Hikari Yem Fiyatları
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2013 11:46
Amerika’da balıklarına biyolog,patalog,veteriner tutmuş birçok kişi var. Üniversitelerde araştırma yapıyorlar. Kendi evinde bile laboratuar kuran insanlar var. Mesela,Japon türlerinde Amerikalılar dünyanın en güzel balıklarına sahipler. Dünyanın her yerinden en güzel balıkları getirtebiliyorlar. Para sorunları yok,örgütlenmişler.
Çok güzel ürünler var Amerika ve Japonya'da.. Filtreden,ilaca,malzemelere
Bir balıgı gösteriyorsun Amerikan forumunda hemen fizik güzellik,sağlık,şunu şunu yap diye analiz yapıyorlar filtre sistemine kadar.
Bize 50 TL’ye balık gelse Türk milletinin maddi gücü yetmiyor. İthalatta zorlaşırsa bu işler iyice kötüye gidecek. Çöpçü ararsın yok,dogru düzgün Japon yok. Maddi gücümüz düşük.
20-30 yıl bu alanda bir gelişme beklememek gerekir.
Üreticinin Su sıcaklık ve su sertlik değerleri çok önemli. Üreticinin su değerlerini bilmek gerekir. Hastalığa su sıcaklık ve su sertlik değerlerindeki değişmeler yol açıyor. Üreticiden çıkan balık dogrudan hobicinin akvaryumuna girmeli aslında. Üreticiden=Tüketiciye dogrudan satış olmalı. 50 farklı çeşit suya giren balıklar dikiş tutmuyor. Yamuluyor,kırılıyor,şoka giriyor.
Yerli yemimiz ART AKUA’yı sizin verdiginiz sitede inceletmek gerekir aslında.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2013 12:50
Tolga Bey Merhaba,
Söylediklerinize katılmakla birlikte, maddi gücümüz düşük kısmında farklı düşündüğümüzü belirtmek isterim. Ama şöyle bir sınırlama mantıklı olabilir. Bu hobiye gönül verenlerin maddi gücü genellikle sınırlı olabilir. Ama L46'ya 450TL verende var. Yani parası olanlar içinde bu yeterli bilgi olmayabiliyor.
Misal, bacak kadar çocuğun elinde bile son model cep telefonu vardır. Vatandaş gider asgari ücret ile çalışır. Kampanya ile son model telefon alır. Bu duruma eğitimsizlik mi dersin, görgüsüzlük mü? Bilemem; ben eğitimsizliği tercih ediyorum.
Balık konusuna dönünce, yerli üretim iç pazarın %10'a ancak yetecek düzeyde, bu üretimi yapanlarında zaten üretim metodları konusundaki bilinç düzeylerine güzel vurgu yapmışsınız. (Zaten sahibinden.com gibi sitelerdeki ilanlarda şebeke suyuna alışık ibaresine hala bir anlam verebilmiş değilim.) Tabi tecrübeli ve bilinçli üreticileri tenzih ederim. Sorun geri kalan %90'ı, yüksek kar marjları için abuk sabuk üreticilerden balık temin edip iç pazara sürenler biraz insaflı olsa inanın çok güzel balıkları görmeye başlarız. Anlayacağın kötü kalite balık iç pazara sokuluyor. Yerli üreticide bunlardan üretim yapmaya çalışıyor. Yanlış metod ve kalitesiz balık birleşince hilkat garibesi balıklar piyasada dolaşıyor. Bilmem bana katılırmısınız?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2013 13:04
Maddi güce katılmıyorum. Amerika'nın geliri inanılmaz. 40 TL balık fiyatı deyince millet alamıyor. bizde
Amerikalılar dünyanın en pahalı balıklarını her yerden getiriyor. Birçok kişi 1500-2000 Dolar yılda balıga veriyor diyor. Bizde 400 TL balıga versem akvaryumda yatarım diyor millet.
Araştırma-geliştirme seviyeleri,üretim yerleri,malzemeler müthiş. Türkiye'yle hiçbir yönden karşılaştıramazsın bile.
1.000 TLtelefon verenlerin evine bir girin. Sonuçta bizim akrabalarımızda aynı. Evi berbat para yok ev telefon başbayi gibi. O ayrı bir hastalık.
Zaten gücümüz olsa tonla,dünyanın en güzel balıklarını getiririz.Ben 40 tl VERİRİM DİYORUM BAŞKA katılımcı çıkmıyor.
20-30 yıl içinde bir şey degişmez Hatta daha fazla.
En iyisi de ev yapımı yem sanırım..
tlgtck 2013-06-18 13:06:19
Amerikalılar dünyanın en pahalı balıklarını her yerden getiriyor. Birçok kişi 1500-2000 Dolar yılda balıga veriyor diyor. Bizde 400 TL balıga versem akvaryumda yatarım diyor millet.
Araştırma-geliştirme seviyeleri,üretim yerleri,malzemeler müthiş. Türkiye'yle hiçbir yönden karşılaştıramazsın bile.
1.000 TLtelefon verenlerin evine bir girin. Sonuçta bizim akrabalarımızda aynı. Evi berbat para yok ev telefon başbayi gibi. O ayrı bir hastalık.
Zaten gücümüz olsa tonla,dünyanın en güzel balıklarını getiririz.Ben 40 tl VERİRİM DİYORUM BAŞKA katılımcı çıkmıyor.
20-30 yıl içinde bir şey degişmez Hatta daha fazla.
En iyisi de ev yapımı yem sanırım..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2013 13:42
Merhaba,
Ev yapımı yem güzel fikir. Aslında ne kadar kalitelide olsa iş ticari kaygılarla yapılan üretim metodlarına bulaşırsa muhakkak bir soruna bulanır. Ev yapımıda, misal ben Oscar'lara renklendirici yem vermek yerine sakatat, kurtcuk v.s vererek aynı sonuçları alıyorum. Balıkçıdan karides alıp gölgede kurutup yem yapmışlığım bile oldu ama malum İstanbul'da yaşıyoruz,yer sıkıntısı oluyor, bir yerden sonra kokularda başlayınca çevreden tepkiler geliyor. Bu nedenle ithal yemlere yöneliyorum. :)
40 TL meselesine gelince, sadece alım gücü değilde birde güvensizlik devreye giriyor. Açıkcası hiç tanımadığım biri ile ortak bir alım yapar mıyım? Sanırım yanıtım olumsuz olur. Sizi tenzih ederim ama vaktiyle bir tanıdığa hatır minnetle Van Kedisi getirtim. (Yanlış anlaşılmasın ücretsiz) İsteyen hatta bana yalvaran kedi gelince yan çizdi. Sorun olmadı, başka biri hemen benden aldı. Ama buda bana tecrübe oldu. Ortak danaya girmem gider koyun keserim felsefesini kendime düstür edindim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2013 14:33
Amerika'dan bir foruma bu sizin yem inceleme sitenizi sordum. Bakalım cevap gelir mi..
Beyaz Benek için hangi ilacı kullanıyorsunuz? Bir de o konuda deneyimleriniz yazarsanız iyi olur.
Beyaz Benek için hangi ilacı kullanıyorsunuz? Bir de o konuda deneyimleriniz yazarsanız iyi olur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Haziran 2013 16:46
Merhaba,
Çok iyi yapmışsın, sitenin güvenilirliğini sorgulamak güzel olur. Ona göre yem seçimi yaparız. Beyaz benek konusunda direk eczaneden dehidrasyonlu su alıp içerisine sadece metilen mavisi ilave ediyordum. Her seferinde az hazırlardım. Misal ölçüm kabı ile 50 ml su alır içerisine, 2,5 gr metilen mavisi koyup (Kuyumcu tartısı gibi tartı almıştım ebay üzerinden ) çarkaladıktan sonra dinlendirip ertesi gün TEDAVİ AMAÇLI kullanırdım. Banyo yaptırma sureti ile işim bitince geriye kalan olursa tuvalete dökerdim. Bekletmek ilacın etkisini öldürüyor. Çok zorda kalırsan koyu renkli bir şişede serin yerde bir süre saklayabilirsin diyenler oluyordu ama ben bu konuda pek riske girmeyi sevmiyorum. Metilen Mavisi olarakta dikkat et çinko içerikli olmasın. Beyaz benekte bakır tedavisini önerirlerdi ama sonra balığın sinir sistemini olumsuz etkilediği için tedavi amaçlı bakır kullanımı artık önerilmiyor. En azından ben öyle biliyorum. Malzemeleride Eminönü tarafından alırdım.
Ama baya zaman geçti şu anda akvaryum suyunu değiştirdiğimde yeni suyun içine JBL Furanol2 koyuyorum, renk sararıyor ama bir süre sonra normale dönüyor. Bu ilaç tablet şeklinde 1 tablet 20 lt su için ama ben dozu daha az tutuyorum. Bu ilaçtan öncede akvaryum suyuna flagyl atardım. Oran sormayın biraz göz kararı olurdu. İlaç kullanma düşüncem hasta olduktan sonra çare aramak yerine hayvanları hastalanmadan koruyucu tedavi uygulamak üzerine, takdir edersin her su değişiminde balıklar strese girebilir. Böyleliklede koruyucu mukoza tabakası inceliyor, balıkta hastalığa açık hale geliyor. Bu stres döneminde su içindeki zararlı organizma sayısını azaltarak hayvana zaman kazandırıyorum. Zaten yemleride mümkün olduğunca kaliteli kullanmaya özen gösteriyorum. Şimdilik hasta balığım yok. Düşün benimkiler (Oscar) habire sağa sola kafa atıp hep yara bere içinde kalıyorlar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 04 Temmuz 2013 20:46
Tolga Bey Merhaba,
Biraz yoğundum geç cevap için özür diliyorum. Yem temini işini askıya aldım. Özellikle donmuş ürün gurubunun gönderim şekli konusunda emin olamadım. Üstüne üstlük birde yurtdışına çıkma durumu olunca durum netleşene kadar bekleyeyim dedim. Çıkarsam kendim alırım. Hatta sizide özelden bilgilendiririm. Kolay gelsin.
Biraz yoğundum geç cevap için özür diliyorum. Yem temini işini askıya aldım. Özellikle donmuş ürün gurubunun gönderim şekli konusunda emin olamadım. Üstüne üstlük birde yurtdışına çıkma durumu olunca durum netleşene kadar bekleyeyim dedim. Çıkarsam kendim alırım. Hatta sizide özelden bilgilendiririm. Kolay gelsin.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Temmuz 2013 00:17
Hikari olmasa da NLS (New Life Spectrum) bildiğim kadarıyla ülkemizde bulunması çok zor olmayan bir marka. Bende birkaç NLS yemi var ama genelde kullanmıyorum. Mevzubahis linkteki değerlendirmede de NLS'nin yemleri 3 ile 4.5 puan aralığında.
Ne yazık ki NLS kullanmada tereddüt ediyorum çünkü çoğu ürününde ya son kullanma tarihi yazmıyor ya da (şimdiye kadar gördüklerimde) son kullanma tarihleri çoktan geçmiş.
Ne yazık ki NLS kullanmada tereddüt ediyorum çünkü çoğu ürününde ya son kullanma tarihi yazmıyor ya da (şimdiye kadar gördüklerimde) son kullanma tarihleri çoktan geçmiş.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Temmuz 2013 06:00
Günaydın Arkadaşlar,
Dediğiniz gibi sürümü çok olmayan markalarda, son kullanma tarihi riski var. Misal geçen JBL marka ilaç almak için gezmediğim akvaryumcu kalmadı. En son 2 yerde buldum onlarda Nisan 2013 son kullanma tarihliydi. Tablet ilaç olduğundan bile bile aldım ve kullandım.
Yemlerde de başıma gelmedi değil. Aldıktan sonra geçmiş tarihli olduğunu gördüğüm ve üşenmeden iade ettiğim yemler oldu.
Tolga bey, iş değişikliği yapıyorum. Dediğim gibi yurtdışı çıkışım kesinleşirse ilk elden temin edeceğim. Yoksa görüştüğüm Amerikalı üzerinden alım yapar ve gelişmelerden sizleri haberdar ederim.
Dediğiniz gibi sürümü çok olmayan markalarda, son kullanma tarihi riski var. Misal geçen JBL marka ilaç almak için gezmediğim akvaryumcu kalmadı. En son 2 yerde buldum onlarda Nisan 2013 son kullanma tarihliydi. Tablet ilaç olduğundan bile bile aldım ve kullandım.
Yemlerde de başıma gelmedi değil. Aldıktan sonra geçmiş tarihli olduğunu gördüğüm ve üşenmeden iade ettiğim yemler oldu.
Tolga bey, iş değişikliği yapıyorum. Dediğim gibi yurtdışı çıkışım kesinleşirse ilk elden temin edeceğim. Yoksa görüştüğüm Amerikalı üzerinden alım yapar ve gelişmelerden sizleri haberdar ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Temmuz 2013 12:14
Tolga Bey Merhaba,
Şahit olduğum bir durumu paylaşayım:
Whiskas kedi mamasını bilirsin. Bilinmiş bir markadır. Ama uyanık biri, merdiven altında imalat yapan bir yerden konserve doldurtup üzerindeki etiketide matbaaya bastırmak sureti ile marka ismini taşıyan ama marka ile hiçbir alakası olmayan ürünleri piyasaya sürmüştü. Bunun maziside çok eski değil.
Hatta malum önümüz Ramazan, fırsatçılar bayat konservelerin altındaki tarih baskısını bir kimyasal ile çıkarıp yeni tarih basarak piyasaya geçmişte sürmüşlerdi. (Kimyasalın ismini burada vermeyeceğim.)
Bu bilgiler ışığında biraz hassasım. Misal, açık yem hiç almadım almamda, yazanla paketlenen arasında nedense fark varmış gibi bir hissiyatım var. Marka yemler konusunda çok az bilinen ve mümessili olmayan ürünleri iç pazardan alırken korkuyorum. Başka bir örnek, Fıstığın kilosu belli iken 10 TL'ye fıstıklı baklava nasıl olmayacaksa, ithalat, gümrük vergileri ile nakliye ve ürün ham maliyetinin neredeyse yarısına satılan ürünler hep beni kokutur.
Dersin ki kaçak yollarla geliyor. Kaçakçılığın kimlerin tekelinde olduğu malumun. Bilinçli bir vatandaş olarak sırf ucuz diye ileride bu ülkeye kurşun olarak dönecek kazanç süreçlerine alet olmamaya çalışıyorum. Bu benim görüşüm katılan katılır.
Uzun lafın kısası her zaman Arz olacaktır. Ama talep edenlerin ne kadar bilinçli hareket ettiği önemlidir. Biz bu ürünleri almamak konusunda bir tutum sergilersek birçok şey düzelecektir.
Sözlerime şöyle son vereyim. Ne aldığını bilmiyorsun sözüne katılmakla birlikte ilavede yapmak isterim. Geçen Kafa deliği hastalığı için JBL Spirohexol istedim. Cevap şu; bu ilacın bu işe yaradığını bilmiyodum oldu. :) Burada okuyorlarsa ithalatçılara selam olsun. Sattığınız ürünlere istinaden eğitimleri lütfen es geçmeyin. Bana bunu söyleyen akvaryumcu büyük bir akvaryumcuydu ama ismini burada zikredip suç işlemeyeyim. ;)
Keyifli Hobiler,
Şahit olduğum bir durumu paylaşayım:
Whiskas kedi mamasını bilirsin. Bilinmiş bir markadır. Ama uyanık biri, merdiven altında imalat yapan bir yerden konserve doldurtup üzerindeki etiketide matbaaya bastırmak sureti ile marka ismini taşıyan ama marka ile hiçbir alakası olmayan ürünleri piyasaya sürmüştü. Bunun maziside çok eski değil.
Hatta malum önümüz Ramazan, fırsatçılar bayat konservelerin altındaki tarih baskısını bir kimyasal ile çıkarıp yeni tarih basarak piyasaya geçmişte sürmüşlerdi. (Kimyasalın ismini burada vermeyeceğim.)
Bu bilgiler ışığında biraz hassasım. Misal, açık yem hiç almadım almamda, yazanla paketlenen arasında nedense fark varmış gibi bir hissiyatım var. Marka yemler konusunda çok az bilinen ve mümessili olmayan ürünleri iç pazardan alırken korkuyorum. Başka bir örnek, Fıstığın kilosu belli iken 10 TL'ye fıstıklı baklava nasıl olmayacaksa, ithalat, gümrük vergileri ile nakliye ve ürün ham maliyetinin neredeyse yarısına satılan ürünler hep beni kokutur.
Dersin ki kaçak yollarla geliyor. Kaçakçılığın kimlerin tekelinde olduğu malumun. Bilinçli bir vatandaş olarak sırf ucuz diye ileride bu ülkeye kurşun olarak dönecek kazanç süreçlerine alet olmamaya çalışıyorum. Bu benim görüşüm katılan katılır.
Uzun lafın kısası her zaman Arz olacaktır. Ama talep edenlerin ne kadar bilinçli hareket ettiği önemlidir. Biz bu ürünleri almamak konusunda bir tutum sergilersek birçok şey düzelecektir.
Sözlerime şöyle son vereyim. Ne aldığını bilmiyorsun sözüne katılmakla birlikte ilavede yapmak isterim. Geçen Kafa deliği hastalığı için JBL Spirohexol istedim. Cevap şu; bu ilacın bu işe yaradığını bilmiyodum oldu. :) Burada okuyorlarsa ithalatçılara selam olsun. Sattığınız ürünlere istinaden eğitimleri lütfen es geçmeyin. Bana bunu söyleyen akvaryumcu büyük bir akvaryumcuydu ama ismini burada zikredip suç işlemeyeyim. ;)
Keyifli Hobiler,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
