Lepistesler Ve Canlı Yem Katkılı Besinler


Koray BalcıÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 07/08/2010
İl: Batman
Mesaj: 534
Koray BalcıÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 17 Ağustos 2017 18:59
Bu makalede "[B][K]Canlı Yem Katkılı Besinlerin Anaç Lepistes (Poecilia reticulata) Balıklarının Büyüme ve Üreme Verimliliği Üzerine Etkileri[/K][/B]" konusu işlenmiş olup, sonuçları itibarı ile oldukça tatmin edici bir çalışma ortaya çıktığı kanaatindeyim. Çalışma lepistes üretiminde canlı yem kullanımı ve canlı yemlerle hazır yemlerin kombine edilmesinin üreme üzerine etkilerini deneysel olarak güzel inceleyen bir örnek. Dileyen arkadaşlar çalışma sonuçlarını incelemek adına ön bölümleri okumadan direkt olarak "[B]TARTIŞMA VE SONUÇ[/B]" bölümüne geçip, çalışmadan faydalanabilir. Saygılarımla.



[B][U]GİRİŞ[/U][/B]

Lepistes balıkları dişli sazanlar denilen Poecilidae familyasına dahil canlı doğuranlar grubundaki balık türlerindendir. Özellikle erkek lepistesler, kuyruklarının şekil ve renkliliği bakımından, akvaryum balıkları dünyasının en güzel ve renkli canlılarındandır. Bu renk zenginliğinden dolayıdır ki, çok yaygın ve tercih edilen bir balıktır.

Canlı doğuran balık türlerinin üreme ve büyüme performansları üzerine besinlerin niteliği önemli bir faktördür (Dzikowski ve diğ. 2001, Kruger ve diğ. 2001) ve su ürünleri yetiştiriciliğinde, balık larvalarının canlı yeme gereksinim duyduğu bilinen bir gerçektir. Canlı yemler, damızlık balıklardan nitelikli sperm ve yumurta alınmasında, balıketi kalitesinin iyileştirilmesinde ve birçok akvaryum balığının (discus, beta, melek balığı) renk parlaklığının korunmasında, üreme kondisyonuna gelmesinde ve başarılı bir şekilde yavru alınmasında büyük bir öneme sahiptir (Alpbaz 1993, Atay 1994, Çelikkale 1994). Genellikle canlı zooplankton türleri ile beslenen larvalar, yapay besinlerle beslenenlere nazaran daha yüksek yaşama oranı göstermektedir.

Akuakültürde, besleme yapılan türün büyüklüğüne göre farklı besin özelliklerine ihtiyaç vardır. Örneğin ilk gelişim safhasındaki balık larvalarının beslenmesinde öncelikle yağ genç ve erginlerde ise yaşama ve büyümeleri için proteine ihtiyaç vardır. Bu nedenle Artemia, akvaryum balıkları, karides, deniz ve tatlı su balıklarının yetiştiriciliğinde yavru ve ileri larval dönemde canlı, kurutulmuş veya dondurulmuş olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır (Merchie 1996, Sorgeloos ve diğ. 2001). Daphnia’lar yüksek oranda protein ve temel yağ asitleri içeren bir tatlısu kabuklusudur. Besin değeri yaşa ve türe göre değişmekle birlikte kuru ağırlığının ortalama %50’sini protein oluşturur. Ergin bireylerin içerdiği yağ asitleri ise genç bireylerdeki yağ asidi miktarından daha yüksektir. Ayrıca vitamin A ve B bakımından da seçkin bir yoğunluğa sahiptir. Dolayısıyla balıklar için kaliteli ve besleyici bir yem oluştururlar (Akyıldız 1992, Cirik ve Gökpınar 1993).

Birçok araştırmacı akvaryum balıklarının büyüme ve üremesi üzerine besinlerin etkisini çalışmıştır (Fernando ve Phang 1985, Wah Lam ve Shephard 1988, Fernando ve diğ. 1991, Degani ve Gur 1992, Degani ve Yehuda 1996, Izquierdo ve diğ. 2001, James ve Sampath 2004a). Ancak ülkemizde akvaryum balıkları konusunda yapılmış olan araştırma sayısı çok azdır. Özellikle canlı doğuran akvaryum balık türlerinden lepistes balıklarının büyüme, gonad gelişimi ve üreme performansı üzerine canlı yemlerin etkileri ile ilgili yapılmış net bir çalışmaya rastlanılamamıştır. Bu çalışmada, anaç lepistes balıklarının büyüme ve üreme verimliliği üzerine ticari yem, canlı yem (artemia, su piresi) veya bu yem karışımlarının etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır.

[B][U]MATERYAL VE YÖNTEM [/U][/B]

Araştırma, Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Akvaryum Ünitesi’nde 45x25x25 cm boyutlarında 20 adet cam akvaryumda gerçekleştiril iştir. Akvaryumlarda su yüksekliği 20 cm olacak şekilde düzenlenmiş ve dinlendirilmiş klorsuz musluk suyu kullanılmıştır. Akvaryumlar sürekli havalandırılmış ve çözünmüş oksijen ve pH ölçümleri WTW multi 340i cihazı ile, amonyum (NH4 +), nitrit (NO2 - ) ve nitrat (NO3 - ) ölçümleri ise spektrofotometrik metot (Egemen ve Sunlu, 1996) ile 3 haftada bir yapılmıştır. Çözünmüş oksijen miktarı 4,0-5,0 mg L-1, pH miktarı 7.5-8.5, amonyak miktarı 0.52-1.63 mg L-1, nitrit miktarı 0.02-0.04 mg L-1 ve nitrat miktarı ise 0.34-0.46 mg L-1 arasında değişim göstermiştir. Su sıcaklığı termostatlı ısıtıcılar ile 26 ± 1 C’de sabit tutulmaya çalışılmıştır.

Deneme 5 grupta 3 tekrarlı olarak düzenlenmiştir. Ayrıca her bir gruba ait stok akvaryumlar oluşturulmuştur. Denemede, daha önce döl vermemiş 8 aylık 75 adet anaç dişi balık (ortalama ağırlık 0.924 g ve boy 42.8 mm) 5’erli gruplar halinde, 15 adet akvaryuma yerleştirilmiştir. Her bir akvaryuma 2 adet olgun erkek balık ilave edilerek üreme oranı 5D:2E şeklinde düzenlenmiştir. Dişi-erkek balık oranlarının tespitinde, tatlısu akvaryum balıklarının seçiciliği dikkate alınmış ve üreme oranının 2D:1E’den büyük olması tavsiye edilmiştir (Campton 1989, Tamaru ve diğ. 2001).

Stok akvaryumlara ise yine aynı özellikte 70 adet anaç dişi balık (ortalama ağırlık 0.912 g ve boy 42.4 mm) 14’erli gruplar halinde, 5 akvaryuma yerleştirilmiştir. Her bir akvaryuma 5 adet erkek balık ilave edilmiştir. Deneme başında ve her 15 günde bir olmak üzere her bir gruptan 2’şer dişi balık alınıp kesilmiştir. Kesilen balıklar için yavrulamaya yakın hale gelmiş, karnı şişmiş ve anüs kısmı siyahlaşmış balıklar seçilmiştir (Stolk 1958). Üreme oranı 12D:5E olarak düzenlenmiş ve diğer deneme grubundaki orana paralellik göstermesi amacı ile her 15 günün sonunda gruplar; 10D:4E, 8D:3E, 6D:2E, 4D:2E, 2D:1E olarak düzenlenmiştir.

[B]Denemede balıklara, artemia (1. grup), su piresi (2. grup), akvaryum balık yemi + artemia (3. grup), akvaryum balık yemi + su piresi (4. grup) ve akvaryum balık yemi (5. grup)’nden oluşan 5 farklı yemleme rejimi uygulanmıştır.[/B] Araştırmada, AF 480 büyüklüğündeki INVE firması tarafından ithal edilmiş Artemia sp. yumurtaları (Büyük Tuz Gölü, UtahABD) kullanılmış ve yumurtalarının açtırılması için 28-300C sıcaklık, %0 25 tuzluluk ve pH 8-8.5 olan su ortamında, oksijen düzeyi 4 mgO2/l olacak şekilde dipten havalandırma yapılmış ve sürekli bir aydınlatma (2000 lüx.) ile 16-20 saat içinde Artemia nauplii bireyleri toplanmıştır (O’Sullivan 1993). Su piresi olarak Daphnia magna ve D. pulex türleri kullanılmış olup bölgemizdeki durgun su birikintilerinden ve laboratuvarda üretimi yapılan su pirelerinin toplanmasıyla temin edilmiştir. Akvaryum balık yemi (ABY) olarak piyasadaki ticari yemlerden [B]TetraDoramin[/B] marka yem kullanılmıştır. Denemede kullanılan yemlerin besin madde kompozisyonu Tablo 1’de verilmiştir.

[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/96896/170820171822451.jpg[/IMG]

Canlı yemler balıklara verilmeden önce bir beher içinde yoğunlaştırılmış ve 1 ml’ye düşen canlı sayısı tespit edilmiştir. Hergün akvaryumlara verilen canlı yem miktarı ml olarak kaydedilmiş ve balıkların canlı yemleri kuru madde olarak ne kadar tükettikleri hesaplanmıştır. Balıklar sabah (09:00) ve akşam (16:00) olmak üzere günde iki kez doyuncaya kadar yemlenmişlerdir. Akvaryumlarda haftada bir kez sifonlama yapılmış ve eksilen su miktarı kadar dinlendirilmiş ve aynı sıcaklıkta su ilavesi yapılmıştır. Deneme gruplarında, her hafta sonu yavru olup olmadığı kontrol edilmiş ve yavrulama olduğunda, yavrular ortamdan uzaklaştırılıp sayılmak suretiyle anaçlara ait döl verimleri tespit edilmiştir. Yavru balıkların diğer balıklar tarafından yenilmemesi için akvaryumlara plastikten yapılmış elekler yerleştirilmiştir. Bu düzenek sayesinde, yeni doğan yavru balıkların anaç balıklar tarafından yenilmeden alt kısma geçmeleri sağlanmıştır.

Anaç balıkların bireysel ağırlıkları denemenin başlangıcında ve her 4 haftada bir 0.001 g hassasiyetli dijital terazi ile tartılmış, boy ölçümleri ise deneme başı ve deneme sonunda mm bölmeli ölçüm tahtasında yapılmıştır. Tartımların yapıldığı günlerde balıklar yemlenmemiş olup bu günler, deneme süresine dahil edilmemiştir.

Araştırma sonunda elde edilen verilerin değerlendirilmesinde aşağıdaki formüllerden yararlanılmıştır (Dahlgren 1980a, Chong ve diğ. 2004, Türker ve diğ. 2005).
Gonadosomatik indeks (GSI, %)=(Gonad yaş ağırlığı / Balığın yaş ağırlığı) x 100
Net ağırlık artışı (g)=W1-W0
Spesifik büyüme oranı (SBO, %)=[(lnW1-lnW0) / gün]x100
Yem değerlendirme oranı (YDO)=Tüketilen Toplam Yem (g)/Toplam Canlı Ağırlık Artışı(g)
Nispi verimlilik=Deneme süresince toplam yavru sayısı /ortalama dişi balık ağırlığı (g)
W0 =Deneme başı ortalama canlı ağırlık (g),
W1 =Deneme sonu ortalama canlı ağırlık (g)


[B][U]BULGULAR[/U][/B]

12 haftalık deneme sonunda, ortalama canlı ağırlık artışı bakımından 1. grup ile 4. ve 5. gruplar, 3. grup ile 4. grup arasındaki fark önemsiz (p0.05) iken 2. grup ile diğer gruplar arasındaki fark önemli (p0.05) çıkmıştır. Aynı sonuçlar, deneme gruplarında görülen net ağırlık artışı ve spesifik büyüme oranlarında (%) da saptanmıştır (Tablo 2). Yem değerlendirme oranı açısından ise sadece 2. grupta elde edilen değer diğer gruplardan istatistiki olarak farklı bulunmuştur (p0.05). Araştırma süresince yalnız 5. grupta 3 adet anaç balık ölümü gözlenmiş ve deneysel gruplar arasında yaşama oranı bakımından önemli bir farklılık tespit edilmemiştir (p0.05).

[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/96896/170820171830391.jpg[/IMG]

Denemede en fazla yavru verimi akvaryum balık yemi + artemia ile beslenen 3. grupta (542 adet), en az yavru verimi ise sadece su piresi ile beslenen 2. grup’ta (152 adet) gözlenmiştir. Önemlilik derecesi bakımından 3. grup, 1.,2. ve 5. gruplardan farklı çıkarken (p0.05), diğer gruplar arasındaki farklılıklar önemsiz (p0.05) bulunmuştur (Şekil 1). Bununla beraber, fekundite ile anaç dişi balıkların ağırlıkları ve vücut uzunlukları arasında çok kuvvetli bir ilişki olduğu saptanmıştır (Şekil 2).

[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/96896/170820171837421.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/96896/170820171838031.jpg[/IMG]

Yavru verimi, nispi verimlilik açısından da hesaplanmıştır. Denemede, 3. grup, 1. grup ile 2. gruptan farklılık gösterirken (p0.05), diğer gruplar arasındaki farklar önemli (p0.05) bulunmamıştır. Deneme süresince balıkların haftalık yavru verimi incelendiğinde, akvaryum balık yemi + artemia ile beslenen 3. grup ile akvaryum balık yemi + su piresi ile beslenen 4. gruplar, artemia (1. grup), su piresi (2. grup) ve akvaryum balık yemi verilen (5. grup) deneme gruplarından daha önce ve fazla sayıda yavru verimi (4.- 5. hafta) saptanmıştır (Şekil 3).

Deneme sonunda, stok akvaryumlarındaki balıkların ortalama ağırlıkları ve boyları arasında fark görülmemiştir (p0.05). Ancak balıkların gonad ağırlıkları bakımından sadece 2. grup ile 3. grup arasındaki fark önemli (p0.05) bulunurken, diğer gruplar arasındaki farklar istatistiksel olarak önemsiz (p0.05) bulunmuştur. Deneme gruplarında, balıkların gonadosomatik indeks (verimlilik indeksi) oranları 3. grup, 1. ve 2. gruptan farklılık gösterirken (p0.05), diğer gruplar arasındaki farklar önemli (p0.05) bulunmamıştır. Aynı sonuçlar, gruplardaki toplam embriyo sayısı ve her dişi balığa düşen gözlenmiş embriyo sayısında da tespit edilmiştir (Tablo 3)

[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/96896/170820171840531.jpg[/IMG]

Yapılan analizlerde, gonad ağırlığı ve toplam embriyo sayısının anaç dişi balıkların vücut uzunlukları ve ağırlıkları arasında doğrusal bir ilişki olduğu saptanmıştır (Şekil 4 ve 5).


[B][U]TARTIŞMA VE SONUÇ[/U][/B]

Lepistes balıkları ile yapılan bu araştırmada en yüksek ortalama boy ve ağırlık artışı artemia ilaveli akvaryum balık yemi ile beslenen grupta tespit edilmiş olup James ve Sampath (2004b) ve Yılmaz (1998)’ın yaptıkları benzer çalışmalardan elde edilen sonuçlara paralellik göstermiştir. Bununla birlikte, anaç lepisteslerin gelişimi için su piresi ilaveli akvaryum balık yemiin ise ikinci sırada geldiği belirlenmiştir. Nitekim, Kruger ve diğ. (2001), ticari yemlerle birlikte günlük su piresi ilaveli yemle beslemenin en iyi ağırlık artışı ve yem değerlendirme oranını gösterdiğini rapor etmişlerdir. Sadece artemia veya sadece su piresi ile beslenen gruplar kendi aralarında karşılaştırıldığında ise artemia ile beslenen balıkların su piresi ile beslenen gruba kıyasla daha iyi gelişim gösterdiği tespit edilmiştir.

Yapılan analizler, yavru verimi ile anaç dişi balıkların ağırlıkları ve vücut uzunlukları arasında önemli bir ilişki (r= 0.91 ve r= 0.90) olduğu göstermiştir. Benzer araştırmalarda; Milton ve Arthington (1983) ve Kruger ve diğ. (2001) balık vücut büyüklüğü ile verimliliği arasında (r=0.71 ve r=0.84), Chong ve diğ. (2004) ve Ling ve diğ. (2006) ise balık ağırlıkları ile yavru verimi arasında (r=0.80 ve r=0.73) doğrusal bir ilişki olduğunu bildirmişlerdir. Ayrıca balıkların gonad ağırlıkları ile toplam embriyo sayısının balığın vücut uzunlukları ve ağırlıkları arasında kuvvetli bir ilişkinin olduğu saptanmıştır (Şekil 4). Denemede elde edilen balık verimliliğine ait tüm sonuçlar Poecilidae familyasına ait olan lepistes ve kılıçkuyruk balıklarıyla yapılan diğer araştırma sonuçlarıyla paralellik göstermiştir (Dahlgren 1980a, 1980b, 1981, Kruger ve diğ.
2001, James ve Sampath 2004b).

Araştırmada en fazla yavru sayısı canlı yem katkılı (artemia veya su piresi) akvaryum balık yemi ile beslenen grupta gözlenmiştir. Benzer şekilde, Kruger ve diğ. (2001), üreme bakımından su piresi ilaveli ticari yemlerle beslenen anaç kılıçkuyruk balıklarında önemli bir artış olduğunu, James ve Sampath (2004b)’da yine aynı balık türünde en fazla yavru veriminin karışık yem ve artemia ile beslenen grupta olduğunu bildirmişlerdir. Bu durum canlı yemlerin balıkların üreme performanslarını artırdığını düşündürmektedir.

Yapılan çoğu araştırma, proteinin anaç balıkların üreme performansı ve vücut büyüklüğü üzerinde önemli etkisinin olduğunu göstermiştir (Watanabe ve diğ. 1984). Bu araştırmada da protein değerleri yüksek artemia (%59.7) ve akvaryum balık yemi (%48.2) karışımından oluşan grupta en yüksek yavru verimi elde edilmiştir. Ancak yemlerin protein oranlarına bakıldığında birbirine çok yakın olduğu dikkat çekmektedir (Tablo 1). Dolayısı ile büyüme kriterleri ve üreme performansı bakımından gruplar arasındaki bu önemli farkın sadece protein oranındaki farklılıktan olmadığını düşündürmektedir. Yemlerin besin madde içerikleri karşılaştırıldığında bu önemli farkın, esansiyel yağ asit miktarındaki farklılıklardan kaynaklandığı açıkça görülmektedir (Tablo 1).

[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/96896/170820171848021.jpg[/IMG]

Balıklarda cinsi olgunluğun başlaması ile büyüme oranı yavaşlamaktadır. Olgunlaşma esnasında besin maddeleri daha çok yumurta ve sperm üretiminde kullanılırken, somatik (kas) büyüme durmaktadır (Okumuş 2002). Dişi balığın, yumurta gelişimi ve yumurtlaması veya doğurması için yeterli miktarda protein, yağ, vitamin ve mineraller alması gerekmektedir (James ve Sampath, 2002). Çünkü, gametogenesis evresinde dişi balıklar oosit ve daha sonra yumurtalarda yumurta sarısı olarak depolanan vitellin üretimi için normalden daha fazla protein ve lipide gereksinim duymaktadır. (Okumuş 2002). Esansiyel amino asitler ve yağ asitleri balıklarda metabolizma tarafından üretilemediğinden mutlaka yemle birlikte alınmalıdır.

[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/96896/170820171850451.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/96896/170820171850481.jpg[/IMG]

Canlı bir yem olarak artemiada besin kalitesini etkileyen en önemli özellik balıklar tarafından sindirilebilir olması ve esansiyel doymamış yağ asitleri bakımından zengin olmasıdır (Izquierdo ve diğ. 1989, Sorgeloos 1995). Ancak sadece artemia veya sadece daphnia, balık gelişimi üzerinde tek başına önemli bir etki göstermemektedir. Çünkü sahip oldukları besin içeriğinin balıkların gereksinim duyduğu miktardan az olması, bu yemlerin çeşitli maddeler kullanılarak zenginleştirilmesini gerektirmektedir (Han ve diğ. 2000). Bu aştırma tek başına canlı yem kullanımının, balıkların gonad gelişimini hızlandırmasında ve döllenmeyi artırmasında etkisinin olmadığını ve artemia bireylerinin mevcut besinsel değerlerinin ancak iyi kalitede ticari bir yemle birlikte arttığını ortaya koymaktadır. Ayrıca Daphnia sp. karışımlı akvaryum balık yemlere nazaran daha iyi sonuçların elde edilmesinde Artemia nauplii bireylerinin içerdiği yüksek miktardaki esansiyel amino asit ve yağ asiti oranından kaynaklandığı düşünülmektedir.

Kaynak: [B]Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi / 2008 - 25 / Sayı:2 Sayfa:123-129 (Ali Karaçuha/Orhan Aral)[/B][EDIT]Koray Balcı,2017-08-17 19:06:50[/EDIT]

Beğenenler: [T]141992,furkanc35[/T][T]175579,Sheyda27[/T][T]196004,Ibrahim90[/T][T]187332,Ahmet3422[/T][T]27983,f_musluoglu[/T][T]94985,mehmetsaygin[/T][T]227369,kaminari19[/T][T]208569,BeyzPl[/T]
Teşekkür Edenler: [T]175579,Sheyda27[/T][T]196004,Ibrahim90[/T][T]94985,mehmetsaygin[/T][T]208569,BeyzPl[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir