-Red Kit- (video 2. sayfada)

tankınız çok güzel tebrikler..

[QUOTE=emrelver] tankınız çok güzel tebrikler..[/QUOTE]

Öncelikle teşekkür ederim. Kendi tecrübemden örnek vereyim. Ben 6 aylık tanka dip gübresiyle ekim yaptım. Ekimden önce budadım. Çok büyük bir sararma felan görmedim. Evet bazı kökler öldü ama öyle sarı bir zemine sahip olmadım.

-her etmeni yavaş yavaş arttırmak önemlidir. Buna rağmen ben oturmuş tankımda temel hatalar yapıp gübremin markasını bile değiştirsem sorun çıkabiliyor. Dolayısıyla eğer yosun temizliğinden erinmiyorsanız bence o kadar da yavaş hareket etmeyebilirsiniz. En azından nitrifikasyon bakterileri oturduysa açın tankınızın ışığını ve co2 sini, gübrelemede daha cimri olun. ( bence)
-bitkilerinizi ektiyseniz mutlaka yosun yiyicileri de ertesinde eklemenizde fayda var.

Genel not: Bazen bana mesajlar geliyor nedir böyle temiz tank yosunsuzluğun sırrı diye. Forumda anlatılan ve konu içinde patlaştıklarımın ötesinde çok da özel bir yöntemim yok. Doğru gübreleme zamanı, doğru zamanda ve doğru miktarda su değişimi, ve benim tercihen kullandığım yoğun yosun yiyici nüfusu, halen anlamaya çalıştığım gübreleme-excel oranları. Herşeyden öte günlük 30 dakika bakım. İnanın ben sürekli yeni ıvır zıvır denedikçe, aslında ıvır zıvırın değil doğru düzgün temel bakım yapmanın daha önemli olduğunu öğreniyorum.

[QUOTE=berkesim] [QUOTE=emrelver] tankınız çok güzel tebrikler..[/QUOTE]

Öncelikle teşekkür ederim. Kendi tecrübemden örnek vereyim. Ben 6 aylık tanka dip gübresiyle ekim yaptım. Ekimden önce budadım. Çok büyük bir sararma felan görmedim. Evet bazı kökler öldü ama öyle sarı bir zemine sahip olmadım.

-her etmeni yavaş yavaş arttırmak önemlidir. Buna rağmen ben oturmuş tankımda temel hatalar yapıp gübremin markasını bile değiştirsem sorun çıkabiliyor. Dolayısıyla eğer yosun temizliğinden erinmiyorsanız bence o kadar da yavaş hareket etmeyebilirsiniz. En azından nitrifikasyon bakterileri oturduysa açın tankınızın ışığını ve co2 sini, gübrelemede daha cimri olun. ( bence)
-bitkilerinizi ektiyseniz mutlaka yosun yiyicileri de ertesinde eklemenizde fayda var.

Genel not: Bazen bana mesajlar geliyor nedir böyle temiz tank yosunsuzluğun sırrı diye. Forumda anlatılan ve konu içinde patlaştıklarımın ötesinde çok da özel bir yöntemim yok. Doğru gübreleme zamanı, doğru zamanda ve doğru miktarda su değişimi, ve benim tercihen kullandığım yoğun yosun yiyici nüfusu, halen anlamaya çalıştığım gübreleme-excel oranları. Herşeyden öte günlük 30 dakika bakım. İnanın ben sürekli yeni ıvır zıvır denedikçe, aslında ıvır zıvırın değil doğru düzgün temel bakım yapmanın daha önemli olduğunu öğreniyorum.[/QUOTE]

1. Oto-cat tavsiye ederim. Sae ve caeler cüce karideslerle pek uyumlu değil. Büyüklere bile yeltenebiliyorlar. Siz de biliyorsunuzdur karides tecrübeniz var.
2. Bende de o korku vardı. Bunun için halen kafa patlatıyorum. Bence patlatmaya da devam edin. Endişemiz bizi yeni arayışlara sürüklüyor. Önce deneyimleyin sonra zaten benim yaptığım gibi sorarak araştırarak öğreniyor insan. Benim yapabileceğim ne olursa mesaj atın. Elimden geldiğince tecrübelerimi paylaşırım. Bilinen tüm metotları öğrenip her şekilde değil, doğru şekilde kullanmak daha önemliymiş. ( bu tank bana bunu öğretti ki ilk gerçek bitkili tankım olduğunu unutmamak lazım)

Oto-cat bulamıyorum bulabilsem bende çok istiyorum ama havalardan dolayı yeni balık gelmiyor ve sorduğum bütün akvaryumcularda da bitmiş durumda maalesef...

Biraz fotoğraf çekme şansım oldu

Elinize sağlık hocam tertemiz bir tank olmuş. Daha önce yazıldı mı bilmiyorum ama en azından fotoğraf çekerken su seviyesini biraz daha düşürseniz daha mı iyi olur? Bu saatten sonra kayaları büyütemeyeciğiniz için. Mesela ilk fotoğrafla sondan üçüncü fotoğraf arasında görsel açıdan fark var bence.

[QUOTE=Keys] Elinize sağlık hocam tertemiz bir tank olmuş. Daha önce yazıldı mı bilmiyorum ama en azından fotoğraf çekerken su seviyesini biraz daha düşürseniz daha mı iyi olur? Bu saatten sonra kayaları büyütemeyeciğiniz için. Mesela ilk fotoğrafla sondan üçüncü fotoğraf arasında görsel açıdan fark var bence. [/QUOTE]
Tamamen katılıyorum. Hiç de kafam çalışmadı. Keşke öyle yapsaydım.
Fotoyu kırpmak işin kolay kısmı. Nasıl olsa yaparım diye biraz çiğ halini göstermeye çalıştım. Hatta ilerleyen zamanlarda en handikaplı açılardan fotoğraf da koymaya çalışacağım.

Tam da bu noktada çok doğru bir yönlendirme yapmışsınız, hem etik kurallar çerçevesinde hem de estetik olarak daha doğru.(Esasen sunum hazırlamak mesleğim ama işi biraz hobi yapınca daha farklı oluyormuş. ) Benim hiç aklıma gelmemişti çok basit ve aslında güzel bir yöntem olur. Görsel olarak da kırpmaktan daha güzel. Aklınıza sağlık.

Tam da sizden istediğim bir eleştiriyi, tam da zamanında yaptınız.

Bu arada: Makineyi yeni aldım, filmli manuel tutkunu olarak eski canon ae-1 den ( 82 model benle yaşıttır) nikon 3200 d ye geçtim. İşin aslı fena zorlandım:)) ben alışmışım şlaaakk die sarsılarak fotoğraf çekmeye :)) şimdi bu makinede biraz antrenman da lazım. Bir de fotoğraf çekmenin etiğini de öğrenmeye çalışıyorum. İşim gereği dijital zeminde eksiğim yok. Fakat işi etik sınırlar içinde yapmak lazım. Bunları da öğrenmem lazım.

Sondan bir öncekinin açısını ben de çok beyendim. Öndeki yardımcı taşlar çok güzel durmuş. Ordan arkaya blur olcak şekilde derinlikli bir çekim de yapabilirmişim aslında.

Sizlere sorum: ne kadar manipülasyon? Renklerle oynamak? Kontrast? Ya da bazı bitkileri trimlemek?? Photoshop efektleri? Ya da farklı noktalarda farklı renk manipülasyonu? Kendin yap boyama işler ( söz gelimi lokal gölgeleme, yumuşatma) Bunlar etik değil diye biliyorum. Doğrumuyum?
Eğer etikse gayetde çürümüş bitkileri insanlar fıstık yeşili diye yuturur azbuçuk photoshop bilen yapar. Bunun bir el kitabı var mı? Okunacak makale vs.

Benim anladığı kadarıyla genel renk düzenlemesi bile yapmak etik değil. ( basit brightness&contrast ayarı)berkesim2014-07-19 04:17:54

Hocam biraz kapsamlı girmişsiniz konuya :D

Emin değilim hiç katılmadığım için ama bazı uluslararası yarışmalarda da ufak tefek dokunuşlara izin veriyorlardı sanırım. İşin etik kısmı, karşılığında bir şey alınacağı zaman daha önemli bence. Dediğiniz gibi satılacak bitkilerin formuyla rengiyle oynamak yanıltıcı olur. Ama kendi adıma konuşacak olursam dıy bir akvaryum kapağım ve üç yıllık standart taymur akvaryumum var. Çekimi de compact basit bir makineyle yapıyorum. Bunların dışında herhangi bir etmen katamıyorum olaya. Hal böyle olunca güzel fotoğraflar çıkmıyor. Ben de az olan photoshop bilgimle brightness, contrast ayarı yapıyorum, ışığım çok açık olduğu için bazen de renklerin doygunluğunu azaltıyorum, son olarak da fotoğrafın daha net görünmesi için biraz keskinlik katıyorum. Bunların sonunda abartısız, saf halinden daha güzel fotoğraflar çıkıyor. Ama eminim ki birçoğumuzun tankı çektiğimiz fotoğralara oranla çıplak gözle daha güzel görünüyordur. Bu nedenle bence biraz etkilemek gerekiyor fotoğrafı.

Tamda kafamdaki etik sınır sizin yaptığınız. Neyse bu konuyu düşünmek için erken diyelim :) ben en iyisimi teknik yanlışlarımdan ve kompozisyon hatalarımdan devam edeyim öğrenmeye :))
Ama ara ara gördüğüm çok güzel tanklar var. Sizinkilerde bunların içinde. Hobiye gönül veren ve amatör ruhunu kaybetmeyen arkadaşları görmek çok güzel. Onları gördükçe insan birilerine yardım etmek ve kendini geliştirmek istiyor.   Sizin ve diğer arkadaşların güzel tankları hep benim motivasyonumu arttırıyor.
Övgüleriniz için ve özellikle de eleştiriler için çok çok teşekkürler.

Rica ederim hocam. Dediğiniz gibi biz de güzel kurulumları nasıl daha güzel şekilde görebiliriz diyerek önerilerde bulunuyoruz. Amaç gelişimi sağlamak tabiki. Karşılıklı çok şey öğreniyoruz.

Berk bey son güncellemeden bu yana 1 ay olmuş. Eminim ki parvulalarınız daha da gürleşmişlerdir. Nedir acaba son durum?

[QUOTE=emrelver] Berk bey son güncellemeden bu yana 1 ay olmuş. Eminim ki parvulalarınız daha da gürleşmişlerdir. Nedir acaba son durum?[/QUOTE]

Selamlar emre bey,
Aslında tatil dönüşü yazmam gereken bir durumu tatilde yazmama vesile oldunuz. Ben de tecrübe paylaşımı yapmak istiyordum. Bu tank benim için görevini yaptı. Hem yarışmaya girdi, hem de başarılı bir öğrenme süreci oldu. Şuan normal bakımı devam etse de tankı yavaştan tahliye etmeye başladım. Yeni malzemele arayışı ve deneyimlere, iwugaminin esaslarına ve tasarıma dair araştırmalara da yöneldim bile...

Aslında bazı sevdiğim videoları paylaşmak istedim fakat vaktim olmadı. Şimdilik bazı tecrübelerimi paylaşmaya çalışayım.

1. Parvulalarım harika gelişti. Öyle ki kalıp halinde çıkıyorlar. Spatula ile dilim dilim kesebiliyorum :)) kökleri bembeyaz ve genelde tertemiz. Renkleride yemyeşil. Arada elimi sokup oynamaktan kendimi alamıyorum :))
2. Parvula ekimi yapacak arkadaşlar için. Mutlaka 2-3 cm dibe ekmesini öneririm. Böylece kökler dışa fırlayıp sizi sinir etmez. Biraz büyüme hızı düşük olsa da budama sonrası çok daha güzel bir görüntü oluyor. 2 haftada bir budama benim önerim olacaktır. Böylece hem kök hem de gövde güzel gelişiyor. Fakat haftalık budama yapsanız dahi bir sorun olmuyor. Hatta başlarda haftalık budamayı öneririrm.
3. Twinstarlarımız ( bilen bilir konuda da mevcut...) miyadını doldurdu. Hem serhat beyin hem benim. 5 aylık ömürleri varmış. ben de bir adet uv filtre alıp kendi çapımda deneme yaptım. Özetle twinstarlı tankda hiçbir problem yaşamazken uv filtreli tankta da hiçbir yosun problemi yaşamadım amaaaa! Azot döngüsü ciddi olarak bozuldu. Twinstar pahalı bir malzeme olmasına rağmen çok dengeli faydalı ve profesyönel işi bir cihazmış. ( kartuşum var ve kullanmaya devam etme kararı aldım. Fakat kişisel tavsiyem 90 cm ve üstü bitkili tanklarda özellikle çift dış filtreli sistemlerde bir filtrede uv takılı olursa çok faydasını göreceğimiz yönünde.) tabii twinstara para yetişmez!derseniz, onun muadili olarak uv filtre harika bir ürün.
Azot dengesi bozulduğu esnada yosun problemi ve karides ölümlerim oldu malesef ama yedekli sistem çalıştığım için hemen eksilenleri takviye ettim. Yine de çok üzüldüm.
4. Parvulalar eğer kökleri dışarı atarsa üstlerine zemin kumunuzla aynı olan kumdan atarak ( dağılan aktif bitki toprakları haricinde ) bu kökleri saklayabiliyorsunuz.
5. Winra markalı ürünleri denedim. Yüksek bitki gelişim performansı oldım. Fotosentezi artık gözlemliyorum. Hatta cuba tankı gibi fotosentez gözlemliyorum. Özellikle edta şelatı demir gübresi etkili. Her çeşit gübre bitkiler için hazırlanmış özel bir karışım şeklinde geliyor. Demir gübresinde diğer gübre türlerinden de az miktarda bulunuyor ki bu bitkinin gelişimi için ve gübreyi çekmesi için gerekli bir kürmüş. Fakat ürünlerde azot da var ve bu karidesler için, oturmamış akvaryumlar için ani azot artışı demek. Çok etkili olduğu içinde üzerinde bahsedilen miktarın 1/4 ü fazlasıyla bana yetti.
6. 5. Konuyla alakalı... Bitkiliye ilk başladığımda gübreyi tam ve düzenli atmanın çok önemli olduğunu sanmıştım. Halbuki piyasada sunulan gübreleri çok çok az kullanarak birçok sorunu yaşamamayı öğrendim. Parvula çok az gübre istiyor. Bu da etkili fakat aldığımız bitkinin neyi ne kadar ve hangi yoğunlukta emdiğini test etmediğiniz taktirde 1-2 ayda gözlemle çözebiliyorsunuz. Böyle bir deneyimi olmayanlar için önerim kesinlikle başlangıçta kutunun üzerinde yazan dozajın çok çok azıyla başlayın. Esas gübre değilmiş. Ondan önce gelen denge daha önemli bir konu. Yosun olmaması, doğru ışık, düzenli co2 bunlar çok daha önemliymiş.
7. Kesinlikle ve kesinlikle, bir bitkici arkadaşın, karides ve salyangozlarını tuttuğu, ufakk bir hem üretim hem yedekleme tankı olmalı iddiam halen geçerli. ( 30 luk küpüm her daim bu tankdan kalan artıkları, eksikleri ve fazlaları dengeledi. O tank olmasa bu tank bu kadar uzun süre sağlıklı kalamazdı, ne twinstar ne malzeme önemli olan dengeyi korumak... Bunun için de yedekleme tankıma teşekkürü bir borç bilirim :)))

Buna benzer birçok aklıma gelmeyen önemli deneyimden sonra bu konuda pek bir tank ilerleyişine dair paylaşım yapmayacağım. Tankı bozmaya başladım. Buna karşın hertürlü öneri, tavsiye ve tartışmayı yapmayı sürdürmek isterim. Eğer soru olursa mutlaka aklıma yeni yeni öğrendiğim şeyler gelecektir elbetteki...

Sevgiler, saygılar

Tek Kelime İle Muhteşem Kardeşim eline emeğine sağlık