• • Mersine Nükleer Santral • •

Merhaba,

Ziya bey yanlış anlamayın lütfen, fikir almak amacı ile soruyorum. Şimdi devlet hidroelektrik santrali için baraj kuruyor, ormanlar su altında kalacak, tarihi eserler su altında kalacak diye karşı çıkılıyor, eylemler yapılıyor. Gazetelerde köşe yazarları yazıyor çiziyor. Devlet nükleer enerji santrali kurmaya kalkıyor, yine eylemler yapılıyor doğamız kirlenecek diye. Yine yazılıyor çiziliyor gazetelerde. Köşe yazarları bir ordan, bir burdan vuruyor. Merak ediyorum, bu ülke hidroelektrik santrali kurmazsa, nükleer enerji santrali kurmazsa, elektrik ihtiyacımız nasıl karşılanacak?Yani sizin bildiğiniz ama devlet erkanının bilmediği alternatif yöntemler var mı? Varsa böyle bir fikriniz, açıklayın, hep birlikte enerji bakanlığını dilekçe yağmırına tutalım. Ama yoksa, kabul etmemiz bir gerçek var, bu elektriği bir şekilde üretmek zorundayız. Bende karşıyım nükleer enerji santraline, bende karşıyım hidroelektrik santraline bende çocuklarımıza tertemiz bir coğrafya bırakmak isterim ancak bu işin bizim ülkemizde benim bildiğim üçüncü bir yolu yok.
Saygılarımla...

Güneş enerjisi, rüzgar enerjisini unutuyorsunuz galiba.Bunlar çevrecidir.Şunuda belirtmeliyim, bizden önce doğa vardı!

Ülkemizde güneş enerjisiyle elektrik üretmek ilginç bir serüven olurdu. Farkındamısınız Nisan ayının sonu geldi, birçok ilimizde daha yeni güneş açtı. Güneş enerjisinin ülkemizde verimli olacağını sanmıyorum. Rüzgar enerjisi de hakeza öyle. Belirli yerlerde uygulanabilir ancak maliyet-üretim değerlendirmesinde, uygulanabilir olduğunu okumuştum bir dergide. İstanbulun elektriğini üretecek güneş panellerini nereye koymak gerekir hiç düşündünüz mü? Benim bildiğim kadarı ile ülkemizde öyle biryer yok. Keşke olsa da bizde temiz enerji kaynaklarından elektrik üretsek. Yanlış anlamayın, bende istemiyorum barajlar yapılsın, nükleer santraller kurulsun, ancak iyi düşünülüp araştırıldığında, başka kalıcı çözüm olmadığını göreceksiniz...
Saygılarımla...

Murat, sen de fikrinde haksız değilsin. Bu işin maliyeti uygun, en kolay, en güvenli yolu rüzgar santralleri. Hadi diyelim o olmadı; hidroelektrik santraller. Ancak bizde sorun şu; barajı dikerken endemik yapı bozulur mu, verimli topraklar heba olur mu vb. diye düşünmek yok. Tarihi kentler su altında kalır, umursamayız; sonra da bizim tarihi eserlerimiz neden Londra'da neden Berlin'de diye ağlarız. Hidroelektrik santraller, doğanın can bulduğu Karadeniz'in ormanlarında değil, Doğu Anadolu'da çorak arazilerde yapılabilir. İnan, bugün bu hükümet geri dönülmez zararlar vererek biryere santral diker, 10 sene sonraki hükümet 'Evet, zamanında bir hata yapılmış diyerek millete tazminat öder'. Bunlar bize ait davranışlar, malesef.... 1986'da Cahit Aral radyasyonlu çayı içerken; biz ortaokulda devletin dünyada kimseye satamayıp öğrencilere gönderdiği fındık ezmesini yiyorduk. Ah ah..

Gürkan abi Doğu Anadoluda hidroelektrik santraller yapmak oldukça maaliyetli olur. O kadar malzemenin, iş makinasının taşınması bile büyük bir külfet. Rüzgar santralleri konusunda sana katılıyorum ancak şunuda kabul edelim, nükleer enerji maalesef çağımızın teknolojisi. Bunu gözardı edemeyiz. Senin yaşın  müsait Çernobili hatırlamaya. Ben bilmiyorum mesela. Ama yaptığım araştırmalar gerçeği bütün çıplaklığıyla göstermeye yetti. Bende karşıyım özellikle nükleer enerjiye ancak ben yakıt olarak fosil yakıtla çalışan otomobile de karşıyım, evlerde ısınmak için kömür kullanılmasına da. Ben kanalizasyonların denizlere, nehirlere verilmesine de karşıyım. Bana göre doğanın kendini tedavi edebilmesi için ülkemizde enazından beş yıl avlanmak ve ağ vb. kullanılarak balık tutulması da yasaklanmalı. Yoksa bunun sonucu en az Çernobil kadar vahim olacak. Ancak istememek birşey ifade etmiyor. İlk yazdığım yazıdaki gibi, bu işi yapacaklar, ve bence maalesef tek mantıklı çözüm bu.

Çok haklısın. Ama neden bilmiyorum, zaten anlaşılmaz olduğu için insanı delirtiyor; mesela avlanma yasağı arttırılacağına, 6 mil 3 mile indiriliyor. Bizim insanımız bugünü yaşıyor, çocuğunu düşünmüyor mu? Doğu Anadolu'da maliyet konusunda net yorum yapamam. Ancak istihdam açısından da Doğu, Güneydoğu daha yerinde bir karar olacaktır.

Ben internette gezerken denize kurulan rüzgar gülleri görmüştüm.Hidroelektrikten daha mantıklı olmaz mı?

[QUOTE=efendy06]Gürkan abi Doğu Anadoluda hidroelektrik santraller yapmak oldukça maaliyetli olur. O kadar malzemenin, iş makinasının taşınması bile büyük bir külfet. Rüzgar santralleri konusunda sana katılıyorum ancak şunuda kabul edelim, nükleer enerji maalesef çağımızın teknolojisi. Bunu gözardı edemeyiz. Senin yaşın  müsait Çernobili hatırlamaya. Ben bilmiyorum mesela. Ama yaptığım araştırmalar gerçeği bütün çıplaklığıyla göstermeye yetti. Bende karşıyım özellikle nükleer enerjiye ancak ben yakıt olarak fosil yakıtla çalışan otomobile de karşıyım, evlerde ısınmak için kömür kullanılmasına da. Ben kanalizasyonların denizlere, nehirlere verilmesine de karşıyım. Bana göre doğanın kendini tedavi edebilmesi için ülkemizde enazından beş yıl avlanmak ve ağ vb. kullanılarak balık tutulması da yasaklanmalı. Yoksa bunun sonucu en az Çernobil kadar vahim olacak. Ancak istememek birşey ifade etmiyor. İlk yazdığım yazıdaki gibi, bu işi yapacaklar, ve bence maalesef tek mantıklı çözüm bu.

[/QUOTE]

Maliyet, insan sağlığından daha mı önemlidir ? Elektriğe fazla para vermek yerine canımı tehlikeye atarım diyorsanız o sizin fikriniz.Çernobil yaşandıktan sonra karadenizde yaşananları bir karadenizliler bilir heralde.Ülkenin tüm işleri doğru yapılıyor da bir eksiğimiz nükleer mi kaldı ? Bazı şeyleri yaşamadan anlamıyoruz, bugün siz zarar görmeyebilirsiniz ama ilerde herhangi bir sorun oluşumunda sizin çocuğunz, çocuğunuzun çocuğu zarar görecek.Başka yanlışlar yapılıyor diye yanlışa devam etmek mi gerekir sizin yazınızdan bunu anlıyorum sadece.Bugün nükleere evet diyen, yarın başına gelebilecek herhangi bir radyoaktif hastalıkta ne yüzle yardım bekleyecek onu da merak etmiyor değilim açıkçası.

Ülkemiz nükleer yapmayı çok iyi biliyor, kendini bu konuda, oluşabilecek herhangi bir sorunda müdahalede tamamen yeterli hissediyor mu ? tabiki de Hayır.Güvensizliğimiz bu yüzden.

Greenpeace üyelerinin kullandığı ojeyle makyajı da neyle kıyasladığınızın farkındasınızdır sanırım.

Nükleer santral kurulmasından korkmak farklı konu, kuranlara güvenmemek farklı konu.

Saygılarımla.
GhastLy2011-04-23 12:23:46

Dünyada halen 30 ülkede 438 nükleer santral reaktörü enerji üretiminde kullanılırken, 42 nükleer santral inşa aşamasında bulunuyor. İşte ülkeler ve nükleer santral sayıları:

Affedersiniz, ben ntv bilimi vs. takip eden biriyim, galiba biz nükleere karşı olmakla gerici sayıldık.Herkez yok şu ülke böyle, yok bu böyle.O ülkedeki de insan biz de.Aynı zamanda o ülke sınırları içinde yalnız biz yaşamıyoruz.İnsanlar hep politik taraftan bakıyorlar.Yazık.