Çeşme Suyu


ZaferixÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 21/10/2012
İl: Istanbul
Mesaj: 1038
ZaferixÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Ocak 2013 18:50
Selam bir yöntem daha var. Sabah suyu büyükçe bir bidona doldurursun ve içine hava hortumunu dibe kadar batır. Ucunda ufak hava taşı koy. Bir yerde okumuştum. Çeşme suyunu 6 saat kadar hava taşı ile havalandırdığınızda klor uçar ve tanka koymakta bir mahsuru yoktur yazıyordu. Sabah çıkarken doldurup takarsın, akşam tanka ilave edersin. Saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kayiboyuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/12/2009
İl: Giresun
Mesaj: 1352
kayiboyuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Ocak 2013 19:27
Kimyasal ilaçlara para vermeyin arkadaşlar. Bende kesinlikle palavra olduğuna inananlardanım. İllaki ezbere üretilmiyordur ama 1-2 gün bekletip aynı sonuca varmak varken 50 cc mavi bir suya 20 lira para vermek bana kazıklanmak gibi geliyor ve hayatımda sadece 1 kez su hazırlayıcı uyguladım. İşe yarayıp yaramadığı konusunda kesin bir kanaate varamadığım için mantığıma ters geldi ve bir daha kullanmadım. Su değişimindende başıma çok fazla olay gelmedi.  

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Onur NergizÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]10751,2[/B] [B]7454,3[/B]
Kayıt: 20/01/2010
İl: Adana
Mesaj: 3497
Onur NergizÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Ocak 2013 20:05
Merhabalar.Tabiki herkesin fikirlerine saygım sonsuzdur.Bende normalde bu ürünlerden kullanmam ancak ilk kez bu sene vatoz üretimi deneme sebebim yüzünden kullanma gereği duydum.Biliyorsunuz ki vatozlar çok çok hasaslar sudaki ağır metallere.Sonra baktım aslında maddi açıdan çok bir zaiyat vermiyor cüzdana.Bakın şu ürün ortalama 25 lira http://www.evcilal.com/Seachem-Prime-250-ml-Tatli-su-ve-Tuzlu-Su-Duzenleyici-,PR-6028.html ve bu ürünü verirken sevgili Onur Şahin'in tanıtım makalesinide yayınlayayım kullanım dozu hakkında.http://www.akvaryum.com/Forum/seachem_urunleri_ve_kullanim_alanlari_k431951.asp Bakın incelediyseniz linkleri 200 litre suya 5 ml seachem prime ekleniyor.Yani siz 500 litrelik bir akvaryuma sahip olsanız ve haftada 200 litre su değişimi yapsanız her hafta 5 ml oranında seachem prime kullanmak durumunda olacaksınız.250 ml oranında bir üründen 500 litrelik bir akvaryum nerede ise yıllarca faydalanabiliyor.Bence bu miktar oldukça düşük ve maliyet açısından cebi zorlayacağını düşünmüyorum.Eğer hassas canlılar besliyorsak riske atmamalıyız.Ama her balık için gerekmiyor tabiki bünyesi bu metallere karşı kuvvetli olan balıkların toleransı çok daha yüksek oluyor.Benim ki sadece bir öneri tabiki dayatma değil :).İllaki kullanılacak diye bir durumda söz konusu değil.Bakın Onur abinin makalesini okuduysanız zaten suda bir kimyasal değilmidir diyor bence çok güzel bir yaklaşım düşünülmeside gerekli.Herkese sevgi ve saygılarımla...Onur Nergiz2013-01-24 20:06:57

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

PicoCubeÇevrim Dışı

Kayıt: 07/01/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 136
PicoCubeÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 24 Ocak 2013 21:23
Seachem ürünleri Bence bu hobideki en iyi kalitedeki kimyasallardır.Dozajları ve uzun ömürleri olsun, anında etki etmeleri olsun.Mükemmeller.

Tuzlu veya tatlı su olsun Kimyasal olarak sadece Seachem kullanıyorum.Örnek olarak; 4 farklı markanın magnezyum katkısı kullandım, Seachem tam verilen dozajda, tam istenen miktara getiren tek üründü şok oldum.(Tuzlu su).İstanbul maltepede ise musluk suyu 8.5-9 cıvarı bir ph a sahip.Seachem acid regulatör katkısını ise bu sebeple satın almıştım.  2 mili gram 40 L suyu tam Ph-7
Seviyesine getirip sabitliyor.50g lık kutusunu 12 Tl ye aldım 2 senedir aktif olarak kullanıyorum kutunun yarısı halen dolu.(Tatlı Su)

En önemlisi ise sıvı halde alabileceğiniz gibi toz hallerini aynı fiyata alabiliyorsunuz, kendiniz suyla karıştırıp kullanıyorsunuz.Bu size 4 paketten fazla kar sağlıyor.

Prime ve Safe aynı ürün olmakla beraber. Safe kuru haldedir ve 50g lık kutusunu 3 senedir kullanıyorum 10 liraya almıştım.

Şu an yazacaklarım tamamen ,Ro/Dı Su ile kalibre edilmiş .Elektronik PH metre ve TDS metre ile ölçülmüş değerleri veriyorum.

Maltepe şebeke suyu.TDS=180-195 PH=8.5-9

40 litre şebeke suyuna 4Mg Seachem Safe+2Mg Seachem Acid Regulatör.

Sonuç.  TDS=120-140  PH=7.0-7.2

Son olarak ağır metaller  ne kadar su değişimi yaparsanız yapın, suyunuzu isterseniz 1 sene dinlendirin asla suyun içinden uzaklaşmayacaklardır.Bu yüzden Aktif karbon ile akvaryumunuzu senede 1  çevirmeniz gerektiği söylenir.Bu yazdıklarım tamamen kendi fikirlerim olmakla beraber kimse yapmak zorunda değildir.Ben sadece gözlem ve testlerimi sizlere aktarıyorum.Başka arkadaşların testleri veya gözlemlerinide duymak isterim özellikle böyle bir konuda çok sevinirim.

Saygılar- Sevgiler.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

carizma99Çevrim Dışı

Kayıt: 22/01/2013
İl: Istanbul
Mesaj: 135
carizma99Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 24 Ocak 2013 22:14
Onur Bey ben sizi eleştirmiyorum yanlış anlamayın fakat benim yapmak istediğim kimyasal kullanmadan  balıkları  doğadaki gibi yaşatmak zaten bir akvaristin amacıda bu olmalıdır bence.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Onur NergizÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]10751,2[/B] [B]7454,3[/B]
Kayıt: 20/01/2010
İl: Adana
Mesaj: 3497
Onur NergizÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Ocak 2013 08:22
Sizi anlıyorum saygıda duyuyorum ama şu konuya bir açıklık getirmek istiyorum.Evet hiçbir balığın doğasında suyuna seachem prime yada jbl biotopol eklenmiyor.Çünkü adı üstünde o canlının doğal yaşam alanı ve uyum sağladığı bölge.Su sadece saf yağmur suyu ile besleniyor ve her daim fazlası ile oksijen sağlanıyor her noktaya.Ama akvaryumlarda isterse 2 m2 bir akvaryum olsun oksijen kaynağı ve suya geçişi bir göl yada nehirdeki gibi olamıyor.Ayrıca akvaryuma taze su eklenirken mecburen çeşme suyu kullanılıyor.İşte bu kısım çok önemli çünkü çeşme suyu tehlikede asıl noktayı koyan kaynak.Öncelikle içtiğimiz sular insan sağlığını tehtid edecek mikroplardan arındırılması amacıyla klor ile dezenfekte ediliyor.Sonra kocaman büyük metal depolarda musluklara gönderilmek üzere bekliyorlar.Sonra belki paslı olan yine metal borular ile musluklarımıza geliyor ve bizde direkt olarak kullanıyoruz.Bu kadar işlemden geçen suyu klordan arındırmak için evet sadece dinlendirmek ve havalandırmak yeterli ama paslı depo ve borularla temas ettikten sonra ağır metallerle harmanlanmış suyu yine bu metallerden arındırmak ne yaıkki doğal yolla mümkün değil.Bu ürünler sudaki kloru etkisizleştirdikleri gibi bu ağır metalleride uzunca bir süre bağlayarak balıklara vereceği zararı minimum değerde tutyorlar.İşte bu ürünleri kullanmanın asıl noktasıda budur zaten.Ama bundan malawi tanganyika iri Amerikanlar sazansıgiller gibi bünyesi sağlam balıklar az etkilenirken apistogramma ve küçük amazon canlıları tetra grupları vatozlar tropical türler çok daha fazla etkilenir ve bu ağır metallerin bünyelerinde birikmesine sebep olur.Bu yüzden çeşme suyuna güvenen tabiki kullanailir ama İstanbulun suyunun ne kadar güvenilir olduğuda açıkçası tartışmaya açıktır.Amacım birşeyler kanıtlamak değil yanlış anlaşılmak istemem sadece önemli noktalara değinmek istedim.Sevgiler...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

MoonCrown41Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 08/10/2012
İl: Kocaeli
Mesaj: 366
MoonCrown41Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Ocak 2013 09:39
Kimyasallar elbette  önemlidir ancak ağır metaller konusunda bir bilgi sıkıntısı var forumda. Su kapta bekleyerek, içine demir kurşun vs atılarak ağır metal kazanmaz. Ayrıca her ağır metal de toksik değildir. Ve de canlı organizmalar; kobalt, bakır, demir, manganez, molibdenyum, vanadyum, stronsiyum ve çinko gibi bazı ağır metallerin eser miktarlarına gereksinim duyabiliyor. Sözkonusu balıklar ve bitkiler ise bazı ağır metallere bizlerden daha fazla ihtiyaç duyarlar. 
 
Sıkıntı şurada bence. Hangi kimyasal hangi ağır metali ne kadar bağlıyor ? Eğer tüm ağır metalleri bağlıyorsa balıklarımıza saf su vermekten farkı ne ? Ayrıca su düzenleyici kullandıktan sonra hangi balığın ve hangi bitkinin ne ihtiyacı olduğunu bilerek gerekli eklemeleri yapıyormuyuz.
 
Ben bütün bunlara zaman ayıramam, emek veremem, para harcayamam diyenlerdenim. İnsan eliyle eklenen fazla kloru sudan uzaklaştırıp suyu doğadaki haliyle kullanırım.  Fazlasını yapabilenlere saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

carizma99Çevrim Dışı

Kayıt: 22/01/2013
İl: Istanbul
Mesaj: 135
carizma99Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 25 Ocak 2013 13:50
Onur bey  istanbulun suyu ne kadar güvenilir sözünüzü çok doğru buluyorum.hatta istanbulun barajlarında  sazan vb. türlerin yaşadığından bile şüpheliyim. çünkü  çok  pis  hem havası hemde suyu tabiki musluklarımıza gelirken temizlendiği için şanslıyız.fakat bu sadece bizler için bize  bazı ağır metaller zarar vermezken balıklara zararlı bu da  doğru  fakat bence sizin kullanmanıza gerek yok çünkü siz adanada yaşıyorsunuz ve orada seyhan nehri var  şanslısınız   keşke  burdada öyle bir nehir olsada temiz temiz kullansak. ben edirneye gittiğimde orasının barajları çok temiz ve sazan vb. canlılar bol. hatta bir çeşme yani ineklerin su içtiği yerde (edirnede yalak deniyor) karides görmüştüm hayalet karides yada cam karidesti ama şeffafdı.eminim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

PicoCubeÇevrim Dışı

Kayıt: 07/01/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 136
PicoCubeÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 25 Ocak 2013 15:34
Aytaç bey.  Ben şahsen izmitliyim ve izmitin çeyme suyunu hiç sorunsuz senelerce bu hobide kullandım.Lakin istanbula geldiğimden beri çok büyük sorunlar yaşıyorum.İnanın bana leş gibi kokuyor ve banyodan çıkınca bile kireç banyosu yapmış gibi hissediyorsunuz. Balıkların halini düşünmek bile istemiyorum.Ayrıca herkesin hedefi farklı.Hangi canlıyı, hangi şartlarda beslemek istediğiniz tamamen size kalmış.

Hepsinin yanında. Canlılarımızın sudaki bütün maddelere belirli oranlarda ihtiyacı var, sonuna kadar katılıyorum bu söylediklerinize.Lakin bu ürünler zaten suyunuzu saf suya falan çevirmiyor.Canlılarınıza zararı olacak  maddeleri ortadan kaldırıyor bukadar basit aslında.Tabiki sorucaksınız zararlının yanında yararlıyıda çekiyor haklısınız, fakat buna karşılık dozajlama zaten buna göre yapılıyor hepsini yok etmiyorsunuz tehlike seviyesinden aşağıya çekiyorsunuz.

Hepsinin yanında Ro/Dı su ile akvaryum hazırlayıp. Gerekli maddeleri dışardan katmak  en muhteşem çözümdür bana sorarsanız.Deniz akvaryumlarında niye ro su öneriliyor hiç düşündünüzmü.

7 sene önce hobiye başladığımda evimizde ro cıhazı vardı.Çok şanslıydım evet.Her hobicinin yaşadığı Yosun-Hastalık-Balık ölümü-Aklıma gelmeyen diğer sorunlar hiç birini yaşamadım.Discus olsun cüce amerikanlar olsun. O zamanlar çok zor diye tabir edilen balıkların hepsinden yavru aldım.Aldığım her balık 1 hafta sonra yumurtluyordu, forumları okuyup milletle dalga geçiyordum.Aptallar yapamıyor ben yapıyorum diye.Halbuki Ro cıhazı benim için herşeyi yapıyormuş, bunu farkedince çok gülmüştüm kendime.Sadece başımdan geçenleri paylaşıyorum gücenme kırılma olmasın lutfen.

0 su demek herşeyi kendiniz yaratıyorsunuz demek.İlerde hiç sorun olmaz demek. Basit fakat etkili bir mantık.

Saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

DovakhinÇevrim Dışı

Kayıt: 10/12/2012
İl: Istanbul
Mesaj: 124
DovakhinÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 25 Ocak 2013 15:39
[QUOTE=carizma99]Onur bey  istanbulun suyu ne kadar güvenilir sözünüzü çok doğru buluyorum.hatta istanbulun barajlarında  sazan vb. türlerin yaşadığından bile şüpheliyim. çünkü  çok  pis  hem havası hemde suyu tabiki musluklarımıza gelirken temizlendiği için şanslıyız.fakat bu sadece bizler için bize  bazı ağır metaller zarar vermezken balıklara zararlı bu da  doğru  fakat bence sizin kullanmanıza gerek yok çünkü siz adanada yaşıyorsunuz ve orada seyhan nehri var  şanslısınız   keşke  burdada öyle bir nehir olsada temiz temiz kullansak. ben edirneye gittiğimde orasının barajları çok temiz ve sazan vb. canlılar bol. hatta bir çeşme yani ineklerin su içtiği yerde (edirnede yalak deniyor) karides görmüştüm hayalet karides yada cam karidesti ama şeffafdı.eminim.[/QUOTE]

İstanbul'un musluk suyu içilebilir kalitede.Bir çevre müh.'i olarak bunu söyleyebilirim.Hatta benim profesör hocalarımdan bir tanesi Kocaeli'nin bile sularının içilebilir kalitede olduğunu söylemişti,kendisi de musluk suyu içmekte.Sanayinin göbeğinde olan bir yer olduğu halde oranın suyu bile içilebiliyorsa sorun yok demektir.(Binanızdaki depoların temiz olduğundan emin olunduktan sonra)

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

MoonCrown41Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 08/10/2012
İl: Kocaeli
Mesaj: 366
MoonCrown41Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Ocak 2013 15:42
Biz Kocaeli'de Çenesuyu da içeriz Çeşme Suyu da. Şehir dışından gelen misafirlerim de sizin çeşme suyu bizde olsa hazır su satan kalmaz bizim oralarda derler.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

PicoCubeÇevrim Dışı

Kayıt: 07/01/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 136
PicoCubeÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 25 Ocak 2013 15:50
Yuvacık barajından gelen suyla, boklu melen çayından gelen suyu bir tuttuğunuza inanamıyorum.Yuvacık barajının yapılma sebebi istanbula temiz içme suyu sağlamaktı ,o dönemin belediye başkanı olan recep tayyip erdoğan baraj yapıldıktan sonra içme suyu almayı tahüt ettiği halde barajdan su almayı reddetti. Böylece kocaeli istanbuldan çok daha önce temiz içme suyuna kavuştu tayyip sagolsun.:D.

Ayrıca yuvacık barajı sanayiden okadar uzaktaki.Kocaeli merkezden istanbula gitmekten daha uzun sürüyor.

Aytaç beyede sonuna kadar katılıyorum.Kocaelide kimse hazır su almaz.Sokaklarımızda olan çeşmelerden sürekli temiz su akıyor.İstanbulda doğru düzgün çeşme bile yok.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir