Tek Gözlü Yavrular


ÖzkoçakÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 07/09/2006
İl: Ankara
Mesaj: 4506
ÖzkoçakÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 28 Mayıs 2008 23:29
[QUOTE=raydek]
Doğada veya balıklarımızın doğal ortamlarında bir tane engelli, sakat, veya herhangi bir hayati kusuru olan bir canlı ile karşılaşmanız mümkün mü? Tabi ki değil. Bu sizin karşı geldiğiniz olay onların doğası için olması gereken birşey.
 
[/QUOTE]
 
Derdim tartışmak değil, balık ta sizin, keyif te. İster besler büyütürsünüz, ister yem yaparsınız beni ilgilendirmez. Ancak merak ettiğim bir husus var. Israrla doğa, doğal ortam derken sizin yada benim evimde bulunan şu avuç içi kadar akvaryumlardan mı bahsediyoruz?
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ibrahimuysal07Çevrim Dışı

Kayıt: 28/12/2007
İl: Antalya
Mesaj: 38
ibrahimuysal07Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Mayıs 2008 00:04
    Arkadaşlar hep aynı noktaya deyiniyorsunuz yani bu balık büyücek ve karşılaşacağı sorunlar yada bu balığın damızlık döneme gelerek çiftleşip sakat yavrular dünyaya getireceğinden bahsediyorsunuz. Ama hiç bu balığa bu genlerin ana tanktaki damızlık balıklardan geldiğini düşünmüyosunuz. Eğer siz şimdi bu balığın yavrularınında sakat olacağını düşünerek yem yapıyorsanız bu balığı bence bu balığın anne ve babasınıda yem yapınız çünkü düşüncenize göre bu balıkda genlerini anne babasından aldı yani bu bozukluk anne babadan geliyor. O zmn anne ve babayıda yem yapın çünkü hala o bozuk genleri taşıyan balıklar var. Ayrıca sakat olan balıktaki bu özürlülük çekinik bir gen ise (öyle olduğunu düşünüyorum anne ve babası sağlamki yem yapmamışsınız) çokda fazla karşınıza çıkmayacaktı. Ya çıkarsa demeyin zaten anne ve baba hala elinizde olduğu için sakat balıklar çıkmaya devam edecektir.

     Şahsım adıma üzüldüm balıkların yem olmasına şimdi size 2 fotoğraf gösteriyim. Fotoğraftaki balıklar yaklaşık 1.5 aylık sarı prenses yavruları. Gördüğünüz gibi fotoğraftaki işaretli olan balığın sağ gözü doğuştan yok ve sadece bir balığım öyle yaklaşık 80 tane yavrunun içinden. Ama ben özellikle o yavruyu çok seviyorum. Daha 1 cm olmasına rağmen bulunduğu bölgeyi koruyor ve yem yerken yanına kimseyi yaklaştırmıyor. Kendi halinde şirin bir şekilde büyüyüp gidiyor. Belkide o balıktan milyonlarca sakat balık alabilirim ama yinede hiç birini ne yem yaparım ne gözden çıkarırım onlar benim canımdan birer candır.

    Uslubumda kabalık yaptıysam gerçekten çok özürdilerim. Amacım tartışmak, başkalarını üzücü, aşalayıcı şeyler söylemek yada haksız çıkarmak değildir. Sadece samimi bir şekilde konu hakkında duygularımı paylaşmak istedim.





Saygılar...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ahmedowÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 02/02/2008
İl: Sakarya
Mesaj: 358
ahmedowÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 31 Mayıs 2008 00:06
Arkadaşlar kendi sp ve yunus yavrularımdan 2sp 2yunus (10,11,2005 kusturmuştum) 1,5 aylıkken tek gözlerinin olmadığını farkettim şuan 2,5 yaşından fazla ve dişidirler yavru almaya gelince şu an kadar yüzlerce yavru aldım hepside sağlam kusuru yok.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

fsariÇevrim Dışı

Kayıt: 13/12/2007
İl: Ankara
Mesaj: 223
fsariÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 07 Haziran 2008 14:50
Ekrem Bey,

İnsanlarda ki bozulma zaten kimyevî maddeler(aldığımız her türlü ilaç..), hormonlu ürünler, akraba evlilikleri, yanlış tedavi vs... gibi etkenlerden kaynaklanıyor zaten.
Düşünsenize insanlar artık ne kadar çabuk hastalanıyor. Tabii ki özürlü insanları da eleyelim gibi bir düşünce vahşi, canî ve dehşet verici bir düşüncedir ama asla insanlarla hayvanları bir kefeye koyarak düşünmemeliyiz. Bence doğanın birleşik yaşamında her canlı başka bir canlıya bir yerde hizmet eder ve bir diğerinden hizmet alır. Doğada ki zincir bu şekilde işler. Hayvanlara insan muamelesi yapmak yanlış olur. Zira o zaman et, tavuk ve balık yememeliyiz, sadece annemizin sütünü içmeliyiz, bir hayvanın neslini korumak için ürettiği yumurtasına gıda muamelesi yapmamalıyız gibi düşüncelere kadar gider.

Şimdi esas konu şu zaten doğaya müdahale ettik. Kardeş eşleşmesi ve ilaç kullanarak bir çok hayvan türünü bozduk. Madem akvaristliğin temel amaçlarından birisi sahip olduğumuz hayvanlara mümkün mertebe gerçek yaşamlarına en yakın , birebir aynısı değil en yakın hayatı sağlamaya çalışıyoruz. Olabildiğince taklit etmek amacımız. En azından bizden kaynaklanan hataları, birkaç balığı feda etmek uğruna geri almaya çalışmalıyız. Doğa insanların abartılı duygusallıkları yüzünden bozuluyor zaten. Bence özürlü balıkları üretmek hatalı bir davranış olur.

Tekrar tekrar belirtiyorum(insanlar tamamen ayrı bir yerdedir). Bu konunun tartışması bile olamaz...


Saygılar , sevgiler...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

enginkoc34Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 08/11/2007
İl: Gaziantep
Mesaj: 4780
enginkoc34Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 07 Haziran 2008 15:30

Balık,köpek,kedi yada kuş beslediğimiz hiç bir canlıyı sakat doğdu diye öldüremeyiz yada ölüme terkedemeyiz.Madem onları doğayı taklit etmeye çalışarak bilerek yada bilmeyerek ihtiyaçları olan ortamdan yakalayıp getirerek doğal dengeyi ve genetik yapılarını bozuyoruz o zaman onlara hakettikleri yaşamı vermeliyiz.Sakat doğdu diye öldürmek bize yakışmaz,bu vicdanende doğru değil.Eğer bugün bu canlılar sakat doğuyorsa aynı akvaryumdaki kardeşleri çiftleştirerek bunu zaten biz yaptık.Bizim yapabileceğimiz tek şey bir dahaki çiftleşme zamanına kadar gen havuzunu genişletmek yani başka şehirlerden balık getirerek bir sonraki hamleyi doğru yapmak.Gaziantepte Türkiyenin en büyük hayvanat bahçesi var,burada 3 ayaklı doğmuş bir sibirya kurdu yavrusunu gördüm ve hemen  almak istedim,hayvanat bahçesi (sokak köpeklerinin toplandığı kısımda) görevlileri benden başka 28 başvuru daha olduğunu söyleyerek özür dilediler.Ben 29. bekleyen oldum.Demekki güzel ülkemin bazı kesimlerinde zavallı sokak köpekleri öldürülürken başka bir kısmında sakat olduğu için bu zavallı hayvanı beslemek isteyen bir sürü insan var.Bu örneği hiç unutamadığım için verdim.

 
Saygılar
enginkoc342008-06-07 15:31:25

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

enginkoc34Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 08/11/2007
İl: Gaziantep
Mesaj: 4780
enginkoc34Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 07 Haziran 2008 15:37
[QUOTE=fsari]Ekrem Bey,

İnsanlarda ki bozulma zaten kimyevî maddeler(aldığımız her türlü ilaç..), hormonlu ürünler, akraba evlilikleri, yanlış tedavi vs... gibi etkenlerden kaynaklanıyor zaten.
Düşünsenize insanlar artık ne kadar çabuk hastalanıyor. Tabii ki özürlü insanları da eleyelim gibi bir düşünce vahşi, canî ve dehşet verici bir düşüncedir ama asla insanlarla hayvanları bir kefeye koyarak düşünmemeliyiz. Bence doğanın birleşik yaşamında her canlı başka bir canlıya bir yerde hizmet eder ve bir diğerinden hizmet alır. Doğada ki zincir bu şekilde işler. Hayvanlara insan muamelesi yapmak yanlış olur. Zira o zaman et, tavuk ve balık yememeliyiz, sadece annemizin sütünü içmeliyiz, bir hayvanın neslini korumak için ürettiği yumurtasına gıda muamelesi yapmamalıyız gibi düşüncelere kadar gider.

Şimdi esas konu şu zaten doğaya müdahale ettik. Kardeş eşleşmesi ve ilaç kullanarak bir çok hayvan türünü bozduk. Madem akvaristliğin temel amaçlarından birisi sahip olduğumuz hayvanlara mümkün mertebe gerçek yaşamlarına en yakın , birebir aynısı değil en yakın hayatı sağlamaya çalışıyoruz. Olabildiğince taklit etmek amacımız. En azından bizden kaynaklanan hataları, birkaç balığı feda etmek uğruna geri almaya çalışmalıyız. Doğa insanların abartılı duygusallıkları yüzünden bozuluyor zaten. Bence özürlü balıkları üretmek hatalı bir davranış olur.

Tekrar tekrar belirtiyorum(insanlar tamamen ayrı bir yerdedir). Bu konunun tartışması bile olamaz...


Saygılar , sevgiler...[/QUOTE]
 
Genetik yapısı bozulmuş balıkları üretmeme konusundaki düşüncelerinize katılıyorum ancak sakat diye onu yokedemeyiz.
 
Saygılar

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

fsariÇevrim Dışı

Kayıt: 13/12/2007
İl: Ankara
Mesaj: 223
fsariÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 07 Haziran 2008 15:55
Bunu yoketmek olarak düşünmeyin. Doğa bu şekilde işler. Ha tabii ki şöyle bir seçenek her zaman var önümüzde.
Eğer o balıkların üremesine izin vermeden. Sadece dişi ya da sadece erkekten oluşan tanklarda besleyebileceğinize inanırsanız tabii ki bu hayvanları doğal ömürlerinin sonuna kadar beslemek elinizde.
Olay 300 Spartalı filminde ki gibi KUSURLUYU YOKET! meselesi değil kesinlikle. Konu türün daha fazla bozulmasına göz yummamak. Şayet akvarist "-Ben bu balıkları karşı cinsten izole ederek beslerim genlerini aktarmasına izin vermem." diyebiliyorsa bu hayvanların da yaşama hakkı olur.

Ancak kesin olarak düşüncem bozuk genlerin yayılmasına izin vermemek için ne gerekiyorsa yapılması zorunluluğu. eğer kişinin şahsî çözümü yavruların hayatına son vermekse de saygı duyulmalı izole bir hayat sunabilecekse de saygı duyulmalı. Doğayı bozmayacak makul her çözüm kabul edilebilir.

Doğayı koruyalım arkadaşlar. Kendi imkânlarımız dahilinde ne gerekiyorsa yapalım. Bu sitedeki herkes doğayı seven doğal yaşama gönül vermiş özverili insanlar. Bunu istisnasız TÜM ÜYELER için söylüyorum. Hayvan sevmek insan sevgisinin bir sonraki aşamasıdır. Bir adım öteye geçmektir. Yalnız bazen sevgi fedakarlık ve vazgeçebilme gerktirdiği gibi bazen de (-ki esas olanı budur)imkansız gibi görünen problemler için akılcı çözüm bulabilmektir. Felsefe değil çözüm üretelim. Bakınız konunun başından beri benim yavruları öldür demem eleştirildi ama yine izole ederk yaşatın fikrini ben öneriyorum. Şahsi düşüncem oyavruların yaşamaması ancak genleri yaymadan yaşatabilirm diyene de saygı göstermek boynuma borçtur.

Kimseye eleştirisinden ötürü kırgınlık değil aksine +1 saygı duyuyorum. Hadi çözüm bulalım. Madem kıyamıyoruz o zaman onları doğaya zarar vermeden nasıl yaşatabiliriz?


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

eeereeeÇevrim Dışı

Kayıt: 18/10/2007
İl: Adana
Mesaj: 133
eeereeeÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 07 Haziran 2008 17:08
Arkadaşlar, öncelikle belirtmek isterim ki düşüncelerim doğrultusunda yazdıklarım hiçbir şekilde münakaşa büyütmek yahut yaratmak maksadı taşımamaktadır. Naçizane düşüncelerimi aktarayım: Arkadaşımız yavru balıkları hayatlarını idame ettiremeyecekleri kaygısıyla, ana tanka büyük balıklara yem olması için salıvermiş. Bu tamamen kendi fikir ve vicdanına kalmış birşey olup bizim bu konuda onu eleştirmemiz yersizdir. Ancak  arkadaşımızın davranışını vahşice yok etme eylemi gibi görmemek gerekir. Kendisi balıkları çöpe yahut kanalizasyona atmamış ki. Kaldı ki bunu eleştirirken şunuda düşünmemiz gerekiyor; yumurtalarını aldığımız artemiaların suyunu hazırlayıp yumurtadan çıkardıktan sonra balıklarımıza yediriyor ve haz duyarak gelişimlerini izliyoruz. O halde kendi elimizle yaşamalarını sağladığımız bu canlıları neden 'vahşice' ölüme yolladık? Tabii ki durum böyle değildir. Ayrıca doğal seleksiyonu tartıştığımız sırada insanoğlunu bu konuya dahil etmek hiç de hoş değildir. İnsanoğlu yaratılış bakımından doğadaki en üstün varlıktır ve hayvan alemindeki kurallara tabi tutulamaz. Bizler çevremizde sakat yada aciz birini gördüğümüzde ona yardım ederiz ama balıklar bir gözü olmayan bir diğer balığa yardım eder mi? İşte bu düşünceyle arkadaşımız hırpalanıp acı çekerek ilerde ölmelerinden korktuğu o yavruları hem tüm bunlardan kurtarmış hem de diğer balıklarının gelişimine katkı sağlamıştır. Lütfen akvaryum hobisinden soğutucu değil ona teşvik edici yorum ve mesajlar yollayalım.
                 Not: Lütfen kimse yorumlarımı şahsına muhalif yahut sözleri aleyhine olarak yaptığımı düşünmesin. Eğer böyle bir izlenim verdim ise şimdiden özür dilerim.
 
   Saygılarımla....

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

demir42Çevrim Dışı

Kayıt: 09/10/2010
İl: Konya
Mesaj: 136
demir42Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Kasım 2010 11:00

Benim sarı prensesinde doğuştan tek gözü yok


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir