Altın Balık Akvaryumları Su Değişkenleri Rehberi


Rc orandaÇevrim Dışı

Kayıt: 07/09/2011
İl: Kocaeli
Mesaj: 451
Rc orandaÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 20 Kasım 2014 19:48
Bu konuda Altın Balıklar, nam-ı diğer Japon Balıkları ile ilgili yeni başlayan ve daha profesyonelce ilerlemek isteyen hobicilere fayda sağlaması için balık bakımında dikkat etmemiz gereken su değişkenleri hakkında bir kaynak çevirisi yaptım. Yaygın sorunların sebepleri su değişkenleri hakkında bilgi edinilerek daha iyi anlaşılabilir. Çeviri tarafımdan yapılmıştır ve hatalar barındırabilir. Yazının en alt kısmında yazının esas kaynağını bulabilirsiniz.
ALTIN BALIK BAKIMINDA BİLİNMESİ GEREKEN SU DEĞİŞKENLERİ HAKKINDA KISA REHBER




Altın balığınızın akvaryumunuzda istediğiniz şekilde büyüdüğünü görebilmek için sağlıklı ve dengeli bir çevre sağlanmalıdır. Akvaryumunuzda, kimyasal ve biyolojik işlemlere sebep olan ve suyun kalitesini etkileyen bir çok faktör vardır. Bunların içinde; balığınız tarafından üretilen atık miktarı, filtre büyüklüğü ve belli aralıklarla yapılan su bakımı sayılabilir. Biyolojik döngüyü dengede tutmak ve altın balığınızın sağlıklı olmasını sağlamak için akvaryumunuzdaki suyun kalitesini düzenli olarak kontrol etmeli ve gerekli olduğu durumlarda su kalitesini artırıcı müdahalelerde bulunmalısınız.

Peki bir kenara not edip zamanla değişimini gözlemlememiz gereken su parametreler nelerdir? Altın balık bakımında gerekli olan en uygun aralıklar nelerdir?

Amonyak (NH3): Amonyak, balıklarımızın atıklarından ve yenmemiş yemlerin, ölü organizmaların, çürümüş bitkilerin ayrışmasından oluşur. Balığımız için zehirleyici bir parametredir ve çok azının varlığı bile balığımız için öldürücü olabilir. Litre başına 1 ppm veya 1mg'da şiddetli stres belirtileri göstermese dahi balığımız strese girer. En uygun olanı amonyak değerinin akvaryumumuzda sıfır olmasıdır. Özellikle yüksek pH değerlerinde amonyak daha ölümcüldür.

Nitrit ve Nitrat (NO2)(NO3): Akvaryumunuzdaki nitrojen döngüsünün bir parçası olan ve nitrojen içeren organik bileşenler; balığımızın atıkları ve yenmemiş yemler gibi ayrışarak nitrit ve son olarakda nitrata dönüşür. Nitrat akvaryumunuzdaki bitkiler tarafından besin olarak kullanılır ama litre başına 50mg'dan yüksek konsantrasyonlar yosun oluşumunu tetikler ve balığınız için zararlı olabilir, bu zarar balığınızda stres olarak ortaya çıkar ve dolaylı yoldan eksik gelişim göstermiş ve zayıf bir balığa sebep olur. Bu yüzden Altın balık bakımında nitratın düşük seviyelerde tutulması gerekir. Nitrit konsantrasyonunun uzun bir zaman aralığında litre başına 1mg dan fazla olması balığınızı zehirleyebilir ve zararlıdır. Bu yüzden nitrit değerinin kontrol altında ve sıfırda tutulması faydalıdır.

Fosfat (PO4): Fosfat tüm akvaryumlarda bulunur. Eğer akvaryum bakımı düzenli ve düzgün şekilde yapılmazsa fosfat seviyesi artar ve yosun oluşumuna sebep olur. Güzel tarafı şu ki fosfat yüksek seviyelerde dahi balığınıza doğrudan zarar veren bir bileşen değildir. Buna karşın yüksek fosfat seviyesi nedeniyle oluşan yosunlar, akvaryum sakinleri için zarar verici olabilir. Fosfat akvaryumumuzda atıkların ayrışması ilede oluşur. Akvaryum içinde oluşması dışında dış bir kaynak (yenmemiş yemler, çürümüş bitkiler, karbon filtre malzemeleri, tuzlar, pH-KH dengeleyiciler ve en etkilisi su kaynağının kendisi) tarafından da akvaryumumuza girebilir. Test sonuçları 1ppm'i(veya litre başına 1mg) gösterdiğinde ortam yosun oluşumu için uygun hale gelir. 2 ve 3 ppm' aralığında yosunlar aşırı gelişim gösterir. Ayrıca yüksek fosfat seviyesi sisli gibi beyaz görünümlü akvaryum suyuna sebep olur. En uygun olan değer 0.05 ppm'dir, daha az olması fayda sağlar.

Genel Sertlik (GH): Genel sertlik, sudaki kalsiyum ve magnezyum tuzlarının konsantrasyonunun bir göstergesidir ve altın balıkların hücre fonksiyonlarını direk olarak etkiler. GH değerleri 6-16 aralığında olmalıdır.

Karbonat Sertliği (KH): Karbonat Sertliği, genellikle kalsiyum ve magnezyum ile ilişkilendirilen çok önemli bir su kimyası bileşenidir. Bikarbonat pH dengeleyici (buffer) gibi davranır ve ani ve hızlı pH değişimlerini önler. En uygun değerler 3-13 aralığıdır.

PH Değeri: Suyun pH değeri, bazik (pH>7) ve asidik (pH<7) değerinin ölçüsüdür. Altın balıklar pH seviyesindeki ani ve etkili değişikliklere karşı hassastırlar. 6.5 ve 8.5 gibi değerlere balığınız katlanabilir ama en uygun olanı 6.8-.8 aralığıdır. PH ile ilgili en önemli konu uygun aralıktan ziyade sabit bir değerde tutmaktır.

Tuz: Akvaryumlarda genellikle kullanılan tuzlar; Sodyum Klorür (NaCI) ve Magnezyum Klorür (MgCI2)(Epsom tuzu) dür. Bazı bakıcılar tuzun sadece hastalık tedavisinde kullanılmasından yanayken bazıları tuzu hastalıkları önlemek ve nitrit zehirlenmesinden korunmak, osmotik basıncı ve elektolit değişimini düzenlemek ve stresi azaltmak için kullanmaktadır. Eğer sizde kullanımından yanaysanız en uygun aralık % 0.18-0.22'dir. Hastalık tedavisindeyse normal aralık % 0.30-0.50 iken, tuz banyosu uygulamasında bu aralık % 1.00-2.00 aralığıdır. Bilinmesi gereken bir diğer nokta tuz eklemenin suyun sertliğini etkileyebileceğidir.

Sıcaklık: Altın balıklar soğuk su balığı olarak bilinir, kökenleri ılıman iklime sahip ülkelerdir bunun yanısıra tropikal iklime sahip ülkelerdede üretilmişlerdir. Altın balık bakımında en uygun sıcaklık aralığı 25-28 ºC aralığıdır. Ani sıcaklık değişimleri balığınızın hastalık direncini düşürüp enfeksiyonara karşı açık hale getirebilir. Sabit bir sıcaklık sağlamak bakımın en önemli koşuludur.

Klor/Kloramin: Klor ve bazen kloramin (çok güçlü bir su dengeleyicidir) şehir suyuna katılarak musluk sularından akan suyun insan tüketimine uygun hale gelmesi sağlanır. Maalesef bu düzenleyici görevi kloru akvaryum kullanımı için zararlı hale getiriyor. Düşük seviyelerde dahi balıkta stres ve solungaçlarda tahrişe neden olur, yüksek seviyelerde (0.2 ppm civarı) ise ölümcül olur. Bu yüzden akvaryuma eklenecek su klor veya kloramin uzaklaştırıldıktan sonra eklenmelidir.

Çözünmüş Oksijen (DO): Çözünmüş oksijen sudaki oksijenin çözünme miktarını belirtir. Oksijen, suya akvaryumu çevreleyen havadan difüzyon ile, havalandırma (aeration)(hızlı hareketle) ile veya fotosentez sonucu oluşarak girer. Yeterli seviyede çözünmüş oksijen kaliteli bir su kimyası için önemlidir. Oksijen, akvaryumumuzdaki altın balıklar için olduğu kadar filtrasyonda görevli yararlı aerobik bakteriler içinde çok önemlidir. En uygun bakım için çözünmüş oksijen seviyesi litre başına en az 5 mg olmalıdır (bu değerin yüksek tutulması olası balık eklemesi ve katkılar nedeniyle oksijen miktarında yaşanıcak olası düşüşlerde fayda sağlayacaktır)(Ayrıca bilinmelidir ki balık sayısında artış bu değerde farkedilir etkilere sebep olur). Bu değerlerin altında balığınız strese girer ve değer düştükçe stres artar. Litre başına 1-2 mg altına düşen çözünmüş oksijen miktarı süre uzarsa öldürücü olur. Öte yandan çözünmüş oksijen miktarındaki yüksek artış (aşırı doymuş seviyeler) oksijen yanıkları ve gaz kabarcıkları gibi hastalıklara sebep olabilir, yavru balıklarda ise kuyruk yapısında bozukluklar ve vücut kusurlarına neden olur. Sıcaklıktaki artış çözünmüş oksijen miktarını azaltır.

Aydınlatma: Aydınlatma, sağlıklı ve canlı renklere sahip bir balığa sahip olmak için en önemli faktörlerden biridir. Karanlıkta balığınız hareketsizleşir ayrıca renginde soluklaşma görülür. Kapalı ortamda tam spektruma sahip bir ışık kaynağı olmayan akvaryumda balığınızın rengi kırmızımsı turuncudan soluk turuncuya doğru değişmeye başlar. Derideki renk güneş veya doğal UVA,UVB kaynakları tarafından gelişir. Balığınız sizden günlük doğal aydınlanma sürelerini bekler ve bu periyotları taklit etmeniz çok önemlidir. Günlük olarak 10-16 saat aralığında aydınlatma balığınız için uygun olacaktır.

Yukarıda altın balık bakımında ihtiyaç duyulan temel konulara değinildi. Bu bilgilere dayalı bakım balığınızın gelişmesinde ve üremesinde oldukça fayda sağlayacaktır. Bu kısımdan sonraki bilgiler ise daha ileri seviye balık bakımı ile ilgili parametreleri içermektedir, ve isteğe bağlı olarak takip edilebilir.

Toplam Katı Asıltılar (TSS): TSS'ler akvaryumunuzdaki su içindeki katı maddelerdir ve filtreniz tarafından emilebilirler. TSS'lere kum tabakaları, çürümüş bitki parçacıkları ve hayvansal maddeler gibi çok geniş bir ölçekte madde içerebilir. Katı asıltıların konsantrasyonunun fazla olması altın balığınız için bir çok soruna yol açabilir. Üstelik bu konsantrasyonun yüksek olması suda loşluğa sebep olarak balığınıza ulaşması gereken ışığı engeller. Ayrıca toplam katı asıltı miktarı su sıcaklığında artışada neden olabilir çünkü asıltıdaki katılar ısıyı emerler. Bu durum dolaylı olarak çözünmüş oksijen miktarının düşmesine sebep olur (çünkü su sıcaklığı arttıkça sudaki çözünmüş oksijen miktarı azalır). Bu belitilen sorunlar dışında TSS'deki yüksek konsantrasyon balığınızın solungaç hastalıklarına yakalanmasına, hastalıklara karşı direncinin düşmesine ve büyüme hızında yavaşlama görülmesine sebep olur.

Toplam Çözünmüş Katılar (TDS): TDS suda çözünmüş olarak bulunan madde miktarının bir ölçüsüdür. TDS, suyun balığınızın hücrelerinden içerimi gireceğini yoksa hüreden dışarımı çıkacağını kontrol eder. Eğer TDS seviyesi sürekli değişiyorsa balığınız ölebilir. TDS'lere örnek olarak karbonat, bikarbonat, klorür, sülfat, fosfat, nitrat, kalsiyum, magnezyum, sodyum, organik iyonlar(amino astler ve büyümeyi geciktirici feromonlar) ve diğer iyonlar verilebilir. Bu iyonların suda belirli miktarda varlığı balık bakımı için gereklidir. Bundan dolayı balık bakımında kesinlikle saf su kullanmayın. Çünkü saf su balığınıza zarar verir (balığınızın kendi bünyesindeki tuzlar suya geçme eğilimi gösterir). Aynı TSS'de olduğu gibi yüksek TDS konsantrasyonu suyun berraklığını düşürür ve su sıcaklığının artmasına neden olur. 200 ppm gibi düşük seviyeler altın balık bakımı için uygundur.

Toplam Organik Karbon (TOC) / Çözünmüş Organik Karbon (DOC): TOC, farklı kökenlere ve bileşimlere sahip organik moleküllerin sucul sistemler içerisinde kapsamlı olarak sınıflandırılması için kullanılır. Genel anlamda, organik karbon bileşenleri bitkiler ve hayvanlar gibi daha büyük yapılı organik maddelere sahip bileşenlerin ayrışmasından meydana gelir. DOC ise bitkilerin ve hayvanların yapısının ayrışarak daha küçük parçalara bölünmesi ve suda çözünmesini belirtir. Kolayca farkedilebilenler yağlar, karbonhidratlar ve proteinlerdir. DOC, besin kaynağı görevi görerek sudaki mikro organizmaların büyümesini tetikler. Bu bilgilere ek olarak bu bileşenler kendileri ile birlikte doğal asitlere sahiptirler (dolaylı olarak pH seviyesini etkileyebilecek asitler). Ayrıca suyun renginde de oldukça etkilidirler. Feromon (büyümeyi engelleyici) bir çeşit DOC'dur.

Oksijen İndirgeme Potansiyeli (ORP): Oksijen indirgeme potansyeli sudaki oksjen miktarını anlamak için kullanılır. ORP sudaki elektron dengesini belirtir. Yüksek ORP'ye sahip su oldukça kaliteli, fazlaca oksijen içeren ve tüm organik atık maddelerin mineralizasyonunun tamamlandığı bir yapıdadır. Eğer ORP çok düşük olursa oksidasyon ve mineralizasyon olamayabilir ve atık ürünler birikerek zehirli madde oluşturmaya başlayabilir. Altın balık bakımında ORP değerinin 250 mV üzerinde olması en verimli sonucu verir

İletkenlik: İletkenlik, suyun elektrik akımını iletebilme yeteneğinin ölçütüdür ve sudaki mineral konsantrasyonuna bağlıdır. İletkenlik sudaki toplam tuz minerallerini ölçer. Suyun tuz içeriği birçok balık türünün başarılı şekilde üretilmesinde çok önemlidir. Tuz içeriği, balığın yumurtalarının sudaki osmotik basıncı üzerinde en güçlü etkiye sahiptir bu osmotik basınç içsel ve dışsal çözelti arasındaki var olan basınç kaynaklıdır. Sonuç olarak yumurtanın genişleme veya daralma davranışı sudaki tuz miktarına göre değişir. Yumurtanın genişlemesi veya küçülmesi onun büyüme yeteneğini yok edebilir. Tuz konsantrasyonu ile birlikte tatlı suyun kirlilik dereceside iletkenlik ile belirlenir. Ayrıca iletkenlik ölçümü sertliği takip etmenin başka bir yöntemidir.


KAYNAK: http://www.finmood.com/forum/viewtopic.php?f=24&t=1792


Rc oranda2014-11-21 00:21:16

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mesutokÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 10/04/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 17993
mesutokÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 21 Kasım 2014 09:19
Emeklerine sağlık, bilgilendirici güzel bir konu olmuş. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kralexxxÇevrim Dışı

Kayıt: 29/11/2012
İl: Istanbul
Mesaj: 5158
kralexxxÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 21 Kasım 2014 10:15
Kardeşim emeğine sağlık, askerden dönüşün hepimiz adına çok sevindirici ve faydalı oldu..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Rc orandaÇevrim Dışı

Kayıt: 07/09/2011
İl: Kocaeli
Mesaj: 451
Rc orandaÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 21 Kasım 2014 12:59
Hep bilgilen hep bilgilen olmuyor, birazcıkda bilgiyi paylaşmak gerek.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

çelebiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 28/02/2014
İl: Tekirdag
Mesaj: 1799
çelebiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Kasım 2014 13:06
Paylaşım için teşekkürler.

Sıcaklığı niye bu kadar yüksek önermişler acaba, bilen var mı?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Rc orandaÇevrim Dışı

Kayıt: 07/09/2011
İl: Kocaeli
Mesaj: 451
Rc orandaÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 21 Kasım 2014 14:53
Dünyada ithal edilen altın balıkların çoğu sıcak veya ılıman iklimlerde üretilip, gönderildiği için olabilir. Balık yumurta halden yetişkin hale gelinceye kadar alıştığı su değerlerine karşı daha fazla istek duyar. Kaynak sitesine göz atarsanız, kullanıcılar arasında çok fazla tropikal iklime sahip ülkelerden insanlar olduğunu görürsünüz. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

fangrexÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]11377,3[/B]
Kayıt: 24/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 414
fangrexÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Kasım 2014 20:51
Bu güzel çevirin için teşekkür ederiz Erkan. Umarım Japon türlerine ilgi duyan hobiciler bu kaynaktan sonuna kadar yararlanır.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir