir.Clout , bloata yakalanmış balığın tedavi edilmesinde daha etkilidir , ancak şunu belirtmeliyim ki ; Clout , tankınızdaki silikonu ve hava hortumlarını maviye boyayacaktır.Eğer dikkatli olunmazsa temas ettiği çoğu şey üzerinde aynı etkiyi bırakacaktır.

İlave Not: Bu tip ilaçları kullanırken tankınızda açık olan aydınlatma armatürlerini de kapatmalısınız.Her iki ilaç da UV ışınları tarafından yok edilebilecek bir içeriğe sahip değildir , ancak tankınızın karanlık ve loş olması balığınızın rahatlamasına ve iyileşmesine katkıda bulunacaktır. Metranidazol 80ºF ( yaklaşık 26,66ºC ) gibi yüksek sıcaklıklarda daha randımanlı olabilmektedir.Bu durumda da havalandırma arttırılmalıdır , çünkü sıcaklık yükseldikçe sudaki oksijen oranı azalacaktır.Su sıcaklığını yükseltmek etkili bir yol olabilir , çünkü balığın metabolizması hızlanacak ve bağışıklığını arttıracaktır.

Kaynak: Marc Elieson
http://cichlid-forum.com/articles/malawi_bloat.php


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

unsal07Çevrim Dışı

Kayıt: 09/01/2007
Mesaj: 30
unsal07Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 20 Nisan 2007 12:36
tavsiyen için çok teşekkür ederim...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir