Alg Gelişimiyle Alakalı Bilimsel Deneyler


KAYRAÇAĞLAÇevrim Dışı

Kayıt: 20/02/2014
İl: Kocaeli
Mesaj: 112
KAYRAÇAĞLAÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 12 Kasım 2014 19:40
Değerli arkadaşlar bu paylaşım ( http://forum.van.gen.tr/bitkili-akvaryumlarda-alg-gelisiminin-kontrolu-tercume-t8038.html ) mevcut link'den aynen alınmıştır. Çok faydalı olacağını düşündüğüm bilgiler içermektedir. Hepinizin okumasını tavsiye ederim.


Bitkili akvaryumlarda alg gelişiminin kontrolü (tercüme)



Control of Algae in Planted Aquaria 

March 1996 

Reproduction of this document by any means for commercial purposes requires the express written consent of the authors. Copyright 1996

Paul L. Sears, Ottawa, Canada, psears@emr.ca 

Kevin C. Conlin, Montreal, Canada, kcconlin@cae.ca 



Özet

Bitkili akvaryumlarla yapılan denemeler göstermektedir ki bitki gelişimini sınırlayıcı faktörün kullanılabilir fosfat olduğu durumlarda yeşil alg, kırmızı alg ve siyanobakter gelişimi baskılanmaktadır. Işık, karbondioksit, azot, potasyum ile tüm mikro besinler ve iz elementlerin miktarlarının mevcut bitki tarafından kullanılabilir haldeki fosfat miktarına kıyasla biraz daha fazla olmasının yüksek bitkilerin alg ve siyanobakterleri fosfat rekabetinde saf dışı bırakarak bu esansiyel -elzem- besin yokluğu nedeniyle ölmelerine neden olduklarına inanılmaktadır. Bu hipotezin ispatlanması için iki vaka çalışması sunulmuştur.



Sunuş

Akuatik bitkiler yetiştiren akvaristlerin hayallerini yıkan, işlerini boşa çıkaran algler gibi birkaç şey vardır. İyi bir bitki gelişimi sağlayabilmek için lambalara, substrat katkılarına, sıvı gübrelere ve karbondioksit sistemlerine “ufak bir gelecek” harcadıktan sonra genellikle akvaristler serseri mayın gibi yayılan bir alg halısıyla “ödüllendirilirler”. Çirkinliklikleriyle ve yok olmaya karşı dirençleriyle algler ışık ve besinler için bitkilerle rekabete girerek onların büyümelerini sınırlarlar hem de tank estetiğini bozarlar.

Algizit uygulamaları, berraklaştırıcı banyolar, antibiyotikler (siyanobakterler için), fiziksel müdahale ve alg yiyen balık ve omurgasız türlerinin kullanılmasına dayanan akvarist deneyimleri de hüsrana uğramıştır. Yemleme miktarı azaltılmış, ışıklandırma süresi kısaltılmış, farklı kombinasyon ve miktarlarda gübreler denenmiş ve çok kolay olmayan bir “ateşkes” sağlanmıştır.

Çözüm arayışında akvarist, algler “kökünden sökülüp atılırken” bitki gelişimi için gerekli en iyi koşulların sağlanması amacıyla dikkat edilmesi gereken parametrelerin hangi sırayla ele alınması gerektiği hususunda bir bilgi eksikliğiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu şaşılacak derecedeki çok değişkenler; ışıklandırma kuvveti ile süresi ve spektrumu, karbondioksit, mikro besin ve iz element konsantrasyonları, balık yükü, bitkisel ve algal türler ve yoğunlukları, su kimyası ve sıcaklıktır. Bazen mevcut veriler ( [1]’deki gibi), -siyanobakterlerin hızlı gelişiminin yüksek nitrit ve nitrat seviyelerine bağlanmasına rağmen bu zararlının nitrit veya nitrat düzeyi ölçülemeyecek kadar düşük olan, döngünün tam sağlandığı akvaryumlarda ortaya çıkması gibi- zıt gözükmektedir.

Cüzdanı kalın akvaristler için Dupla’nın sistemini takip etmek gibi bir seçenek daha mevcuttur ( [2]’deki gibi). Bu sistem sıvı gübrelerden, tabletlerden, musluk suyu hazırlayıcılardan, substrat katkılarından ve taban ısıtıcı bobinlerden oluşmaktadır. Büyüleyici güzellikteki bitkili akvaryumlar genellikle bu yolla elde edilmektedirler, ancak bileşenler pahalıdır, bileşenler paket üzerinde belirtilmemiştir (ancak [3]’e bakınız) ve bitkiler ile algler arasındaki etkileşime pek derin bir anlam yüklenmemiştir (yoksa en iyi sonuç için sistem nasıl “ayarlanabilirdi” ki?)

Hemen herkes gibi yazarlar da akuatik bitkilerin büyütülmesinde tipik akvaryum şartlarını, çeşitli ticari sıvı gübreleri ve substrat katkılarını uygulamışlardır. Literatürdeki fotoğraflara uzaktan benzeyen sonuçlara ulaşamamaları üzerine tanklarına sistematik olarak spesifik besinleri eklemişler ve gözlemlerini kaydetmişlerdir. Algal ölümlerin bu denemedeki ilk ve öncelikli hedef olmamasına rağmen, akvaryumun günlük periyotlarla iz elementler, mikro besinler, ve potasyum ile azot gibi makro besinlerce (fosfat yok) desteklenmesiyle sadece bitkilerin mükemmel büyümesi değil aynı zamanda tüm alg türlerinin hızlıca öldükleri tespit edilmiştir. 

Bu makalede yazarların akvaryumlarındaki vaka çalışmaları sunulmuştur. Vaka çalışmalarını takiben birkaç hipotezi ele alan sonuçların tartışılmasına yer verilmiştir. Bu hipotezler az çok test edilebilirlerdir bu nedenle diğer akvaryum hobicilerinin de kendi akvaryumlarında bu hipotezleri desteklemek veya çürütmek üzere kontrollü çalışmalar yürüteceklerini ümit etmekteyiz.



Vaka Çalışması #1

Kasım 1993 itibari ile mevcut koşullar: Taban ısıtmalı ve canister filtreli 500L’lik akvaryum, 240W florosans aydınlatma; günde 12 saat, 15W UV sterilizatör, 8cm kalınlığında 2mm irilikte çakıl ve az bir miktar da laterit topları, karbondioksit ilavesi yok, gübreleme yok, 40 adet civarında 3-12cm’lik balıklar, su sıcaklığı 27C, pH 7.5, GH 100ppm, NO3- 50ppm, haftalık %25 su değişimi, ana olarak Hygrophila polysperma ve Vallisneria gigantea ile bitkilendirilmiştir ayrıca birkaç kök Echinodorus sp., Cryptocoryne sp., ve diğer türlerden bitkiler bulunmaktadır.

Akvaryum ikinci el, tam kurulu olarak satın alınmıştır ve yazar [Conlin] tarafından alınmadan önce en az altı aydır kullanılmaktadır. Yazarın evine getirildikten yaklaşık bir ay kadar sonra arka yüzeydeki çakıl kaplanmış fiber-glass satıhta yoğun miktarda yeşil alg gelişmiştir. Bitki gelişimi 3cm’lik küçük yaprakları olan ve yayılmayan H. polysperma hariç yüksek düzeydedir. Sonradan Hygrophila difformis eklenmiş ve alt yapraklarını kaybetmiştir.

Değişiklik: 20 Terrapur çubuğu substrata gömülmüş ve su değişimleri boyunca tank suyuna doğrudan Sera sıvı gübre ilave edilmiştir. Hydrocotyle leucocephala dikilmiştir.

Etki: H. polysperma, H. difformis, and V. gigantea’nın gelişimleri artmış ancak arka yüzeyde yeşil ipliksi algler uzun hatlar halinde büyümeye başlamışlardır. Çeşitli Echinodoruslar ve Cryptocorynler marjinal büyüme göstermişlerdir. 



H. leucocephala tabanda büyüyen birkaç kısım geliştirerek çabucak dejenere olmuştur. Anubias barteri var. nana’nın yapraklarında ve V. gigantea’nın yapraklarının kenarlarında kırmızı alg oluşumu tespit edilmiştir. Birkaç ay sonra, mavi-yeşil alg (siyanobakter) çakılı ve bazı bitkileri kaplamaya başlamıştır.

Değişiklik: Eritromisin sülfat suya yaklaşık olarak 3.2mg/L oranında ilave edilmiştir.

Etki: Birkaç haftalığına siyanobakterler kaybolmuş ancak en nihayetinde geri dönmüşlerdir.

Değişiklik: Balıklara daha az yem verilmiş (daha çok dondurulmuş kan kurdu miktarı azaltılmış), ve tanka mayalı yöntemle çalışan DIY karbondioksit sistemi bağlanmıştır.

Etki:Siyanobakterlerde bir değişim olmamıştır. Nitratlar ölçülemeyecek düzeyde saptanmıştır. Bitki gelişimi belirgin miktarda hızlanmıştır. Maya reaktörüne bağlı olarak pH 6.8-7.5 aralığında salınım yapmıştır.

Değişiklik: Sera sıvı gübrenin uygulanmasına siyanobakter gelişimini desteklediği için devam edilmemiştir. Yerine ticari bir demir içeren iz element karışımı uygulanmıştır (başlangıç olarak günde 1/8 çay kaşığı toz ile başlanmış ve zamanla günde ¼ çay kaşığı oranına çıkartılmıştır).

Etki: Nitratlar 20ppm düzeyine yükselmiştir. Yeşil alg yerini bitkilerin ve çakılın üzerindeki mavi-yeşil alge bırakmıştır. Demir test kiti ile yapılan ölçümler demir konsantrasyonunun 0.25ppm’in altında olduğunu göstermiştir. Bitki büyümesi hızlanmış, ancak H. polysperma’nın yaprakları kıvrılmış ve alt yaprakları dökülmüştür. Bu durum potasyum yetmezliğine bağlanmıştır [4].

Değişiklik: Tanka günde ¼ çay kaşığı oranında K2SO4 eklendi.

Etki: Nitrat seviyesinin ölçülemeyecek düzeye gelmesinden sonra yazar bitki gelişimini sınırlandıran faktörün nitrojen olduğuna kanaat getirmiştir.

Değişiklik: Günlük olarak tanka ilave edilen gübreler arasına KNO3 de katılmıştır. Dozajlamayı kolaylaştırmak amacıyla iz elementler, K2SO4 ve KNO3 bir sıvı gübreye dahil edilmişlerdir. Demir seviyesinin yaklaşık 0.1ppm düzeyinde tutulması için gerekli sıvı (yaklaşık 12mL) eklendiğinde karışım tanktaki nitrat düzeyini 10ppm düzeyinde tutacak şekilde ayarlanmıştır.

Etki: Bu noktada H. polysperma, H. difformis, ve V. gigantea’nın büyümesi haftalık budama gerektirecek şekilde fevkaladedir. Tanka önceden dahil edilmiş olan su mercimeği şimdilerde yüzeyi kaplamaya başlamıştır. Cryptocorynler ve Echinodoruslar birkaç günde bir yeni yapraklar vererek, yeni sürgünler çıkartarak büyümektedirler. Tüm alg çeşitleri ancak çok dikkatli bakıldığında görülebilecek kadar azalmışlardır. Ancak Echinodorusların rengi demirli gübreyi fazla sevmedikleri için solmuştur. Magnezyum yetmezliğinden şüphe edilmektedir.

Değişiklik: Gübreleme karışımına epsom tuzu ilave edilmiştir.

Etki: Birkaç gün içinde Echinodorusların yeni yaprakları normal renklenme göstermişlerdir.

Değişim: Maya karbondioksit sistemi, sabit akışlı tüp/regülatör/iğne vana sistemine yükseltilmiştir.

Etki: pH salınımı azaltılmıştır (6.8-7.0 aralığında). Yazar için artık daha çok boş zaman vardır.

Değişiklik: Bitki gelişiminin mükemmel devam ettiği, alglerin çok zor bulunur olduğu birkaç aydan sonra deneme amacıyla tanka 4 parça “Vigoro Super Triple Phosphate 0-48-0” (Ca(H2PO4)2) eklenmiştir (fosfat düzeyi ortalama 0.1ppm).

Etki: Ertesi gün camda ve Echinodorus yapraklarında yeşil nokta alg tespit edilmiştir. Takip eden iki gün içinde bazı bitkilerin ve kütüklerin üzerinde mavi-yeşil alg gelişmiştir. Su mercimeği günlük olarak seyreltme gerektirir hale gelmiştir. Tanka fosfat ilavesinden sonra nitrat ölçülemez düzeyde iken bir hafta veya biraz daha uzun bir süre sonra 10ppm seviyesine geri dönmüştür (maalesef fosfat ilavesinden hemen önce ölçüm yapılmamıştır). Denemenin başlangıcından iki hafta sonra mavi-yeşil alg ve yeşil nokta alg azalmaya başlamış, su mercimeği normal büyüme seyrine dönmüştür.

Son Durum: Bitki büyümesi mükemmel devam etmektedir. Başta yeşil nokta alg olmak üzere bazı alg çeşitleri hala mevcuttur.



Vaka Çalışması #2

Mayıs 1994 itibari ile mevcut koşullar: 160L’lik tank, en altta 3cm kalınlığında 1.7kg ağırlığında Terralit ve üzerinde 12cm kalınlığında 3mm’lik çakıl taban, karbon destekli canister tip filtre, 80W donuk beyaz florosans ışıklandırma, karbondioksit ilavesi, çok düşük balık yükü (6 adet alev tetra). Su sertliği CaCO3 eşdeğeri cinsinden yaklaşık olarak 120ppm, pH 7 civarında, sıcaklık 25C, birkaç günde bir %25 su değişimi.

Bitki gelişimi yavaş, ve taban materyali ile bitkilerin üzerinde bir çeşit siyanobakter formu gibi gözüken kahverengi alg (düz yüzeylerde hızlı gelişim gösteren, kazınarak çıkartılması kolay) gelişimi söz konusudur. Alg kontrolü amacıyla yapılan sık su değişimleri ve mekanik müdahaleler etkisiz kalmıştır. Tüm su değişimleri substrat yüzeyinin 1cm’inin karışacağı şekilde yapılmıştır.

Değişiklik: Su değişimlerinde yeni eklene suya potasyum ve demirli gübre ilave edilmiştir (0.9ppm K, ve 0.06ppm Fe+3). Balık yükü 23 adet alev tetra (6 adet yetişkin, 17 adet genç birey) ve 6 adet otocinclus olacak şekilde arttırılmıştır. Donuk beyaz ışıklar pahalı olmayan bitki ampulleriyle değiştirilmişlerdir.

Etki: Hiçbir değişim kaydedilmemiştir.

Değişiklik:K/Fe ilavesi durdurulmuş, ve bitki köklerinin yakınlarına ufak parçalar halinde bitki tabletleri (10-14-8) yerleştirilmiştir. Birkaç haftalık bir periyot içerisinde toplam 35g tablet eklenmiştir.

Etki: Bitki gelişiminde bir miktar artış gözlemlenmiştir. Yeşil alg gelişimi sonucu sudaki görüş mesafesi 25cm’e kadar düşmüştür. Sık su değişimleri alg üzerinde bir miktar etkili olmuştur.

Değişiklik: Üzerinde yazan talimatlar uyarınca Fritz Super Clarifier (aktif bileşen(ler)i bilinmiyor) dorudan tanka ilave edilmiştir.

Etki: Söz konusu çoklu gruplar oluşturarak su rengini bulandıran yeşil algler filtre tarafından tutulmuştur. Akvaryumdaki mevcut parametrelerin değişmemesi halinde olayın tekrarının olabileceği düşünüldüğü için derhal su değişimi yapılmıştır.

Değişiklik: Su değişimlerinde iz elementler (ev yapımı bir formulasyon ile Fe, Mn, Cu, Zn, B, Mo, ve EDTA) ve potasyum ilavesi yapılmıştır. Dozaj ilave edilecek suda ki demir oranının 0.1ppm ve potasyumun oranının 1ppm olacağı şekilde ayarlanmıştır. Filtredeki karbon çıkartılmıştır.

Etki: Bitki gelişimi iyileşmiş ancak, mavi-yeşil alg oluşmuş ve yayılmaya başlamıştır. Nitrat ölçülemeyecek düzeyde tespit edilmiştir.

Değişiklik: 1-2ppm NO3 dozunda potasyum nitrat ilavesine, yazarın [Sears] bu dozlarda ki söz konusu kimyasalın toksik etki yapabileceğinden çekinmesi nedeniyle her beş günde bir olacak düzende başlanıp günlük ilave düzeyine getirilmiştir.

Etki: Bitki gelişimi belirgin şekilde iyileşmiş, ancak bitkiler ve substrat üzerinde bölgesel siyanobakter gelişimi devam etmiştir. Bitkilerin parlak yeşil kısımlarında yeşil ipliksi alg oluşumu gözlemlenmiştir. Suya ilave edilen 1-2ppm düzeyindeki nitratın bir veya iki gün sonra tespit edilemeyecek düzeye geldiği bulunmuştur.

Değişiklik: Tanka daha fazla bitki dahil edilmiştir. İşlem sırasında daha önceden gömülmüş gübre tabletlerine maruz kalmış birçok eski bitkiden yeni kökler dikilmiştir.

Etki: Yeşil alg ve mavi-yeşil siyanobakterlerde artış olmuştur.

Değişiklik: Su değişimlerinde çakılın kaldırılmasına son verilmiştir. Özellikle çakılın vakumlanmasına devam edilmemiş ve su ilaveleri nazikçe yapılmıştır. Bundaki amaç, hala çözünmemiş halde mevcut gübre tabletlerindeki dikkate değer miktardaki fosfatın mümkün olduğunca az miktarda çözündürülmesidir.

Etki: Tüm türden algler çabucak azalmaya başlamışlardır.Hızlı büyüyen bitkilerin yapraklarında görülmemişler veya yavaş büyüyen bitkilerin alt yapraklarının zamanla ölmelerine neden olmamışlardır.

Değişiklik: Suyun sertliği 60ppm CaCO3 eşdeğerine kadar azaltılmıştır. Bunun sonucunda pH 6.7 civarına düşmüştür (değişikliğin esas nedeni), ve tanktaki demir konsantrasyonu 0.2ppm’den azken geçici bir süre için 2ppm’e çıkmıştır.

Etki: Akvaryumdaki tüm Cryptocoryne türleri birkaç yapraklarını kaybetmişlerdir. Alg miktarı azalmaya devam etmiştir.

Son Durum: Birkaç yapraklarını kaybeden Cryptocorynler dahil akvaryumda ki tüm bitkiler iyi şekilde gelişmektedirler. Gövdeden gelişen bitkiler haftalık budama, yüzen bitkiler birkaç günde bir seyreltme gerektirmektedir. Tek alg mevcudiyeti substrat üzerindeki bölgesel siyanobakterler ile Vallisneria gigantea, Cryptocoryne balansae ve Bacopa caroliniana’nın parlak yeşil renkteki ufak yapraklarındaki yeşil alglerden ibarettir. Substratın hareketlendirilmesi (kesilerek yeni elde edilen bireylerin dikilmesi için) orta düzeyde alg patlamalarına neden olmaktadır (nitrat düzeyi birkaç ppm olursa yeşil alg aksi takdirde siyanobakter). Eski Anubias barteri var. Nana yapraklarında (hali hazırda ölmekte) az miktarlarda alg mevcuttur. Su değişim sıklığı iki haftada bir %25 oranına düşürülmüştür.



Tartışma

Vaka çalışmalarından elde edilen gözlemler şu hipotezi desteklemektedir: Akvaryumdaki yüksek bitkiler ışık ve kullanılabilir halde bulunan karbondioksit, azot, potasyum, mikro besinler ile iz element miktarlarının kullanılabilir halde mevcut fosfat miktarına kıyasla biraz fazlaca olması durumunda algleri bu esansiyel -elzem- besine aç bırakarak saf dışı etmektedirler. 

Yüksek bitkilerin algleri fosfat açısından nasıl saf dışı bıraktıkları tam net değildir. Büyük ihtimalle kök sistemleri sayesinde avantaj elde etmektedirler veya yaşamlarını idame ettirmeleri için alglerin ihtiyaç duyduğundan daha az fosfata gereksinim duymaktadırlar. Gerçi hızlı büyüyen su mercimeği ve substrat altında kök sistemleri bulunan gövdeli bitkiler (başta Hygrophila spp.) esas sanıklar gibi kabul edilmekle birlikte ne de olsa test akvaryumlarındaki birçok bitkinin sudaki fosfatı son damlasına kadar “sağdıkları” bilinmektedir. Fosfatın test akvaryumunda bitki ve alg gelişiminde sınırlandırıcı rol oynadığı çok açık şekilde tespit edilmiştir: 500L’lik tanka balık yemlerinde bulunandan başka ilavesi yapılmayan tek bitki besini fosfattır ve kıyaslama amacıyla eklenen fosfat konsantresi ani alg gelişimini indüklemiştir (aynı zamanda hızlı bir su mercimeği patlamasını da). Bitkiler gelişimlerini çok iyi devam ettirmelerine rağmen fosfat mevcudiyetinde bu besini tercih ederek açık bir yarar sağlamaktadırlar. Bu noktada bir açıklama için yazarların bilmediği bir kısım literatür mevcut olabilir. Aksi takdirde, sadece birkaç çeşit bitkiyi, besinleri ve algleri içeren ayrı tanklarda hassas bir fosfat test kitiyle kontrollü deneyler gerçekleştirilmesi daha kolay olsa gerekir. Xppb kadar düşük bir fosfat konsantrasyonunda su mercimeklerinin sağlam bir gelişme gösterirken yeşil alglerin ve siyanobakterlerin bu X düzeyinden belirgin şekilde daha fazla oranda fosfata gereksinim duyduklarını gösteren bir deney hipotez için kuvvetli bir dayanak teşkil edecektir.

Hipoteze bağlı olarak, yüksek bitkilerin diğer bazı besin yetmezliklerinden ötürü suda ki mevcut fosfatı kullanamamaları durumunda da algler sağlam bir gelişim göstereceklerdir. Farklı çeşitlerde alglerin ortaya çıkmasının suda bulunan diğer besinlere bağlı olduğu gözükmektedir. Test akvaryumunda nitratların seviyesinin ölçülemeyecek düzeyde olduğu durumlarda siyanobakterlerin ortama hakim olduğu tespit edilmiştir. Nitrojen yetmezliğinin siyanobakterlerin gelişimi için bir “hediye” olduğu düşünülmektedir, çünkü bu organizmalar akvaryum suyundaki çözünmüş atmosferik nitrojeni kullanabilmektedirler. Nitratların seviyesi uygun düzeyde olduğunda ise ortama yeşil algler hakim olmaktadır. Aynı zamanda 500L’lik tanka karbondioksit takviyesi yapılmadan önce bir miktar kırmızı alg de gözlemlenmiştir. Ancak diğer bazı akvaristler karbondioksit desteği olan akvaryumlarda kırmızı alglerin az da olsa bulunduklarını gözlemlemişlerdir ki [5] bu durum akvaryumdaki esas kullanılabilir karbon kaynağının bikarbonat formunda olduğu hallerde bazı kırmızı alglerin bikarbonat kullanabilmeleri nedeniyle avantaj elde etmelerinden kaynaklanmaktadır (tipik olarak yüksek karbonat sertliği ve düşük pH ile). Takip eden paragraf besinler, bitkiler ve algler arasındaki ilişkiyi özetlemektedir: 

Eğer akvaryum fosfatça sınırlandırılmışsa yüksek bitkiler algleri fosfatın tüm formları bakımından yarış dışına itecekler ve algler zaman içinde kaybolacaklardır. Aksi takdirde ve nitrat veya amonyak formundaki azot yetmezliğinde siyanobakterler gelişim gösterebilirlerken diğer yandan yeşil veya kırmızı algler ortama hakim olacaklardır. Eğer kullanılabilir karbon kaynağı büyük oranda bikarbonatlardan oluşuyorsa kırmızı algler yeşil algleri baskılayacaklardır.

Mevcut durumda hangi alg türünün ortama hakim olacağını belirleyen faktörler açıkça bellidir. [5]’te, örneğin nitrat konsantrasyonunun 30ppm’den fazla olduğu hallerde yeşil alg gelişimine zarar verirken siyanobakterlerin gelişimine etki etmediği düşünülmekte ve yüksek nitrat düzeylerinde siyanobakterlerin ortama hakim olacakları tahmin edilmektedir.

Akvaryum hobisinde balık yemlerinin (genellikle ilk önce balıklarca sindirildiği düşünülerek) akvaryumdaki bitkiler için makro besinler oldukları yönünde bir inanış vardır. Bu koşullarda, öncelikle potasyum ve daha sonra azotun bitki gelişimini sınırlandıran faktörler olduğu görülmektedir (örneğin yazarların kullandığı balık yemlerinde fosfat miktarına kıyasla azot ve potasyum miktarları yetersiz düzeydedir). Bu nedenle mutlaka potasyum ve azot takviyesi yapılmalıdır aksi takdirde serbest haldeki fosfat alg büyümesinde kullanılacak “yakıt” haline gelecektir. Diğer seçenekler ise; kullanılmayan fosfat nedeniyle görülen alg gelişiminin tolere edilemeyeceği düzeyde beslemeyi önlemek (herkesçe verilen diğer bir genel tavsiyedir) tabi bu besin yetmezliğinden ölecek düzeyde az beslenme nedeniyle bitki gelişimi çok zayıf olacaktır, veya fosfat giderici reçineler kullanmaktır.

500L’lik tanktaki bitkilerden bazıları 160L’lik akvaryumdaki aynı cins bitkilere kıyasla çok daha yavaş büyüme göstermişlerdir (kısmen Echinodorus türleri olmak üzere). 500L’lik tankta 300gph UGF’li nispeten daha inert bir substrat bulunmasına rağmen 160L’lik tanktaki substrat pek güçlü su döngüsü olmayan ancak zenginleştirilmiş bir substrattır. Pek muhtemel olmasa da bitkilerin tümü sudaki fosfata eşit oranda doğrudan uyum sağlamışlardır, aynı zamanda 500L’lik tankta ki hızlı büyüyen bitkiler tanktan uzaklaştırılmaya çalışılan fosfatı (UGF sayesinde)kullanarak diğer bitkileri mahrum bırakmışlardır. Büyüme artar niyetiyle bu fosfat yoksunluğu çeken bitkilerin köklerinin etraflarına yavaş fosfat salınımı yapan tabletlerden yerleştirilmiştir. Her iki yazar da 160L’lik tankın substrat dizaynının (inert bir substrat tabakası altında katı gübrenin bulunmasının) büyük olasılıkla fazla veya az eşit oranda tüm bitkiler için bulunabilir kılarak fazlasının algler tarafından tüketilmesini önleyerek daha iyi sonuçlar verdiği konusunda hem fikirdirler.



Sonuçlar

Çok çeşitli deneylerde kontrollerin yetersiz olması ve yazarların akvaryumdaki fosfatı doğrudan ölçme şanslarının olmamasına rağmen fosfatın bitki gelişiminde sınırlayıcı rol oynayan faktör olduğu temin edilerek tüm alglerin (siyanobakterler de dahil olmak üzere) bitkili akvaryumlarda etkin şekilde kontrol altında tutulabilecekleri hipotezini destekleyen çok net bulgular elde edilmiştir. Farklı hacime, ışıklandırmaya, substrata, bitki, alg ve balık populasyonuna sahip iki akvaryumda da tank suyunun karbondioksit, mikro besinler, iz elementler, azot ve potasyum zenginleştirmeleriyle etkin alg kontrolü sağlanmıştır. Eski nefret edilecek düzeydeki alg yüklerine rağmen bu tanklarda görülebilir oranda alg mevcudiyeti yoktur ve bu aylarca böyle devam edebilecektir. Ayrıca 500L’lik tankta gösterilmiştir ki fosfatın sınırlandırılması tanka fosfatın eklenmesi ve yeşil spot alg ile siyanobakterlerin ani gelişimlerinin takip edilmesiyle mümkündür. 160L’lik tankta da suda belirgin oranda nitratın bulunduğu durumlarda (ortalama 1ppm’den fazla) fosfat içeren substratın karıştırılmasının algal büyüme, bu düzeyde nitratın bulunmadığı hallerde ise siyanobakter gelişimi ile sonuçlandığı gösterilmiştir. Önemli bir nokta olarak şunu vurgulamak gerekir ki her iki tankta da bitki gelişimi mükemmel düzeydedir yani alg kontrolü bitkiler pahasına yapılmamıştır.



Tavsiyeler

Bitkiler fosfatsız gelişemez. Ancak bitkili bir akvaryumu alglerden korumak için mevcut suda ki serbest fosfat seviyesi azaltılmalıdır. Aşağıdaki tavsiyeler bu hedefe ulaşmada yardımcı olacaktır;

(a) Işığın, karbondioksitin, potasyumun, azotun, mikro besinler ve iz elementlerin bir miktar fazla olması bitkilerin kullanılabilir halde ki fosfatı kullanmalarını sağlayacaktır. Yazarlar şunları tavsiye etmektedirler;

20-60 lümen/L aydınlatma (her galon için yaklaşık 2-4W florosans ışıklandırma), 12 saat/gün

10-15ppm karbondioksit

3-5ppm NO3

0.1ppm Fe

6.5-7.0 pH

İz elementler, mikro besinler veya potasyum için pahalı olmayan test kitlerinin bulunmamasından ötürü bu sayılanlar ölçülebilir bileşenlerdeki yüzde (%) olarak miktarları dikkate alınarak dozajlanmışlardır. Yazarlar Tropica Master Grow gübresindeki konsantrasyonlara [6] göre iki kat daha yoğun karışımlarla dikkate değer bir başarı elde etmişlerdir. “Kendi işini kendin gör” düşüncesinde ki okuyucular için değerleri ayarlanmış bir gübre tarifi ek bölümünde verilmiştir. Çok çeşitli ticari akuatik bitki gübresi bulunmaktadır, ancak tam bir besin ve iz element dengesinin sağlanması için birçok ürünün alınması gerekebilmektedir. Dozajlamanın günlük yapılması şiddetle tavsiye edilmektedir çünkü bu; ara ara fosfat oranının yükselerek alglerin çoğalmasını, geçici besin eksikliklerini ortadan kaldırarak önleyebilmektedir.

Bitki gelişiminin optimizasyonu ve alg oluşumunun azaltılması amacıyla genel bir prosedür olması amacıyla şu basamaklar tavsiye edilmektedir;

1- Işık ve karbondioksit düzeylerini ayarlayınız.

2- Demir içeren bir iz element karışımı (tercihen aynı zamanda magnezyum da içeren) günlük dozlarla hedef demir konsantrasyonu düzeyine ulaşmak üzere hacmen ayarlayarak ilave ediniz. Magnezyum içermeyen karışımların kullanıldığı durumlarda ise her 1ppm demir için 1.5-5.0ppm magnezyum oranı sağlanacak düzeyde Epsom tuzu ekleyiniz.

3- Bir hafta veya daha uzun bir periyotta hedef demir konsantrasyonuna ulaştıktan sonra nitrat düzeyini kontrol ediniz. Eğer nitrat düzeyi 2ppm’den düşük ise diğer basamağa geçiniz. Aksi takdirde her gün tanka, nitrat düzeyini mümkün olduğunca sıfıra düşürüp bu düzeyde tutacak oranda yeter düzeyde K2SO4 ilave ediniz (eğer nitrat düzeyinde düşüş gözlenmiyorsa bitki gelişimini sınırlandıran faktör potasyumdan farklı bir şeydir ve bunun için bir inceleme yapılmalıdır). Tesadüfi aralıklarla nitrat seviyesinin ölçülmesi genel ayarlama açısından yardımcı olacaktır; eğer X bileşeninin eklenmesi nitrat seviyesinin düşmesine neden oluyorsa bu durumda büyük ihtimalle tankta X yetmezliği vardır.

4- Nitrat düzeyi 3-5ppm’e varana kadar her gün tanka yeter oranda KNO3 ilave ediniz ([Conlin] tatmin edici sonucu 10ppm konsantrasyonunda elde etmiştir).

İz elementlerin, K2SO4’ün ve KNO3 düzeyleri göreceli olarak bir kere belirlendikten sonra tanka her gün katılacak bir sıvı gübre (gerekli ise) yapımı kolay bir iş olacaktır. Toz partiküller ayrılma eğiliminde olduklarından kuru toz karışımlar tavsiye edilmemektedir.

Tarif edilen prosedür tankta daima biraz fazla oranda nitrojen bulunacağını göstermektedir. Bazı kara bitkileri nitrojenin bol olduğu durumlarda çiçeğe durmamaktadırlar, bu durum bazı akvaryum bitkileri içinde geçerli olabilir. Bitkilerin çiçeklenmesini de sağlayacak şekilde iyi gelişimleri için uzun bir süre (6 ay ile 1 yıl arasında) gübre uygulamasından sonra birkaç hafta gübre verilmemesi iyi bir deneyim gibi gözükmektedir.

Düzenli su değişimlerinin yapılmadığı durumlarda bazı iz elementlerin birikerek bitkiler için toksik etki yapma ihtimalleri olasıdır. İki haftada bir kez %25’lik su değişiminin bunu önleyebileceği düşünülmektedir.

(b) Suda bulunan besinleri doğrudan etkin şekilde kullanan hızlı büyüyen bitkileri akvaryumunuzda bulundurunuz. Bu bitkiler sudaki fosfatı hızlıca kullanıp algler için bulunmaz yapacaklardır. Yüzen bitkiler (Lemna minor, Limnobium laevigatum) ve iki sapın arasından kök geliştiren gövdeli bitkiler (Hygrophila türleri) bu amaçla tavsiye edilmektedirler.

(c) Zenginleştirilmiş substratlar bahsedilen koşullarda suya fazla fosfat salınımı yapmadan bitkiler için söz konusu besini sağlamada herhalde en iyi seçenek olarak kabul edilebilirler. Pond Tabs gibi substrat gübreleri seçici olarak bitki köklerince elde edilebilecek şekilde substrata derince gömülmelidirler. Fosfatın çok hızlıca suya salınımını önlemek amacıyla substrat sirkülasyonu azaltılmalıdır. Mümkün olduğunca çakılların temizlenmesinden ve diğer substratın “rahatsız edilmesinden” sakınınız. Ancak taban sirkülasyonunun tamamen ortadan kaldırılması arzu edilen bir şey değildir çünkü bu günlük olarak tanka ilave edilen destekleyici gübrelerin köklere ulaşmasını önleyecektir.

(d) Bitkili tanlarda daima bir miktar alg bulunacaktır çünkü suyu fosfatsız halde tutmak imkansızdır. Bu kısmi algler çok çok az olacaktır ancak tank ilk kurulduğunda, substrat karıştırıldığında veya besinler yanlış dozda ilave edildiklerinde meydana gelebilecek alg patlamalarını önlemek amacıyla alg yiyen balıkların ( Otocinclus türleri, Farlowella türleri, Ancistrus türleri, Crossocheilus siamensis gibi) veya omurgasızların (Caridina japonica shrimp ve bazı salyangozlar) tankta bulundurulması doğru ve iyi bir karar olacaktır.

(e) pH’ı kontrol altında tutmak amacıyla fosfat tamponu kullanmayınız. Bu tamponların kullanılması alg patlamalarıyla sonuçlanan fosfat konsantrasyonunun 100ppm gibi yüksek seviyelere çıkmasına neden olmaktadır.

(f) Simazin ve bakır gibi algizitlerin kullanılması bitkilere zarar vermelerinden ötürü ve balıkları da olumsuz etkileyebileceklerinden dolayı tavsiye edilmemektedir.

(g) Dikkat edilmesi gereken çeşitli noktalar:

İz element kaynağı olarak musluk sularının kullanılması tavsiye edilmemektedir çünkü bir veya daha fazla element açısından yetersiz olabilmektedirler ayrıca hızlı bitki gelişimi sonucu ihtiyaç duyulan iz element miktarı bu yolla karşılanmayacak kadar yüksektir.

Sıradan su düzenleyici/hazırlayıcı ürünlerden (Aquasafe, NovAqua) metalleri bağlayarak (demir gibi) bitikler açısından kullanılamaz kıldıkları için sakınılmalıdır. Ayrıca fosfat tamponu içerebilecekleri de gözden kaçırılmamalıdır. Su değişimlerinde kullanılacak musluk suyunun hazırlanmasında basit deklorinatörler veya Amquel gibi ürünler daha iyi tercihlerdir.

Karbon ile filtrasyon sonucu gerekli iz elementlerin kaybı söz konusu olabilmektedir. Düzenli su değişimleri ve iyi bitki gelişimi sayesinde karbon filtrasyon gerekli değildir ve yapılmasa da olur.

(h) Genel bir prensip olarak, üzerinde içerdiği her bir bileşen için ayrıntılı konsantrasyon yüzdesi belirtilmemiş gübrelerden, su hazırlayıcılardan sakınınız. Aksi takdirde bu ürünlerin akvaryum sakinleri üzerinde ne gibi etkileri (tabi olursa!) olduklarını asla bilemezsiniz.



Teşekkürler

Yazarlar olarak bizim için kendi tanklarında çeşitli denemeler yapan Ed Tomlinson’a teşekkürlerimizi sunmak isteriz. Aquatic Plants internet mesajlaşma listesindeki katılımcılara (burada yazamayacağımız kadar fazla) yararlı gözlemleri ve fikirleri için teşekkür ederiz. Son olarak, makalemizi tekrar gözden geçirerek çaba sarf eden Dave Huebert ve Karen Randall’a şükranlarımızı sunarız.



Kaynaklar

[1] Baensch, H. and Riehl, R. "Aquarium Atlas", Tetra Press, 1987. 

[2] Horst, K., and Kipper, H. "The Optimum Aquarium", AD aquadocumenta Verlag GmbH, 1986. 

[3] Booth, George "[F][plant] CARBON as a SUBSTRATE", rec.aquaria newsgroup, 8 Aug. 1994 (also available on the Web at [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] 

[4] Frank, Neil "NutrientDeficiencySymptoms", [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] 

[5] Baensch, H. and Riehl, R. "Aquarium Atlas Volume 2", Tetra Press, 1993. 

[6] Christensen, Claus "Re: Tropica Fertilizer", Aquatic Plants Digest V1 #165, 5 July 1995. 

[7] Frank, Neil "Chemicals to Control Algae - The Use of Simazine", The Aquatic Gardener, Vol. 4 no. 6, 1991 (also available on the Web at[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

[8] Gargas, Joe "Chemical Treatment of Ectoparasites Afflicting Fish Part I", Freshwater and Marine Aquarium, Oct. 1993. 



Ek A- Gübre Tarifi (Fakir Adamın Dupla Damlaları)

1 yemek kaşığı (yaklaşık 9g) Çelatlanmış İz Element Karışımı

(%7 Fe, %1.3 B, %2 Mn, %0.06 Mo, %0.4 Zn, %0.1 Cu, EDTA, DTPA)

2 çay kaşığı (yaklaşık 14g) K2SO4 (potasyum sülfat)

1 çay kaşığı (yaklaşık 6g) KNO3 (potasyum nitrat)

2.5 yemek kaşığı (yaklaşık 33g) MgSO4.7H2O (tamamen hidratlanmış magnezyum sülfat; epsom tuzu, iz element karışımında bulunuyorsa ihmal edilebilir)

300mL destile su

0.5mL 9M HCl (tercihe bağlı)

(Bileşenlerin çoğu bahçe kimyasalları satan dükkanlardan temin edilebilir. Epsom tuzu da eczanelerden ucuza bulunabilmektedir.)

İz element karışımını 150mL destile suda çözündürün ve daha sonra kalan bileşenleri ekleyin. 300mL’lik çözelti elde edecek şekilde kalan suyu da ilave ediniz. HCl, mantarların gelişimini önlemede yardımcı olacaktır, eğer karışım buzdolabında saklanacaksa kullanılmasına gerek yoktur. Demir konsantrasyonunu 0.1ppm’de tutacak miktarda karışımı tanka günlük olarak ekleyiniz (kesin miktar denemeler sonucu belirlenecektir, ancak hızlı büyüyen bitkiler için 100L’ye 3mL oranı hemen hemen doğrudur). Düzenli olarak nitrat düzeyini ölçünüz, ve 3-5ppm seviyesini sağlayabilmek için karışımdaki potasyum nitrat miktarını ayarlayınız (bu basamak oldukça önemlidir). Tanka nitrat eklemede tereddüdü bulunanlar potasyum nitratı tespit ettikleri konsantrasyonun gerektirdiği kadar ayrıca ekleyebilirler.

Karışımın raf ömrü bilinmemektedir. Ufak miktarlarda hazırlayınız veya sadece kuru tozları elinizde bulundurunuz (ancak bunları akvaryuma eklemeden önce mutlaka suda çözündürünüz).

Eğer kitlerle test imkanı yoksa, su değişimleri sırasında değiştirilen her 10 litre su için 1mL karışım eklenmesi iyi sonuç verecektir.
__________________
Mahir Budak/ADANA
KAYRAÇAĞLA2014-11-12 19:41:40

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mosskolikÇevrim Dışı

Kayıt: 21/10/2010
İl: Bolu
Mesaj: 173
mosskolikÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 14 Kasım 2014 13:06
Tesekkurler cok faydali bir paylasim

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir