Balık Hastalıkları Bloat ve Beyaz Benek


ERCÜMENT ÖZBAŞÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 16/03/2012
İl: Antalya
Mesaj: 761
ERCÜMENT ÖZBAŞÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 19 Temmuz 2012 01:13
Arkadaşlar hasta balığım için araştırma yaparken okuduğum ve  yeni başlayanlara yardımcı olabilecek bilgileri paylaşmak istedim.

Kuyruk kanat çürümesi: Kuyruk ve yüzgeçlerde beyazlaşma.

Mantar: Beyaz, ipliğimsi oluşumlar. 

Ağız fungusu: Ağız ve yanaklarda beyaz tabaka. 

Göz fırlaması: Çoğunlukla Japon balıklarında görülen aşırı göz büyümesi. 

Balık veremi: İştahsızlık, zayıflama, reflekslerde azalma. 

Kadife hastalığı: Balığın gövdesinde, ince toz tabakası gibi bir görüntü oluşur. 

Kara leke hastalığı: Balığın üzerinde siyah noktalar görülür. 

Neon hastalığı: Çoğunlukla Tetra ve Neonlarda, sarımsı lekeler oluşur. 

Solungaç hastalığı: Su yüzeyinde yüzme, yem yememe ve solungaç kenarlarında beyazlık.

Sümüklü deri hastalığı: Hareket ve beslenmede isteksizlik. 

Balık biti: Deri üzerinde parazitler. 

Actheres Ambloptitis: Solungaçlarda tahribat ve deri üzerinde parazitler.

Gyrodactylus: Yüzgeçlerde yıpranma, yer yer kızarmış bölgeler.

Furunkulozis: Deride şişmeler, kabarcıklar ve renk solması.

Hexamita: Zayıflama, iştahsızlık ve ani yüzme hareketleri. 

Kolomnaris: Vücutta yuvarlak delikler, kenarlarında sarımsı yapışkan bir madde.
Hastalığı fark ettiğinizde yapmanız gerekenler ;
Akvaryumda hastalık ve anormallikler görüldüğünde önce yemlemeyi kesiniz. Özellikle ishal var ise yem kesilmesi, kabızlık görülür ise ıspanak verilmesi gerekir. (kabızlık hayvanın arka kısmında pisliğin uzun süre sarkması ) 
Suyu kontrol ediniz. Bulanma ve aşırı kirlenme var ise suyu değiştiriniz. 
Akvaryum dibindeki pislikleri hava süpürgesi ile temizleyiniz. 
Su sıcaklığını kontrol ediniz. Su soğuk ise veya çok sıcak ise ısıtıcı veya termostat bozulmuştur. Tamir ediniz. 
Ölü balık var ise hemen uzaklaştırınız. 
Balıklarınız zıplıyor, ani ve dengesiz hareketler yapıyorsa parazit ihtimali vardır. İleride verilen ilaçlar ile mücadele ediniz. 
Balıklar su yüzeyinde hava yutmaya çalışıyorsa balıklar oksijen sıkıntısı çekmektedir. Hava pompası bozuktur veya su çok kötü kirlenmiştir. Hava pompasını kontrol ediniz ve filtreyi temizleyiniz. 
Balıklarda iskelet kıvrımları var ise yemler vitamince fakirdir. Çeşitli marka ve yaş yem (canlı yem) veriniz. 
Ani ölümler görülüyor ise zehirlenme olabilir. Akvaryuma yeni konulan plastik veya madeni malzemeler etkili olmuş olabilir. 
Odada böcek öldürücü ilaç kullanımı da zehirlenme yapabilir. Akvaryumun üstünü örtünüz. 
Klorlu çeşme suyu kullanmak ta ölüme neden olabilir. 
Aşırı yemlemede suyun çabuk bozulmasına neden olan en önemli etkenlerdendir. 
Su değiştirme anında veya çalışma anlarında balıklarda mekanik yaralanmalar oluşmuş olabilir. 
Hastalık sadece birkaç balıkta ise bu balıkları akvaryumdan hemen uzaklaştırmak diğer balıklara hastalık bulaşmasını önlemenin en emin yoludur.
Beyaz Benek

Beyaz benek suda yaşayan bir protozoandır. Protozoa suda yaşayan ve hayvansal özellikler gösteren ve bazen büyük koloniler kurabilen tek hücreleri canlılara verilen ortak isimdir. Latince adı Ichthyophthirius multifiliis'tir. İngilizce kaynaklarda kısaca Ich diye tanımlanır. Bu asalakların çok azının bile tanka bulaşması tüm tankı dezenfekte etmeyi gerektirir. Balığın üzerine tutunarak noktadan balığın kanını emmeye başlar. en sık girdiği yerler balıkların pullarının arası solungaçlardır. Üremeye hazır olduklarında balığın üzerine jelatin bir keseciğin kapladığı yumurtalarını bırakırlar. Kesecikler pulların arasında ise gözle görülemez, ama çoğaldıkça yüzgeçlerde de kesecik oluşacağından gözle görülecek hale gelirler. Ortalama üç gün içinde patlayan keseciklerden bir sürü minik aç protozoan dibe düşer, ve oradan dağılıp başka balıkların üzerine atlarlar. Yumurtalarını sadece balığın üzerine bıraktıklarını iddia etmek doğru değil, nereye bulurlarsa oraya bırakırlar, tankta balıktan sonra özellikle kumların arasına kistlerini bırakabiliyorlar. Balığın beyaz benek olduğundan keseleri görmeden de şüphelenebilirsiniz. Sürekli olarak tank ve dekorasyonlara sürtünme eğilimi vardır; kendisini oradan oraya silkeler, sanki üzerinde olan birşeyi atmak istiyormuş gibi davranır; rengi streste olduğu gibi koyulaşmaz aksine solar, özellikle renkli bir balığınız varsa size çok görünmeye başlar; hızlı kaşınma dışında normal olarak yaptığı tüm hareketleri yavaşlar; yeme ilgisi çok azalmaya başlar, isteksiz yer. Bu belirtilerden kısa bir süre sonra da çok büyük bir ihtimalle kesecikleri görürsünüz. Dikkat edin, pseudotropheus türlerinde pullar çok sıkı olduğundan ve vücutları çok kaygan olduğundan keseleri balığın üzerinde göremezsiniz. Bu da keselerin özellikle kumların arasında veya akvaryum camına yapışık olduğu anlamına gelir. Pseudotropheuslarda yukarıdaki belirtileri görürseniz, özellikle bölge belirlemek için sürtündükleri kayalara çok daha haşin ve sık sürtündüklerini ve çok sık silkelendiklerini fark ederseniz bu beyaz benektir. Diğer balık türlerinde keseleri en kolay yan yüzgeçlerde ve kuyrukta fark edersiniz. Hiçbir pamuğumsu görüntüleri yoktur, daha çok tuz veya şeker kristellerine benzerler, ışıkta da onlar gibi parlıyorlar. Birkaç gün sonra yok olduğunu, yerine farklı noktada başkasının oluştuğunu fark edersiniz.
En kesin tedavisi ısı-tuz-ve metilen mavisi birleşimidir. Tanka 5 galona (19 lt) 1 çorba kaşığı tuz ekleyin. Ekleyin derke asla tankın içine direkt olarak atmayın yoksa balıkların ciğerlerini yakarsınız.Bir kaba tanktan su alın, tuzu içinde çözün ve tanka bir kısmını çok yavaş dökün, bir süre bekleyin ve tuzlu suyu tekrar ekleyin. Eğer zaten tankınızda ve su değişimlerinde tuz kullanıyorsanız bu işleme gerek yok. Ardından ısıyı yükseltin, dayanıklı türler için 30C, daha hassas türler için 28C. Her balığa 30C uygulayamazsınız, tedavi edeceğim diye hayvanı fazla sıcaktan öldürebilirsiniz. Isı en az üç gün yüksek kalmalı, emin olmak için mümkünse 4 gün sürdürün ısıyı. Sıcaklığın daha çok dolaylı olarak asalaklara etkisi vardır. Metilen mavisinin veya tuzun tesirli olabilmesi için parazitlerin keseden çıkmasını sağlamak gerekiyor. Kesede oldukları sürece hiçbir ilaç etkili olmaz. Isı yükseldikçe içindeki yavrular evrimleri daha çabuk tamamlayacaklarından kese normalden daha kısa zamanda patlayacaktır. Bu nedenle ısıyı ille de 30C'a çıkarmanız şart değil, balık türlerini göz önünde bulundurursak, sadece balığın dayanabileceğinden emin olduğunuz bir ısıya çıkarın. Bu işlem de bittikten sonra metilen mavisi kullanın. Akvaryumcularda Contra-Ichthyo diye satılıyor. Prospektusunda yazdığı gibi aynen savsaklamadan kullanın. İlk gün için 3 damla, ardından 2 gün boyunca 1 damla, tabii ısı yükseltemiyorsanız 1 gün daha 1 damlaya devam edin. Tabii bu tedavi sadece tropik balıklarda uygulanabilir. Soğuk su balığı, tetra, veya cory gibi yüksek ısıya ve tuza karşı çok hassas balığınız varsa sadece metilen mavisini uygulayın, tuz kullanmayın, ısıyı da normalden biraz daha fazla yükseltin. Bu gibi durumlarda metilen mavisini yukarıda belirtildiği gibi normalden daha uzun süre uygulayın. Metilen mavisini kullanırken tüm filtre süngerlerini ve varsa karbonları çıkarmayı unutmayın, ve ölü protozoanları balıkların üzerinden uzaklaştırmak için tankı iyi havalandırın. Tedavi bittiğinde tanka %50 su değişimi yapın ve sonraki haftalarda su değişimlerini normalde yaptığınızdan daha sık aralıklarla yapmaya dikkat edin. Beyaz benek gibi protozoal enfectionlarda unutmamanız gereken bir nokta daha var, bulaşma riski yüksek olacağından, enfeksiyon kapmış tankta kullandığınız malzemeleri dezenfekte etmeden diğer tanklarda kullanmayın. 

Bloat

Bloat hem belirtiler açısından hem de nedenlerinden dolayı temelde dropsy ile benzerlikler gösterir. Bloat daha çok afrika menşeili cichlidlerin başına gelir. Özellikle herbivore (otçul) bir beslenme stiline sahip olan, yani doğada daha çok kayalardan yosunları (aufwuchs) sıyıran, veya yosun ve küçük kabuklularla beslenen Malawi mbuna türleri ve bazı Tanganyika türleri bloat olmaya yatkındırlar. Zaten bu nedenle diğer adı da Malawi bloat'tur (Latince adı Crybtobia). Dropsy'ye neden olan sebebler bloat'a da götürebilir bir balığı, özellikle de Malawi ve Tanganyika cichlidlerini. Ancak bloat daha çok mide bölgesinde ve yemek borusunda oluşan bir enfeksiyon olduğundan farklı nedenler de bir balığı hasta edebilir. Bloat'a yatkın olan balıkların sindirim sistemi etçil beslenen türlere göre daha uzundur. Yani mide borusu ve bağırsaklar olması gerekenden daha uzundur. Bunun bir sebebi var elbette. Yeşilliklerin ve otların sindirimi daha zordur ve daha uzun sürer. Protein ağırlıklı yemleme, bakteri deposu olan kurtlarla besleme, çözünmüş ve tekrar dondurulmuş yiyeceklerle beslemek, veya suda ıslatılmadan büyük miktarlarda verilen pellet yemler bu sistemi tıkayabilir. Her kurt veya pellet verişinizde olmaz ama birgün gelir tıkanacğı tutar. Son yıllarda yapılan araştırmalar bloat olarak tanımlanan hastalığın genelde bakterilerden (Aeromonas türü bakteriler, özellikle Aeromonas hydrophilia) veya bağırsak parazitlerinden (Hexamita salmenis ve Spironucleus türleri) kaynaklandığı fikri giderek yaygınlık kazanıyor. Ayrıca bloat'tan etkilenen Afrika cichlidleri üzerinde yapılan araştırmada balıkların midelerinde kamçılı bir tek hücreli canlı olan Cryptobia jubilans keşfedildi. Bu parazitin Malawi gölünden akvaryumlara taşındığı yönünde güçlü bulgular vardır. Bu asalak Hexamita(Hexamita salmenis)ve Spironucleus gibi parazitlerle yakın akrabadır. C. jubilans ve hexamita gibi etnteroparazitik (içte yaşayan parazitler) canlıların üremeleri için başka canlılara ihtiyaç duymadıkları ve opportunistik asalaklar oldukları tahmin ediliyor. Bu bahsedilen parazitlerin ve Aeromonas türü bakterilerin balığa nasıl bulaştıkları henüz bilinmiyor, ancak balığın bloat'a yakalanmasının yukarıda belirtilen su koşulları ve beslenmede yapılan hatalar ile yakından ilişkili olduğu tahmin ediliyor.
Bloat'a yakalanmış bir balığı ayırt etmeniz mümkün. İlk günlerde cansızlaşır, yemek ister, yemi ağzına alır fakat dışarı tükürür. Sanki yemek istediği halde yutamıyormuş gibi bir hali vardır. Zamanla rengi koyulaşır, hastalık ilerledikçe en koyu rengini almaya başlar ve Afrika cichlidlerine has siyah çizgiler ortaya çıkar. Gözleri koyulaşmaz, anormal bir görüntüleri de yoktur. Ortalıkta dolaşmadığı gibi sürekli saklanmayı tercih eder. İlk günlerden sonra karnın ya çok hafif şiştiğini, ya da içeri göçtüğünü fark edersiniz. Özellikle karnın alt kısımlarına dikkat edin. Bu belirtileri fark ettiğinizin ilk günlerinde harekete geçin. Geçen vakit balığı kurtarma şansınızı azaltacaktır. Çok temiz suyun bulunduğu, ve ısının da ana tank ile aynı olduğu tedavi tankına aldıktan sonra balığınızı iki şekilde tedavi edebilirsiniz. Ya 38 litreye bir metronidazole eritin, ya da 38 litreye bulabildiğiniz en güçlü balık antibiyotiğini kullanın. İkisini yarım dozlarda birlikte de kullanabilirsiniz. Balık son evrelerde ise, yani tabiri caizse gözünün feri gitmişse, İnsanlar için kullanılan penisilin kullanın, ama bu sefer 50 litreye bir tane eritin. Unutmayın, penisilini sadece son çare olarak kullanın, asla yaşama şansı biraz daha fazla bir balığı penisilin ile tedavi etmeyin. Hangisini seçerseniz seçin ancak 24 saat sonra en az %50 su değiştirip aynı dozajı tekrar uygulayın. 3 gün boyunca aynı yöntemi uygulayın, 3 gün sonunda balığın rengi açılmışsa, ortalıkta yüzmeye başlamışsa, ve yem yiyorsa köşeyi döndü demektir. Eğer yarı yarıya bu belirtiler varsa, ortalıkta dolaşıyor ve hala yem yemiyorsa (bunu anlamak için 1 gün bekleyin), tedaviye bir 3 gün daha başlayın. Zaten 3 günlük tedavi sonrası, 4.günde hala inatla yaşıyorsa kurtulma şansı yüksektir.



Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

hkn06Çevrim Dışı

Kayıt: 03/08/2010
İl: Ankara
Mesaj: 256
hkn06Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 19 Temmuz 2012 09:19
Verdiğin bilgiler için Teşekkürler. Alıntıda olsa çok önemli.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir