Prof. Dr. Atilla Alpbaz yazi dizisi


o.topdalÇevrim Dışı

Kayıt: 02/04/2006
İl: Isparta
Mesaj: 113
o.topdalÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 12 Mayıs 2006 23:06
arkadaşlar 2001 yılında yeni asır gazetesinde akvaryum dünyası adı altında yazı dizisi yazan şu anda
E.Ü. Su Ürünleri Fakültesi  öğretim üyesi ve Senatör Üye Prof.Dr. Atilla G. ALPBAZ  
hocamıza ait  7tane yazı dizisini  birleştirip paylasıma verdim umarım faydası olur.
http://www.paylas.com/download/23208025/Prof._Dr._Atilla_Alp baz--o.topdal.rar.html

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 12 Mayıs 2006 23:11
Hemen indiriyorum paylaşım için çok teşekkürler...Saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 12 Mayıs 2006 23:24
Paylaşım için teşekkürler, aşağıda ki kısım gözden kaçmasın diyerek buraya aktarıyorum, hem bilgi niteliğinde hemde düşündürücü bir bölüm...
Saygılarımla...

Singapur'dan ithal ediyoruz

Türkiye'de akvaryuma ve akvaryum balıklarına olan ilgi 30-40 yıllık bir geçmişe sahiptir. İthalat yolu ile 1989-1995 (1995 ilk beş aylık veriler dahil) döneminde 16 farklı ülkeden 3 milyon 717 bin 736 dolar karşılığında 11 milyon 621 bin 70 adet akvaryum balığı getirilmiştir. Buna karşın ülkemizde akvaryum balığı üreten 6 adet çiftlik bulunmakta, bunların en büyüğü İzmir Bergama'da olup 200 bin adet akvaryum balığı üretilmektedir. Ayrıca, küçük ölçekte 10-15 adet üretimhanenin olduğu tahmin edilmektedir.

Ülkemizde 37 tür akvaryum balığı üretilmektedir. Bu üretimin yaklaşık yüzde 50'sini Japon balıkları, yüzde 35'ini canlı doğuran denilen lepistes, plati, kılıç ve moli gibi türler ve geri kalan yüzde 15'ini tropikal türler oluşturmaktadır. Toplam üretime bakıldığında aylık üretim 300-400 bin arasında değişmektedir.

Akvaryum balıkları ithalatının yüzde 94'ü Singapur'dan gerçekleşmektedir. İthalatın yapıldığı 5 ülke içinde Singapur'dan sonra sırasıyla Hong-Kong, Tayland, Tayvan ve Çin Halk Cumhuriyeti gibi Güneydoğu Asya ülkeleri gelmektedir. İthal edilen balıkların yüzde 45'i İstanbul'da, yüzde 20'si Ankara'da, yüzde 10'u İzmir'de ve geri kalan yüzde 25'i başta Bursa, Antalya, Mersin, Trabzon, Samsun, Gaziantep, Kars ve Van olmak üzere diğer illerde pazarlanmaktadır.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

o.topdalÇevrim Dışı

Kayıt: 02/04/2006
İl: Isparta
Mesaj: 113
o.topdalÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 12 Mayıs 2006 23:31
arkadaşlar yazı zisisinin 6.bölümünde problem olmuştu burası biraz daha farklı hemen belirteyim yazı dizisi 2000 aralık 2001 başlarında yayınlanmış
Şeker kavanozuyla başladı şimdi çiftliği var

Coşkun Kayalıoğulları'nın amatörce başlayan tutkusu, onu bugün dev bir akvaryum çiftliğine kavuşturdu. 5000 akvaryumun bulunduğu çiftlikteki 700 havuzda balık üretimi de yapılıyor.

Ortadoğu Akvaryum'un kurucusu Coşkun Kayalıoğulları'nın amatör bir tutkuyla başlayan akvaryumculuğunun öyküsü hayli ilginç. İlk kez 1964'te küçük bir şeker kavanozuyla işe başlayan Kayalıoğulları, gönlünü nasıl kaptırdığını şu cümlelerle anlatıyor:

"Yıl 1964'tü. Küçük bir şeker kavanozum vardı. Önce bir tek balık koydum. Baktım ölmüyor. Beslemeye başladım, aldığım keyfi sadece ben bilirim."

Bu amatör tutkunun Kayalıoğulları'nı şimdi nerelere taşıdığını tahmin edemezsiniz. Şeker kavanozundaki balıkla başlayan akvaryum merakının sonu, dev bir akvaryum çiftliği olmuş. Coşkun beyin ilginç öyküsünü ve amatörlere öğüdünü kendisinden dinleyelim:

"1964'te amatör olarak bir şeker kavanozunda beslediğim balığın ardından işi ticarete dökmem 1968 yılında oldu. Bu öyle büyük bir tutku ki, akvaryumla ilgilenecek kimsenin kesinlikle hayvanı sevmesi ve onunla kontak kurması gerekiyor. Tıpkı birebir telepati gibi. Onun günlük hareketlerini devamlı olarak izlediğiniz, gözlediğiniz zaman ne demek istediğini, şikayetinin ne olduğunu, yem isteyip istemediğini anlayabilirsiniz. Ama bunu yapabilmeniz için akvaryum dünyasının içine girmeniz gerekir.

Bu dünyanın içine girdiğinizde sizi iyi mi, kötü mü bilmem ama tek bir şey bekler: Engin bir dünyada kaybolmak... Ne ilk gençlik yıllarımda, ne de üniversite yıllarımda bu tutkudan kurtulamadım. İyi de oldu aslında. Şimdi bütün yorgunluğumu akvaryumda gideriyorum."

Kayalıoğulları'nı Bergama yakınlarındaki akvaryum çiftliği Ortadoğu Akvaryum'da ziyaret ettik. Yüzbinlerce balık, son derece modern tesislerde yetiştirilip, meraklılarına gönderilmek üzere içi su dolu poşetlere konuluyordu. Kayalıoğulları, buradaki çalışmalarla ilgili şu bilgileri verdi:

"Beşbin akvaryuma yakın bir kapasiteye ulaştık. 600-700 civarında havuzumuz var, toplam çalışma alanımız 5000 metre kare. Bu balıklara bakan 30 elemanımız var. Artık şeker kavanozundaki amatörlük bitmiş profesyonellik başlamıştı bizim için. Araştırdık, dünyada bu büyüklükte akvaryum tesisi bulamadık. Gerçi şimdiki aklım olsa bu kadar büyük bir tesis kurmazdım. Nedenini sorarsan çok bunaltıyor. Kontrol dağılıyor. Her gün yüzlerce akvaryumu kontrol ediyorsunuz, her birinin kendine has ritmi, özellikleri var. Ama bir bakıma da olsun diyoruz. Özellikle üniversitedeki yeni yetişen nesle bu işi sevdirebilirsek, bu işi kurumlaştırabilirsek sorunların da üstesinden geliriz. Çünkü biz Su Ürünleri Fakültesi'nden mezun değiliz, akademisyen de değiliz. Örneğin bir hastalık çıktığında onun hangi mikroptan kaynaklandığını bilemeyiz, ama deneyimlerimiz sayesinde hastalıkla nasıl mücadele edeceğimizi biliyoruz.

Yeni başlayayanlara
Amatör heyecanıyla ilk kez akvaryum sahibi olacaklara önerim bu zevkli uğraşa kavanozla başlasınlar. Kavanozda yetişen iki çeşit balık vardır; biri Japon diğeri Beta. Bunlara motor filan gerekmez, bu yüzden kavanozda beslenebilirler. Diğer balıklar içinse akvaryum gereklidir, yani havalandırmasını yapmak için motoru olacak ısıtıcısı olacak. Ama gene de korkmanıza gerek yok çünkü günümüzde akvaryum teknolojisi çok ilerledi. Eskiden meraklısı değilseniz bu iş çok zahmetliydi. Ama şimdi akvaryum malzemeleri hem dayanıklı, hem de ucuz. İşlevleri de çok güzel. Mesela eskiden ısıtıcıda termostat olmazdı. Suyu kaynatırdınız, motor yoktu ya da çok pahalıydı, ama bugün böyle değil. Sizin yapacağınız şey yemleme ve yılda bir bilemedin altı ayda bir temizlemek. Ancak suyun sürekli buharlaştığını da unutmayın, akvaryuma sık sık su eklemeniz gerekebilir. Zaten bu da keyifle yapacağınız bir şeydir.

Akvaryum malzemelerinin ucuzladığını söylemiştik. Kavanozu saymazsak üç beş milyona rahat bir akvaryum alabilirsiniz. Ama bunların çok pahalıları da yok değil. Yani 150-200 milyona da akvaryum kurabilirsiniz.

Uzakdoğu'dan Türkiye'ye
Biz burada akvaryum balıkları için doğal ortamı kendimiz yaratıyoruz, bunun avantajları ve dezavantajları var. Dezavantajı; bu balıklar Tayvan, Honkong, Jamaika, Singapur gibi ülkelerin tropikal ortamlarına alışkınlar. Zaten buralarda akvaryum balıkları doğal şartlarda göllerde üretiliyorlar. Bu nedenle maliyetleri çok azdır.

Oysa Türkiye'de doğayı siz yaratmak zorundasınız. Bu da maliyeti korkunç arttırıyor, zaten bu yüzden dünya piyasalarında geri kalıyoruz. Ama bir avantajımız var. O da kaliteli mal çıkarıyoruz. Bir gölette her türlü hastalık olabilir, kontrol edemezsiniz. Ama doğal ortamda kontrol etmeniz mümkün.

Akvaryum balıklarını üretirken çok ilginç anılar yaşıyoruz. Öyle balıklar vardır ürkektir, insan görmemesi gerekir. Bunları görebilmek için aynalar koyduk, ne yapıyorlar diye merakla izliyorduk. Bir balığın nasıl doğurduğunu izlemek için sabahladığım zamanlar çok olmuştur. Bazı balıklar yumurtadan çıkınca hemen yüzmeye başlar, bazılarıysa yumurtayı kıramazlar biz elimizdeki şişlerle bu yumurtaları kırarız. Anlayacağınız zevkli bir uğraş bu."

Bergama adında bir balık


Coşkun Kayalıoğulları Ortadoğu Akvaryum'da adlarını literatüre yazdıracak yeni cins bir balık üretmeyi başarmışlar. Adına da çiftliklerinin bulunduğu ilçenin adını vermişler: Bergama...
Kayalıoğulları, Bergama'nın öyküsünü şöyle anlatıyor:

"Bergama denilen balık bir kılıç kuyruk türü. Bu balığın piyasadaki rengi sarıdır. Fakat biz 18 senelik emek sonucunda bu balığın rengini bayrak kırmızısı haline getirdik. Böyle bir balık şu anda dünyada yok ama bundan sonra olacak. Bu balıktan ve diğerlerinden Almanya ve Yunanistan'a ihraç ettik. Sırada başka ülkeler de var. Bu balıkla dünya fuarlarına gideceğiz, yarışmalara katılacağız. Dünyada akvaryum fuarlarının en ünlüleri Singapur ve Amerika'da yapılıyor, buralara gideceğiz. Amaç kupa almak ve bu Türk'ü bu alanda da dünyaya tanıtmak.

2-3.5 yıllık ömürleri var

Akvaryumda balık bulunduranlar sahip oldukları balıkların ömrü konusunda daima meraklı olmuşlardır. Bütün kara canlılarında olduğu gibi tüm balıklar dogarlar, gelişmelerinin en süratli olduğu gençlik devresinden sonra cinsel olgunluk çağına ulaşır, döl verir, ihtiyarlar ve ölürler.

Bu ömür birçok balıkta 1 yıldan bile daha azdır. Balıklar yumurtalarını toprağın içine bırakırlar. Toprak kuruyunca kendileri ölürler. Balıkların gelişmeleriyle ölümleri arasındaki ilgiyi basitçe şu şekilde açıklayabiliriz:

Genel olarak bir balığın en iyi geliştiği dönem onun tüm ömrünün ilk 1/4'lük kısmıdır. Diğer bir deyişle bir balığın ömrü 2 yıl ise bu balık en hızlı olarak ömrünün ilk 6 ayında gelişir. Akvaryumda doğurarak üreyen balıkların çoğunluğunun ömrü 2-3.5 yıl arasındadır.

Doğada bulunan balıkların ömrü konusunda ortalama değerler verilebilir. Örneğin yılan balıkları 50 yıl, mercan balıkları 40 yıl, sazanlar 20-30 yıl, dil balığı, yayın 20-25 yıl yaşayabilirler.

Akvaryumda yaşayan balıkların ömrü konusunda tutulmuş kesin kayıtlar yoktur. Doğada yaşayan balıkların ömrü ise genel olarak pulların yapısından anlaşılabilmektedir. Akvaryum balıklarında ise bu konuda pek çalışılmaz ama kimi yetiştiriciler özellikle üretimde kullandıkları balıkların ömürleri üzerinde önemle dururlar. Çünkü bilinmektedir ki balıklar ancak tüm ömürlerinin 2/3 döneminde yavru ve yumurta verimi bakımından verimli olabilmekte yaş ilerledikçe verimleri oldukça düşmektedir.

Özellikle dış ülkelerde çok fazla sayıda hatta yılda 200-250 bin dolayında balık üretilen işletmelerde bu çok önemli bir konudur.

Eş seçiminde kontrol sizin

Akvaryum balıkçılığında izlenebilecek ilginç olaylardan biri de üreme zamanından önceki davranışlar ve aşk oyunlarıdır. Birçok balık türleri yuva yapma çalışmalarına girişirler. Bazı balık türleri ise su üzerinde yavu kurar lar. Bu davranışların bizler için önemi, balıkların üreme faaliyetlerine girme arzularının varolduğunun anlaşılmasıdır. Böylece gerekli önlemler alınarak dünyaya gelecek yumurta ve yavruları korumak için gerekli tedbirleri alabiliriz.

Yumurtlama öncesi olayların en önemlilerinden bir tanesi birbirine eş olacak balıkların saptanmasıdır. Birçok balık türü içi eşlerin seçiminde tüm kontrol insanların elindedir. Fakat bazı balıklar, örneğin melek balıkları kendi eşlerini kendileri seçerler. Yetiştirici olarak ise üretimde kullanılacak eşlerin seçiminde dikkat edilecek bazı kurallar vardır. Örneğin dişinin iyi gelişmiş karnının yumurtayla dolmuş olması ve bu nedenle şişkin bir durum alması pekçok balık türü için geçerli olan bir işarettir. Erkeklerde renklerin parlaklaşması, erkeğin daha hareketli ve canlı bir durum alması dikkatle gözlenmelidir. Balıkları bu duruma getirmek için üretimden önceki 2-3 hafta için iyi bir besi uygulanması çok yararlı olacaktır.

Pekçok balık üretiminde dişi balıklar akvaryuma erkekten bir gün evvel bırakılır. Böylece dişinin ortama alışması sağlanır. Dişinin erkekten daha büyük olduğu türlerde erkek ve dişinin aynı zamanda akvaryuma konulabilecekleri söylenebilir.

Birçok akvaryumcu doğrarak üreyen lepistes, plati, kılıçkuyruk gibi balıkların çiftleşmelerini gözleme şansı bulabilmiştir. Çünkü bu balıklarda çiftleşme birçok kara hayvanlarındakine benzer. Erkek balık gonopodium organıyla dişi ile çiftleşme olanağı bulur ve spermlerini dişiye bir torba içinde bırakır. Birçok balık bu çiftleşmeyi yılda bir, bazen iki kez yapar. Fakat balık yıl boyu yavrulamaya devam eder. Örneğin lepistes bir çiftleşmede aldığı erkek üreme hücrelerini stoklayarak 8-10 doğumda kullanabilir. Bu nedenle pekçok meraklı akvaryumda erkek balık bulunmadığı halde satın aldığı dişinin arka arkaya yumurtladığını görünce meraklanır.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 12 Mayıs 2006 23:32
Merhabalar,
Paylaşım için teşekkürler....

Saygılar...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

selmandÇevrim Dışı

Kayıt: 24/09/2005
İl: Ankara
Mesaj: 1349
selmandÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 13 Mayıs 2006 10:27
Teşekkürler sağolun

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

egemixÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 24/11/2005
İl: Ankara
Mesaj: 3391
egemixÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Mayıs 2006 10:51

Güzel bilgiler.

Teşekkürler.

 


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 13 Mayıs 2006 11:04

Tüm yazılanları okudum.Gerçketen bilmediğim bir çok bilgiye sayenizde ulaştım.

Paylaşımlarınız için teşekkürler.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mc_zahirÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 02/01/2006
İl: Ankara
Mesaj: 495
mc_zahirÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Mayıs 2006 14:05
Paylaşım için teşekkürler.Çok faydalı bir paylaşım.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

spolatÇevrim Dışı

Kayıt: 10/09/2005
İl: Istanbul
Mesaj: 116
spolatÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 13 Mayıs 2006 17:30
Ben metni indiremiyorum. Galiba Mac uyumlu değil.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 13 Mayıs 2006 22:47

Yeni başlayayanlara
Amatör heyecanıyla ilk kez akvaryum sahibi olacaklara önerim bu zevkli uğraşa kavanozla başlasınlar. Kavanozda yetişen iki çeşit balık vardır; biri Japon diğeri Beta. Bunlara motor filan gerekmez, bu yüzden kavanozda beslenebilirler. Diğer balıklar içinse akvaryum gereklidir, yani havalandırmasını yapmak için motoru olacak ısıtıcısı olacak. Ama gene de korkmanıza gerek yok çünkü günümüzde akvaryum teknolojisi çok ilerledi. Eskiden meraklısı değilseniz bu iş çok zahmetliydi. Ama şimdi akvaryum malzemeleri hem dayanıklı, hem de ucuz. İşlevleri de çok güzel. Mesela eskiden ısıtıcıda termostat olmazdı. Suyu kaynatırdınız, motor yoktu ya da çok pahalıydı, ama bugün böyle değil. Sizin yapacağınız şey yemleme ve yılda bir bilemedin altı ayda bir temizlemek. Ancak suyun sürekli buharlaştığını da unutmayın, akvaryuma sık sık su eklemeniz gerekebilir. Zaten bu da keyifle yapacağınız bir şeydir.

Akvaryum malzemelerinin ucuzladığını söylemiştik. Kavanozu saymazsak üç beş milyona rahat bir akvaryum alabilirsiniz. Ama bunların çok pahalıları da yok değil. Yani 150-200 milyona da akvaryum kurabilirsiniz.

 

 

 


Paylaşım için çok teşekkürler......

Bana göre Yukarıdaki kısım yanlışlarla dolu.Böyle bi üreticinin bunları söylemesi çok ilginç.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

tuntekÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 13/05/2006
İl: Kocaeli
Mesaj: 172
tuntekÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 14 Mayıs 2006 01:04
Pendik'te yeni açılan bir akvaryumcuda Atilla beyle uzun süre sohbet etmiştik,inanın gerçekten çok bilgili bir insan kitaplarınıda almanızı tavsiye ederim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

hsynpkrÇevrim Dışı

Kayıt: 10/10/2012
İl: Ankara
Mesaj: 141
hsynpkrÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 03 Aralık 2012 22:09
Ben paylaştığınız bilgilere ulaşamadım.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Onur YıldızÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/09/2008
İl: Izmir
Mesaj: 2425
Onur YıldızÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 03 Aralık 2012 22:25
[QUOTE=hsynpkr]Ben paylaştığınız bilgilere ulaşamadım. [/QUOTE]

Konunun üzerinden 6 yıl geçmiş , muhtemelen yüklenen dosya zaman aşımına uğrayarak silinmiştir.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir