SANZON IWAGUMI


emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Mart 2009 23:00
Mustafa bey önerileriniz için teşekkürler.
 
1- Hydor koralia-2 2300lt nin yarattığı akıntı biraz fazla, bu modeli hydor koralia- nano 1000lt modeli 35-50 litrelik akvaryumlara önerildiği için almaya karar vermiştim. Sanırım "hydor koralia-1  1500lt  modeli benim için daha uygunmuş.
Yinede iwagumi tarzı yalnız  taban bitkilerinin kullanıldığı akvaryumlar için uygun olabilir. Akıntının balıklar üzerine olumsuz etkisi 3 günlük gözlemime göre yok. Hatta kırmızı burun tetraların çok hoşuna gidiyor, akıntının en kuvvetli olduğu yerde akıntıya karşı oynuyorlar. Geceleri kapatacağım.
 
Bitkiler içinde akıntıdan en çok etkilenen cobomba furcata oldu; uzun olduğu için dik duramıyor...
 
2- Reçine ile ilgili vermiş olduğunuz link güzelmiş. Ne yazıkkı arama motoruna reçine yazınca bulunamıyor.
 
 
"Reçinenin sodyum yerine hidrojen iyonu vermesini sağlayacak bir yöntemi aşağıdaki linkte araştırmıştım bir zamanlar. Ancak birazda riskli bulduğumdan deneme şansım olmadı. Link:
http://www.akvaryum.com/Forum/kaynatarak_su_yumusatma_k170184.asp
""
O yöntem banada riskli geldi!
 
Almış olduğum reçine 350 gram ve filedeydi, hepsini dış filtre haznesine fileyle birlikte koymuştum. Reçine miktarı çok olduğu için hemen GH ı düşürdü, sanırım sıfırladı...
Burda sizin dediğiniz gibi reçineyi az miktarlarda bölüp dış filtreye koymak yada ayrı bir tankta suyu yumuşatıp, ordan ana tanka su eklemek daha iyi.
Bu durumda düşündümde aslında dış filtreye reçine koymak pek de mantıklı değil, onun yerine ucuz yollu su yumuşatıcılar var, onu almak daha mantıklı geliyor bana. Böylece istediğimiz kadar yumuşatılmış suyu ana tanka ekleriz.
 
Reçine Ca ve Mg iyonlarını alırken Na veriyormuş dediğiniz gibi. Burda önemli olan yumuşatılmak istenen su sertliğinin çok sert olmaması. Çok sert olunca daha çok Na geçiyor çünkü.
 
Aşağıdaki paraflar http://www.rotatek.com.tr/fqa.htm  siteden alıntı, hoşuma gitti;
 

Yumuşatılmış suyun içindeki sodyumun sağlığa zararı var mıdır?

Normal sağlıklı insanlar için problem yoktur. Ancak, sodyum kısıtlamalı diyetli hastalarda dikkat edilmesi gereklidir. Ham su sertliği 30 Fr üstünde olan suların yumuşatılması sonucu elde edilen suyun içindeki sodyum konsantrasyonu içme suyu standartlarında izin verilen limit konsantrasyon olan 175 mg/lt değerini aşmaktadır.

Doğal yumuşak su ile yapay yumuşatılmış su arasında ne  fark vardır? Doğal yumuşak sular genel olarak asidik yapıya sahiptir ve çok az çözünmüş mineral içerir. Bu da suyu korozif yapar. Yumuşatıcılar vasıtası ile yumuşatılmış sular ise, bazik karakterde olup, orta derecede çözünmüş mineral içerir. Bu tip suların, önemli bir korozif etkisi yoktur.

Yumuşatılmış su ile bahçe sulamak doğru mudur?

Ham su sertliği 30 Fr üzerinde olan suların yumuşatıldıktan sonra bahçe sulamada kullanımı sakıncalıdır. Çünkü su sertliği yükseldikçe suya verilen sodyum miktarı da artmaktadır. Sodyum ise, bitki ve otların sulama suyunda bulunması sakıncalı olan bir parametredir. Sodyum açısından zengin sularla sulanan otlar sarımsı renkte olur.
 
 
Başka bir siteden  http://www.gmcsuaritma.com/index.php?suaritma=sss   alıntı
 
Sodyum, RainSoft'un arıttığı suda ne kadar bulunur?
RainSoft'un patentli sistemi sayesinde, çok çok az. Her durumda, RainSoft'un arındırdığı her litre suda bir dilim beyaz ekmekten daha az sodyum bulunur. Eğer doktorunuz sodyum rejimi öneriyorsa, RainSoft'un Reverse Osmosis içme suyu cihazı, toplam sodyum miktarını neredeyse sıfıra indirir ve bu diyeti tam olarak karşılar.

3- Tavsiyeniz üzerine balık sayısını şimdilik azaltmayacağım.

4- Barış beyin dediği gibi...
 
 
Barış bey yorumlarınız için teşekkürler,
Yeşil nokta yosunu (GSA)akvaryum camlarında uzun süreden beri yok. O yüzden glosso üzerindeki GSA mı bilmiyorum. Camlarda uzun süre olmaması bu  yosunun ilk 2-3 aydan sonra belkide kendiliğinden kaybolabileceğini aklıma getirdi. Ayrıca fosfatı hem artırdım, hem azalttım her iki durumdada glossolara faydası olmadı.
Exceli lokal olarak uygulayacağım bir yer yok çünkü tüm tabandaki glossolar etkileniyor. Ben exceli sadece tanka katıyorum.
Daha önce yazmayı unuttum, glossolar ile ilgili olarak;
1-Kumda tortular birikiyor
2- Glossoların üzerine önce suda dolaşan minik pislik, tortu gibi şeyler birikiyor. Sonra yosun oluyor.
 
Sirkulasyon motorunu  bu kuma ve glossolara biriken bu tortu ve pisliklerden kurtarabilirim, ayrıca tabandaki CO2 dolaşımını iyileştirir diye aldım. Bakalım faydası olacakmı?
Motoru almadan önce haftada 2-3 kez yüzeyel dip çekimi yapıyordum ama faydası olmadı.
Birde sizin akvaryumdaki GH gerçekten 3-4 mü? öyleyse bende nacaklıdan su alayım!
 
emreutku2009-03-30 23:03:54

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

BvarisliÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 10/08/2007
İl: Bursa
Mesaj: 2414
BvarisliÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Mart 2009 23:42
Evet benim akvaryumun gh'ı uzun süredir en fazla 4 çıkıyor ama dediğim gibi çeşme suyunu uzun süredir ölçmedim ve test kitinin güvenirliğinden emin değilim. En kısa zamanda çapraz testlerle hem testin doğruluğunu hem çeşme suyunun gh'ını kontrol edeceğim. En son hatırladığım çeşme suyunun gh'ı akvaryumdakinden çok daha yüksekti ama bir daha test etmeden kesin birşey diyemiyorum.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 03 Nisan 2009 22:01
 
FOTOSENTEZ YENİDEN
 
Akvaryumumda uzun süredir fotosentezin gözle görünen güzel ürünü oksijen kabarcıklarını göremiyordum.
Glossoları ilk ektiğim  günleri hatırlıyorum, 3 hafta ne müthiş performans sergilemişti. Sonra performans azaldı. Ben bunu glossoyu aldığım hafta boyunca su yüzeyinde ışık ve co2 ile kondisyon kazandırmış olmama bağlamıştım.
Akvaryum oturmasına rağmen ne değişmişti? o ilk haftalardaki oksijen kabarcıkları görünmüyordu. Bu yüzden CO2 sirkulasyonunu daha iyi sağlamak için sirkulasyon motoru almak ve suyu yumuşatmak aklıma geldi.
 
1- Sirkulasyon motoru aldım; hydor koralia2 saatte 2300 litre su çeviriyor. Işıklar yanıkken çalışıyor, yarım saat açık, 1,5 saat kapalı olarak çalışıyor. Ayrı bir timer a bağlı.
 
2- Damacana su;
%50 damacana suyu, %50 musluk suyu kullanarak, hem GH hemde KH ı düşürdüm.
 
Bunun dışında iki şey daha var,
3-Uzun süredir kullanmadığım sıvı demiri kullanmaya başladım.
4-Dış filtrenin süngerini defalarca yıkadım ve kovalarca kirli su çıktı..
 
Bugün haftalardan beri görmediğim oksijen kabarcıklarını bol miktarda gödüm. Blyxa, furcata, ve glossolarda fotosentez yeniden başladı.
 
 
Su sertliği geçmişten bugüne
 
Bundan 3-4 ay önce akvaryumdaki su sertliği için 9dh diye yazmışım.
Musluk suyu sertliği o günde 10dh dı, bugünde 10dh.
1 hafta öce akvaryum suyu sertliği 12dh çıktı. Bu artışı bu süre içinde kullandığım salınım yapan taşlara bağlıyorum.
 
Geçen gün bir damacana suyu aldım sertliği 0 yada 1dh çıktı.
Sonra başka marka bir damacana suyu aldım sertliği 5dh çıktı.
 
Son bir kaç gün içinde damacana suları hakkında şunları anladım;
 
Bunu soru sorarak izah etmeye çalışayım;
SORU 1:
Tüplü CO2 sistemli, bitkili akvaryumunuz var. Tek bir bitki yetiştiriyorsunuz ve bu bitkinin çok yumuşak su istediğini önceden biliyorsunuz, bu durumda aşağıda verilen damacana değerlerinden en önemsizi hangisidir?
a) PH değeri
b) GH değeri
c)  KH değeri
 
not: Torf, reçine vs...gibi suyu modifiye edecek ürün yada araçlara sahip değilsiniz...
 
SORU 2;
Yumuşak değerlere sahip damacana su almak istiyorsunuz (ama avrupa birliğine uyum geçişinden dolayı artık damacana sularda GH yazmıyor...)
Önünüzde birkaç tane damacana var ve para önemli değil, en yumuşak olan hangisi?
 
(NOT;her iki soruda kendi çıkarımım olduğu için eleştiri, yorum ve katkıya açıktır)
 
devam edecek....
emreutku2009-04-04 00:28:18

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mustafaerdogarÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
[B]6033,1[/B] [C]3,2,38529[/C]
Kayıt: 13/12/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 2469
mustafaerdogarÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 04 Nisan 2009 09:19
Siz devam etmeden sorularınızla ilgili birkaç şey yazmak istedim:

Soru 1 de bir damacana su için verdiğiniz şıkaların tamamını elde ettiğinizi varsayarak; en önemsizi pH diyebilirim. Zira bitkinin ihtiyacı gereği yumuşak su tercih ettiğinizde düşük GH ile birlikte düşük KH sayesinde (damacana sularda genelde durum bu şekildedir) pH yüksek olsa bile tüplü CO2 sistemi ile pH' ı gereken seviyeye düşürmeniz sorun olmayacaktır.

Soru 2 için; GH değeri verilmiyorsa iletkenliğe bakabilirsiniz. İletkenliği düşük olan suyun GH değeride daha düşük çıkacaktır. (Bu yazdığımın yanlış anlaşılmaması için bir açıklama yapayım: Bu durum damacana suların neredeyse tamamı için geçerli bir durumdur. Yoksa iletkenlik ile GH arasında birebir bağlantı olduğu söylemek çok doğru olmaz.)
mustafaerdogar2009-04-04 09:23:42

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 04 Nisan 2009 10:24

Mustafa bey çok teşekkür ederim, tam isabet...

Evet test ettiğim a) damacana suyunun GH 0-1, KH 0-1 VE İletkenlik 56 idi. PH7,5 . Dediğiniz gibi CO2 ve düşük KH sayesinde PH yüksekliğinin hiç bir önemi kalmıyor.

b) damacana suyunun iletkenliği ise 242 idi....O yüzden GH daha yüksek çıkmıştı...GH =5dh ...
 
Ben 19 litre üst a) ve 15litre b) damacana Suyu kullandım.
GH 12 den 6 ya, kh 6,7 den 4 e düştü...
Bundan sonra her hafta %50 su değişimini 19litre damacana ve 19 litre çeşme suyu olarak yapacağım..
 
 
--Sertlik
 
 
Alman sertlik sınıflanması
 
0 -  4 dH,    0 -   70 ppm : çok yumuşak
 
4 -  8 dH,   70 -  140 ppm : yumuşak
 
8 - 12 dH,  140 -  210 ppm : orta sert
 
12 - 18 dH,  210 -  320 ppm : oldukça sert
 
18 - 30 dH,  320 -  530 ppm : sert
  
Ölçüm  mg\l yada ppm olarak yapılmışsa tekabül eden 
Alman sertlik derecesini (dH) bulmak için 0,056 ile çarpmak gerekiyor.
 
Alman sertlik derecesini fransız sertlik derecesine çevirmek için 1,79 ile çarpmak gereliyor. 1dh=1,79F
 


--  KH-PH-CO2 tablosu


\ pH | 6.0     6.2     6.4   6.6   6.8  7.0    7.2    7.4    8.0
KH\   |
-----------------------------------------------------------------------
0.5   | 15        9.3     5.9     3.7     2.4   1.5      0.9     0.6    0.2
1.0   | 30        19      12      7        5      3         1.9     1.2    0.3
1.5   | 44        28      18      11      7      4         2.8     1.8    0.4
2.0   | 59        37      24      15      9      6         4        2.4    0.6
2.5   | 73        46      30      19      12     7        5        3      0.7
3.0   | 87        56      35      22      14     9        6        4      0.9
3.5   | 103      65      41      26      16     10      7        4      1.0
4.0   | 118      75      47      30      19     12      6        5      1.2
5.0   | 147      93      59      37      23     15      9        6      1.5
6.0   | 177     112     71      45      28     18      11      7      1.8
8.0   | 240     149     94      59      37     24      15      9      2.4
10    | 300     186     118     74      47     30     19     12     3
15    | 440     280     176     111    70     44     28     18     4


 

 
 
Mustafa bey size bir sorum olacak dün zafer beyin tankının su sertliğinin 17dh olduğunu ögrendim. Ama glossoları yayılıyor, tam anlayamadım, bu konuda sizin yorumunuzu merak ediyorum...
emreutku2009-04-09 12:25:22

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mustafaerdogarÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
[B]6033,1[/B] [C]3,2,38529[/C]
Kayıt: 13/12/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 2469
mustafaerdogarÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 04 Nisan 2009 18:44
Zafer Abi' nin durumu benimde gördüğüm istasnalar arasında. Belki ölçüm sonuçlarında sapmalar söz konusu oluyordur; olmuyorsa bile sizinde tahmin ettiğiniz gibi tankında bulunan bitkilerden sadece glosso, su sertliği açısından belirgin sorun çıkarabilirdi ancak tahminimce bitkinin ilk adaptasyon sürecinde kendisi damacana su ile su değişimi yapıyordu ve sertliği bu kadar yüksek değildi. Glosso tanka alıştıktan sonra çoğalıp etrafı sarma isteği o kadar fazla oluyor ki uygun olmayan sertlik bile çoğalmasını engelleyemiyor. Bununla birlikte kendisinin konusunda 11. sayfadaki yakın plan glosso fotoğrafına göre  çoğalıyor olsada bitkinin sağlığı çok iyi değil. Belirgin sararmalar ve bir miktarda yosun sorunu söz konusu.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 08 Nisan 2009 21:23
Glossostigma fotosentez için ve yosuna karşı önlem paketim
 
1- Ayrı bir sirkulasyon motoru alıp kullanmak. Böylece glossolar üzerinde yeterli besin ve CO2 dolaşımı elde etmek.
2- Glossolar yumuşak su istiyor diye yazılıyor, suyu yumuşatmak.
3- Balık sayısını azaltmak
4- Dış filtre temizliği
5- Misket Gübre
6- Otoclintus, amano karidesi, nerita salyangozu eklemek
 
yukardaki önlemlerden son şık hariç hepsini uyguladım.
Işık şiddetini artırarak da oksijen kabarcığı elde etmek mümkün olabilir ama o yosuna çare olmaz.
 
Geçmişe dönük bir değerlendirme daha yaptım,
En önemli bulgu  son 1,5 aydır sadece glossolardan değil diğer bitkilerdende 02 kabarıcığı çıkmayışıydı... yeterli Işık, bol sıvı gübre, bol CO2 olmasına rağmen 02 kabarcığı yok?
 
Yukardakilerin (Işık, sıvı gübre, CO2) eksikliği yada dengesizliği sebep değilse, sebep neydi?
1- sirkulasyon yetmezliği?
Daha önce glossolardan oksijen kabarcığı aldığıma göre ya dış filtre saatlik çeviri miktarı azalmıştı yada neden bu da değildi.
-- sirkülasyon için yeni alet alındı (sanırım gereksiz)
 
2- Yumuşak su glossolar için çok önemli olabilir ama diğer bitkiler için onun kadar önemli değil,
-- Damacana su ile akvaryum suyu yumuşatıldı
GH=6    Kh=4
 
3- Balık sayısı belki çok fazla değildi ama aynı tip sürü balığı kullanmak için 10 adet neonu çıkardım, kırmızı burunlu tetraları sayısını artırmayı planlıyorum
--Balık sayısı azaltıldı
 
4- Genel olarak dış filte emizliği ayda bir hatta üç ayda bir öneriliyor ama, biyolojik filtrasyon gözardı edilirse(canlı yükü  azssa) dış filte temizliği debinin artışına yarabilir. Kendi açımdan ayrıca merak ettiğim bir şey daha var;
Dış filtrede elyaf yok (içinden çıkmadı bende almadım), elyaf olması gerekiyormu?
Birde dış filtreyi fişini çekip yeniden çalıştırdığımda gelen borudan kakverengi minik pislikler geliyor bu normalmidir?
--Dış filtre temizliği yapıldı, debi arttı..
 
5- Son olarak aklıma misket gübre geldi!
Başlangıçta redsea flora dose tablet gübre kullanmıştım ve birazda tunç beyin misket gübrelerinden kullandım..Sonra yalnız redsea tablet gübre ile devam ettim. Burada eksiklik varsa tunç beyin misket gübreleri eksikti.
Arada fark varmı diye araştırdım redsea flora dose tablet gübrede NPK yoktu, mineral ve mikro-element takviye gübresiydi.
Tunç beyin misket gübrelerinde ise ayrıca NPK vardı, belki başlangıçta (emin değilim) NPK içeriği dezavantaj olabilir, ama idame süresinde sanırım misket gübrelerde NPK olması gerekiyor.
Tam anlayabilmek için akvaryum sol tarafına misket gübre yerleştirdim, sağ tarafa yerşeltirmedim ve sol tarafta fotosentez başladı...
--NPK içerikli misket gübre eklendi
 
Sonuç olarak kendi akvaryumum için yukardaki önlemlerden etkili olduğunu düşündüklerimi önem sırasına göre yazıyorum.
1-NPK içerkli misket gübre
2- Glossolar açısından yumuşak su
3-Dış filtre temizliği (bu hafta dış filtreyi yine temizleyeceğim, balık sayım oldukça az olduğu için bunu yapmamda sakınca yok..)Ayrıca Dusko Bojiç in dış filtresini her hafta temizlediğini ögrendim...
emreutku2009-04-08 23:14:49

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

BvarisliÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 10/08/2007
İl: Bursa
Mesaj: 2414
BvarisliÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 08 Nisan 2009 23:22
Tevfik bey sorunu bulup ortadan kaldırmak için çok uğraşmışsınız ama sonunda problemi çözmüş olmanız sevindirici. Sizin gözlemlerinizle taban gübrelemesinin bir kere daha ne kadar önemli olduğunu anlamış olduk ve tabanı sağlam tuttuğuma memnun oldum. Özellikle gh ve kh seviyelerini düşürmenize sevindim. Bir zamanlar benimde gh ve kh seviyelerim çok yüksekti ama şuanda normal olması gerekenden bile düşük. Bu kadarı nasıl oldu bende anlamadım. Sirkulasyon ise eminimki tam bir felaket benim tank'ta. Filtre debisi düşük emiş hortumu bitki duvarı arkasında çıkış'ta ise yağmurlama aparatı var. Şuan bende de lilaeopsis'ler üzerinde bir miktar yosunlanma mevcut bende elimdeki iki kafa motorundan birini devreye sokacağım bu sorun için.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 08 Nisan 2009 23:55

Barış bey teşekkürler,

yukardaki önlemler işe yaramasaydı ışık miktarını artırıp, CO2 i sürekli açık hale getirecektim. O da olmadı akvaryumu %100 lük HCl ile imha etmeyi planlıyordum!


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Nisan 2009 20:15

Yukardaki önlemlere ek olarak su değişim sıklığı ve miktarını da irdelemek gerekebilir. Son su değişimini iki gün önce akşam ışıklar kapanmadan 30 dk önce yaptım. 41 litre su değiştirdim yaklaşık % 55-57. Henüz ışıklar açık olduğu için ve tüm bitkilerden anormal bir fotosentez başladı. Su değişiminden sonra böylesine bir fotosentezin sebebi ne olabilir? Çünkü günboyu bitkilerin ihtiyaç duyduğu herşey vardı ama sınırlı fotosentez oluyordu...

Ya fotosentezi baskılıyan suyun bir bölümü gitmişti ve veya yeni su eklenmesi ve hava teması ile fotosentez için ihtiyaç duyulan eksikler ortama gelmişti...
 
Tam emin değilim ama haftada 2 kez %30 su değişimi yapmaktansa haftada bir kez %60 su değişimi yapmak çok daha etkili olacakmış gibi geliyor. Yada haftada iki kez %50 su değişimi çok etkili olacakmış gibi geliyor bana...
 
Dün yolumun üzerinde akvaryumcuya uğradım, uzun süre uğramamıştım.
Belki sayısı 4 olan kırmızı burunların sayısını biraz artırırım (son giden, gece akvaryumdan dışarı atlamıştı!), birde uzun süre akvaryumda yalnız olan erkek platiye bir dişi alırım diye düşünüyordum. Erkek plati akvaryumda saatlerce kovalayıp yakalayamadığım tek balıktı. Daha önce SAE, rasbora, neon hepsini çok daha kolay yakalmıştım. Ama bu kovalamacayı erkek plati kazanmıştı, ancak sonradan erkek plati paranoyak olmuştu, gündüzleri blyxa ların altında saklanıp yalnız geceleri ortaya çıkıyordu. Madem yakalıyamıyordum, ona bir dişi arkadaş alıp sakinleştirebilirim diye düşündüm.
 
Dün akvaryumcuya uğradığımda evedeki hesap çarşıya uymadı çünkü akvaryumcunun yılda bir getirdiği kardinal tetralar gelmişti!
Çok fazla düşünemedim bile, hemen 10 adet kardinal tetra ve bir dişi balon plati ısmarladım...
 
Eve geldiğimde kardinal tetraların durumu çok kötüydü çoğu yan yatma eğilimi gösteriyorlardı? uzun süre ayrı bir kovada beklettim tanktan azar azar su dökerek alıştırma yaptım. Neyse uzun sözün kısası biri hemen, ikisi o gece ve dördü sabaha dek öldüler. 10 kardinal tetradan elimde 3 adet kaldı.
Ayrıca bir süpriz daha vardı dişi balon plati olarak ısmarladığım balık balon plati değil siyah kuyruk platiydi. Ama doğurmak üzere hamile olduğu için sanıyorum ordaki arkadaş karnını şiş görüp yanlışlıkla balon plati diye onu vermişti...
 
Bu sabah akvaryumcuya tekrar uğradım, sağolsun elinde kalan 4 kardinalin üçünü verdi (4 adetten birinin kuyruğu eksikti birinin ise durumu iyi değildi, zaten yolda öldü..iki adet sağ salim akvaryumdalar), ayrıca 4 adet kırmızı burun tetra verdi..
Şu an akvaryumda 5 adet kardinal tetra var, 8 adet kırmızı burun tetra var.
Ha birde hamile dişi platinin bebeleri! Ayrıca bizim erkek paronoyak platinin tüm ilgisi dişiye kaydı sanırım yavaş yavaş rahatsızlığı geçecek.
 
Kırmızı burunlar ile ilgili biriki şey yazmak istiyorum.
1- Yeni gelenlerin gövdeleri beyaz burunları pembe kırmızı, bendekilerin ise gövdeleri gri burunları bordoya yakın kırmızı...
Yeni gelenlerin gövdeleri yavaş yavaş gri olacak biliyorum. Kırmızı burunların en büyük handikapı fotojenik olmamaları. Gövdeleri beyaz kalsa daha fotojenik olacaktı...
2- Kırmızı burunlar tartışılmaz bir numara sürü balıkları...
3- Güçlü akıntıya karşı oynamayı öyle seviyorlarki, bu işi sürü olarak yaparken onları seyretmek çok zevkli, kardinal neonlar ise aksine akıntıyı hiç sevmiyorlar..
 
Aslında hem akvaryumun hemde balıkların fotoğraflarını eklerdim ama belki bir en geç iki hafta sonra fotoğraf eklerim.
 
Şimdilik bu sabah "Bursa Sempati Petshop" tan bir kare...
 

 

 
Bu hobiyle uğraşan herkesin mutlu olması dileğiyle...
 
 
 
emreutku2009-04-21 21:28:10

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

BvarisliÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 10/08/2007
İl: Bursa
Mesaj: 2414
BvarisliÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Nisan 2009 20:38
Tevfik bey su değişimlerinin fotosentez üzerindeki etkisi açıklanmıştı zamanında sitede ama hatırlayamadım şimdi ne olduğunu. Ben bu hafta sonuna kadar ista max mix medium kullanıyordum çözücü olarak. Bu hafta sonu büyük tankın yanına kurduğum ufak akvaryuma'da tüpten co2 verebilmek için mecburen seramik tablalıya geçtim. Ufak tank'ta başka birşey kullanamadığımdan ve seramik tablalı ile aynı hortum düzeneği üzerinde başka bir difizör kullanılamadığından mecbur kaldım. Neyse sadete gelecek olursam ista kullanırken saniyede 1 yada 2 kabarcık veriyordum ve bitkilerde hafta boyu inanılmaz bir fotosentez vardı. Uzun süredi ışıkların açılmasıyla birlikte hava motoru çalışması gibi bir fotosentez gözlemliyordum. Yaklaşık bir haftadır tanka co2 veremiyorum sistemi ikiye bölmeye çalıştığımdan ve vermeye başladığımda da ne eskisi gibi fotosentez görmeyeceğimi nede koyu yeşil hatta mavi olan drop checker'ımın açık yeşile dönmeyeceğini düşünüyordum. Dün en sonunda hortum bağlantı yerlerindeki bütün kaçakları hallettim ve iki akvaryuma da co2 vermeye başladım. Tüp boşalmak üzere olduğundan dün akşam 6 bar olan basınç sabah 4'ün altına düşmüş ve co2 gazı gidişi oldukça azalmıştı ama drop checker açık yeşil di ve son co2 ayarlamasından sonra bitkiler de fotosenteze başladı denilebilinir. Daha doğrusu görülebilir fotosenteze başladılar. Yine uzun lafın kısası bende çok uzun süredir bitkilerden o2 kabarcığı çıkışı mevcut ve sistem de değişiklik olmadığı sürece de bu böyleydi. Acaba sizdeki görülebilir o2 çıkışı kaybının asıl sebebi ne bende çok merak ettim bu yüzden. Neden bende sürekli iken sizde biran da kayboldu. Acaba Gh, kh gibi değerlerin bir etkisi varmı bunda?

Sürü balığı olarak şimdiki aklım olsa 130 cm'nin altında olmayan bir tanka tank dolusu rasbora koyardım. Belki sürü iç güdüleri kırmızı burunlar kadar iyi değil ama onları izlemek bana çok zevkli geliyor. Bence yeterli bir sürü güdüsüne sahipler (kimi zaman bir kısmı hanya'da bir kısmı Konya'da olsa da :D) hemde renk olarak çok hoşuma gidiyorlar. Kardinal Neon bulmanıza sevindim, çoğunluğu kaybetmenize üzüldüm. Sanırım kardinal'leri sempati getirdi. Zamanında benimde çok istediğim hatta rasbora ile aralarında kararsız kaldığım bir balıktı ama artık rasboralar yüzünden onlarıda gözüm görmez oldu.

Birde size blyxa ile ilgili bir soru sorayım. Sanırım hala tankınızda mevcut değil mi? Bu bitkinin gelişimi sizde de çok mu hızlı. Bendeo  kadar gür bir hale gelmişlerdi ki o kısım tam bir orman oldu. Bence blyxa'da uygun şartları buldumu çok arsız bir bitki. Asıl sorum ise çok gürleştiklerinde budama nasıl yapılmalı. Ben gelişi güzel mümkün olduğunca görüntüyü bozmayacak şekilde kök olarak çıkarttım ama yine de görüntü bozuluyor ve yapraklardan köklere ulaşmak çok zor.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Nisan 2009 22:11
Barış bey bir tüpten iki akvaryuma C02 vermek çok güzel, sorunu hallettiğiniz için sevindim.
Fotosentez konusuna gelince bu konuda  NPK içerikli misket gübrenin çok etkili olduğuna eminim. Glosso, hemianthus callitrichroides, blyxa gibi özellikle kökten beslenen bitkiler için çok önemli.
NPK içerikli misket gübreden önce glosso ve cuba için ışığın çok çok önemli olduğunu düşünüyordum. Bu 3 bitkide de NPK içerikli misket gübrenin son derece etkili olduğunu gördüm. Daha önce ışığı çok istediği sonucuna vararak dosyasını kapattığım "hemianthus callitricroides" için önemli olanın ışıktan ziyade NPK içerikli misket gübre olduğunu gözlemledim.
 
Blyxa lar dediğiniz gibi tuttumu tutuyor, ben akvaryumun en az ışık alan kısmına koydum yine olmadı, tam gaz büyüdü. Sonra artık yer değiştirmem gerektiği için komple çıkardım ve büyük bir hata yaptım! soğuk suyla yıkadım! önce gelişmesi durdu sonra yavaş yavaş dış yapraklar eridi. En son bir hafta önce (özellikle misket gübreden sonra) yine kendilerine gelmeye başladılar.
Blyxaları çok büyüdükten sonra kumdan çıkarmak çok zor, sanırım büyüme temposunu yakaladığında çok büyümeden kumdan çıkarıp. Ayırma işlemini yapıp tekrar yerleştirmek gerekiyor. Bir başka aklıma gelen altlarındaki misket gübreyi yenilememek. Ne yaparsak yapalım bir süre sonra çoğalıyor. Bu durumda talep edenlere verilebilir. 
 
Su değiştirmenin etkisi ile ilgili bazı açıklamalar okudum, ama bence mekanizma tam olarak bilinse bitkili akvaryumun bütün sırrı çözülür...
 
Sürü balıkları ile dediğiniz gibi şöyle uzun bir akvaryum çok iyi olurdu, benim 70 santimde volta atacak yerleri çok az. Çare sürü büyüklüğünü çok tutmamak olabilir. Örneğin akvaryumuma 12 adet kırmızı burun koysam sürünün bir ucu bir başta diğer ucu bir başta olur...Benim akvaryum için uygun rakamı 7 olarak düşündüm (boy/10= sürüyü oluşturacak balık sayısı gibi...)
 
Aklıma gelmişken, küçük olan akvaryumunuzda, eğer mümkünse tabi, haftada 2 kez %50 su değişimi yapıp bir gözlemleyin. Ben damacana suya başladığım için haftada iki kez su değiştirmek çok masraflı olacak...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

BvarisliÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 10/08/2007
İl: Bursa
Mesaj: 2414
BvarisliÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Nisan 2009 15:58
 Tüpten iki akvaryuma co2 vermek benim için gerçekten çok zorlayıcı bir iş oldu. Yüksek basınç yüzünden sürekli bir yerlerden kaçak yaşadım ve 4 tüp Japon yapıştırıcısı bitirdim :)
 Kabarcık çıkışındaki NPK besin takviyesi olayını daha önce de burada anlatmıştınız ama ben unutmuşum o yüzden tekrar sormuş bulundum. Hatta bende tabanı sağlam tuttuğuma sevindiğimi söylemiştim.
 Yeni tankım'da haftada 2 yada 3 kez 8-9 litre civarı su değiştireceğim yani dediğiniz gibi %50 miktarında su değişimi olacak fakat neyi gözlemleyin dediğinizi tam anlayamadım. O2 kabarcığı çıkışını mı?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

emreutkuÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/10/2008
İl: Bursa
Mesaj: 1138
emreutkuÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Nisan 2009 22:27
Barış bey merhaba,
Dediğiniz gibi haftada 2-3 kez %50 su değişimi performansı artırırmı onu merak ediyorum...
Ufak akvaryumunuz ne durumda zaten merak ediyordum..
tabana bitkileri ektinimizmi? hangi bitkileri?
 
Birde yaptığım araştırmalara dayanarak birşey söylemek istiyorum, genel olarak son zamanlarda yeni akvaryum kuran arkadaşlar yosunlardan şikayetçiler ve buna çareler arıyorlar. Ama zaten biliniyorki kurulumun ilk 2 ayı sıkıntılı dönemler. Tankın oturması gerekiyor...
Tankın oturması gerekiyor derken ışık, CO2, sıvı gübre, biyolojik döngüyü kastedmiyorum. Bunlar zaten dengeye gelecek..
Ama asıl oturması gereken şey tabanın oturması.
Akvaryum tabanı akvaryuma serilmeden önce havadaki O2 ile temasta ve kum O2 açısından zengin. Ama akvaryumda üstü su dolunca O2 çok çok azalıyor. İşte o yüzden tabanın oturması için zaman gerekiyor.
Bu yüzden Tom Barr "Kuru Başlama Yöntemi" nin kullanılmasını öneriyor, Dusco Bojic ise bu önerinin sıkı destekçisi.
Yani akvaryumu kurup tabanı  (kumun üstünü) su kaplayacak şekilde doldurup 2 ay bekliyorsunuz. Sonra bitkileri ekip, suyu tamamen doldurup,  birkaç kez su değiştirip dış filtreyi çalıştırıyorsunuz.
 
Özellikle taban bitkileri (örneğin, hatta özellikle hemianthus callitricroides") daha en başta eklenerek, taban su ile kaplı ve bitkiler hava ile temasta ama yapraklarının sürekli nemli olması şartıyla ve ışıklar 12 saat açık ilk 2 ayı böyle geçirip, sonra stem bitkileri ekleyip, su doldurup, dış filtreyi çalıştırıp, tüplü CO2 sistemi ile daha önceden havadan gelen CO2 yerine koymuş oluyorsunuz (not: burada tüplü CO2 sistemi kullanmak önemli)
 
Sanırım yeni kurulum yapsam özellikle bu yöntemi kullanırdım. Hem bu yöntem yazın kurulum yapmak içinde uygun!

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir