Akvaryum ve Biyoenerji(nazar) Gelin Tartışalım !


DiscusTurkÇevrim Dışı

Kurumsal Üye
Kayıt: 29/05/2012
İl: Ankara
Mesaj: 354
DiscusTurkÇevrim Dışı
Kurumsal Üye
Gönderim Zamanı: 13 Haziran 2012 10:40
 Tam herşey yolundadır.Balıklarınız bitkileriniz en güzel renkleri almış,en büyük boylara ulaşmış,sağlık sorunları vs. olmayan bir hal almıştır.Artık hiçbir sorununuz yokmuş gibi mutlu bir akvaryumunuz var değilmi ? 
 Sonra bir arkadaşınız geliyor,ağzı açıkta kalana kadar hepsini tek tek izliyor.Yorumlar yapıyor ama balıklarınıza verdiği biyoenerjinin farkında değil.Sizde hiçbirşeyin farkında değilsiniz tabi.Çok az bir zaman sonra balıklarınız,bitkileriniz özellikle en çok göze çarpanlar aniden tuhaf hareketler yapmaya başlıyor ve çoğu zaman hiç olmadık zamanlarda kaybediyorsunuz en sevdiğiniz canlıları.Hemen herkesin bu konuda bir anısı var değilmi ? 
 Biz ülkemizde buna nazar diyip geçiyoruz hatta çoğu insan bunun hurafe olduğunu batıl inanç olduğunu düşünüyor.Oysa ki biyoenerji olarak olaya yaklaştığınızda işin çok bilimsel olduğunu anlıyorsunuz.Bu konu o kadar bilimselki düşünce gücüyle neler yapılabileceği zihnimizdeki titreşimlerin çağrımların neyleri nasıl etkileyeceği bilim adamlarının bile hep üzerinde çalıştığı fakat herkesin eşik değeri farklı olduğundan tam olarak kanıtlanamayan,algı farklarının her insana göre değişkenlik gösterdiği bir konu .
 Siz balığa baktığınızda çeşitli titreşimler oluşuyor ve üzerinde yoğunlaşıp incelemeye başladığınızda ona bir enerji yüklüyorsunuz farkında olmadan,zaten anatomisi çok güçlü olmayan balıklar bu enerjiyi atamayınca işte yukarda olanlar meydana geliyor.Kimler inanır kimler güler bilmem fakat bence tartışılması gereken bir konu.
  Ayrıyeten alıntı olarak aldığım kısa bir tanımda var.

  Bioenerji’nin kelime anlamı; doğal olan enerjidir. Vücut içerisinde devamlı bir titreşim ve düşük voltajlı elektromanyetik akım vardır. Elektromanyetik akım; fiziksel bedenle sınırlanmamıştır. Böylece, bir bedenden diğerine akış yapılabilir. Bu elektromanyetik akım; bedenin sağ tarafında toplanmıştır. Bioenerji akışı insanla sınırlı değildir; tüm maddeye akar. Bitkilerin insanlarınkine zıt bir kutbu vardır; onlarla aramızda hür bir kanal açılır.
Sağlıklı bir vücutta negatif bir enerji bulunmaz. Vücudun herhangi bir yerinde problem varsa; o bölge negatif enerji üretmeye başlar. Daha doğrusu; beyin ile o bölgenin iletişimi kopmuş demektir. Demek ki; bedenimizin tümünü ayakta tutan beynin düşünce ve yapılandırma bölümü ile aradaki bağı kopartmamak lazım.
Telekinezi nedir?
Telekinezi bir cisme hiçbir fiziki olay olmadan sadece beyin gücünüzle uzaktan etki etmektir.

Telekineziye başlayın. 
Bu bölümde KAĞIT-İĞNE ve KAŞIK BÜKME yöntemlerini, telekinezinin olası yada bilinen zararlarını öğrenceceksiniz. Başarılar.


1. Vakit seçimi 
Telekineziye amatör olarak başlarken konsantrasyon önemlidir. Bu yüzden vakit seçimi uygun olsa daha iyi olur. Telekinezi için sabah vakti uygun olabilir. Beyne henüz konsantrasyonunuzu dağıtacak bilgiler yüklenmemiştir. Uykulu iseniz konsantrasyonunuz uykuya kayacaktır. Bu yüzden kalktıktan ortalama bir saat sonrası daha uygundur.


* KAĞIT-İĞNE YÖNTEMİ 

2. Malzemeleri hazırlayın. 
Telekineziye yeni başlayan biri kendisine daha kolay nesneler seçmelidir. İğne ,kağıt ve iğneyi sabitleyecek bir cisim bunun için gayet uygundur. 5x5 boylarında küçük bir ince yapılı parşömen kağıdı kesin. Bu kağıdı aşağıda gördüğünüz tüm katlama çizgilerine göre katlayıp açın. Açarken kağıdı tam düzeltmeyin. Çalışmamız bir şemsiyeye benzemeli.
 




Not: Kağıdı dikdörtgen kesmeniz fiziki döndürücü kuvvetin gereksinimini azaltır. Ve şekilde gördüğünüz X biçimindeki katlama işini yapmayın sadece + biçiminde kenar orta noktalardan katlayın. Elde ettiğimiz şemsiyeyi herhangi bir yere dik olarak sabitlediğimiz iğnenin sivri ucuna hafifçe koyun (Hiç batırmadan sadece bırakın). Kağıt hafif bir harekette dönecek kadar serbest duracaktır. Not: Bu andan itibaren odanızı rüzgarla buluşturmayın. Asla kapı veya pencerelerinizi açık bırakmayın. Kapı altlarınıda yumuşak bir malzemeyle kapatın. 

Elde ettiğimiz şemsiyeyi herhangi bir yere dik olarak sabitlediğimiz iğnenin sivri ucuna hafifçe koyun (Hiç batırmadan sadece bırakın). Kağıt hafif bir harekette dönecek kadar serbest duracaktır. 

Not: Bu andan itibaren odanızı rüzgarla buluşturmayın. Asla kapı veya pencerelerinizi açık bırakmayın. Kapı altlarınıda yumuşak bir malzemeyle kapatın. 

3. Konsantrasyon 
Eğer konsantrasyonunuz tam olsun istiyorsanız düşüncelerinize mani olacak herşeyi aklınızdan çıkartın. Gözünüzü kapatıp bir süre bekleyin. Aklınıza her ne gelirse gelsin onu atmadan gözünüzü açmayın. Konsantrasyonunuz sadece aklınızın düşüncelerden arındığı yönünde olsun. 

4. Artık başlayalım. 
Bu gün telekineziye başladığınız ilk gün. Sonuç almak için elinizden geleni yapın.Fakat sakin ve sabırlı olun. Sonuç alamazsanız üzülmeyin. Zaten ilk sefer için sonuç almanız zor olacaktı. Şimdi kağıda 30 derecelik açıyla yukarıdan bakın. Kağıda konsantrasyonunuzu etkilemeyecek kadar yaklaşın. Kağıda uzaklığınız yaklaşık birbuçuk karış olsun. Kağıda odaklanın. Onu sizin bir organınız gibi hareket ettireceğinizi düşünmeniz yarar sağlayacaktır. Gelelim işin en heyecanlı kısmına. Şimdi kağıdı sadece bakarak döndürdüğünüzü düşünün. İster sol için komut verin ister sağ. Önemli olan sizin kağıdın döneceğini düşünmenizdir. Sadece hayal etmeyin. Çünkü hayal etmekten öte kağıdı siz döndüreceksiniz. Kağıda bir süre böyle bakın. Unutmayın! Sakin olmalısınız. Bu gün dönmezse yarın dönecek demelisiniz  Bu biçimde günde 10 dakika uğraşabilirsiniz. 5 dakikada bir teneffüs yapın. Hatta bu teneffüsler bir kaç saat sürebilir. 

5. Şu psikolojik hali edinin 
(Bu maddeki bilgiler size moral vermek için değil gerçekler nazara alınarak yazılmıştır)
Başarmanız için kimse sizi zorlamıyor. Siz başaramamaktan korkmuyorsunuz. Telekinezi zaten basittir. Bir kaç gün içinde nasılsa başaracaksınız. Sonuç alma süreniz çok büyük ihtimalle bir haftayı geçmeyecektir.

Ben bu yöntemle 1 haftada sonuç aldım. En son 10 tur yapmıştım daha sonra telekineziden soğudum. YouTube’da telekinezi ile ilgili birçok video bulabilirsiniz


* KAŞIK BÜKME YÖNTEMİ


Kolay Kaşık Bükme Yöntemi
Eğer imkanlarınız varsa, rahat edebileceğiniz sessiz ve loş bir mekan seçin. Arkanıza rahatça yaslanın yada tamamen uzanın. Gözlerinizi kapayın ve hiçbirşey düşünmemeniz gerektiğini bile düşünmeyin. Şimdi sadece baş ve işaret parmağınızın en uç noktalarıyla kaşığın sapını, kepçesine çok yakın biryerden hafifçe kavrayın. Kaşığı yer ile paralel konuma getirin. Unutmayın, bu esnada gözleriniz halen kapalı bulunuyor olmalı. Şimdi kaşığın "erimekte olan bir hamur" olduğunu düşünün. Bu telkin için kendinizi zorlamayın ve sadece öyle hayal edin. Buna daha iyi odaklamınız ve kaşığın sertliği bilincinin beyin gücünüze engel olmaması için bir yandanda kaşığı başparmağınızla hafifçe okşayın. Kaşığın hemen bükülmesini istemeyin ve acele etmeyin. Kaşığın erimeye başladığına iyi odaklandığınızda kaşık bir müddet sonra bükülecektir. Ancak ilk anda hissedeceğiniz bükülme yalancı histir ve heyecanlanmanızı sağlar. Bu hisse aldırmadan devam etmeli ve en az 6-7 dakikayı böyle geride bırakmalısınız. Kaşık en fazla 10 dakika sonra bükülecektir. Kaşık bükme konsantrasyona göre çok daha hızlı olabilir. Eğer gözle görülebilir bir bükülme olmadıysa, bükülme oranını görmek için kaşığın ilk ve son anlarını düz bir zemin üzerinde gözlemleyebilirsiniz.




Suya etki etmek
HİDROKİNEZİ

Sıvı durumdaki bir maddenin moleküllerine nüfuz etme yeteneğidir. Pyrokinezinin aksine burada su oluşturmaktan bahsedemeyiz. Varolan su kütlesinin biçimini değiştirmek yani manipule etmek esas amaçtır. 

Başlangıç itibariyle geliştirme teknikleri telekineziye benzeyebilir. örnek verecek olursak, bir su kütlesinin ortasındaki mantar tıpayı hareket ettirmek. Fakat dikkat edin, mantara odaklanmak değil, suya etki ederek mantarı oynatmak. Tıpkı girdaba yakalanan bir geminin sürekli dönmesi gibi. 

burada "Bu zaten suya telekinezi uygulamak değil midir?" diyebilirsiniz. Evet aslında olabilir. fakat suyla gerçek bir bağlantı kurmlısınız, sadece maddeye yönelik bir fizik değil elemetin kendisiyle bir olmalısınız. Eğer gerçek yeteneğiniz suysa zaten egzersiz sıklığınıza göre, kısa bir sürede ilerleme kaydedebileceksiniz. Su hariç bir şey düşünmeden meditasyon yapın, yoğunlaşın. bütünüyle suyla kaplandığınızı, gerektiğinde suyun derinliklerinize daldığınızı hissedin. Su olun. 

Egzersizler için:
İçi su dolu orta ya da büyük boy camdan bir kase alın. Camdan, çünkü suyun tamamını görebilirsiniz. Mantar tıpa gibi su üstünde kolayca yüzebilen bir nesneyi üzerine yerleştirin. (Telekinezi alıştırmalarında önerilen iki ucuna kibrit çöpü batırılmış iğne gibi) 
Şimdi sıra geldi işin en çok pratik ve imajinasyon isteyen bölümüne: Kasenizin karşısında gözlerinizi kapayın. Suyun enerjisini, serinliğini, titreşimlerini hissedin. Onun enerjisiyle kendinizinkini birleştirin. Zihninizde, suyla kurduğunuz enerji bağını hayal edin. Suyun sesini zihninizde duyun, zerafetini hissedin. Bu düşüncelerinizi zihninize kopyalayın ve suyla bir olun. Kendinizi hazır hissettiğiniz zaman gözleriniz açın. Fakat suyla kurduğunuz bağlantıyı kaybetmeyin. O senin bir parçan ve sen de onun. Enerjiyi, zihninizde tutun. Su hareketlenecektir... Ve şimdi, Sudan bir parçasın.. Ona istediğin emri verebilirsin. Kasenin içinde bir girdap oluşturduğunu hayal et. Gittikçe büyüyor ve sürekli hız kazanıyor. İşte o sensin... Bunu yapmayı başardığını hissettiğin ana kadar yapmaya devam et... Sabırlı ol, ilk bir kaç denemede olmuyorsa, ki olmaması muhetemeldir, daha çok egzersiz yap. 
Ve sonra zihnini dinlendir.

Ateşe etki etmek
Pirokinezi

1-Mumun havadan etkilenmeyecek şekilde ortamını hazırla.
2-Camera , Pc Camera , Telefon Kamerası vb. kayıt edici cihazın var ise muma yönelt ve kayda başla.
3-İki elini, mumdan yanmayacak şekilde muma yaklaştır.
4-Gözleri kapa ve mumu imaje etmeye çalış..
5-Eğer imaje edemediysen rahatla biraz mola ver ve 1. maddeden tekrar başla.
6-Eğer imaje ettiyse yanan mumun enerjisinin gitgide yükseldiğini imaje et.İyice yükseliyor...
7-Yaklaşık 10 dk imaje ettikten sonra gözlerini aç , daha önceden çalıştırdığın video kayıt edici aletlere bak..
8-Bunu her gün mutlaka dene bir gün o ateşi yükselteceksin..

Benim Teknik.

1-Mumun havadan etkilenmeyecek şekilde ortamını hazırla.
2-Camera , Pc Camera , Telefon Kamerası vb. kayıt edici cihazın var ise muma yönelt ve kayda başla.
3-Şimdi yaklaşık bir metre öteden rahatlayacağın bir yere geç ve muma odaklan.
4-Mumun mavi ve sarı katmanları göreceksin.Sarı katmanının kırmızıya döndüğünü düşün , başarabiliyorsan gözlerin açık imaje et.
5-Başaramadıysan biraz ara ver ve 1. maddeden tekrar başla.
6-Eğer başardıysan İki elini, mumdan yanmayacak şekilde muma yaklaştır.
7-Şimdi gözün açık bir şekilde mumun yükseldiğini düşün , imaje et.
8-Yaklaşık 10 dk lık süre içinde başardığını göreceksin...

Peki sadece yükseltmekten başka bir şey yapamazmıyız??

Yapabiliriz.. ne yapabiliriz?..


1-Mumun havadan etkilenmeyecek şekilde ortamını hazırla.
2-Camera , Pc Camera , Telefon Kamerası vb. kayıt edici cihazın var ise muma yönelt ve kayda başla.
3-Şimdi yaklaşık bir metre öteden rahatlayacağın bir yere geç ve muma odaklan.
4-Mumun mavi ve sarı katmanları göreceksin.Sarı katmanının kırmızıya döndüğünü düşün , başarabiliyorsan gözlerin açık imaje et.
5-Başaramadıysan biraz ara ver ve 1. maddeden tekrar başla.
6-Eğer başardıysan İki elini, mumdan yanmayacak şekilde muma yaklaştır.
7-Kırmızı Ateşe odaklan ve kendine ateşin içinden bir yer belirle.
8-O yerin ordan altta kalan mavi katmanın bir çizgi oluşturcağını düşün ve imaje et , unutma bunu çok arzulu biçimde isteyeceksin.Gerekiyorsada emir ver.
9-Çizgiyi oluşturamadıysan şimdi yaklaşık 1 saat dinlenme vakti.Dinlendikten sonra 1. maddeden başla.
10-Çizgiyi oluşturduysan.O çizginin ordan ateşin iki yana ayrıldığını düşün ve imaje et, dediğim gibi çok iste..
11-Başardıysan ne mutlu sana ...

Ben bu teknik ile sadece istediğim yere çizgi oluşturabiliyorum ama daha ikiye yaramadım.Bu tekniği uygularken bundan önceki tekniğide uygulayabilirsin.Ateş te belli bir çizgi oluşturduysan.Bir yanından ateşin yükseleceğini imaje edebilirsin.Bende işe yarıyor umarım sizdede işe yarar



Yapabilecekleriniz:
Telekinezi - Cisimlere uzaktan etki etme
Hidrokinezi - Suya etki etme
Pirokinezi - Ateşe etki etme
Elektrokinezi - Elektriğe etki etme
Psi-Ball - Elinizle güç topu oluşturma ve kullanma
Astral - Ruhunuzu bedenden ayırma ve kullanma (Şu an üstünde yoğunlaştığım tek konu) Astral seyahat ve ruh seyahati olarakta geçiyor
Kronokinezi - Zamanı kontrol etme ve bükme


alıntı...
 

 Forumda benzer bir konu göremedim.Açık bir benzer konu varsa kusura bakmayın ...
Mapper2012-06-13 11:18:17

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

The_ÜSTAD_06Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 18/06/2010
İl: Ankara
Mesaj: 3678
The_ÜSTAD_06Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Haziran 2012 10:45
İlginç konu..Ama kimse bir şey yazmamış...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

DiscusTurkÇevrim Dışı

Kurumsal Üye
Kayıt: 29/05/2012
İl: Ankara
Mesaj: 354
DiscusTurkÇevrim Dışı
Kurumsal Üye
Gönderim Zamanı: 13 Haziran 2012 11:04
 Konuların çoğu alıntı fakat düşünce gücüyle bunlar yapılabiliyorsa.Savunma mekanizması düşük derecede olan balıkları bu olayın çok yoğun etkileyeceğini düşünüyorum.Paylaştıklarımın bazıları akvaryumla ilgili olmasada birer uzaktan etkileme metodu yani kısaca birer örnek.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

no nameÇevrim Dışı

[B]9584,3[/B]
Kayıt: 24/11/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 1020
no nameÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 14 Haziran 2012 07:19
Nazar (bioenerji) dediğiniz olaya herhalde en çok inananlardan birinde benimdir...
Hatta üzerimde birinin gözü kaldığında, nazari degerse eğer, büyük bir halsizlik veya hasta olduğumu bile bilirim...
Şöyle birşey söyleyeyim duanin bioeneri olduğunu söyleyemem ama dua ile etki edip en basitinden baş ağrılarını bile geçirebilirsiniz... (bizzat yapmisligim da var bu en basiti)
Düşünün nazar koskoca bir insana neler yapıyor, küçücük balığa neler yapmaz...
Bu tarz değişik paylasimlar için teşekkür ederiz...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

DiscusTurkÇevrim Dışı

Kurumsal Üye
Kayıt: 29/05/2012
İl: Ankara
Mesaj: 354
DiscusTurkÇevrim Dışı
Kurumsal Üye
Gönderim Zamanı: 14 Haziran 2012 08:33
 Rica ederim.Benimde çok başımı ağrıtan ve şüphesiz inandığım bir konu.Diğer akvaristlerinde görüşlerini almak istedim :) 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ringoÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]9364,1[/B] [B]8772,2[/B]
Kayıt: 25/01/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 1288
ringoÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 15 Haziran 2012 18:01
Kaşık yöntemini hiç denemedim ama, (o ısıya duyarlı hileli kaşık elimde olmadığından)
geçenlerde ısıtıcıyı sökmüştüm. Termostat bölümünde iki ayrı metal levha vardı birbirlerine bitişik halde duruyorlardı.
 
Elimle bir müddet dokundum, dokunduğum metal levha yukarı doğru kıvrılarak alttaki levhadan ayrıldı.
Bunu yaparken metalin eriyeceğini falan da düşünmedim demekki bio enerjim çok fazla! Düşünce gücü bile kullanmadım yani !
 
O kaşık bükme numarasını yapanlara kaşığı biraz daha üstten bükmelerini söyleyin bakalım yapabiliyorlar mı veya evden kendi kaşıklarınızdan birini verin veya bükülen bir kaşık varsa büküldüğü yere çakmakla biraz ısı verin bakalım, metal ısıdan mı yoksa düşünceden mi etkileniyor.
 
Diğer taraftan yaşadığımız tüm olumsuzlukları nazara bağlama gibi bir toplumsal alışkanlığımız da var.
Adam şahinle kaza yapıyor arabaya nazar değdi diyor, diğer adamın ferrarisine nazar değmiyor mesela.
Angelina Joli ye de nazar değmiyor ama hobicilerin balıklarına bir arkadaşları baktığında nazar değmiş oluyor.
 
Saygılar. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

no nameÇevrim Dışı

[B]9584,3[/B]
Kayıt: 24/11/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 1020
no nameÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 16 Haziran 2012 06:41
Sevgili ılyas abim, tabikide nazara inanan ve inanmayanlarda var.
Kısa ve net en azından duası olmazdı...
http://www.mumsema.com/misafir-sorulari/109272-nazar-ayeti-hangi-surenin-hangi-ayetinde-gecmektedir.html
Bu linki incelerseniz kuranda göz degmesi ve nazarla ilgili söylenenler ve peygamber efendimizin söyledikleri var abim.
Saygılar

Bu arada ılyas abim, kaşık numarası tabiki palavra olsa idi cem yilmazinda dediği gibi david copperfield peygamberligini ilan ederdi :)

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

skunet02Çevrim Dışı

Kayıt: 06/06/2012
İl: Kayseri
Mesaj: 229
skunet02Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 19 Haziran 2012 19:41
Nazar hariç gerisi Külliyen yalan bence.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

cokmutluÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 22/04/2011
İl: Kahramanmaras
Mesaj: 1658
cokmutluÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Haziran 2012 15:19
Konuyu nefes almadan okudum. Ortaokul yıllarındayken oldukça merak sardığım ve 80kiloluk birini, ayakta duran 4kişinin parmak uçları ile yatar pozisyonda havaya kaldırmaları derecesine kadar başarı sağladıktan sonra, yeterli döküman ve kaynak bulamadığım için yarıda bıraktığım bir konuydu.. Şimdi ise yeniden bir merak uyandı içimde. İşin aslı sizin bahsettiğiniz o astral seyahate çıkabilen birini tanıyorum, üstelik çok da yakınım olan biri. Size şöyle söyleyeyim, ailemde çok büyük bir kavga olmuştu ve ben evden uzaktaydım, o kişiye sordum dedim git bi bak () bizim evde işler ne alemde diye. O kişi de bi 10dakika gözlerini kapattı, herşey yolunda kavga gürültü yok, hatta şuan evde çekirdek yiyorlar dedi. İnanamadım ve hemen evi aradım, telefonu annem açtı kızım sana da çekirdek ayırdık, çok gecikme dedi..  Eve gittiğimde güllük gülistanlıktı ortalık. Ama benim kafam allak bullaktı..




Bu konu elbette çok ilginçtir ve bilimsel boyutlara dayanmaktadır, fakat Allah'a şirk koşacak kadar ileri seviyelere taşımamakta, kişinin kendisiyle gurur duymasına ve maddeye hükmettiği fikrine kapılmasına yol açmayacak boyutlarda kalması gerekmektedir. Zira, eğer kaşığı bükebiliyorsak, bu biz istediğimiz için değil, Rabbimiz izin verdiği içindir..

Konuyu merakla takip edeceğim, umarım başarılarınızı bizimle paylaşırsınız. İyi forumlar... cokmutlu2012-06-22 15:24:21

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

no nameÇevrim Dışı

[B]9584,3[/B]
Kayıt: 24/11/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 1020
no nameÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Haziran 2012 17:00
Bildiğim kadarıyla bu tür olaylar, astral seyahat falan felan başka varlıkların güç ve yardımı ile oluyor, benimde öyle yakın bir arkadaşım vardı, sizinde dediğiniz gibi başka bir mekanı görebiliyor ve çok çok daha fazlasını yapabiliyordu... Burada tabiki bunları anlatmayacağım, ama hangi varlıklar olduğunu tahmin etmişsinizdir...
Rabbimiz izin vermediği sürece 1 adım bile atamayız ki kaşığı bükmek yanında çok extreme kalır...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

DiscusTurkÇevrim Dışı

Kurumsal Üye
Kayıt: 29/05/2012
İl: Ankara
Mesaj: 354
DiscusTurkÇevrim Dışı
Kurumsal Üye
Gönderim Zamanı: 22 Haziran 2012 22:21
 Adına ne derler bilmem.ama bence bu anlamsız değişikliklerin biz bilsekte bilmesekte bir nedeni var ve biz ne kadar araştırırsak araştıralım hep merak etmeye devam edeceğiz :) 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

no nameÇevrim Dışı

[B]9584,3[/B]
Kayıt: 24/11/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 1020
no nameÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2012 11:38
"To be continued"diyorsun yane :)))

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

DiscusTurkÇevrim Dışı

Kurumsal Üye
Kayıt: 29/05/2012
İl: Ankara
Mesaj: 354
DiscusTurkÇevrim Dışı
Kurumsal Üye
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2012 11:45
 Devam edecek,ama devamı bitermi bilmiyorum :) 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Koksal GurkanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6964
Koksal GurkanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2012 11:49
Konu ile ilgili bir kaç enteresan referans paylaşayım.

Heroes dizisi tüm sezonları
Uri Geller (Kaşık Bükme)
Matrix (Film)(Alıntı: "There is no spoon!" yani türkçesi ile "Kaşık yok!")
Bilinmeyen (1980'li yıllarda fasiküller halinde yayınlanmış bir ansiklopedi)
Avatar: The Last Airbender (Avatar: Son Hava Bükücü)(Çizgi Film)

Pozitif Düşünce Gücü
NLP

Aslında bütün bunlar bilinenle bilinmeyeni birbirine bağlamak için araştırmalar, denemeler, referanslar ve çalışmalar olarak ele alınabilir. Kimi yapmış ve açıklamaya çalışmış, kimi ise sadece deneyip yapamamıştır. Bir de zaten bunlara hiç inanmayanlar hatta karşı olanlar var.

Bilimsel olarak bakıldığında "bir şey oluyorsa muhtemelen kabul ediliebilir bir açıklaması da vardır". O açıklamayı kabul etmek ya da etmemek, farklı açıklamalar getirmek, yapılan açıklamaları zihinin algılaması ya da algılayamaması din ve bilim konularını hep karşı karşıya getirecektir.

Sonuçta acaba "biz bir şeyler yapıyoruz ve ondan dolayı mı oluyor?" yoksa "bir şeyler oluyor ve biz kendi yaptığımızı mı sanıyoruz?" diye klasik bir sorgulama da var. Arada çok ince bir çizgi var. Bununla ilgili benim en sevdiğim hikayelerden birisi "Skinner'ın Güvercinleri" konusudur. Bilimsel bir araştırmadır. Bir ara paylaşırım.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir