AKVARYUM GÜNCESİ...


Anıl ÖzekşiÇevrim Dışı

[B]11139,3[/B]
Kayıt: 28/12/2013
İl: Ankara
Mesaj: 93
Anıl ÖzekşiÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 07 Mart 2014 22:56

   Çok değil, bundan bir kaç ay öncesine kadar hiç böyle dertlerim yoktu. 50 litrelik hazır alınmış bir akvaryumumdaki 5 japon balığımla çok mutluyduk. Hatta isimleri bile vardı. Hiç bir talepleri de yoktu benden. Sabah akşam biraz yem atar, aklıma geldikçe de arada sırada su değiştirirdim.

 

   Kum olarak en ucuzundan bitki kırığı, dekor olarak da hiç bir bitkide göremeyeceğiniz mor ve pembe tonlarıyla boyalı plastik bitkilerim vardı.

 

   Japonlarım çok formdaydı. Hatta gençliğimde lepistes, plati, kılıç bile yetiştirmişliğim ve dahi üretmişliğim bile vardı. Dediğim gibi çok mutlu bir akvaryumcuydum. Eşim ve kızım akvaryum hakkındaki bilgime hayrandı.

 

   Ta ki bu foruma üye olana kadar...

 

   Bir süre sadece resimli konuları gezdim. Teksas Tom Miks okur gibi. Resimlere bakıp altındaki yazıları okudum. ( Aklıma gelmişken, o güzelim tanklarınızı tanıtım bölümlerine koyuyordunuz ya. Hatta bir de bitkili tank yarışmalarınız var. Gıcık oluyordum o tankları gördükçe. Hiç olmadık bir zamanda tankınızın başına bir iş geldiyse benden bilin. Kesin nazarım dokunmuştur.)

 

   Neyse, forum yetmezmiş gibi bir de ADİST diye bir grubun sayfası ve üstüne de International Aquatic Plants Layout Contest sonuçlarını ve oradaki tablo gibi tankları görünce geceleri uyuyamaz oldum. Rüyalarımda, yaptıracağım akvaryumun boyutlarıyla ve içinin dizaynıyla uğraşıyordum.

 

   İyi de evde bir tane akvaryum var zaten, hanıma nasıl söyleyeceğiz ikinci akvaryumu?  Hayatta kabul etmez. Mecburen, çaresizliğin verdiği ve bana tuzluya patlayan parlak fikrimle eşime uzun zamandır beğendiği ama pahalı olduğu için almadığı dikiş makinesini alması gerektiğini söyledim. Şimdi değil de ne zaman yapacaktık arzu ettiklerimizi, iyice yaşlanınca mı?

 

   Tabi strateji tuttu. Şimdi sıra akvaryumun boyutlarına gelmişti. Ben en mükemmel dikdörtgeni istediğim için altın orana uygun olsun istiyordum. Eşim uzunluğu 80 cm de sabitleyince mecburen yükseklik altın orana göre 49.5 cm oldu. Ama forumdaki üstatlar yükseklik arttıkça ışığın sorun olacağını söylüyorlardı. Bunu da yüksekliği 45 yapıp kayıt kuşağı üstten attırarak çözdüm. Bu şekilde 49.5 u yakalayamasam da 46 ya ulaşmıştım. ( Kayıt kuşağın ne olduğunu da tabi ki bu forumdan öğrendim )

 

   Küçük bir akvaryum, ben onu yaptırana kadar önce büyüdü, sonra extra clear camlarla daha da bir pahalılaştı doğal olarak. Ücreti nakit ödeyerek meblağın extrede görünmesini de engelledim. Söylediğim yarı fiyatın bile çok olduğunu düşünen eşime doğru söyleyerek üzmek doğru olmayacağından bunu kendime sakladım.

 

   Ama akvaryumu eve getirdiğimde eşim bile beğendi. Gerçi onun salondaki yemek takımının üstüne koymuş olmamdan kaynaklanan hoşnutsuzluğu yüzünden bunu hiç itiraf etmedi ama ondokuz yıllık eşimin tanka attığı kaçamak bakışlarından beğendiğini anladım. Tabi tankımı doldurduğumda yemek takımının bu ağırlığa dayanıp dayanmayacağını düşünüyor da olabilirdi.

 

   Akvaryum o kadar güzeldi ki, dizaynla bunu berbat edebileceğim düşüncesi geceleri uykumu kaçırıyordu. Diğer akvaryum gibi iç filtre olmazdı buna. Görünürdü ve bu görüntüyü, görüntü de beni bozardı. Daha o zaman başıma gelecekleri anlamalıydım ama gözüm kararmıştı bir kere. Başladım forumdaki dış filtre ile ilgili yazıları okumaya. Sonunda günlerce araştırmanın ardından Eheim 2213 de karar kıldım.

 

   İyi de harca harca bitmiyor. İyi bir ısıtıcı gerek. Öyle basitinden olmaz. Suya tamamen güvenle batırıp bir şeylerin arkasına saklayabilmeliyim. Aklıma tankın sol tarafına ( orası oturduğumuz ve tankı göreceğimiz yere göre en uzak köşe.) bir kayalık yapıp bu kayalığın arkasında saklamak gibi dahiyane bir fikir geldi. İyi de kayam yok ki...

 

   Hemen pet shopları gezmeye başladım. Allah'ın taşına para verdiğimi zaten hanıma söyleyemem de, fiyatlarını görünce Allah'ın taşına o parayı vermeyi de kendime yediremedim. Ben de eşimi ikna edip doğa yürüyüşüne götürdüm. Elimde tuz ruhu ile doğa yürüyüşüne gitmeyi aptalca bulsa da başına gelecekleri bilmediğinden sesini çıkarmadı. Dönüşte köpürmeyen bir sürü kayam olmuştu. Ama siz siz olun kayaları arabanıza yakın yerlerden toplayın. Bir de eşinize taşıyabileceğinden fazla kaya taşıtmaya kalkmayın.

 

   Kayalar da gelince bu sefer kum için düştük yollara. Bitkili akvaryum için öbür tanktaki gibi midye kırığı tavsiye edilmediğinden gittik bir de hagen aradık. Kayalar yüzünden incittiğim belim daha düzelmeden yarım çuval hagenle döndük eve. Kendimi hepten amele gibi hissetmeye başladım. Üstelik bir de üzerine para veriyoruz.

 

   Evin altı üstüne geldi ve hanım haklı olarak söyleniyor. Evi dağıttık da, daha kurulum aşamasına bile gelemedik ki. Doldurduk hageni tanka. Derinlik için arkayı yükselteceğim. O da ne? Bu yarım çuvalla arkayı yükseltmenin mümkünatı yok. Hanım tankla konuştuğumu görüp müdahale etme ihtiyacı hissetmiş olmalı ki neden straforla yükseltmediğimi sordu. Kendimi daha da salak yerine koymadan dediğini yaptım. Gidip strafor alıp geldim. Artık hayatım akvaryum malzemesi  satın almak ve onları eve taşımaktan ibaret.

 

   Koyduğum kumu gerisin geri kaldırıp straforla istediğim yükseltmeyi yaptım ama forumda straforla ilgili konulara bakarken bir de baktım üstatlar taban kuvvetli olacak diyor. Bir tek hagen yetmeyebilir. Gittik Sera nın gübreli toprağından bir kova aldık geldik. Pet shop sahibi artık beni görünce kapıda karşılıyor.

 

   Diğer akvaryumunu aldıktan yarım saat sonra japonlar akvaryumda yüzüyordu. Bu yüzden eşim on gündür neden akvaryuma su koyamadığımı anlamıyor. Ama ciddiyetimden yaptığım işin önemli olduğunu düşünüyor. Kum dolu bir akvaryumu seyreden birine bulaşmamayı tercih ediyor da olabilir tabi.

 

   Sonunda akvaryuma kayalar da girince akvaryum bir şeye benzemeye başladı. Başladı da foruma her girişimde  benim cüzdan da hafiflemeye başladı. Bitki koyacaksak gübre de gerekiyormuş. Suyundan da koy. Sipariş verip misket gübre, potasyum, excel ve mikro element gübrelerinden de aldık.

 

   Bu arada akvaryumu da doldurdum ve beklemeye başladık. Eşim boş akvaryumu seyretmemi garip buluyor haliyle. Tabi musluk suyu, dinlenmiş su ve oturmuş su terimlerini ve farklarını anlatmam, bitkiler ve diğer canlılar geldiğinde akvaryumun nasıl görüneceğini muhayyilesinde canlandırmaya çalışmam bana bıyık altından gülmesini engelleyemiyor. Sanırım kadınların böyle konularda hayal gücü bizlerinki kadar iyi çalışmıyor.

 

   Tabi bir de armatür meselesi var. Kendi ölçülerine göre akvaryum yaptırınca armatürlerde uymadı ve kendi DIY armatürümü yaptım. Allah'tan elim bu işlere yatkın da akvaryum kurulumu sırasında kaybettiğim prestijin birazını geri alabildim. İleride paylaşırım güzel oldu. T8 grolüx floresanlar, 865 kodlu tasarruf ampulleri ve 6400 k power led spotlardan kendi tasarımımı yaptım. Ancak su hacmine oranlayınca 3.2 kat ışık oldu ki bu da işin suyunu çıkardığımı gösteriyor. Parça parça yakacağız artık.

 

   Ve büyük gün gelip çattı. Artık bitkileri dikmeye hazırdım. Üstatlarımız başlangıçta kolay bitkiler seçin diyor ama bu kolaylar benim kafamdaki dizayna uymuyordu ki. Bana zemin bitkisi gerek. Parvulalar, cubalar lazım. Ne kadar zor olabilirdi ki.

 

   Forumdan bir satıcının dükkanına uğramam o güzelliklere hayran olmama yetti zaten. Oyuncak dükkanındaki çocuğa dönmüştüm. Fissidens ve flame aldım. Gerçi formları google daki görseller gibi değildi ama öyle olur diye attım sepete. Sonra birden çim gibi nefis bir bitki gördüm. 2-3 cm boyundaydı ve budanması bile gerekmiyordu. Hemen aklımdan parvulayı çıkartıp yerine bunu koydum. Adını sordum, utri dedi satıcı. İyi de çalışmadığım yerden çıkmıştı bu bitki. Heyecandan sadece kolayca üretip üretemeyeceğimi sordum. Ben bir iki yere diktim tabanı sardı deyince onu da attım sepete. Sonra üstatları dinleyip ilk günlerdeki fazla besini tüketmesi için çınar, zeytin, bacoba falan da aldım. Sonra bitkiler canlanınca çıkartacağım. Çıkarken dayanamayıp vivipera da aldım.

 

   Getirip diktim hemen bitkileri. Diktim diyorum da utrileri ve viviperaları ayırmak Gordion düğümünü çözmek gibi bir şey. Büyük iskender gibi kesemem de. Dünyanın parası meretler. Küçük kızımın avcu kadar şeylere verdiğim parayı hanım duysa akvaryum hobimin sonu gelirdi kesinlikle. Gerçi onun mutfak gereçlerini kullanmama da kızdı ama hepsini yıkayacağımı söyleyince sesini çıkarmadı. Tek tek ayıkladım kökleri. Akıllı işi değil bu bitkili akvaryum.

 

   Tabi bu ayırdığım bitkileri bir de tek tek dikmem gerekiyordu. Rezillik diz boyu. Videolarda neden tank azar azar doldururken bitkileri diktiklerini uygulamalı olarak anlamış oldum. Bir taburenin üstünde saatlerce uğraştım utrilerle viviperaları dikmek için. Üstüm ıslandığı için defalarca üstbaş değiştirmek de cabası.

 

   Utri ve viviperalarla herşeyin biteceğini düşünmüştüm. Ne büyük hata. Asıl dert fissidenslerle başladı. Yati köklerine suyun içindeyken fissidens bağlamak için bir insanın beyin özürlü olması gerek ama ben kökü çıkmasın, sabit kalsın diye kayaya yapıştırdığım için mecburen suyun içinde bağlamak zorunda kaldım. Ta ki suyun bir kısmını boşaltmayı akıl edene kadar.

 

   Sabah ise beni utrilerle ilgili bir sürpriz bekliyordu. Benim güzel çimlerim etçil bitkiydi.

 

   Sokakta gezerken her yer bitki doludur. Taşların küçücük aralıklarına giren tozlarda bile yetişirler. Azcık toprak biraz su yeter. Ancak etrafındaki altı ucu bitki dediğin bu şeyler suyun içine girince neden bu kadar nazlı oluyorlar anlayabilmiş değilim.

 

   Benim istediklerimin tamamı aşık usandıran cinsten. Işığı bol isterler. Bir de dipteler ya, ışık onlara ulaşabilmeli. Gölge falan istemezler. Ha bir de co2 var. Olmazsa olmaz. Utrilere yetişmedi ama süper bir mayalı sistem yaptım. İleride bunu da paylaşırım. Ph dalgalandırmadan kullanılabiliyor. Arada eşime de anlatıyorum bu ph dalgalanmalarını, acayip havam oluyor.

 

   Utrilere gelince, sadece ilk gün gördüm yeşil hallerini. Zaten bir daha da görünmediler. Eriyip gitti zavallılar. Gerçi utri konusunda kendimi çok suçlamıyorum. Tanımadığım bir bitki almak dışında bir suçum yoktu sanırım. Yani cubalar kadar suçlu değilim en azından.

 

   Utrilerin durumunu gören akıllı bir adam ne yapardı? Bence gidip hemianthus callitrichoides cuba almazdı. Adı bile bu senin için erken diyor. Ama en azından ne istediğini biliyorum. Co2 ister. Bende var zaten. Işık ister. O da var.

 

   İyi de üstatlar akvaryumu kurarken ışığı yavaş yavaş kademeli açın demişlerdi. Işığı dayayıp tankı bezelye çorbasına çevirirsek ne olacak. El mahkum açamadık ışığı. Korkumuza misket gübre dışında gübre de veremiyoruz. Azıcık potasyum o kadar. Kendimi cubalara eziyet eden biri gibi görüyorum. Halbuki 2 hafta daha beklesem su da biraz daha oturacak ışığıda istediğim seviyeye çekebilecektim.

 

   Bu arada eheim ile ilgili şikayetler hep yenilerin çinde üretildiği ve ses sorunları olduğuyla ilgiliydi. Eh bende bu şans olunca benim Eheim da zırıldamaya başladı tabi. Bir ses var ki sormayın. Uyuyabilmek için gece kapatmak gerek. Eheim servisini aradım. İlgilendiler sağ olsunlar. Dış filtreler sessiz olmazmış. O kadrcık ses normalmiş ve zamanla geçermiş. Ha birde kaldırıp iyice bir sallayın dediler.Dediklerini yaptım ama benim Eheim salladıkça sadece gürültünün notasını değiştirdi.

 

   Ben de sabah doğruca bauhausa gittim. Bolca tahta ve ses izolasyon malzemesi alıp evde bir kutu hazırladım. Koydum Eheim'ı içine. Şimdi çıt yok makinede. Eheim'ı arayıp bu kutuları pazarlamayı düşünüyorum.

 

   Neyse, şu an hala beklemedeyim. Flame tuttu. Fissidens ilk sürgünlerini verip yaşamaya çalışıyorum dedi. Cubanın ne dediğini ise anlayamıyorum. Komadaki bir hastaya benziyor. Bakalım göreceğiz.

 

   Bu arada hala forumu geziyorum. Her gün yeni şeyler öğreniyorum. Bunlardan biri de 1. ULUSAL BİTKİLİ AKVARYUM TASARIM YARIŞMASI nı kaçırmış olduğum. Neyse Allah'tan bu senekini kaçırmışım. Ama seneye bu yarışmada mutlaka olacağım. Sizlerden öğrendiklerim sayesinde.

 

   Herkese dertsiz tasasız sağlıklı akvaryumlar dilerim.

 

 

   Sağlıcakla kalın.

  


Beğenenler: [T]19547,deepsea[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kardinalberkayÇevrim Dışı

Kayıt: 11/11/2012
İl: Ankara
Mesaj: 242
kardinalberkayÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 07 Mart 2014 23:13
Çok eğlenceli bir yazı hepsini bir solukta okudum çok güzel olmuş kesinlikle. Sizin en azından tutarı saklama şansınız var bizde o da yok ne aldıysak anne baba biliyor umarım DIY tasarımlarınızı en kısa sürede paylaşırsınız.
Saygılar. ..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Anıl ÖzekşiÇevrim Dışı

[B]11139,3[/B]
Kayıt: 28/12/2013
İl: Ankara
Mesaj: 93
Anıl ÖzekşiÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 07 Mart 2014 23:24
Forumdan CERKUTAY üstadımın yardımıyla akvaryumu yeniden dizayn edeceğim inşallah. O zaman belki bu günce bir fotoromana dönüşebilir. Bir tarafta DIY lar, diğer tarafta yaptığım hatalar bölümü. Yine de pek güvenmeyin. Forum ve akvaryumculuk günlerim bu yazdıklarımı eşim okuyana kadar sürecek çünkü... 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

zeytinkaÇevrim Dışı

Kayıt: 16/01/2014
İl: Istanbul
Mesaj: 257
zeytinkaÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 07 Mart 2014 23:54
Yazınız çok eğlenceli olmuş, umarım düşlediğiniz akvaryuma kavuşursunuz sonunda.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kilic33Çevrim Dışı

Kayıt: 05/03/2014
İl: Izmir
Mesaj: 24
kilic33Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 08 Mart 2014 00:13
mizahi açıdan  çok iyi keyifle okudum doğrusu hayal ettiğiniz akvaryumu umarım tasarlarsınız fotoğraflarını bekliyor olacağız  

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Anıl ÖzekşiÇevrim Dışı

[B]11139,3[/B]
Kayıt: 28/12/2013
İl: Ankara
Mesaj: 93
Anıl ÖzekşiÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 08 Mart 2014 09:15
İyi dilekleriniz için teşekkür ederim. Daha iyileri sizin olsun. Fotoğraflar da yakında inşallah...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mehmetcan494Çevrim Dışı

Kayıt: 26/06/2013
İl: Bursa
Mesaj: 74
mehmetcan494Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Mart 2014 03:26
Abi süper ya resmen dökmüşsün içini, yazını hikayeni çok beğendim, inşallah istediğin gibi bir akvaryumun olur,Allah gönlüne göre versin herkesin inşallah.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Anıl ÖzekşiÇevrim Dışı

[B]11139,3[/B]
Kayıt: 28/12/2013
İl: Ankara
Mesaj: 93
Anıl ÖzekşiÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Mart 2014 17:45
Aslında akvaryumda herşey istediğim gibi başladı. Hayal gücüme ve el becerime dayanan şeylerin tümü yolunda gitti. Eşim bile taktir ediyordu ortaya çıkardıkları mı.
Ta ki bitkileri ekene kadar...
 
Resim eklemeyi anlayamadım sanırım. Bu nedenle aynı resmi iki defa yollarsam kusuruma bakmayın. Malum ilk denemem.
 
  
 
" />
 
 
 
copernnic2014-03-09 17:48:02

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Acil StopÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 23/12/2011
İl: Aydin
Mesaj: 1182
Acil StopÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 18 Eylül 2014 12:55
Anıl bey yazdıklarınızı büyük bir keyifle okudum. Okudum diyorum ama bir çok noktada yaşadıklarınız ile benim yaşadıklarım bire bir aynı olduğundan yazdıklarınızı gülmekten okuyamadım. Ekrana bakıp sürekli gülen birine iş yerinde deli gözüyle bakmalarından korkuyorum. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kdenizÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 12/04/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 505
kdenizÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 18 Eylül 2014 13:41

Korkmayın Ergün Bey, yalnız değilsiniz

Bu yazıyı nasıl görmemişim, tebrikler Anıl Bey, sonrası... 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Anıl ÖzekşiÇevrim Dışı

[B]11139,3[/B]
Kayıt: 28/12/2013
İl: Ankara
Mesaj: 93
Anıl ÖzekşiÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Eylül 2014 16:56
Mart'ta kurduğum akvaryum tablo görünümlü adist tanklarına benzemedi doğal olarak. Ancak tanktaki sorunlarla o kadar uğraştım ki sonunda bitkili bir tankın nasıl idame ettirilebileceğini öğrenmeye başladım.

Aslında hakkımı yemeyeyim, Haziran geldiğinde tabanın da oturmasıyla akvaryum stabil hale gelmeye başladı. Hanımın bile beğeneceği yemyeşil bir akvaryuma dönüştü. Moss türlerinde çok başarılıydım. Çok iyi geliştiler. Mosslarla aklıma gelen her varyeteyi denedim. Öbekler yaptım, moss duvarları inşa ettim. Ama çoğalan kısmı atmaya kıyamamam yüzünden akvaryum moss yetiştirme çiftliğine döndü.

Mossların coştuğu ve akvaryumun görsel olarak idare eder olduğu bu dönem zarfında sakura da yetiştirdim. Ancak üremelerinin önünü alamayınca 30 sakura 300 sakura oldu ( biliyorum, çünkü tek tek saydım ). Ve bu da tankımın iki açıdan kusurlu olduğunu gösterdi. İlki , eğer önceliğin canlı yetiştirmek değil de bitkili akvaryum kurmaksa çoğalmasına engel olamayacağın canlıları akvaryuma koymamalısın. Hatta mümkünse üremeleri mucize olan küçük boyutlu balıklardan seçmelisin.

İkinci olarak da akvaryumunu dizayn ederken elini içinden çıkarmayabileceğini düşünerek benim gibi ortalığı sana her türlü engeli çıkaran ağaç gibi materyallerle dizayn etmemelisin. Bir bitkili tankta camlara ve akvaryuma koyduğun her türden bitkiyle objeye ulaşabilmelisin. Yoksa ne cam temizleyebilir nede budama yapabilirsin. Çok iyi biliyorum çünkü ne elimi nede cımbızımı akvaryumun içinde sağa sola oynatamadığım için cam temizlerken yada sakura yakalarken neredeyse deniz gözlüğü takıp akvaryuma dalmam gerekiyordu.

Neyse Ağustos ayına geldiğimizde akvaryum aşağıdaki şekildeydi. Doğal olarak bana engel olan ağaçlar çoktan budanmıştı.







Aklımdaki dizaynı yapabilmek için yeni kayalar, yeni kökler ve yeni bitkiler gerekiyordu. Ancak taban ve su oturmuş olsa da yeni kurulum esnasında tabana müdahale etmeden kurulumu yapamayacağım için mecburen akvaryumu resetledim. Bütün mosslar dışarı alındı. Cuba, vivipera ve parvulalar yeni dizaynda olmayacağından bürodaki tanka alındı. Ve 300 tane sakura tek tek yakalandı ve onlarda büronun yolunu tuttu.

Şimdilerde Ağustos ortalarında kurduğum yeni tankın oturma safhasındayım. Ağustos sıcakları dışında sıkıntım olmadı şükür. Geçen hafta içinde ağaçlara moss sarıp akvaryuma koymaya başladım. Şimdilik sadece ön tarafla ilgilendim. Geçen sefer olduğu gibi acele etmiyorum. Şu an elimde fotoğraf yok ama akşam çekip yarın foruma atarım.


Herkese dertsiz tasasız sağlıklı akvaryumlar dilerim.


Sağlıcakla kalın.

copernnic2014-09-23 16:26:56

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Anıl ÖzekşiÇevrim Dışı

[B]11139,3[/B]
Kayıt: 28/12/2013
İl: Ankara
Mesaj: 93
Anıl ÖzekşiÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 23 Eylül 2014 17:04
Akvaryumun son hali bu. Daha doğrusu sağ tarafın son görüntüsü. Sağ ve soldaki ağaçlara farklı türde Mosslar sardığımdan hangisinin görüntüsü daha uygun olursa diğer ağaçlarda onunla devam edeceğim.





Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

KeysÇevrim Dışı

Özel Üye
[C]6,1,117945[/C] [B]10482,3[/B]
Kayıt: 29/10/2011
İl: Ankara
Mesaj: 1462
KeysÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 16 Ekim 2014 01:45
Kesinlikle gözden kaçan bir tasarım olmuş. Rica etsem güncel halini paylaşır mısınız?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

SeverinÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]10380,1[/B]
Kayıt: 15/09/2013
İl: Istanbul
Mesaj: 284
SeverinÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 17 Ekim 2014 11:49
Anıl Bey,

Uğur Bey'e katılıyorum ben nasıl olmuşta görmemişim dedim içimden bu dizaynı, gerçi tamamını paylaşmamışsınız, tam kare fotoğraflamanızı bekliyoruz. 



Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir