Uv ile ilgili


akunakiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/06/2010
İl: Gaziantep
Mesaj: 413
akunakiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 04 Mart 2011 18:40
Olaya bu şekilde yaklaşımınız beni gerçekten mutlu etti şunu belirteyimki uv nin kesin bir şu şekilde zararlıdır demememin sebebi benimde araştırdımgım şeylerin güvenirliligidir. Yani benim kaynaklarımda yanlış olabilir. .

sözün özüne geleyim benim söyledigim şey uv bakteriye etki ettigi zaman bakteri dna sında meydana gelen kırılma sonucu bakteri dna sının yapısının bozulması bu bozuk dnalı ölmeye hazırlanmış bakterinin bu süre zarfı içerisinde(ölmeden) balıgın solunum sitemiyle etkileşime geçip canlıya zarar verecegidir demiştim. 

fakat geçen bu konuyla ilgili olarak gittim özellikle bu sefer genektik hocama sordum ve bahsettim şöyle dedi dedigin sistem arıtma sistemlerinde kullanılmakta fakat bakterinin uv ile etkileşimi sonucu ölüm süresiyle ilgili yapılmış bir çalışma görmedim dedi fakat buna ragmen dedi bu süre çok çok kısa olur dedi çünkü bakteri dnaaz enzimi yüzüne bakteri dna sı yok olur dedi uv etkileşimi sonucu. Bende bunun üzerine peki bakterinin belli bir kısmının uv de performans düşüklügü veya başka sebebler sonucu ölümcül derecede hasar almamışsa bakteride ölü bakterilerdeki dnaaz tarafından yok edilmemiş olursa canlı bakteri ile ölü bakteri arasında dna tranfsferi sonucu bir zarar oluşurmu dedim oda bakteri dna sı devamlı surette degişime müsaittir dedi bakteri bunu normal hayattada yapar dedi dna transferini bu sebeble zarar dokunmaz dedi. ..

özetle:benim hocamın söyledigi söz üzerine yapmış ve düşünmüş oldugum nokta ile ilgili yapılmış bir çalışma varmı şuan için bilemiyoruz bu sebeble benim düşüncem şuan askıda kaldı bu sebeble şu olur demek yanlış olacak. ..Fakat bu benim yanıldıgımı veya yanılmadıgımı kanıtlamıyor. .
ikinci olarak her bakterinin özelleşmiş yapıları olabilir bu sebeble şu bakteri şunu yapamıyor demeniz konunun içerik yapısını degiştirmez çünki akvaryum içerisinde bir çok bakteri mevcuttur. .Konu genel olarak konuşuldu hoca ile. .

gümüş kartuşuna gelirsek konuyu başından tekrar bi okursanız benimde kartuş olayında kafamda çok fazla soru oluştugunuz bu yüzden farklı çözümler üretme egiliminde oldugumu görebilirsiniz. .


araştırmanıza gerek yok dedigim kısım ise balık anatomisi idi ben onu arkadaşın özel vakit harcamaması için söyledim çünki bizim kitaplardaki bilgileri bulmak pekte kolay degil direk o dersi aldıgımdan öyle demiştim. Ama araştırmak isteyene ellebetteki sözüm yok bide arkadaşın biyoloji okudugunu bilmiyordum oda zamanla ögrenecektir balıgın anatomisini veye isteyen herkes. ....

çok yorgunum anlamadıgınız bir nokta varsa sorarsanız sevinirim okurken gözden kaçırdıgım noktalar olabilir. ...
Akunaki2011-03-04 18:42:16

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

onuruygunÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 30/07/2006
İl: Kocaeli
Mesaj: 7768
onuruygunÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 04 Mart 2011 20:33
Ölmeden önce bakterinin  yapabileceği etkinin hangi koşullarda ve hangi boyutta olacağı ile ilgili bilgim yok. Konu hakkında bilgim akademik değil, genel kültüre dayalı olduğundan bu kadar ayrıntılı bilgim yok. Sanırım bu konu biraz da immünoloji dalını ilgilendiriyor. Elinize bu konuda bilgi geçtiği taktirde paylaşırsanız çok memnun olurum.

Yusuf Bey;  bu konunun uzmanı değilim ama bildiğim kadarı ile zararlı mutasyon oluşma ihtimali yaralı mutasyondan çok daha düşük ihtimallidir. Burada yararlı mutasyondan kastım bir patojenin infekte edeceği canlının metabolizmasında daha başarılı bir hayatta kalma stratejisine sahip olmasıdır.(Tabii burada gerek mutasyon öncesi gerek mutasyon sonrası patojen olarak değerlendirilemeyecek bir bakteriden bahsetmiyorum.)

Düşünce deneyi yapar gibi gidersek; mesela diyelim ki F. columnaris bir şekilde mutasyona uğradı. Bu mutasyon da glikoz metabolizması gibi hayati bir fonksiyonu değil de bakterinin balığın metabolizmasında var olmasını sağlayacak stratejiyi sağlayan genlerden birinde oluştu. Oluşacak mutasyon eğer tamir edilmez de kalıcı olursa bu sefer o stratejinin bozulması söz konusu. Bu bakteri balığın metabolizması dışında da başarılı şekilde hayatta kalabiliyorsa sorun yok, hatta bakteri bizim için zararsız olarak yaşamaya devam edebilir. Olur da o gende oluşacak bir değişiklik stratejisine zarar vermez de fayda sağlarsa o zaman balık açısından kötü, bakteri açısından iyi bir mutasyon diyebiliriz. Bunun ihtimali nedir onu da ayrıca düşünmek lazım. Bu DNA bu bakteride veya başka bakteride devam ederse endişeniz sanırım doğru olacaktır fakat bunun ihtimali şu gidişhat içerisinde bana çok düşük görünüyor.

Bir de yoğun radyasyon altında DNA'nın birden fazla noktasında hasar oluşuyor.** Bu durumda bakterinin ölmesi daha büyük olasılık. Galiba  böyle bir mutasyon oluşsa bile bu mutasyonun devamını sağlayacak yegane şey bahsettiğiniz gibi DNA'nın başka bakteri tarafından kullanılması. Sanırım aynı noktaya ulaştık. Bu konuda hocalarınızdan bilgi gelirse çok faydalı olacaktır.

Aslında patojen olarak tanımlayabileceğimiz bakterilerin daha güçlü ve tehlikeli bir patojene dönüşmesinde benim başka bir endişem var. O da UV değil, ilaç kullanımı. Özellikle akvaryumdaki doz ve kullanım süresi konusunda hiç bir bilgimiz olmayan antibiyotikleri sıklıkla akvaryumda kullanıyoruz. Benim korkum bu davranış sonucu ortaya çıkabilecek dayanıklı bakterilerdir. (Mesela ben eskiden yeme zebil gibi tetrasiklin karıştırdığım dönemleri hatırlarım. Pek çok durumda antibiyotiklerden başarılı sonuç aldım ama ciddi riske de girdim.)

Gümüşe gelirsek; açıkçası bakteriler üzerinde olumsuz etkisi bulunan bir şeyi tüm akvaryuma ulaşacak şekilde kullanma taraftarı değilim. Bu fikrime dayanak olan şey etkisini tam bilemeyecek olmamızdır. Bakterilerin bir kısmının akvaryum ekolojisi açısından vazgeçilmez olduğu aşikar...  Zararlıdan kurtulalım derken yararlıyı da öldürürsek sağlıksız bir akvaryuma sahip olup ardından balıkların sağlığını bozup  zararsız halde olan bakteriyi de zararlı hale getirebiliriz.

Mesela ömrü boyunca beyaz benek sorunu olmamış akvaryumda metilen mavisini sadece zararlı bakteriler ölsün diye boca ettik. Yararlı bakterilerimiz de gitti ve nitrifikasyon sürecini bozduk diyelim. Amonyak artışından dolayı balığın sağlığı bozuldu, bağışıklık sistemi baskılandı diyelim. Hiç aklımıza gelmeyen, bugüne kadar salyangoz vb. canlılar üzerinde zar zor hayatta kalmış beyaz beneklerden yüzlercesi balığın üzerini kaplar. Bahsettiğim endişe bunun gibi senaryolardır. Bu sebeple suya gümüş iyonu da olsa, metilen mavisi de olsa hiç biz dezenfektan veya antibakteriyel kimyasalın katılmaması taraftarıyım. Bununla uğraşacağımıza sanırım balıkların sağlığını daha iyi halde tutmaya gayret etsek sonuç daha iyi olur.

Araştırma konusunda dediğinizi sanırım ben yanlış anlamışım. Ben farklı bir şekilde söylediğinizi zannettim.

Benim merak ettiğim başka bir nokta daha var; acaba gümüşün balıklar için zehirli olacağı konsantrasyon nedir? Metabolizmada birikmesi olası mıdır ve balık ve bakteri üzerinde hangi etkilere sahiptir, neleri nasıl inhibe eder? Bu konuda bilgi sahibi olursak belki ana tankta olmasa bile karantinada tedavi amaçlı kullanılabilir.

**Bu cümlede eminim, sınıfta radyoterapi üzerine sadece sınıf kapsamında ufak bir seminer vermiştim. O zamandan elimde bulunan bir bilgi. Hatta sci kapsamlı yayınlardan kaynağı da olacaktı bir yerde, isterseniz ararım.

onuruygun2011-03-04 20:35:50

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

admire01Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 21/12/2011
İl: Adana
Mesaj: 1154
admire01Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 09 Mart 2014 16:04
Arkadaslar konu baya eski bir tarihte kalmis ama bununla ilgili konu UB acacaktim bu konuyu un gorunce burdan devam etmek istedim. Okuduklarimdan sonrada soyle baslayayim konuya oncelikle bir medikal sirketin bolge muduruyum isim icabi teknisyenlikle cerrahi ameliyatlara giriyorum ortopedi ve beyin cerrahinde sayisiz ameliyatlara gir dim isimiz aslinda benim cerrahi vucut ici implante omurga cerrahisi uzerine simdi soyle soze baslayayim oncelikle bir bulus bir bransta ve sektorde daha ileriyken bazi yerlerde ve islerde gelisme gostermemis olabilir normalde insan vucudunun uygunluguna en iyi metal titanyumdur birde vitalyum vardir buda celik ve titanyum karisimidir fakat bir doktorun bilimsel calismasi neticesinde bu dokyor Turk doktor bu vidalarin cerrahi implantlarin uzerini gumus iyonla kaplatarak klinik ve bilimsel texlerden sonra patentini almistir ve saglik bakanligi izni ilede Turkiyedede hastalarda kullanilmistir faydasi ise bakteri uremesini durdurmasi ve hastada enfeksiyon olmamasidir yani ameliyatlarda biz bunlari hastalara takiyoruz uv lamba ilede ilgili sunu soyleyeyim ameliyathanelerde uv lambalar kullanilir is bittiginde ve 6 saat acik kalir bun6da ek olarak belirteyim bilgi amacli ama sudaki etkisini bilimsel olarak sadece okudum. Simdi bende bu gumus iyonlu kaplanadan var bunu tankta nasil kullanacagimi o dojtora soracagim genellikle gorusuyorum kendiyle kendiside akvaryumda kullandigini soyledi mantigini ogrenip buradan paylasacagim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir