Ankara suyunu dinlenmeden sakın kullanmayın

Bu gün elim de olan ve İsveç den sipariş ile sertifikalı olarak getirdiğim 10 adet siyah melek den 2 tanesini arkadaşıma vermek için bir kap içine koydum, kap içine akvaryum suyundan %85 koyduk dan sonra %15 kadar çeşme suyu koydum (hayatım da ilk defa çeşmeden dinlenmemiş su aldım) ve balıklar 1 saat için de öldü.

Geçmiş olsun arda abi bende daha dikkatli kullanırım artık ilk hobiye başlarken adam bana at çeşme suyuna bişey olmaz demişti öyle yaptım ve balıklar 1 aya kalmadan ölmüştü.

Bundan 15 sene önce musluk suyunu akvaryumlara koyardık ve hatta içerdik bile ama artık bu günde anladım ki Ankara suyu rezalet olmuş. Ankara suyu kötüleşmeye başladığından beri dinlenmiş su dışında akvaryumlara çeşmeden su koymadım ve bu sefer çok az kap içine ekledim aslında yapmam ama bu gün yaptım ve sonuç ölüm   

Arda bey dedikleriniz çok önemli , acaba dinlenmiş su koysaydınız bir şey değişir miydi sizce ? Ayrıca su değerlerini ölçme imkanınız var mı sizce suyun neyi yüksek klor derecesi falan mı acaba ?

Dinlemiş su koysaydım, hiç bir şey olmayacaktı. Su dinlendiğin de klor seviyesi düşüyor bu sebep ile balıklar da rahat edeceklerdi, sonuç da 1 saatlik bir yolculuktu ancak benim hatam yüzün den dayanamadılar. 

[QUOTE=glosyo]Bu gün elim de olan ve İsveç den sipariş ile sertifikalı olarak getirdiğim 10 adet siyah melek den 2 tanesini arkadaşıma vermek için bir kap içine koydum, kap içine akvaryum suyundan %85 koyduk dan sonra %15 kadar çeşme suyu koydum (hayatım da ilk defa çeşmeden dinlenmemiş su aldım) ve balıklar 1 saat için de öldü.[/QUOTE]

Geçmiş olsun Arda Bey. Bu sadece Ankara için değil, genel olarak tüm şehirlerde geçerlidir. Sebebi suyun kötü olması falan da değil, kusura bakmayın ama hata tamamen sizde. (Aynısını ben de yapmıştım.)

Balıkları poşetlediğinizde çok az suya balık koymuş olursunuz ve bunun sonucunda kısa sürede sudaki amonyak miktarı balıkların zar zor dayanacağı noktalara kadar yükselir. Dinlenmemiş suda klor bulunduğunu bilirsiniz.  Bu klor ile amonyak birleşince kloramin oluşumuna yol açar. Bu da hem klor hem de amonyaktan çok daha tehlikeli bir kimyasaldır. (çok çok az klor bile bu duruma yol açmak için yeterli olabiliyor.)

Benim size tavsiyem bir sonraki sefere şehir suyundan kesin uzak durmanız, mümkün olduğunca büyük poşet kullanmanız ve taşıyacağınız balığı 1-2 gün aç bırakmanızdır. (Tabii kısa yollarda son ikisi şart değil ama uzun yolda çok büyük fark sağlıyor.)
onuruygun2011-06-11 01:53:30

1990 da filtre nedir bilmezdik çeşmeden her gün %50 su değiştirirdim şöyleki tanktan dip çekimini pecereden dışarı sarkıttiğım hortumla bahçeye akıtırdım sonrada çeşmeden direk suyu basardım. 300 lt yi çatır çatır değiştirirdim şimdi tanka damla dinlenmemiş su koymuyorum. Dünde benim başma geldi balıkları yakalarken su çok bulandı bende çok az bir su koymuştum torbaya üzerine bulanık su koymamak için damacana sudan koydum. Onur beyin dediğinin yanında çeşme suyunda Co2 de yüksektir kapalı sistemden geldiği için.

Sorun bence klor olmayadabilir. Çünkü balıklar yurt dışından gelmiş. Geldikten hemen sonra naklediliyorsa ölme ihtimalleri çok yüksek. Gelen balıklar uyuşturularak geliyor. Gelen suyun içine uyuşturucu maddeler katılıyor. Geldikten sonra 3-5 saatlik tanka yerleştirme işlemi yapılsa bile (damla damla su ekleniyor), tankınıza atıp daha sonra hemen naklederseniz ölme ihtimalleri çok yüksek. Sizin tankınızda 1-2 hafta en az beklenmesi gerekirdi. Bu ihtimalde var.

Abdullah Bey; eklenen çeşme suyu miktarı çok az ve süre çok kısa olduğu için CO2'yi elemiştim.

Eskiden bu kadar hassas türler beslenmiyordu, o sebeple işler kolaydı.(20 yıl önce bir kakadu bilinmezdi bile) Bir de eskiden dayanıklı olan türler bile üretimcilerin hataları sebebi ile epey hassaslaştı. Eski lepistesleri bir hatırlayın, şimdiyle kıyaslayın. Aradaki fark dağlar kadar.

Hüsnü Bey; anestezikler hakkında size katılıyorum ama anestezi doğrudan doğruya balıkla ilgili ve bütün balıkların aynı anda ölüm sebebi olma ihtimali bence epey düşük. Balıkların hepsinin birden gitmiş olması balığın kendisi ile ilgili değil de o anda bulunduğu ortamla ilgili bir sorun olması ihtimalini kayda değer şekilde baskın kılıyor.

Tabii benim kloramin demem de kesin bu demek değildir ama bence en büyük ihtimal budur.
onuruygun2011-06-11 03:25:00

Bu arada ben balık taşırken poşete koymam özel taşıma kabım vardır balık alacağım zaman da onun içine koymalarını isterim ben bir yere götürür iken kapın içine koyarım ki kap yaklaşık 8 litre

Arda Bey; 8 litre olması güzel bir şey ama burada da aynı risk var. Ben de mümkün olduğunca kova vb. şeyer kullanırım. Benim başıma da 5-6 litrede aynı şey gelmişti. Güzelim tricolorları taşırken %20 civarı musluk suyu eklemiştim, tahminen 5 litrede falan 3 tane damızlıktan biraz ufak boyda melek vardı. Üçü de gitmişti. Hakikaten insanın içi yanıyor o manzarayı görünce.

Sonuçta 8 litre de pek yüksek bir hacim sayılmaz. Yalnız amonyak zehirlenmesi, oksijensizlikten ölüm gibi olaylara karşı korusa da kloramin amonyaktan birkaç yüz kat daha zehirli olduğundan işin içine klor girince pek bir fark olmuyor.

Arda  bey çok haklı iki gün önce tanktan 20 litre su aldım dış filtre temizlemek için sonra dedim çeşmeden takviye edeyim koca tankta 20 litre kaybolur gider hesabıyla suyu dökmeye başladım akvaryumla temas eden çeşme suyu sanki kimyasal bir olay gibi bembeyaz klor minik kabarcıklar ve o bçlgedeki balığın acayip hareketlerini görünce hemen vaz geçtim1 litre anca dökmüşümdürve balıklar strese girdi (

Bu konuya hepimiz dikkat edelim lütfen, canlılar ile oynuyoruz ve onlara iyi bir yaşam vermemiz gerekli.

Bence öyle değil ben akvaryuma su değişikliği yaparken %30 ankaradın tazze suyunu hortumdan dolduruyorum ve balıklarım oldukça sağlıklı,sağlıklı balıklar