40.000 yabancı öğretmen


efendy06Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 07/07/2006
İl: Ankara
Mesaj: 1077
efendy06Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2011 21:12
Geçen gün okul müdürümle bu konuda tartıştık. Bana "Siz yıllardır öğretemiyorsunuz İngilizce, haklı adamlar" dedi.Bende ona "Sen ve senin gibi idarecilerin idare ettiği eğitim sistemimizin çökmüş olduğu gerçeğini kabul etmemek için hep bir bahane bulamazsın. Kabul et, başaramadınız. Sistem çöktü, acısını biz, yeni kuşaktan çıkartmaya çalışıyorsunuz. Keşke bunu başta düşünseydik de yurtdışından idareci getirseydik okullara" dedim. Daha birsürü şey daha söyledim, bozuldu. Çekip gitti odasına...
Yarım saat sonra çağırdı, çay ikram etti, ben öyle demek istemedim, yanlış anlattım kendimi dedi. Demekki haklıymışım dedim. Anlamadım dedi. Daha kendini ifade edemeyen adamdan müdür olursa diyorum, mühim birşey değil anlama boşver deyip çıktım odadan. Yakında ilçe milli eğitim müdürlüğünden görevlendirme iptali açan ararlar... Bende aylardır elde etmeye çalışıp ta cesaret edemediğim "ticarete atılmak" dürtüme uyar, ticarethane açarım...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

OrdiBukoÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
[B]8845,1[/B]
Kayıt: 09/09/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 7741
OrdiBukoÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2011 21:36
Murat bey maalesef ki imzanız da belirttiğiniz tarzda yaşama çabanız bu ülkede daima cezalandırılır.

Bence yoruma gerek yok. İthal et, ithal öğretmen, ithal yemiş, ithal ithal... Televizyondaki 5 haberden üçü ithal, zam, vergi...

Bende 10 sene okulda ingilizce eğitimi aldım ve 1 kelime bile bilmiyorum ama ; ne dersi dinledim, ne ödev yaptım, ne evde çalıştım... Oyunları dahi Türkçe yama ile oynadım...
Aynı okulda kimse ingilizce konuşamıyor olsa suçlu hocadır ve ithali gelsin denir tabi ama görünen köy kılavuz istemez yabancı dili dinlemeyen, çalışmayan, pratik yapmayan öğrenemez. İthal öğretmen sadece dersin daha da dinlenmemesini sağlar. 

Bazıları "e sürekli ingilizce konuşacak mecbur anlayacaksın" diyor. Galiba aynı ülkede okumadık? Sürekli ingilizce konuşan ve Türkçe anlamayan bir hocamız olsaydı haftanın en eğlenceli dersleri ingilizce olurdu umarım anlamışsınızdır :D

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

CatchMe1fYouCanÇevrim Dışı

Kayıt: 26/12/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 524
CatchMe1fYouCanÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2011 21:46
Evet ben bizim sınıfa yabancı öğretmen gelmesini hayal edemiyorum :D
Makara olurdu :D

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

MechonerÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/01/2010
İl: Tekirdag
Mesaj: 1907
MechonerÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2011 22:07
Benim yabancı dilim çok iyi ama yabancı öğretmene karşıyım.Çünkü; Türk öğrencisine ayak uyduramaz.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

morisbr75Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 23/09/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 200
morisbr75Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2011 22:48

Tek kelimeyle eğitim şart derim ben.Eğitimin iyi olduğu yerde hiç bir şeye ihtiyaç olmaz.Daha çoooook ithalat yaparız biz.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

msarisoyÇevrim Dışı

Kayıt: 26/10/2010
İl: Afyon
Mesaj: 271
msarisoyÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2011 22:48
Eğitim herşeyden önemlidir diye düşünüyorum.atanma kaygısından da.anadili ingilizce olan birinden ingilizce eğitimi almak başka,daha kendisi adamakıllı ingilizce bilmeyen birinden ders  almak başka.muhakkak yararı olacaktır.

Zaten bu 40000 öğretmen hemen atanmayacak.önce pilot bölgelerde denenecek başarılı olursa türkiye geneline yaygınlaştırılacak.bizim ingilizce öğretmenlerimizde bu durumdan mağdur olmayacak.hemencecik galeyana gelmeden önce bakanın kendi ağzından yaptığı açıklamayı dinlemenizi öneririm.

ayrıca "zaten herşeyimiz ithal" gibi serzenişlerde bulunup kendince milliyetçilik yapan arkadaşlara bir tavsiye.ithal ürünlere karşı olan tepkinizi hemen şu an bilgisayarın başından kalkarak,filtrelerinizin fişini çekerek ve balıklarınızı aç bırakarak gösterebilirsiniz. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

betta2010Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 13/12/2008
İl: Kayseri
Mesaj: 570
betta2010Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2011 23:03

Yabancı dil sorununa kalıcı çözüm buldum..

“Önce eğitim şart” diyenlere alternatif önerim var.. “Goril Koko’yu memlekete getirmek şart..” Allahın dil bilmez şebeği gelsin.. Şu İngilizceyi nasıl edip de bizden iyi öğrendiğini hele bir anlatsın..
Selahattin Duman - sduman@gazetevatan.com
-->
“Önce eğitim şart” diyenlere alternatif önerim var.. “Goril Koko’yu memlekete getirmek şart..” Allahın dil bilmez şebeği gelsin.. Şu İngilizceyi nasıl edip de bizden iyi öğrendiğini hele bir anlatsın..

Ben eğitimden sorumlu hükümet adamı olsam, bir saat vakit geçirmem.. İnternete mi girerim, ulak mı salarım.. Orasını tedbirin günü geldiğinde Allah bilir..

İlk Goril Koko’yu bulurum..

Allı pullu davetiye ile memlekete çağırır, Milli Eğitim’de “Yabancı Diller” şubesine genel müdür yaparım..

Ondan sonra Türkiye’nin sırtı elli yıl yere gelmez..

***

Biz bu yabancı dil meselesinden çok çektik..

Mister ve Missis Brown çifti, anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirdi..

Kötü insanlar değillerdi..

İkisi de vatanına, milletine özellikle de Kraliçe’ye bağlı insanlardı.. Üç bebeleri vardı.. Benim yaşımda olanın adı George, küçüğünün Jack’ti..

İyi top oynardı.. Her nedense baba Brown, oğlu Jack’e futbol oynadığı için “Ulan deyyus.. Sana ayakkabı dayandıramıyoruz.. Top peşinde koşan adam olmaz..” diye kızmazdı..

KIZ KABAK ÇIKTI
Brown ailesinin bir de kızları vardı.. Ben okulu bitirdiğimde hâlâ bebekle oynuyordu..

Londra’ya gidip gelen Türklerin yalancısıyım.. Markette çalışan bir oğlanın peşine takılıp evden kaçmış.. Kötü yola düşmüş..

Soho’nun oralarda bir yerde “Table Dans” işinde çalışıyormuş..

Biz durduk yerde Kraliçe’nin tebaasına çamur atmayalım.. Zaten bizi ilgilendirmez de.. Konumuz dil eğitimi..

Bizim hükümet adamları, İngilizce öğretme işini bu Brown ailesine ihale etmişti..

Aile ne yazık ki başarısız oldu..

Bizim kuşak bu ailenin yanına pansiyoner girmiş gibi altı yıl boyunca (üçü ortaokul, üçü lise) Brownlar’la yatar kalkar yine de iki lafı bir araya getiremezdi..

Zaten her yıl yenisi gelen İngilizce öğretmenleri de “My name is Ayşe.. Fatma..” diyenlerle diyemeyenleri ayırırdı..

Diyemeyenler arka sıralara..

Hele “I’m fourteen years old.. I’m living this city” türünden cümleleri Tarzan lehçesi ile kurabildin mi en ön sıraya kontenjan senatörü gibi kurulurdun..

***

Milli Eğitimciler, bu Brown ailesi marifetiyle üzerimizde her yöntemi denediler..

Başarısız oldular..

Başarısız olduklarını da şuradan biliyorum.. O vakitler memlekete turist neyim gelmezdi.. Bir turist yanlışlıkla il sınırlarından içeri girmeye görsün..

Uzaydan gelmiş “sayborg canlısı” muamelesi görürdü..

PANİK OLDUK..
Bir Amerikalı oğlanla kız gelmişti şehre.. İkisi de otuzlu yaşlarda.. İkisi de taze hippy.. Belki de yaya olarak Katmandu’ya gidiyorlardı..

Parasızlıktan mı ne? Şehirde on beş gün kaldılar.. Asla yanlız kalamadılar..

Nereye doğru yürüseler etraflarında kırk, elli kişilik insan kalabalığından bir çember onlarla birlikte yürürdü..

Hani beyaz adam vahşi Afrika’da bir kabilenin köyüne girer..

Siyahların tamamı etraflarına birikir, adamın pantolonuna gözünü dikip “Bu hacet görmüyor besbelli.. Tanrı olmalı..” diye düşünürler ya!

Bizim merakımız da ona yakındı..

Bizim yeni İngilizce hocası Çimen Hanım da azmetmiş bize dil öğretecek..

Amerikalı turistin şehre geldiğini o da duymuş.. “Gidin, konuşun, biraz pratik yapın..” deyip sokak ödevi verdi..

Dediğini yaptık.. Çoğu öğrenci, elli atmış kişi başına biriktik..

İletişimi nasıl kuracağımızı bilemiyoruz.. Kimisi “Çomakla dürtelim, bakalım ne olacak?” diyor.. Kimisi “Taş atalım laa!” aklını veriyor..

Amerikalı çift kalabalığa alışmış, umurlarında değiliz..

***

Biz geviş getirirken çobanını seyreden sığır gibi boş boş bakarken, adam birden şehvetlendi.. Kızı belinden tuttuğu gibi kendine çekip öpmeye başladı..

Ama ne öpmek?

Böylesi film olarak sinemaya gelse ahali kapıları kırar.. İzdiham hükümet meydanına kadar taşar..

Dağ köylerinden bile seyircisi gelir..

Öpüşme şokunda turislerle “iletişim” kuracağımız tuttu..

İLETİŞİM BUDUR
Kimimiz “I’m on üç years old” diye bağırıyor.. Kimimiz “Van, tu, tri, for.. Arabacı kirkor..” sloganı atıyor..

Kimimiz de “Coni.. Coni.. İndir doni..” sayhası ile olaya teşvik veriyor..

Amerikalı öpüşmeyi kesip kendi dilinden bir şeyler söyledi.. Bağırma kızma yok.. Sadece bir iki cümle..

Panik olup sağa sola kaçışmamız ondan sonradır..

O zaman çocuk aklımla anladım ki bizim dil eğitiminden bize hayır yok, koyunlara hiç yok..

Bir sonraki hocamız “Hafız metodunu” denedi üzerimizde..

Brown ailesinin o hafta ne yaptığını bütün metni ezberleyerek öğreniyorduk..

Bize bir İngiliz gelip de “Brownlar ne yaptı?” diye sorsa anında ezbere geçebilirdik..

“The Browns went to the seaside..”

Ezberimizin mealini bilmediğimizden aynı soruyu soracak bir Türk’ün merakını giderme imkânımız yoktu..

***

Goril Koko’nun dil yeteneğini o yüzden önemsiyorum.. İki bin İngilizce sözcüğü yazılış şekli ile tanıyormuş.. Üstelik o sözcükleri parmakla göstererek altı yedi kelimelik cümleler dahi kurabiliyormuş..

Türkiye sıfır dil konuşan nice başbakanlar gördü.. Anlaş Goril Koko’yla..

Getir memlekete, hükümet adamlarına dış ilişkilerde çevirmenlik yapsın..

“Şu içeceği bardağa dök..”

“Bana sen kurabiye, çabuk..”

Bizim eğitim sistemi altı yıl mesai harcayıp, bize bu cümleleri dahi kurduramadı.. Eloğlu gorile kendi dilini söktürttü..

Vardır bu işin de hikmeti..

Bilse bilse dile yatkın olmayışımızın sırrını Goril Koko bilir.. En azından bizi eğitmenlerden daha iyi anlar..

Goril Koko ısrarım bundandır..

Hem bundan sonraki kuşakların CV’lerine yazacakları inandırıcı bir referansları olur..

“İngilizceyi Goril Koko’nun yanında öğrendim..” derler..

Akıl için yol birdir..



Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

efendy06Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 07/07/2006
İl: Ankara
Mesaj: 1077
efendy06Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2011 23:18
[QUOTE=msarisoy]Eğitim herşeyden önemlidir diye düşünüyorum.atanma kaygısından da.anadili ingilizce olan birinden ingilizce eğitimi almak başka,daha kendisi adamakıllı ingilizce bilmeyen birinden ders  almak başka.muhakkak yararı olacaktır.

Zaten bu 40000 öğretmen hemen atanmayacak.önce pilot bölgelerde denenecek başarılı olursa türkiye geneline yaygınlaştırılacak.bizim ingilizce öğretmenlerimizde bu durumdan mağdur olmayacak.hemencecik galeyana gelmeden önce bakanın kendi ağzından yaptığı açıklamayı dinlemenizi öneririm.

ayrıca "zaten herşeyimiz ithal" gibi serzenişlerde bulunup kendince milliyetçilik yapan arkadaşlara bir tavsiye.ithal ürünlere karşı olan tepkinizi hemen şu an bilgisayarın başından kalkarak,filtrelerinizin fişini çekerek ve balıklarınızı aç bırakarak gösterebilirsiniz. 
[/QUOTE]
Atanmak umrumda değil, benim tepkim farklı. Yıllar önce atanmış öğretmenler Bakanlığa dilekçeler yazıyor. Onlar hangi kaygıyla yapıyorlar bunu? Ben burda toplumu etkileyecek bir olayı konu ediyorum, siz bundan "atanamama kaygısını" çıkartıyorsunuz. Toplumsal konular çıkar gözetilmeden tartışılır, konuşulur. Ben yıllardır "Biz neden İngilizce öğretiyoruz bu meslek liselerinde? Öğrenmiyor çocuklar. Bir hedefleri yok. Kaldırılmalı esasen" diyorum. Atanma kaygısında olsam durum farklı olurdu.
Ayrıca kendisi adamakıllı ingilizce bilmeyen birisi derken siz kutlu bir mesleğin çalışanlarından bahsediyorsunuz. Sizi saygılı olmaya davet ediyorum.
Muhakkak yararı olacatır diyorsunuz ya, bende muhakkak zararı olacaktır diyorum. Üstelik bu zarar faydasından fazla olacaktır. El birliğiyle göreceğiz.
Ayrıca tüketim malzemesini ithal etmek başka şey, öğretmen ithal etmek başka.
Bu arada bir meslek grubunun sorunundan bahsederken böyle sivri bir dille konuşuyorsanız konu hakkında bilgi sahibi olun. Böyle eminim faydası olur diye söylemekle olmuyor. Ne faydası olur, bu faydanın görüleceğini eğitim bilimcilerin hangisinin hangi felsefesine bağladınız. Neye dayanıyor bu faydası olur mantığı? Ben aksini hemen savunayım. Benim sınıf öğretmeni olduğum 32 kişilik bir sınıf var. Her sorunu olanı ben dinlerim. Ailesinde sorun yaşayanda gelir omzumda ağlar, sevgilisinden ayrılan da. Parası olmayan da bana gelir, sıkıntısı olan da. Geçen bir öğrencim ailesindeki sıkıntıları anlattı. Bahsedeyim biraz. Kız ilk dönemin başından beri çok çalışkan, saygılı bir öğrenciydi. Birden ders dinlemediği yönünde iki şikayet aldım. Sadece 2 günde şikayetlerde artış olunca öğretmenlerle görüştüm, herkes aynısını söylüyor, "ders dinlemiyor". Çağırdım, konuştuk (dersim bittikten sonra çağırdım, yaklaşık ikibuçuk saat konuştuk) Sorun  babasının bir sevgilisinin olması, annesinin buna ses çıkartmaması. Boşansalar anlarım da şu durum beni çileden çıkartıyor hocam diye ağladı. Konuştuk, konuştuk. Şimdi yine ders dinliyor, gülümsüyor. Tamam babasını sevgilisinden ayırmadım ama enazından öğrencim rahatladı. Şimdi avrupadan gelen öğretmen sizce bu çocuğu dinler mi?
Gerçi ithal öğretmenle ithal akvaryum filtresini, ithal yemi aynı kefeye koyduğunuza göre, siz her konuda çok bilgilisiniz ama neyse...
Saygılar...
efendy062011-03-27 12:22:01

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

NY753Çevrim Dışı

Kayıt: 18/12/2009
İl: Kocaeli
Mesaj: 379
NY753Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Mart 2011 00:53
Selahattin Duman bu yazıyı mide denmi atmış yoksa gerçekten yaşamış mı?brown ailesinin  kraliçeye bağlılığından  bahsettiğine göre bu adam birşeylerden haberdar, tebrik etmek lazım goril koko yu öneren Selahattin Duman ı ve de bu yazıyı paylaşan Volkan Beyi...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

betta2010Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 13/12/2008
İl: Kayseri
Mesaj: 570
betta2010Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 27 Mart 2011 00:54
Bildiğim kadarıyla 30 yıldır yabancı öğretmenler MEB e bağlı okullarda görev yapıyorlar zaten,sayıları çok az olsada.Kardeşimin İngilizce öğretmeni İrlandalıydı, lisede okurken..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

efendy06Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 07/07/2006
İl: Ankara
Mesaj: 1077
efendy06Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 27 Mart 2011 12:13
[QUOTE=NY753]Selahattin Duman bu yazıyı mide denmi atmış yoksa gerçekten yaşamış mı?brown ailesinin  kraliçeye bağlılığından  bahsettiğine göre bu adam birşeylerden haberdar, tebrik etmek lazım goril koko yu öneren Selahattin Duman ı ve de bu yazıyı paylaşan Volkan Beyi... [/QUOTE]

Bir dönem İngilizce kitaplarında Mr. Brown, Mrs. Brown felan vardı. Hayatta gördüğüm en başarısız 2. İngilizce kitabıdır. Birinci sırada şuan okuttuğumuz, meb'in bastığı "breeze" kitabını görüyorum. Çok boş bir kitap. Selahattin bey muhtemelen o Brown ailesinin günlüğü gibi yazılmış İngilizce kitabının okutulduğu döneme denk gelmiş. Goril koko konusu biraz farklı. Neticede bilim adamlarının uzun çalışmaları ile kendini ifade edebiliyor. Bu dil öğrenmek sayılmaz O bilim adamları çinli olsa koko çince mi öğrenmiş olcaktı?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

WardenÇevrim Dışı

Kayıt: 03/02/2011
İl: Amasya
Mesaj: 27
WardenÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Mart 2011 14:35
Kendimce birşeyler söylemek isterim.
 
Lise 2 sayısal öğrencisiyim.İngilizce dersim geçen dönem 0 geldi.Açıkçası hiç umursamam.Ne dinlerim ne ödevini yaparım ne derse katılırım.Ama bu dönem elimden geldiğince ödevleri falan yapmaya derste sessiz durmaya çalışırıyorum.En azından sözlü iyi gelsin
 
Sınıfta bu ders çok gırgır şamataya vurularak doğru düzgün dinlenmez.Ve bu dersi sınıfta geçen kişi sayısı bir elin parmaklarından fazla değildir.Şimdi düşünmek bile istemiyorum yabancı öğretmenle derse girilme durumunu.Kimse dinlemez ki ... Açık açık söylüyorum yani;küfür eden olur,pis laflar söyleyen olur,ders kaynatılır falan...
 
Benim hocam Türkçe bize anlatır arada İngilizce pratik yapar.Şimdi bu hoca gelecek dersi İngilizce anlatacak ve biz hiçbirşey anlamayacağız.Bu iş bana mantıksız geliyor.O dersten geçmek isteyen ve bu dili öğrenmek isteyen adam her türlü öğrenir.Türk hoca ile de İngiliz hoca ile de.Ama benim gibi en az 45 alıp şu bela dersten kurtulayım mantığı ile bakan adam Dünya'nın bütün İngiliz hocaları ile 7/24 bu dersi dinlesede bu iş olmaz.İçten gelecek birşey bu..

 

[QUOTE=msarisoy]Ayrıca "zaten herşeyimiz ithal" gibi serzenişlerde bulunup kendince milliyetçilik yapan arkadaşlara bir tavsiye.ithal ürünlere karşı olan tepkinizi hemen şu an bilgisayarın başından kalkarak,filtrelerinizin fişini çekerek ve balıklarınızı aç bırakarak gösterebilirsiniz. [/QUOTE]

Mehmet abim öncelikle saygılar...
 
Yaşın ve hayattaki tecruben benden büyük.Yalnız şu yukarıdaki cümlene birkaç şey yazmadan geçmek istemedim.
 
Abi benim besicim dururken sen gidip dışarıdan et alıyorsan bu mantıksızdır.Yerli üreticiyi teşvik etmek yerine hububat ithalatı yapıp işi kolay yolla bitirmeye çalışıyorsan bu mantıksızdır.Senin İngilizce öğretmenin dururken dışarıdan öğretmen ithal ediyorsan bu mantıksızdır.
 
Eyvallah senin ülken filtre üretmiyorsa tabi dışarıdan filtre alacaksın.Senin ülkende yem fabrikaları yoksa tabiki dışarıdan ithal edeceksin.
 
İthalatın mantığı sende yoksa ve ihtiyaç varsa almaktır benim bildiğim kadarı ile.Sende olan şeyi desteklemek ve güçlendirmek yerine işi kolaya kaçırıp dışarıdan almak bu mantığın çok çok dışında birşey...
 
Elimden geldiğince birşeyler karaladım.Kimseye saygısızlık yapmak istemem.Bir kusurumuz varsa affola...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Gurgula61Çevrim Dışı

Kayıt: 18/02/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 47
Gurgula61Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Mart 2011 14:57
Yabancı dil bölümü okuyorum geleceğim ne olacak merak ediyorum.İngilizce öğretmeni açığı okadar çokken 40 bin devşirmeyi ne yapacaklar merak ediyorum.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

CatchMe1fYouCanÇevrim Dışı

Kayıt: 26/12/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 524
CatchMe1fYouCanÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Mart 2011 17:48
[QUOTE=Warden]

[QUOTE=msarisoy]Ayrıca "zaten herşeyimiz ithal" gibi serzenişlerde bulunup kendince milliyetçilik yapan arkadaşlara bir tavsiye.ithal ürünlere karşı olan tepkinizi hemen şu an bilgisayarın başından kalkarak,filtrelerinizin fişini çekerek ve balıklarınızı aç bırakarak gösterebilirsiniz. [/QUOTE]

Mehmet abim öncelikle saygılar...
 
Yaşın ve hayattaki tecruben benden büyük.Yalnız şu yukarıdaki cümlene birkaç şey yazmadan geçmek istemedim.
 
Abi benim besicim dururken sen gidip dışarıdan et alıyorsan bu mantıksızdır.Yerli üreticiyi teşvik etmek yerine hububat ithalatı yapıp işi kolay yolla bitirmeye çalışıyorsan bu mantıksızdır.Senin İngilizce öğretmenin dururken dışarıdan öğretmen ithal ediyorsan bu mantıksızdır.
 
Eyvallah senin ülken filtre üretmiyorsa tabi dışarıdan filtre alacaksın.Senin ülkende yem fabrikaları yoksa tabiki dışarıdan ithal edeceksin.
 
İthalatın mantığı sende yoksa ve ihtiyaç varsa almaktır benim bildiğim kadarı ile.Sende olan şeyi desteklemek ve güçlendirmek yerine işi kolaya kaçırıp dışarıdan almak bu mantığın çok çok dışında birşey...
 
Elimden geldiğince birşeyler karaladım.Kimseye saygısızlık yapmak istemem.Bir kusurumuz varsa affola...
[/QUOTE]

Bende size bir şeyler söylemek isterim.

Sizin dediğiniz şekilde olsaydı tabi ki mantıksız olurdu.Ancak O Angus İthalatı olduğu dönem Etin kilosu 35 Tl civarıydı. Bu durumda ülkede sayılı kişiler dışında kimsenin kurban kesemeyeceği aklınıza gelmeliydi.O dönem ithalat yapılmasaydı şimdi etin fiyatını düşünmek bile istemezdim.

Peki o dönem Etin Kilosu 35 tl. Bu demektir ki besili hayvan sıkıntısı var.Ve kurban bayramı gelmiş,çatmış. 1 ay içinde nasıl bir çözüm üretirdiniz ??


Amacım tartışma çıkarmak değil.Tabii ki tartışma olur ama saygı çerçevesinde.



Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir