160 litre bitkili akvaryum kurulumu


kdenizÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 12/04/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 505
kdenizÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 11 Şubat 2010 11:07
Bir düzenleme ile bende katılayım.
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mustafaerdogarÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
[B]6033,1[/B] [C]3,2,38529[/C]
Kayıt: 13/12/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 2469
mustafaerdogarÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 11 Şubat 2010 13:57
Merhaba,
 
Bu tür üç taş ile hazırlanan iwagumilerde genellikle taşlar dik oluyor, yada eğimli olacaksa tepe kısımları birbirine bakar şekilde olmasından ziyade dışarıya bakar şekilde olması daha uygun oluyor. Ayrıca tabandaki kumun eğimide yine taşların durumuna göre şekilleniyor; pek düz taban kullanılmıyor. Bununla birlikte aslında sizin bu tür dizaynınızın kendine has farklılığı bana güzel göründü. Ancak bu tarz için tatmin edici bir bitkilendirmeyi aklımda canlandıramadım malesef. O yüzden izninizle taşların daha farklı dizilimine yönelik bir tasarım açıklamaya çalışayım:  
 
Rahman Bey her zamanki gibi yine çok güzel bir düzenleme tavsiyesinde bulunmuş. Özellikle kaya dizilimi  ve tank içindeki konumu konusunda tamamen hemfikirim. Bitki seçimi ve düzenlemesi ile ilgili belki bir alternatif olabilir düşüncesiyle bende bir düzenleme hazırladım sizin için.
 
 
Rotalaların çıkması, kayaların arasındaki bitki olarak Blyxa kullanılması, küçük çim tarzı bitki olarakta parvula kullanılması uygun olabilir. Arkadakiler V. nana, sağ ve öndeki taban bitkiside glossostigma oluyor tabi. Bu tür bir bitkilendirme, tabana verilmeyen eğimin bitkiler ile oluşmasını sağlayabilir.
 
Ayrıca arkaya açık renk ve hatta ışıklı bir fon seçilerekde görsel bir deneme yapılabilir.
mustafaerdogar2010-02-11 15:53:07

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yeniçeri 34Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/08/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 408
yeniçeri 34Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 11 Şubat 2010 18:13
Rahman bey ve Mustafa bey;
önerileriniz gerçekten çok hoş görseller ortaya çıkaracak türden. Yandaki taşların eğim yönü konusundaki tavsiyeniz daha dikkat çekici bir görüntü ortaya koyuyor. Eğer tabanı dağıtmadan becerebilirsem denemeyi düşünüyorum. Bu arada daha önce kullandığım rotalla rotundifolia red leri sağ arka köşede öbek oluşturacak şekilde diktim. Bunlara yuvarlak hatlı bir form vermeyi düşünüyorum.
Teşekkür ederim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yeniçeri 34Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/08/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 408
yeniçeri 34Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Şubat 2010 23:35
Selamlar;
arkadaşlarımızın önerileri üzerine akvaryumda gerek tabanın yüzey şeklinde, gerekse üçlü taş düzenlemede ciddi değişikliklere gitmeye karar verdim. Bu konuda Yılmaz beyde bana yardımcı olacak.
Önümüzde duran bir kaç soru işareti var;



1- Üst tabakadaki dere kumu kaldırılacak. Yerine siyah sentetik kum kullanılacak. Eğimden dolayı aşağıya doğru bir kayma olurmu? (eğim tahminen 40 derece gibi)

2- Üçlü taş düzenleme muhafaza edilecek fakat Mustafa ve Ramazan beylerin önerdiği gibi yardımcı taşlar ana taşa değilde zıt yöne bakacak. Sağdaki tepeciğin yönünde arkaya doğru altın nokta üzerine gelecek şekilde tanzim etmeyi düşünüyoruz.

3- Zeminde her iki yanda da tepeciklerin üzerinde Glossostigma elatinoides , düz olan ortadaki alanda Hemianthus micranthemoides (0,75 Litre/watt aydınlatmada 35-40cm yükseklikte sorun olmayacaksa Hemianthus callitrichoides i tercih ederim.) dikerek zemini kaplamayı düşünüyorum.

4- Üçlü taş grubun ardında geniş yapraklı bir bitki ve/veya renkli yapraklı bitki; altın noktaya denk gelecek ve taşlardan daha yüksek olacak uzunlukta ayrıca gnays taşların ön ve yan taraflarında yer yer Blyxa japonica ve/veya Blyxa aubertii düşünüyorum.

5- Bu aşamada bitkilerden önce zeminin eğimli yapısını tanzim etmem daha öncelikli. Ayrıca sipariş etmiş olduğum tüplü co2 sistemi de bir iki gün içinde teslim alacağım. Konuyla ilgili önerilerinizi,tavsiyelerinizi ve tecrübelerinizi bekliyorum

saygılarımla



Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

sayerÇevrim Dışı

Özel Üye
[C]2,1,65899[/C]
Kayıt: 14/01/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 1267
sayerÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Şubat 2010 23:49
 
Aydın bey,öncelikle emekleriniz için tebrik ediyorum.Sorularınıza gelince bilgim dahilinde olanlarla ilgili fikirlerimi söyleyebilirim.
 
1-Kayma mecburen oluyor kendi tankımdan tecrübeyle sabittir.Kaymayı önleyebilmek için kayaları destek olarak kullandım başka yolunuda bulamadım açıkçası.Ona rağmen oturması baya bir zaman aldı,
2-Bir HC hayranı olarak tabanda onu kullanmanızı öneririm,kaldı ki sizin tankınızın yüksekliği benden 5 cm daha az bendeki aydınlatma oranı 0.7 seviyelerinde (yalnız oldukça zorlu bir tür yine tecrübeyle sabittirTebessüm)
3- Bu konudaki fikrinize tamamen katılıyorum aceleci davranmayın zeminin oturmasını bekleyin hiç olmassa bir süre hatta eğim azalırsa kum eklemesi yapmak gerekiyor.Kolay gelsin başarılar diliyorum
 
saygılar....

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yeniçeri 34Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/08/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 408
yeniçeri 34Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 00:18
Ertuğrul bey selamlar.
Bende sizin HC maceranızı ilgiyle takip ediyorum. Harkulade bir çalışma oluyor. Tebrik etmek isterim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 00:39
 
Aydın bey selamlar, hem rahman bey hemde mustafa beyin çizimleri çok hoş bence, daha farklı birşey yapmaya gerek yok.
Mümkünse zeminle ve taşlarla çok oynamayın....yosun yapar..
 
3 bitki yeter;
 
1-v.nana,
2-blyxa
3-ve zeminde parvula yada glosso yada e. tenellus olabilir..  (hangisi tutarsa, önemli olan bu kısım  zaten, ilk ikisi kolay..)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
emreutku2010-02-24 00:40:01

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

AltıparmakÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 23/04/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 481
AltıparmakÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 01:01
Aydın bey Merhaba;

1) Kumun eğimini engellemek mümkün olmayacaktır. Az oranlara indirmek için, bir kaç önerim olur. Daha önce bende tepe yapmıştım ve aylarca kayma olmadan sürdü. Bunu için bayan çorabı içine dere kumunuzu koyabilirsiniz.

Çorapları fazla doldurmadan ince setler halinde yapmanız gerekli. Önce tepenin oluşcağı alanın çemberine kalın bir set hatta mümkünse 2 çorapla 2 parça halinde yapmak. içerisine dekoratif kumunuzu ve genel ortalama yüksekliği dahil ederek. Onun üstünede yine bir kat çorap dolsu kumu dairesel olarak bırakırsanız kaymayı büyük derecede önlicektir. Bununla birlikte cam tarafına mutlaka kaya ile görünmesede kesik atmakta fayda var.

Yine kumların biraz daha kaymamasını önelemek için mutlaka nemli bir şekilde kurulumu gerçekletirin ve nemli ortamda bitkilerinizi ekin. Üşenmeden fıskıye ile kumları ıslatmakta fayda var. Eğer kumu önceden ıslatır sonra tepe yapmaya calısırsanız şekil vermek zorlaşır.

Eğimi verirkende varsa maşanız yoksa kalın orta boy bir boya fırcasıyla sürterek yapmak çok fayda sağlıcaktır.

Örnek olarak;

http://img196.imageshack.us/img196/9399/08062009575.jpg

Kumun yandan görünüşte eğimi;

http://img200.imageshack.us/img200/8155/karides1.jpg

http://img188.imageshack.us/img188/7062/10062009628.jpg

10 Gün sonrası sanırım emin değilim.

http://img15.imageshack.us/img15/4291/61116769.jpg

Kolay gelsin...

Saygılar....

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Kartal77Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 05/04/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 1342
Kartal77Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 11:18
Aydın selamlar

Bencede tabanda tepeleri kayalarla desteklemek şart.Ama siyah kumun çokda hareketli bir kum olmadığını belirtmem lazım.Tabi bendeki gibi kum bulabilirsen daha iyi olur, yani daha çok oval ve pul şeklinde,yuvarlak olanlar tepe için ideal olmayabilir.
Bende aşağıdaki gibi bişeyler denedim.Tepelere glosso, orta ve ön zemin cuba, arkalarda yada senin tercihine göre taşların aralarında blyxa aubertii.
Cuba için zor diyenler utansın,bak beş dakkada diktim yetiştirdim :D

Fonuda Ertuğrul beyin(Sayer) fonundan kırpıp yapıştırdım :)



Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mustafaerdogarÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
[B]6033,1[/B] [C]3,2,38529[/C]
Kayıt: 13/12/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 2469
mustafaerdogarÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 13:33
Sorularınızla ilgili gerekli şeyler yazılmış. Onun dışında benim özellikle değinmek istediğim noktalar;
 
Taban şekli ile taşların uyum içinde olması. Doğadaki kayalık bölge örneklerine yada uluslararası yarışmalarda yüksek sıralamalar elde etmiş kayalı örneklere (iwagumi ve diğer kaya kullanılan örnekler) bakarsanız kaya yada kaya guruplarının tabanda oluşturulmuş yamaçlarda ve tepe üstlerinde konumlandığını göreceksiniz. Hem göze hoş gelen hemde naturel tarza uygun olan bu uyumu tankta uygulamanız bence önemli.
 
Kayalarınız şekil olarak Iwagumi stiline uygun. Zaten düzenemede de bu stili örnek aldığınıza göre;
- Kayaların ön planda olması gerektiğini (yani dikkati onlardan çekecek yada duruş ve güzelliklerini engelleyecek başka şeylerin olmaması gerekitği),
- Bir veya birkaç kayanın mümkünse altın oran kesişim noktalarından birinde odak noktası oluşturacak şekilde bulunmasının düzenlemenin etkileyiciliğini arttıracağını,
- Kayaların tank genelinde dengeli bir yayılım gösterimesi yada özellikle üç taş olanlarda kaya gurubunun tank genelinde uygun dengeli bir görünüm sağlayacak bölgede olması gerektiğini,
- Renk büyüklük, şekil, doku vb. yönlerden birbirinden belirgin şekilde ayırt edilebilen fazla türde bitkinin kullanımının kayaları ikinci plana itip tankı iwagumiden uzaklaştıracağını,
 
göz önünde bulundurmanız bana göre başarılı bir düzenleme yapmanız için önemli.
mustafaerdogar2010-02-24 13:58:23

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kdenizÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 12/04/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 505
kdenizÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 17:38
Doğanın aranılanı ne kadar güzel yaptığını gösteren bir dizilim. 
Üç kaya, beş kaya, on kaya, fazlada önemi yok. Yeterki yapılmayanı hayal edebilelim. Yada görünmeyeni görmeyi becerebilelim.
kdeniz2010-02-24 17:45:59

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yeniçeri 34Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/08/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 408
yeniçeri 34Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2010 17:41
Emre bey,Mustafa bey,Ertuğrul bey,Burak bey ve Yılmaz bey;
Verdiğiniz bilgiler ve tasarım konusundaki önerileriniz için teşekkür ederim. İstifade edeceğim değerli bir kaynak.  CO2 tüpünün telim edilmesini bekliyorum.
aoktem2010-02-24 17:42:32

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yeniçeri 34Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/08/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 408
yeniçeri 34Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 08 Mart 2010 00:12
Merhaba arkadaşlar. Taban işleri için acele etmemeye karar verdik. Bu arada tüplü CO2 sistemine geçtim. Teslim alalı bir kaç gün olmasına rağmen uygun difüzör bulamadığımdan kuramamıştım. Bugün sağ olsun Yılmaz beyle sorunu hal yoluna soktuk. CO2 ve difüzörü bağladık. Yaklaşık 8-10 gündür CO2 veremiyordum tanka ph 7,8 civarındaydı.Sanırım CO2 i çözmekte başarılı olduk ki bir saat sonra 6,7 seviyesine indi. Akşama doğru fotosentezden kaynaklanan oksijen baloncuklarınıda yapraklar üzerinde gördüm :)

Geçen hafta taşların alt kısımlarını bir mermercide düz olarak kestirdim.Böylece tabana daha sağlam oturdu ve devrilme sorunu ortadan kalktı. Tepecik fikri hala canlı olmasına karşın biraz ertelendi. Taşlarda tepecikle birlikte uygun şekilde daha sonra düzenlenecek. Şimdilik ağırlığı bitkilerimin daha fazla kök vermesine yönelttim. Glossolar bir hayli yayıldı. Deneme maksatlı olarak bir miktar H.Cuba diktik. İtiraf etmeliyim ki daha kanlı canlı birşeyler bekliyordum :) Gerçektende beklediğimden çok daha küçükmüş.

Yaklaşık 15 kök blyxa daha ekledik ve toplamda yaklaşık 25 kök kadar oldu. Bir miktar yeni sürgünlerimde var. Onlarla birlikte 30 kök civarı sanırım. CO2 le birlikte hızımız artacaktır artık.
Bitki olarak Blyxa Japonica/aubertii ve Glossostigma elatinoides kesinlikle olacak. Başarılı olursak Hemianthus callitrichoides de bulunacak tankta. Belki filitre borusu ve hava hortumu ile CO2 gazını difuzöre bağlarken kullandığımız hortumu gizlemek için Rotalla rotindifolia ları tutabilirim. Fakat Vallisneria nana ları başka tanka alacağım muhtemelen.

Su değişimlerinden sonra tanka potasyumsülfat ekleyerek ve haftada iki defada Tunç beyden temin ettiğim micro element gübresi ekleyerek gübreleme yapıyorum.
Aydınlatma şu anda 5 er saatlik iki periyotta arada 3 saat kapalı olarak yapılıyor.(09:00açık-14:00kapalı / 17:00açık-22:00kapalı ; ayrıca Co2 de zamanlayıcıya bağlı olarak sabah 09:00 dan 21:00 a kadar açık. Hava motorunu ışıklar kapandıktan sonra önlem olarak birkaç saatliğine açıyorum. Fakat bir zamanlayıcı da ona almalıyım)

Tankta 45-50 kadar (belki daha fazla) Kiraz Karides, 2 adet yavru SAE ve 2 adet de Cüce boynuzlu vatoz(ancistrus sp.) var. Önümüzdeki günlerde 1 yada 2 tane SAE ve 30 kadar Rasbora eklemeyi düşünüyorum. Cüce boynuzlu vatozlar biraz büyüdükten sonra başka bir tanka alınacak ve yerine bulabilirsem 3 tane Cüce vatoz(otocinculus affinis) eklenecek.

Şu an en ciddi sorunum ise tabandaki derekumu taneleri üzerinde yer yer gördüğüm küçük kahverengi yosunlar. Zamana bırakıp maşayla toplayıp atmaktan başka birşey yapamadım. Bu konuda önerisi olan arkadaşım varmı? Birde ince ayar vanası ayarlamalıyım. Bendeki yeterince hassas değil neyazık ki.

Şimdilik düzenlemeyi yapmadığımdan tank eski halinden pek farklı sayılmasada son durumumuz bu



Eğlencelik olarakda iki adet kiraz karides fotoğrafı ekliyoruz






aoktem2010-03-08 17:17:19

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yeniçeri 34Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/08/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 408
yeniçeri 34Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 11 Mart 2010 00:52
10.03.2010

Bugün saat 17:00 da eve geldiğimde akvaryumda ters giden bir şeyler olduğu hemen kendini belli ediyordu. Boynuzlu Cüce Vatozlar neredeyse ölmek üzereydi. Siyamlı Alg Yiyicilerse başlarını akvaryumun yüzeyinden dışarıya uzatarak hava almaya çalışıyorlardı ve fazlasıyla uyuşuk bir haldeydiler. Kiraz karidesler nispeten daha iyi durumlarda olmalarına karşın onlarda da bir miktar uyuşukluk olduğu aşikardı.

Buna henüz birkaç gün önce bağlamış olduğum tüplü CO2 sisteminden gelen gazın gereğinden fazla olarak akvaryumda bulunması neden olmuştu. Çünkü regulatör üzerine takılı olan dahili ince ayar vanası yeterince hassas değil ve nerdeyse kapanma derecesinde sıktığımız halde anlaşılıyor ki gereğinden fazla seviyede gaz salıyor. Bir başka neden ise yüzeydeki yağlanmadan kaynaklanıyor. Fazla gaz; yüzeyin nekadar temizlemeye çalışsamda yağla kaplanmış olması nedeniyle havaya karışamıyarak içeride haps oluyor ve akvaryumdaki gaz seviyesini tehlikeli seviyelere kadar çıkarıyor. CO2 gazının tüm tanka dağılmasını sağlamak ve çözünmeden havaya karışmasını engellemek için yüzeydeki akıntıyı bilinçli bir şekilde kesince; sanırım tabanda kullandığım malzemelerin suda çözünüp yüzeyde birikerek bir yağ tabakası oluşturmasına da sebep olmuş bulundum.

İlk önce CO2 tüpünün vanasını hemen keserek gazı kapadım fakat hortum içerisindeki bir miktar gazda çözünüp tamamen bitene kadar birkaç dakika daha difüzörden salınmaya devam etti. Hemen hava motorunu devreye soktum ve diğer akvaryumda ki (kızımın japon balığının bulunduğu akvaryumdaki mini iç filitre) iç filitreyide süngerli emici kısmı yüzeyde motor aksamı aşağıda kalacak şekilde ters vaziyette akvaryuma vantuzlayarak çalıştırdım. Böylece hem tanka hava vermiş oldum hemde yüzeydeki yağ tabakasını minyatür iç filitreye emdirdim. Ayrıca filitrenin hava hortumuda azda olsa tanka hava vererek kapasiteyi biraz daha artırdı.

Saat 21:30 a geldiğinde; B.Cüce Vatozlarım resmen ölümün eşiğinden döndüler diyebilirim ki artık baygın ve hareketsiz değilde, yüzmeye başlamışlardı. Siyamlı Alg Yiyiciler gördüğüm kadarıyla bu CO2 mevzuna daha dayanıklı olduklarından hava motorunun çalışmasından 15-20 dakika sonra kendilerini toplamışlardı zaten. 50(+ ) kadar kiraz karidesimin içerisinden 1 tane anaç dışında kayıp olmadı.  Böylece bu mini ekolojik feleketi çok ucuz atlatmış oldum. Yüzeydeki can sıkıcı yağ tabakasıda temizlenmiş oldu fakat  tekrarlayabileceğini düşünüyorum.

En kısa zamanda iş görecek bir ince ayar vanası temin etmeye çalışıyorum. O zamana kadar geçici önlem olarak CO2 sisteminide; aydınlatmada olduğu gibi periyotlandırmayı ve aralarda kısa sürelerde hava motorunu çalıştırmayı düşünüyorum.
Saat sabah 09:00 dan akşam 21:00 a kadar aralıksız olarak gaz veren sistemi iki periyot olarak ve 12 saatlik gazın açık olduğu süreyide yarıyarıya azaltarak yeniden düzenledim. İlk periyotda ışıklar sabah 09:00 da açılacak ve 14:00 da kapanacak (5 saat); CO2 ise 10:00 da açılıp 13:00 de kesilecek  (3 saat). İkinci periyotda Işıklar 17:00 da açılacak ve 22:00 da kapanacak (5 saat); CO2 ise 18:00da açılıp 21:00 da kesilecek (3 saat). Geceleride Hava motorunu açacağım bir kaç saatliğine. Bir zamanlayıcıda ona almalıyım :) İnce ayar vanası aldığımda daha iyi bir düzenleme yapabilirim. Bu konuda ki görüş ve tecrübe paylaşımından özellikle menmuniyet duyacağım.

Saygılarımla
aoktem2010-03-11 02:32:21

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir