Refet Ali Yalçın'ın High Tech Tankı Ve ALTUMLARI

Tankın abartılacak bir şeyi yok. Benim tasarım yeteneğim kısıtlı, sanattan pek anlamayan hayatımın o kısmı eksik biriyim. Hobiyi bilerek akvaryumu en çok bu noktaya getirebiliyorum, sanat yönü eksik olduğundan fazlası olmuyor. Ben doğal yeşil tonlu akvaryumlardansa, şekerci dükkanı gibi renk renk bitkili tankları seviyorum (dutch style deniyor) Çoğu kişi balık bakıyor, ben akvaryum bakıyorum o yüzden 6 senedir sıkılmıyorum. Herekse de öneririm. Cichlid tankınızın yanına bir bitkili kurun, böylece cichglidleri sıkılıp sıkılıp satmak zorunda kalmazsınız. Yoksa balık bakarken ben de acayip ayran gönüllüydüm, malawi ve tanganyikada acayip tür değiştirdim, onları bozup discus yaptım. En son bitikili ile duruldum.

Ellememek gerekip gerekmediğini bilmiyorum. Ben ellemedim sorun çıkmadı. Belki ellenirse de olur, hatta belki daha iyi olur bilmiyorum açıkçası. Glosso da baktım, şu anda cuba sarılı, sert su seven bitkiler dışında her bitki çok güzel oluyor. İnsanlara önerim kumlarını kat kat yapmasınlar. Bohçacı teyzeler, altına don, üstüne içlik, üstüne tuman üstüne şalvar giyiyorlar. Bakıyorum yeni kurulan tanklar da öyle, kat kat kum ve gübrelendirme konuluyor, sonra bir bitki çıkınca tankın altı üstüne geliyor vb. Yav işte tank burada, ilk kurulumda kumu koydum, 6 senedir türlü türlü taban bitkisi sardırdım, bir sürü çiçekli bitki de baktım, hepsi canavar gibi oldu. Taban bitkileri stem bitkiler zaten, sudan da epeyi besin çekiyorlar. Ara ara (ben 3 ayda bir gömüyorum) tablet gübre atıp sorunsuz bakarsınız. Suyunuz yumuşak olsun, karbondioksitiniz daimi olsun bir de ışığınız sağlam olsun. Geri kalanı sabır ve uğraş ile olur. Ama ihmale gelmiyor onu söyleyeyim, 1 hafta ihmali 1 ayda zor düzeltirsiniz.

Saygılar,

Saygılar,

Saygılar,

Saygılar...

Saygılar,

Aldığım yerde hala kardeşleri duruyor, 1 ay kadar oldu alalı, onlara göre epeyi büyümüşler. Karınlarını misket yutmuş gibi şişiriyorlar, devamlı birbirleriyle didişme içindeler ve acayip iştahlılar. Yapay seleksiyon discuslar (ör: melonlar) bildiğim kadarıyla 28 altında rahatsız oluyorlar. http://fish.mongabay.com/discus.htm en güvendiğim sitelerden biri bu sitedir. Burada discusların çok yumuşak suda düşük pH'da 25-29 derece sular arasında yaşadığı ancak asyada 27-33 derece arasında hafif alkali ve hafif sert suda yetiştirildiği yazıyor. Ben onlara doğalarındaki gibi 0'a yakın sertlik, 27C sıcaklık ve 6.3 pH sunuyorum.

Benzer çelişki japonlarda da yaşanıyor, normalde soğuk su balıkları olan japonların (yanlış anlaşılmasın discus da soğuk su sever demiyorum) yapay seleksiyonları sıcak su istiyor (link1 link2) linklerde de bu duruma değinmiş. Bilimsel olarak nedenini bilmiyorum ancak yapay varyeteler, doğalları kadar geniş yelpazede yaşıyamıyor, gen havuzları daralıp zayıfladıkları için. Videodaki discuslar yüzlerce yavru çıkartıyordu ancak yapay seleksiyonla üretilirken kararma özelliklerini yitirmişler bu yüzden kararamıyorlardı, yavruların çoğu da anne babayı bulamıyordu. O yüzden artık göze güzel görünme değil doğal olma özelliğini gerek şart yaptım. Benzer durum lepisteslerde de var, dergideki ilgili makalemi okumanızı öneririm: http://www.akvaryum.tc/Dergi/akvaryumplus2.pdf

Karides ve salyangoz gibi canlıları tankıma uygun bulmuyorum. Salyangozların kabuk yapım hızı, sudaki asitin onların kabuğunu eritme hızından düşük, çok düşük sertlikte ve pH'da hiç mutlu olmuyorlar. Zaten karidesler ve melekler pek iyi olmaz.

Bakım periyodum 1 ay'a kadar ayda bir %30 du değişimi ve ön camı silme, bitkileri budamadan ibaretti. Balıkları getirince su değişimi daha sıklaştı. Dizayn konusundan fazla anlamam ADİst gurubunun tanklarını ve kurulum aşamalarını örnek almanı öneririm.