Teraryum ve Paludaryum


medcezir999Çevrim Dışı

Kayıt: 21/02/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 103
medcezir999Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Haziran 2011 21:21

Canlıların yaşam alanlarını yaratmak çok önemlidir. Belgesellerden izlediğimiz kadarıyla doğal yaşam alanları değişen canlılar kısa sürede hayatlarını sürdüremezler. Uzun sürelerde ise ya mutasyona uğrarlar ya da kendilerine yeni yaşam alanları ararlar. Bu nedenle biz insanlar bir hobi olarak yaptığımız evcil hayvan beslenişini kısa bir heves olarak görmemeliyiz. Onlara en yakın doğal ortamını yaratmaya çalışarak bu işi daha zevkli bir hale getirebiliriz. Doğal ortama en yakınlaşmış bir evcil ortam hem hayvan için daha sağlıklı hem de çok daha güzel bir görüntü oluşturur.

Yarattığımız bu yaşam alanlarına belirli bir isimler verilmiştir. Bunlar; akvaryum, paludaryum ve teraryumdur. Peki, bu üç yaşam alanı sadece camdan mı oluşur? Hayır, sadece camdan oluşmaz istediğiniz her katı maddeden bu yaşam alanlarınızı yaratabilirsiniz. Fakat burada devreye en önemli sözcüklerden biri devreye giriyor. Sağlık. Kullanacağınız madde sağlıklı olmalı ki doğal olarak hayvanların yaşamlarını sürdürebilsinler. Akla gelen tek şey herkesin demeyelim de büyük bir bilinçli kitlenin kullandığı tek madde camdır. Yine güzel bir soru geliyor akla. Neden cam? Şu şekildeki bir açıklama daha doğrusu başka madde kullanan kişilerin kendilerine sorması gereken bir soru sorunu cevaplayabilir. Peki, insanlar neden evlerinde iş yerlerinde yaşadıkları tüm ortamlarda duvardan açılan koca bir boşluğa ‘cam’ koyarlar? Sanırım bu soru cevaplanması gereken tüm sorunları netliğe kavuşturacaktır. Ama yinede sorularım var diyen insanlar camın ne kadar uzun süreleri kullanılacağı veya ne kadar sağlık olduğu araştırabilirler.

Akvaryum denilince aklımıza gelen görüntü herkeste çok fazla değişmez. Çok genel olarak tanım yapmak gerekirse. Çeşitli geometrik şekiller verilmiş camlar ile içine tamamıyla su dolu ve içinde tatlı veya tuzlu su bulundurarak o özelliğe sahip balıklara bakmak. Fakat teraryum ve paludaryum denilince bu işlerle ilgilenmeyen büyük bir çoğunluğun ne anlama geldiğinden haberi yoktur. Bu iki alanı yaratmak akvaryuma göre daha da zordur. Zorluk seviyesine göre düzenlemek gerekirse en zoru paludaryumdur. Teraryum, İngilizcede terrarium kelimesinin Türkçeleşmiş halidir. Terrain, arazi anlamına gelmektedir. Teraryum tam olarak arazi ortamı anlamını taşır. Bu suyun olmadığı anlamını taşımakla birlikte sucul canlıları da içinde bulundurulamayacağı anlamını taşır. Aklımıza gelebilecek her türlü karasal canlıyı tabi ki canlının taşıdığı özellikleri de teraryuma yansıttıktan sonra rahatça yaşamasını sağlayabiliriz. Teraryumun boyutlarından bahsetmek gerekirse yaşadığı canlı ile orantılı diyebiliriz. Mesela bir köpeğe de teraryumda bakabiliriz fakat yaşayabilmesi için 50 metre karelik bir yaşam teraryum gerekir. Bu nedenle teraryum yaratırken besleyeceğimiz hayvanı dikkatli seçmemiz en önemli unsurlardan biridir.

Paludaryumdan bahsetmeden önce yaratılacak en zor yaşam alanı olduğundan bahsetmiştim. Her zor şeyin sonunda güzelliğin ve mutluluğun çıktığını düşünürsek, paludaryumu yarattıktan sonra da yaşanılan mutluluk ve keyif yaşanmaya değerdir. Palurdayum çok karışık bir yaşam alanıdır. Palurdayumun açılımı ise; palus bataklık anlamına gelir, arium bilindiği gibi kapalı ortam anlamındadır. Palurdaryumlar, Latincede viraryumların yani yaşam alanlarının en önemli türüdür. Geniş araştırmalarım sonucu bazı yazılarda paludaryumlarda sucul alanın oranı 1/3 ise adı paludaryum fakat bu oranın altında kalması halinde ise ismi vivaryum olarak adlandırıldığından bahsedilmiştir. Paludaryumun yaratılmasının zor olması hem kara hem de suyu buluşturduğu alan olmasıdır. Hiçbir canlının olmadığı bir kara alanında yaşamdan veya sadece suyun olduğu bir alanda yaşamdan söz edilemez. Fakat göz önüne alınan hem suyun ve karanın bulunduğu ortamda yaşam vardır, hiçbir canlı yaşamasa bile. Paludaryumda aklınıza gelebilecek her türlü canlıyı besleyebilirsiniz. Tabi her zaman söylediğim gibi canlının gerekli yaşam şartlarını sağlayarak.

Asıl konumuz su kaplumbağaları ve onların yaşam alanları kesinlikle paludaryumlardır. Su kaplumbağaları hem sucul hem de karasal varlıklardır. Bu nedenle suya ne kadar ihtiyaçları varsa karaya da bir o kadar ihtiyaçları söz konusudur. Tam anlamıyla su kaplumbağası beslemek için paludaryumda gereken araç ve gereçler şunlardır: geometrik şekli ideal olarak dikdörtgen olan bir akvaryum, toplam kaplumbağaların iki katı büyüklükte bir kuru alan, kesinlikle suyun temiz olabilmesi için filtre, ısıtıcı ve tercihen uvb ( ultra viole ışın yayan lamba) veya spot lamba. Bu teçhizatlar sağlandığı takdirde geri kalan tüm dekorasyon zevke kalabilir. Su kaplumbağaların doğal yaşam alanları göl kenarlarıdır. Bu durum göze alınarak paludaryumu yaratmak gerekir. Ne kadar paludaryumları doğal yaşamlarına benzetirsek o derece kaplumbağalar mutlu ve sağlıklı bir şekilde uzun yıllar yaşayabilirler.

Gün geçtikçe insanların akvaryumlardan sıkılarak daha değişik türde ve cinste hayvanlar bakmaya başlamıştır. Bunların en başında sevimliliğiyle ve şirinliğiyle su kaplumbağaları geliyor. Fakat bu sevimliliğin ve şirinliğin arkasına yaslanmış ticari kaygılar pet mağazaları tarafından çok daha önemli hale gelmiştir. Bu mağazaların asıl amaçlarının az maliyet çok kar amaçları su kaplumbağalarının hayatlarını hiçe saymıştır. Makalenin en başında bahsettiğim en sağlıklı yaşam alanı yerine az maliyeti olan plastik kaplarda bakılması gibi kaplumbağaların ölümüne yol açan araçlar satılması kesinlikle yanlıştır. Bu anlayışı benimseten pet mağazaları zaten fazla bilgisi olamayan insanlara yalan yanlış bilgiler sunmaktadır.

Umarım yapmış olduğumuz bu çalışmalar bu anlayışın önüne geçer ve şu ticaretin önüne geçer. En başta kaplumbağaları satın almak yerine yeni yavrulamış diğer kaplumbağa bakan tanıdıklarımızdan veya ülkemizin göl kenarlarında bulunan kaplumbağaların yavrularını alarak bakabiliriz. Kaplumbağalar ne kadar kabuklarıyla dayanıklı görüntüsü verse de sağlıkları ve psikolojileri bakımında hassas hayvanlardır. Her şey kaplumbağalar için.

                                                                                                                         

Tolga Altunkan

(İzin alınmadan alıntı yapılamaz...)

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

sinpinÇevrim Dışı

Kayıt: 18/09/2014
İl: Istanbul
Mesaj: 27
sinpinÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Ekim 2014 02:52
Ellerinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir