taban ve aerob/anaerob zon


emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Şubat 2010 23:08
 
 
Aşağıdaki tablo Dusco Bojic in web sayfasından alınmıştır.
 
 
Substrat teorik olarak 3 kısma ayrılmış;
1-Aerobik zon
2-Anaerobik zon
3-Şiddetli anaerobik zon
 
Bir süre inceledikten sonra 2. zon yani anaerobik zonun önemi hemen anlaşılıyor
--Organik maddeler ayrıştırılıyor, bitkilerin kullanabileceği besin ve humus oluşuyor.
--Sudan gelen fazla nitrat ortadan kaldırılıyor..(Denitrifikasyon)
--Suda  çözünür olmayan demir ve mangan bileşikleri bitkilerin kabul edeceği +2 forma dönüştürülüyor...
 
3. zon yani şiddetli anaerobik zonda ise hoşa gitmeye ürünler oluşmakta;
Bunlar son derece toxic Hidrojen Sulfit (H2S)ve Metan Gazı (CH4). Ancak tabloya dikkatle bakılırsa bu gazlar 1. zon yani aerob zonda etkisiz hale getiriliyorlar. Hatta metan gazından bitkilerin kullanabiceği CO2 oluşuyor..

***
 
Tunç bey bu yazıyı okuduysanız konu hakkında fikrinizi almak isterim. Teşekkür...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yasmutÇevrim Dışı

Ziyaretçi Engelli
Kayıt: 29/08/2007
İl: Agri
Mesaj: 786
yasmutÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 01:27
Tabloda gösterilenler tamamen doğru , benimde üstüne basarak bahsettiğim anerobic zone 'un oluşumu için taban kalınlığının belli limitlerde bulunması konusununda önemi görülüyor. Tabanın en az %30 'unda anerobic bölümler olması tank için oldukça yeterli  olmaktadır. Bu bölümlerin Redox değeri -50 , -250 arasında olur ise bu bakteriler makina gibi çalışırlar. Çoğu zaman bu değerler tabanın belli bölgelerinde tutar.

Severely Anerobic Zone konusunda ise  bir nokta atlanmış. Bunun oluşması  için bu bölgenin redox değerinin -300 veya daha düşük olması gerekiyor. Genelde tanklarımızın tabanı bunu oluştırabilecek kalınlıkta ve özellikte olmuyor. Ayrıca bu bakterilere gereken besin maddeleride tabanda çok fazla bulunmuyor, gerçi sülfat suda bol bol var fakat zaten bu bakteriler sirkülasyonun düşük olduğu yerlerde çoğaldıklarından sudaki sülfürde bu bölgelere fazlaca ulaşmamaktadır ayrıca dünüştürdükleri maddeler dışında da farklı besinlere ihtiyaç duyabilmekteler. Çoğumuzun tabanında mutlaka bu bölgelerde oluşur ama ürettikleri H2S çok düşük olduğundan Tehlike oluşturmadan farklı formlara dönüştürülür. Metan oluşumu ise daha düşük redox değeri ile başlar. Genelde tanklarımızda Metan oluşumu kolay kolay meydana gelmez.

Bazı kişilerin tanklarında bu 3. bölge fazlaca oluşabiliyor. Hatta Suyun ciddi şekilde yumurta çürüğü gibi koktuğuna şahit olmuştum. H2S gerçekten kötü kokar. Ayrıca tabanın balon gibi şiştiğinide görmüşlüğüm var. Bunları gördüğüm tanklarda tabanın en altında saksı toprağı gibi veya birçok organik malzeme içeren kalın bir katman ve üzerinde kalın bir ince kum tabakası şeklinde kurulmuştu.  Taban tam bir anerobik bakteri üretim tesisine dönüşmüştü.

Aynı şekilde  taban kuranlardan da bana bu konuda soru soranlar bir ara çok olmuştu. Sanırım 1-2 yıl önce tabanda toprak vs gibi değişik alternatiflerin kullanımına herkes merak salmıştı o dönemde bu olayları yaşayan kişiler çok defa bana bu sorunlarından dolayı mesaj atmışlardı.

Tabanda tüm bakteri gruplarının oluşup tam anlamıyla kolonileşmesi 3-4 ayı bulmaktadır bu nedenle tank kurulum süreçleride 3 ay kadar uzun sürelerde yapılmalıdır. Tanklarda herşeyin bir zincir gibi birbirine bağlı olduğunu unutmamak gerek.

Saygılarımla

yasmut2010-02-24 01:27:19

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 02:15
Tunç bey açıklamanız için teşekkür ederim,
 
Bu paragrafta çok güzel açıklamışsınız;
Bazı kişilerin tanklarında bu 3. bölge fazlaca oluşabiliyor. Hatta Suyun ciddi şekilde yumurta çürüğü gibi koktuğuna şahit olmuştum. H2S gerçekten kötü kokar. Ayrıca tabanın balon gibi şiştiğinide görmüşlüğüm var. Bunları gördüğüm tanklarda tabanın en altında saksı toprağı gibi veya birçok organik malzeme içeren kalın bir katman ve üzerinde kalın bir ince kum tabakası şeklinde kurulmuştu.  Taban tam bir anerobik bakteri üretim tesisine dönüşmüştü.
 
*****
 
Forumlarda taban yüksekliğiyle ilgili çok soru geliyor,
 
ADA , ADA Substrat sistem kullanımı için önde 4 arkada 8 cm olacak şekilde öneriyor.
 
1-ADA Substrat sistem  --6cm--
 
Önde 4 arkada 8 cm, ortalama 6 cm.
Ortalama 6cm yükseklik  1cm ipowersand 5cm Aquasoil olacak şekilde...
 

 
 
 
 
Bu taban yüksekliğinde anaerobik bölgeler oluşurmu?
 
Sormak istediğim en az ne kadar yüksek taban olabilir (tabi bitkisine göre değişir)
ve anaerobik zon olmazsa olmazmı?
 
 
Kendi tankımdan alınmış bir fotoğraf, 6 haftalık cuba ve kökleri..Taban yüksekliği önde 3-3,5cm
 
 
teşekkür ederim
 
******
 
 
emreutku2010-02-24 13:35:31

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

gokmenÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 20/12/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 152
gokmenÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 12:51

[QUOTE=yasmut] 
Tanklarda herşeyin bir zincir gibi birbirine bağlı olduğunu unutmamak gerek.

Saygılarımla

[/QUOTE]

 

Ne  kadar dikkatli davranmaya çalışsak ta bitki dikiminde veya kimi zaman dizayn değişikliğinde tabanda hassas olan bu bölgelere istemeden de olsa müdahale gerçekleşiyor. (Örneğin tabanı kaplayan glossoyu yenilemek veya bir rotala grubunu taşımak) Geçmişte aynı olay 2 kere tekrar ettiği için sormak istiyorum bu müdahalenin KH değerine etkisi nasıl olabilir.?

saygılarımla


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yasmutÇevrim Dışı

Ziyaretçi Engelli
Kayıt: 29/08/2007
İl: Agri
Mesaj: 786
yasmutÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 22:26
Emre bey,

Birçok firma  ve kişi  farklı  taban yükseklikleri  tavsiye etmektedir,  Bunun sebeplerinden biriside sattıkları meteryalın özellikleridir.Her kumun su geçirgenliği , sirkülasyon sağlaması gibi bir çok özelliği farklı. Bu nedenle özel tip kumlar kullanılıyor ise satıcı firmanın dediklerini demekte yarar var. Zaten yeterli ve uygun görmezseniz daha kalın kullananabilirsiniz. Firmaların dediği tamamen doğru olandır diye bir kaide yoktur.  Zaten bir çok dizaynda ADA  ürünleri ile 20 cm lik tepeler yapan iyi akvaristler bulunmakta.

ADA ürünlerinden örnek verirsek bu ürünlerden az oranlarda elime geçti ve nano tanklarda deneme şansım oldu hatta kimya laboratuvarında bazı testlerden geçirdim. Bu ürünlerde yazanların dışında kesinlikle biyolojik aktivasyonu arttıran eklenmiş maddeler var bu madeeler etkin biyolojik ekosistem oluşmasına yardımcı olmaktadır.  Asıl konuya gelirsek Power sand kullanılmasının önerilmesi Anerobik zone oluşturulması ile birleşiyor. Power sand yapısal olarak micro  kanal ve çatlaklar içeren bir yapıya sahip.  Ayni şekilde lav kayalarında da bu özellik bulunmaktadır ve birçok taban ürünüde aynı özelliklere sahip, Bu mikroskobik kanallarda anerobik bölümler oluşmaktadır. Oksijenin fazla ulaşmadığı bu bölümlerde anerobik bakteriler kolonileşirler. Yani bu tip  metaryeller kullanıldığında taban kalınlığına ihtiyaç azalmaya başlıyor.

Zaten şunuda belirtmek gerekir taban 1 cm bile olsa bu bakteriler üreyecek bir  yer mutlaka bulurlar, sayıları az , etkileri düşük olur ama mutlaka ürerler bu doğal döngünün mutlak bir gereksinimidir.  Bu bakteriler olmadan sistemin çalışması mümkün değildir. Bu bakterilerin 10 larca çeşiti akvaryumda çoğalmaktadır  ve yine yazmadığımız üzerinde durmadığımız ve hatta bilinmeyen 10 larcada hatta 100 lerce görevleri olduğu uzmanlarca söylenmektedir. Zaten doğada hem karada, hem suda bulunan çok çeşitli  anerobik bakteriler doğal dönüşüm mekanizmasının en büyük bölümlerinden birini oluştururlar.

Bizim için en önemli görevleri demir ve manganın işlenmesi,  Yem artıkları, balık dışkılar, bitki çürükleri vs.. organik ürünlerin parçalanarak inorganik hale dönüştürülmesi  gibi düşünebiliriz. Öyleki Sıvı gübrelere katılan birçok madde bu bakteriler  tarafından işlenmeden hiç bir işe yaramazlar. ADA ürünleri  arasında bu bakterileride içeren toz bakteri  kültürleri  bulunmaktadır bunlar tabanın en alt kısımlarına serpilerek kullanılır.

Bana göre standart taban yüksekliği önlerde 5-6cm arkalarda 10-12 arasında olmalıdır. Fakat değişik tasarımlarda bu taban kumu ölçümlerinde ciddi  değişiklikler yapılabilir.

Sizin tankınıza bakarsak mutlaka tabanınızda bu bakteriler var ,zaten tankınızı yürütecek kadar ürememiş olsalar tankınız çökerdi.Aynı zamanda bitkilerinde besin eksikliği belirtileride yaşardınız. Tabi  sayıları ne kadar bunu bilemeyiz ancak bu bakterilerin altından kalkamayacağı kadar suya organik yük verirseniz sisteminiz çökecektir buda yosunlaşma, organik yük nedeniyle oluşan canlıların çoğalması gibi gözlemlenebilir.

Ben bununla ilgili bir  tank çökertme denemesi yapmıştım. 1 yıldır işleyen yoğun moss bulunan tabanı 4-6cm arası aquaclay kaplı içinde 3000 kiraz karides bulunan tanka organik maddeler yüklemesine başladım, yemler, salatalık,  kabak gibi organik besinler vermeye başladım.  Belli limitlere kadar  tankın dengesi hiç buzulmadı çok iyi idare ediyordu, fakat organik yükü daha da yükselttmeye başladığımda ortamdaki oragnik bileşikleri  parçalayacak kadar bakteri kolonisi olmadığından başka anlıların üremesi  başladı. ilk böceklere benzeyen çeşit çeşit minik yaratıklar kontrolsüz olarak çoğalmaya başladı , camlarda tüpcük şeklinde canlılar oluştu. Suyun kokusu bozulmaya başladı ve yük daha da artınca bu kez hydralar çeşitli solucan benzeri yaratıklar aileye katıldı. Tank baya canlı çeşidine kavuştu. Yoğun su değişimleri ve yemlemenin ciddi azaltılması ile hepsini kontrol altına aldım fakat yok edemedim. Çünkü hepsinin arasında ortama hakim olma savaşı başlamıştı bir kere.

Konuyu toparlarsam bu bakterilerin oluşabileceği yerler ne kadar fazla olursa akvaryumda o  kadar sorunsuz ve dayanıklı olur.  Tankınızı bu konuda değerlendirip balık ve organik yükü buna göre kontrollü arttırmak sorunların oluşmasını engelleyecektir.  Bu bakteri kolonileri 3 ay gibi bir zamanda ancak oturur bu nedenle yeni  kurulan tanklara bu 3 ayda kontrollü  balık ve yem eklenmesi çok önemlidir. Akvaryumun suyunu doldururken tabana şırınga ile enjekte edilen veya tabanın en altına konulacak toz bakteri  kültürleri  bu işlemi  hızlandırabilmektedir.

Oturmuş  tanklarda yapılan dizayn değişiklikleri bu bakterileri biraz sarsar fakat büyük kısmı sağlam kalacağından kolayca koloniler kendilerini onarırlar. Özellikle bitki tanklarında kumu fazla hareketlendirecek dip çekimi ve büyük bitkileri  kökleri ile sökmek gibi işlemler yapılmaması uygun olacaktır.

Bol bakterili günler...


yasmut2010-02-24 22:29:34

Beğenenler: [T]211689,Onur Özer[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

sinan m.dÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/05/2008
İl: Kocaeli
Mesaj: 1571
sinan m.dÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 23:59

Herkese selamlar, tam anlayamadığım bir nokta var mazur görün. Hem bakteriler çok olsun, sistem okadar sağlam olur diyorsunuz, hemde bazen çok arttıklarında yumurta kokusu vs. olduğunu belirtmişsiniz. Yani H2S'in çok olması iyi birşeymi, yoksa bahsettiğiniz bakteriler 3.bölge bakterileri değilmi ? Yani yükseklik önerileriniz en alt zondaki bakterilerin çok artmaması için, değilmi ?


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Şubat 2010 00:28
 
Tunç bey açıklama yazınız çok güzel, teşekkürler.
Bilmeyen arkadaşlara bu ADA substrat sistem konusunda biraz açıklama yapayım;
ADA substrat sistemde en altta powersoil kullanılıyor bu pomza ve torf karışımı birşeymiş.
Pomza ise çok  gözenekli bir volkanik materyal.
Ayrıca ADA Bacter 100 isimli içinde 100 farkı bakteri, mikroorganizma bulunduran bir tozu en alta seriyorlar. Yani ADA bakteri ve mikroorganizma oluşumuna daha en baştan çok önem veriyor.
 
Bu durumda kullanılan materyal ne kadar gözenekli olursa o kadar  iyi, yani pomza, aquaclay, lav kırığı gibi materyalleri en üst tabakada değilde daha altta kullanmak faydalı bir şey.
 
emreutku2010-02-25 07:43:34

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yasmutÇevrim Dışı

Ziyaretçi Engelli
Kayıt: 29/08/2007
İl: Agri
Mesaj: 786
yasmutÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 25 Şubat 2010 00:40
Sinan bey, bahsettiğimiz 3.kısım genelde tanklarımızda oluşmaz. Yazıları tekrar gözden geçirirseniz daha iyi konuyu kavrayabilirsiniz, yazılar ilk okumada biraz kafa karıştırıcı gelebilir.

Emre Bey,

Bu pomza gerçekten çok etkili bir malzeme. Pomzanın tabanda kullanımı bana 7 yıl kadar önce üstadım Sn. İlyas Aydemir öğretmişti. Bakterilerin oluşumunu hızlandıran bir yapıya sahip olduğu gibi büyükte bir  bakteri yüzeyi sağlıyor.  Her kurduğum tabanda en alt katmana 3-4 avuç fındık büyüklüğünde pomza taşları koymaktayım bence çok yararlı bir malzeme.

Aquaclay ise zaten bir bitki kumu değil, bu şekilde insanlara çok satıldı fakat bu malzeme ilk çıktığında ben almanyadan almıştım 1 litrelik kutularda satılıyordu ve biyolojik filtrasyon malzeme olarak stılmaktaydı, birden büyük ambalajlarda kum diye heryerde satılır olur. En alt katmanda bu nedenle ise yarayabilir.
emreutku2010-02-25 07:47:11

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Şubat 2010 00:54
 
Sinan bey, Hidrojen Sulfid ve Metan gazı oluşsa bile, birinci tabakada (aerobik zon) okside edilirek zarasız  hale getiriliyormuş.
 
Tunç bey anlamakta zorlandığım  bir yer var; Fe+++ anaerobik bakteriler tarafında Fe++ haline getiriliyor, şimdi bitki kökü tarafından rahat alınabiliyor...Ancak Fe++ daha yukarı çıkıp aerobik zona ulaşırsa okside oluyor; suda erimeyen FeOOH; bu ise fosfatı bağlayarak fosfatın substratta kalmasına neden oluyor...
Sormak istediğim Suya Edta ile şelatlı Fe+++ verildiğinde bitkiler bu demiri nasıl köklerden alıyorlar?
 
teşekkür
emreutku2010-02-25 07:44:26

Beğenenler: [T]211689,Onur Özer[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yasmutÇevrim Dışı

Ziyaretçi Engelli
Kayıt: 29/08/2007
İl: Agri
Mesaj: 786
yasmutÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 25 Şubat 2010 15:48
Suya Şelatlı Fe+2 veriyoruz. Akvaryum gübrelerinde  Fe+3 genelde kullanılmaz.  Fe+3 'ün toksik etkisi daha fazladır. Fe+2 nin şelattan ayrılarak bitki metabolizasına alınmasında da bu bakterilerin rolü olmaktadır zaten bu noktada bizim işimize yarıyorlar. Aynı şekilde mangan alımınada etkileri hemen hemen benzer şekilde oluşmaktadır.

Başka bir noktada her ne yaparsak yapalım kattığımız elementlerin bir kısmı mutlaka bozular veya fosfat gibi - iyonlu maddelerle bağlanır bizim çabamız bunu en düşük seviyeye getirmek bunun içinde Na-EDTA dışında , K-EDTA, DTPA gibi daha güçlü şelatlayıcılardan bir miktar kullanmaya yönlendiriyor.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Şubat 2010 16:16
 
Tunç bey teşekkür ederim.
 
Başlıkla ilgili olarak bir şey daha aklıma geldi;
Alıntı: Anaerob bakteriler için;
Bizim için en önemli görevleri demir ve manganın işlenmesi,  Yem artıkları, balık dışkılar, bitki çürükleri vs.. organik ürünlerin parçalanarak inorganik hale dönüştürülmesi  gibi düşünebiliriz. Öyleki Sıvı gübrelere katılan birçok madde bu bakteriler  tarafından işlenmeden hiç bir işe yaramazlar (Tunç Sönmezoğlu)
 
Akvaryuma giren organik ürünlerin dönüştürülmesinde ilk basamak  salyangoz ve karidesler sanırım. Bu noktada bitkileri yemedikleri sürece (benim gördüğüm salyangozlar sağlıklı bitkileri yemiyorlar) pekçok kişinin sevmediği salyangozlarında hakkını vermek lazım.
 
Salyangoz diyince yine bir konuda fikrinizi almak isterim, bazı forumlarda okudum;
Malezya Borazan Salyangozu (sanırım bizde minare salyangozu deniyor) ayrı bir önemi var. Bunlar kum altına sürekli girip çıktıları için kum yada toprağın havalanmasına neden oluyorlarmış, çok faydalı oldukları söyleniyor. Bu konudaki fikrinizi öğrenebilirmiyim?
 
teşekkür ederim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yasmutÇevrim Dışı

Ziyaretçi Engelli
Kayıt: 29/08/2007
İl: Agri
Mesaj: 786
yasmutÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 25 Şubat 2010 19:21
Salyangozlar veya karideslerin dışkıları inorganik değildir yine bakteriler ile parçalanması gerekmektedir.  Ama sindirdikleri besinler ortamdan uzaklaştırılmış  olur bu bağlamda tanklara  ve anerobic bakterilere destek oldukları  söylenebilir. Özellikle salyangozlar  yedikleri  besinlerin bir kısmını sindiremeden dışkılarlar. 

Minare salyangozları kumu baya eşeleyen canlılar.  Fakat havalandırmanın bir yararı olduğu kanısında  değilim. Zaten her yere oksijenin fazla girmesi İstediğimiz bişey değil.  Fakat zemindeki  artıkların ve sudaki besinlerin taban altındaki  bakterilere ulaşmasını hızlandırabilirler bunu yavaş  yaptıklarından bakterilere zarar vermeyeceklerdir büyük ihtimal yararlı olan şey budur ama emin değilim çünkü yararlarını tespit etmek pek mümkün bir olay değil tamamen varsayımlar üzerine konuşulan bir konu.

Ben bu tip salyangozları tanklarıma sokmak istemem. Fakat zebra salyangoz gibi ufak  güzel görünen ve çok iyi çalışan salyangozlar büyük fayda sağlıyabiliyor.
yasmut2010-02-25 19:23:36

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Şubat 2010 20:10
Sayfanın başındaki susbtratın fonksiyonel figurünü veren Dusco Bojic minare salyangozu için okside edici mikrozunu havalandırma konusunda çok etkili olduklarını düşünüyor;
Malaysian Trumpet Snail is very effective in aerating the substrate’s top layer keeping the Oxidizing Microzone aerated. It spends most of it’s time digging through the substrate in search for bacteria, micro-organisms and dead organic matter.
 
Sanırım bu canlılar özellikle zamanla kompaklaşan substratın üst kısmını havalandırmada çok işe yarıyorlar...

Doğrusunu isterseniz ben minik ramshorn salyangozlarına öyle alıştımki, tankın fotoğrafını çekerken bile onları temizlemek aklıma gelmedi. Daha büyüklerinin ise dediğiniz gibi yosun yiyen salyangoz (zebra nerite) olmasında fayda var.

Tunç bey böylesine önemli bir konuya katkı verdiğiniz için size çok teşekkür ederim.
 
Bir başka konuda görüşmek üzere izninizle konuyu kilitliyorum....


 
 
emreutku2010-02-26 18:21:28

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 07 Mart 2010 21:45
[QUOTE=sinan m.d]

Herkese selamlar, tam anlayamadığım bir nokta var mazur görün. Hem bakteriler çok olsun, sistem okadar sağlam olur diyorsunuz, hemde bazen çok arttıklarında yumurta kokusu vs. olduğunu belirtmişsiniz. Yani H2S'in çok olması iyi birşeymi, yoksa bahsettiğiniz bakteriler 3.bölge bakterileri değilmi ? Yani yükseklik önerileriniz en alt zondaki bakterilerin çok artmaması için, değilmi ?

[/QUOTE]
 
Bu başlığı yeni okuyan arkadaşlar için bir toparlama yapayım;
en başta şekilde substrat teorik olarak üç katmana ayrılmış
1. zon aerobik zon
2. zon anaerobik zon
3. zon şiddetli anaerobik zon
 
Olmasını istemedğimiz zon şiddetli anaerobik olanı. Eğer olursa zehirli hidojen sulfid gazı oluşuyor.
1. ve 2. zon ise çok faydalı ve olmasını istiyoruz.
 
 
Genel olarak yazının başından beri aerob zonun öneminden çok bahsetmedik.
Bu zonda bulunan Aerobik bakteriler kemoototrofik ve heterotrofik olmak üzere ikiye ayrılıyorlar.
Kemoototrofik olanlar kimyasal oksidasyon işlemini yapıyorlar; yani amonyumun nitrata çevrilmesi, hidrojen sulfid ve metan gazının okdide ederek zararsız hale getirilmesi gibi...
Heterotrofik olanlar ise organik madde yada atıkların dekompoziyonunu yapıyorlar.
Yani Aerobik Zonda çok çok önemli.
emreutku2010-03-07 21:45:46

Beğenenler: [T]211689,Onur Özer[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir