Balıklarda Renklenme.


EnatiopuSÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 17/10/2006
İl: Antalya
Mesaj: 2009
EnatiopuSÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 06 Haziran 2008 00:43

Daha önce yaptığım bir araştırma sonucu edindiğim bilgileri buraya tekrar iletiyorum. Bu aralar balıklarımdaki renklerde problem var, nasıl daha renkli olabilirler gibi soruları buradan cevaplayabilirler. Bu araştırma 1sene öncesine dayandığı için kaynağını hatırlamıyorum. Makaledeki besin değerleri beslenen türe göre kanalize edilirse ve uygun diyet belirlenirse ( yani istenilen elementin bulunduğu besin bulunursa) beslediğiniz balığın rengine görede bir diyet oluşturabilir ve sonucunda doğadaki türlerden dahi daha renkli ve alımlı bir balık besleyebilirsiniz. Balığınızda hangi renkler hakimse, bu renklerin hangi maddelerden, besinlerden temin edileceğini öğrenerek bu besin takviyesiyle balığınızın türünün en güzel ve canlı renklere sahip bireyi haline getirebilirsiniz. Bu tamamen doğal ve sağlıklı bir yoldur. Bunu dışardan hormon takviyesiylede yapıyorlar, balıklar fazlasıyla renkleniyor ama bu hormonların metabolizmayı bozan yan etkilerinden dolayı sağlıklı hayvanlar olamıyorlar. Doğadaki F0 balıklar çok büyük oranla hobicilerdekinden daha renkli ve ihtişamlı oluyor. Bunun sebebi ise balık ihtiyacı olan gerekli besinleri tüketiyor sadece!

Zaten balığın evrime göre tükettiği besinler sonucu renk değişimleri oluyor. Yani balıklar renklenmek için değil, zaten tükettiği devamlı besinlerden dolayı bu rengi alıyorlar.
 
 
 

Canlılarda pigmentasyon (renklenme), pigment denilen özel renk maddeleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu pigmentler de özel hücrelerde lokalize olmuşlardır. Pigment içeren bu renk hücrelerine kromatofor denilir. Pigmentler, sentez edildiği yere bağlı olarak iki gruba ayrılır.

1.Endojen Pigmentler: Sitoplazmada metabolizma artıklarıyla oluşurlar. Hemoglobinin yıkılmasıyla ortaya çıkan artık maddeler bu gruptandır. Bir çarpma sonucu deri altında toplanan kanın maviden yeşile, daha sonrada sarıya dönüşmesi hemoglobinin safra boyası denen bilirubine dönüşmesi ile gerçekleşmektedir. Siyah rengi veren melanin pigmentleri ise, proteinlerin yıkım artıklarıdır. Özel enzimlerle oksitlenerek pigmentlere dönüşürler. Bu enzimler kalıtsal şifreyle denetlendikleri için rengin oluşumu da kalıtsaldır. İlgili geni mutasyona uğrayan bazı bireylerde gerekli enzimler oluşmadığı için renk meydana gelmez ve canlı renksiz kalır. (Albinoluk)

2.Eksojen Pigmenler: Dışarıdan vücuda alınan, orada kısmen değişikliğe uğrayan veya uğramadan kalan pigmentlerdir. Karotenoyitler bu grup pigmentlerdir. Hayvanlar, dolayısıyla balıklar bu pigmentleri sentez edemezler. Bunları ancak dışarıdan almak zorundadırlar.
Balıklarda dört çeşit pigment grubu vardır: Sarı rengi veren flavin, kahverengi, gri ve siyah rengi veren melanin , metalik ışıldayan ve gümüşi rengi veren guanin, sarı ve kırmızı arası rengi veren carotenoyit grubu pigmentlerdir.

Karotenoyitler yağda çözünebilen bileşiklerdir. A vitaminin provitami olarak iş görmesinden dolayı canlılar için büyük bir öneme sahiptir. Karotenoyitleri senteleme yetenekleri yalnızca bitki ve protistlere özgüdür. Hayvanlar bu maddeleri sentezleyemezler. Bu yüzden bunları diyetlerinden almak zorundadırlar. Karides, alabalık ve çoğu akvaryum balıkları gibi su ürünlerindeki kırmızı renk oluşumundan sorumlu olan pigmentler, karotenoyit grubundadır. Bu canlılar karotenoyit gereksinimlerini dolaylı veya dolaysız olarak ortamlarında bulunan alglerden almaktadırlar

Balıkların renk ve desenlerinin çoğu çeşitlilik göstermesi, süslenme, uyarma, gizlenme, tür ve eşey tanıma gibi farklı işlevlerin yürütülmesini sağlar. Kural olarak, littoral bölgede yaşayan balıklar renkli, pelajikde yaşayanlar ise genellikle gri, mavi ya da gümüşimsi mavidir. Kumda ve çamurda yaşayanlar ise gri ya da kum rengindedir. Bu karakterlerin çoğu doğal “Doğal seleksiyon” la kazanılmışlardır. Ancak, özellikle erkek bireylerde görülen bazı albenili renkler “seksüel seleksiyon” sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu işleyiş, dişilerin, erkekler arasında daha albenili bireyleri tercih etmesi ilkesine dayanır. Böylece seçilen renkli bireyler, özelliklerini döllerine aktarırken, seçilemeyen renksiz bireyler üreme olanağını bulamamaktadırlar. Ancak seksüel seleksiyon, olabildiğince bağımsız bir şekilde gelişemez. Bu gelişme doğal seleksiyonun denetimi altındadır; ancak, doğal seleksiyona fazla aykırı olmamak koşuluyla gelişebilir.
Balıklarda görülen renk değiştirme olaylarının, pigmentlerin niteliği ile hiçbir ilgisi yoktur. Yalnızca rengin tonunda bir değişme söz konusudur. Hücre veya dokudaki pigmentlerin yer değiştirmesi ile ilgilidir. Anlık renk değiştirme olaylarında rengin koyulaşması, pigmentlerin sitoplazmada dağılmasıyla, renk açılması ise, pigmentlerin hücre merkezinde toplanmasıyla gerçekleşmektedir.

. Bu işleyişin düzenlenmesi oldukça ayrıntılı olarak incelenmiş ve iki düzenleme sisteminin etkin olduğu bulunmuştur. Bunlardan birisi sinirsel, diğeri ise hormonaldır. Genel olarak adrenalin, pigmentlerin biraraya toplanmasını, intermedin ise dağılmasını sağlar. Sinirsel uyarı, renk özdeklerinin melanofor ve ksantaforlarda bir araya gelmesine, guanaforlarda ise yayılmasına neden olmaktadır. Anlık renk değiştirme olayları yukarıda anlatıldığı gibi fizyolojik özelliktedir. Daha çok balığın bulunduğu renk ortamındaki değişme, korku, panik veya hastalık gibi durumlarda balığın renk tonlarında bir değişme olmaktadır. Bunun yanında anlık olmayan uzun süreli fakat yine fizyolojik olan renkli değiştirme olayları da vardır. Bunlar daha çok balığın üreme olgunluğu ile ilgilidir. Çoğu balıklarda özellikle erkeklerinde üreme eylemine doğru renklenme artar. Bu durum erkeklerde daha da belirgindir. Bunun nedeni ; çeşitli dokularda biriken karotenoyitlerin, dişilerde ovaryumlara geçerken erkeklerde deriye geçmesidir. Ancak, gerçekte balığın yapısındaki pigmentlerde bir artış olmamakta, sadece renk özdeklerinin yerleri değişmektedir

Saygılar.

Beğenenler: [T]210316,Bielefeld[/T][T]194895,Alisan[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

fatihbtÇevrim Dışı

Kayıt: 24/05/2012
Mesaj: 17
fatihbtÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Mayıs 2012 04:53
Çok teşekkürler benim de sorunum buydu çok faydalı olacağına inanıyorum.SAYGILAR.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

EnsÇevrim Dışı

Kayıt: 01/11/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 676
EnsÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2012 08:45
Ağır ve zor bir makale teşekkürler paylaşım için,emeğinize sağlık..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir