Canlı yem herkes düşüncesini yazabilirmi ?


huseyn75Çevrimiçi

Özel Üye
Kayıt: 30/05/2012
İl: Denizli
Mesaj: 848
huseyn75Çevrimiçi
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2014 13:38
       Vay be!!  tamda bana göre bi konu olmuş. Bende bu sıcakta ramazanlıkta ne yapsam diye canım sıkılıyordu. Madem herkes düşüncesini yazsın demişler, bende yazayım düşüncemi de iyilik yapmış olup ramazanlıkta azıcık sevap kazanayım bari.

      Efem!! şimdik bi örnek vereyim mi? Hadi vereyim gari. Tarlaları olanlar genelde bi şeyler ekerler değil mi? Kimisi pancar eker, kimisi nohut, kimisi domates yada ağaç felan filan..  böyle gidiyor işte . 

     Eee!! ekiyor hepimiz biliyoz bunu nolucak yani!! 
     Hepimiz biliyoruz da bunu, peki o ekilen mahsülden başka ot olursa tarlada onun yetişmemesi için çapa yapıp, ot zehiri atarak , yada traktörle sürerek o otların (kibarcası bitkilerin) canlarına kastetmiş olduğumuzu hepimiz bilmiyormuyuz sanki hee!! Ama o bitki olunca kimsenin sesi çıkmıyo. Hatta modern tarım diyerekte bide ödüllendiriyoruz.

    Yaradan dünyayı öyle bir yaratmış ki (Kimisine göre doğa dır artık, bu kimin nasıl baktığı ile ilgilidir.) 40 sene düşünseniz içinden çıkamazssınız zaten.? Ancak ve ancak Yaradanın sonsuz ilmini takdir edersiniz hayretle. 

     Bir canlıya lazım olan bazı mineral ve amino asitler sadece hayvanlar canlı iken bulunur ve dünyada bu mineral ve aminoasitler en iyi muhafaza şekli hayvanın canlı vücudunda saklanır. Buda yaratılışın bir ilim harikası olduğu gibi. Nasıl ki hamsi yavrularının büyüyüp gelişmesi için denizde alglerin üremesi için sahra çölünün kumlarına ihtiyacı varsa. Denizde ki alglerin çabuk üremesi için bazi mineallere ihtiyaç vardır. Bu minerallerin bozulmadan kalması için sıcak ve kuru bir ortamda saklanması gerekiyor. Tıpkı tuz ve şekerin kuru ortamda muhafaza edilmesi gibi. Yaradanda bu minerallari nem olmayan sıcak ve kuru ortamda depolamış yani sahra çölü gibi kuru ortamlarda.
  
      Peki nasıl olacak bu iş?  Hepimiz biliriz ki özellikle ülkemizin doğusunda senede bi kaç defa kum veya toz fırtınaları olur.Hemen kısaca anlatayım.Bu fırtınalar sayesinde sahra çölünün kumları karadenize ulaşır. Belirli bir sıcaklıkta ve güneş ışığı altında yağmurla birlikte bu kumlar gökyüzünde kimyasal tepkimeye girer ve denize alg oluşması için besin olarak iner. Böylece algler oluşur ve o yıl bu olay hamsilerin üreme zamanı olan haziran ağustos aylarında ne kadar çok olursa hamsi bolluğu da o kadar bereketli olur.

   Diyeceğim şudur ki bazı hayvanlar canlı yem yemek zorundadır. Doğanın dengesi korunması için ve sizin beslediğiniz canlının sağlıklı olması için bu canlı yemle de beslemeniz gerekir. Tıpkı bizlerin koyun - tavuk beslediğimiz gibi. Biz bu hayvanları kendi ihtiyacımız için besliyoruz ki hem bizim sağlığımız yerinde olsun hemde doğadaki hayvanların nesli tükenmesin vs.vs

   Doğada aslan- kaplan  geyiği veya diğer otoburları yemeseydi, Otoburlar sürekli çoğalarak tabiattaki bütün bitkileri yiyecekler ve bitkiler bitecek, hem bitkilerin nesli tükenecek hem otoburlar açlıktan ölerek hayat sona erecekti. Bunun içindir ki canlı yiyenler otoburların nüfusunu kontrol edip onların geleceklerini koruma gibi çok büyük bir önemli görev yapmaktadırlar. 

    Bazı hayvanlar çok hızla çoğalıp, az hızla çoğalan etobur hayvanların yiyeceğini oluştururlar. Ama her ikiside geleceklerini sürdürmeleri için birbirine bağlıdır. Kurbağanın sineğe, leyleğin kurbağaya ihtiyacı olduğu gibi. Yada hamsinin alglere, palamutun hamsiye, Orkinosun da palamuta ihtiyacı olduğu gibi. 

    Kiraz ağacının hasta olmaması ve kurumaması için dibinde biten semizlik otu da olsa gözümüzü kıpmadan semizliğin başına bi çapa vurduğumuz gibi. Yada Kaplumbağa veya yengeç besliyorsak karides, gammarusu gözümüzü kırpmadan yem yaptığımız gibi. 
 
    Bu dünyada tüm canlılar birbirine yem olur. Cansız olan toprak ve taş vardır. Bunları da hiç bir canlı yemez zaten
   
     Unutmayınız ki bitkilerde bir canlıdır. Bu sebepten dolayıdır ki hiç bir canlı cansız bi şey yemez, bilmem anlatabildim mi? Benim düşünceme göre beslediğimiz canlının en sağlıklı nasıl olması gerekiyorsa o şekilde beslemeliyiz. Koyun besliyorsak en taze otları getirip yedirmeli , Kedi besliyorsak gerektiğinde fare yada kuş yakalamasına izin vermelidir. Çünkü bu onun tabiatında vardır. Yoksa koyuna bol proteinli diye  balık yedirmenin, kediye de çok besleyici diye soya fasulyesi yedirmenin daha sağlıklı olduğunu düşünmüyorum.
  
   Sonuç olarak sen yada ben neye değer veriyorsak onun ölmesini veya ona zarar gelmesini istemeyiz. 

  Not: Bu yazdıklarım benim düşünce ve yazılarımdır, kimseyi etkilemek istemem. Kimse referans alıp hoca böyle diyo diye beni alim olarak göstermesin!! 

 

huseyn752014-06-29 14:09:16

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

HeisenbergÇevrim Dışı

Kayıt: 15/09/2011
İl: Ankara
Mesaj: 2494
HeisenbergÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2014 13:51
O zaman balıklara her şeyi atabiliriz ve vicdani olarak birşey hissetmeyede gerek yok at yesinler. Dini açıdanda bir sakıncası yok o zaman . Bu yazı bayağı rahatlattı beni artık balıklarıma her canlıyı atıcam saolun.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Ozkan27Çevrim Dışı

Kayıt: 27/02/2014
İl: Gaziantep
Mesaj: 1089
Ozkan27Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2014 14:17
[QUOTE=huseyn75]       Vay be!!  tamda bana göre bi konu olmuş. Bende bu sıcakta ramazanlıkta ne yapsam diye canım sıkılıyordu. Madem herkes düşüncesini yazsın demişler, bende yazayım düşüncemi de iyilik yapmış olup ramazanlıkta azıcık sevap kazanayım bari.

      Efem!! şimdik bi örnek vereyim mi? Hadi vereyim gari. Tarlaları olanlar genelde bi şeyler ekerler değil mi? Kimisi pancar eker, kimisi nohut, kimisi domates yada ağaç felan filan..  böyle gidiyor işte . 

     Eee!! ekiyor hepimiz biliyoz bunu nolucak yani!! 
     Hepimiz biliyoruz da bunu, peki o ekilen mahsülden başka ot olursa tarlada onun yetişmemesi için çapa yapıp, ot zehiri atarak , yada traktörle sürerek o otların (kibarcası bitkilerin) canlarına kastetmiş olduğumuzu hepimiz bilmiyormuyuz sanki hee!! Ama o bitki olunca kimsenin sesi çıkmıyo. Hatta modern tarım diyerekte bide ödüllendiriyoruz.

    Yaradan dünyayı öyle bir yaratmış ki (Kimisine göre doğa dır artık, bu kimin nasıl baktığı ile ilgilidir.) 40 sene düşünseniz içinden çıkamazssınız zaten.? Ancak ve ancak Yaradanın sonsuz ilmini takdir edersiniz hayretle. 

     Bir canlıya lazım olan bazı mineral ve amino asitler sadece hayvanlar canlı iken bulunur ve dünyada bu mineral ve aminoasitler en iyi muhafaza şekli hayvanın canlı vücudunda saklanır. Buda yaratılışın bir ilim harikası olduğu gibi. Nasıl ki hamsi yavrularının büyüyüp gelişmesi için denizde alglerin üremesi için sahra çölünün kumlarına ihtiyacı varsa. Denizde ki alglerin çabuk üremesi için bazi mineallere ihtiyaç vardır. Bu minerallerin bozulmadan kalması için sıcak ve kuru bir ortamda saklanması gerekiyor. Tıpkı tuz ve şekerin kuru ortamda muhafaza edilmesi gibi. Yaradanda bu minerallari nem olmayan sıcak ve kuru ortamda depolamış yani sahra çölü gibi kuru ortamlarda.
  
      Peki nasıl olacak bu iş?  Hepimiz biliriz ki özellikle ülkemizin doğusunda senede bi kaç defa kum veya toz fırtınaları olur.Hemen kısaca anlatayım.Bu fırtınalar sayesinde sahra çölünün kumları karadenize ulaşır. Belirli bir sıcaklıkta ve güneş ışığı altında yağmurla birlikte bu kumlar gökyüzünde kimyasal tepkimeye girer ve denize alg oluşması için besin olarak iner. Böylece algler oluşur ve o yıl bu olay hamsilerin üreme zamanı olan haziran ağustos aylarında ne kadar çok olursa hamsi bolluğu da o kadar bereketli olur.

   Diyeceğim şudur ki bazı hayvanlar canlı yem yemek zorundadır. Doğanın dengesi korunması için ve sizin beslediğiniz canlının sağlıklı olması için bu canlı yemle de beslemeniz gerekir. Tıpkı bizlerin koyun - tavuk beslediğimiz gibi. Biz bu hayvanları kendi ihtiyacımız için besliyoruz ki hem bizim sağlığımız yerinde olsun hemde doğadaki hayvanların nesli tükenmesin vs.vs

   Doğada aslan- kaplan  geyiği veya diğer otoburları yemeseydi, Otoburlar sürekli çoğalarak tabiattaki bütün bitkileri yiyecekler ve bitkiler bitecek, hem bitkilerin nesli tükenecek hem otoburlar açlıktan ölerek hayat sona erecekti. Bunun içindir ki canlı yiyenler otoburların nüfusunu kontrol edip onların geleceklerini koruma gibi çok büyük bir önemli görev yapmaktadırlar. 

    Bazı hayvanlar çok hızla çoğalıp, az hızla çoğalan etobur hayvanların yiyeceğini oluştururlar. Ama her ikiside geleceklerini sürdürmeleri için birbirine bağlıdır. Kurbağanın sineğe, leyleğin kurbağaya ihtiyacı olduğu gibi. Yada hamsinin alglere, palamutun hamsiye, Orkinosun da palamuta ihtiyacı olduğu gibi. 

    Kiraz ağacının hasta olmaması ve kurumaması için dibinde biten semizlik otu da olsa gözümüzü kıpmadan semizliğin başına bi çapa vurduğumuz gibi. Yada Kaplumbağa veya yengeç besliyorsak karides, gammarusu gözümüzü kırpmadan yem yaptığımız gibi. 
 
    Bu dünyada tüm canlılar birbirine yem olur. Cansız olan toprak ve taş vardır. Bunları da hiç bir canlı yemez zaten
   
     Unutmayınız ki bitkilerde bir canlıdır. Bu sebepten dolayıdır ki hiç bir canlı cansız bi şey yemez, bilmem anlatabildim mi? Benim düşünceme göre beslediğimiz canlının en sağlıklı nasıl olması gerekiyorsa o şekilde beslemeliyiz. Koyun besliyorsak en taze otları getirip yedirmeli , Kedi besliyorsak gerektiğinde fare yada kuş yakalamasına izin vermelidir. Çünkü bu onun tabiatında vardır. Yoksa koyuna bol proteinli diye  balık yedirmenin, kediye de çok besleyici diye soya fasulyesi yedirmenin daha sağlıklı olduğunu düşünmüyorum.
  
   Sonuç olarak sen yada ben neye değer veriyorsak onun ölmesini veya ona zarar gelmesini istemeyiz. 

  Not: Bu yazdıklarım benim düşünce ve yazılarımdır, kimseyi etkilemek istemem. Kimse referans alıp hoca böyle diyo diye beni alim olarak göstermesin!! 

 

[/QUOTE]
Teşekkür ederim Hüseyin abi gerçekten güzel bi yazı olmuş. Ve sadece bu yazı ve önceki mesajlarda bi abim yorum yazmıştı bide o aydınlattı. Zaten oda "İnsandan insana farklılık gösterir" dedi.

Yani sonuç olacak bu olay kişiden kişiye degişir diyosunuz heralde.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

huseyn75Çevrimiçi

Özel Üye
Kayıt: 30/05/2012
İl: Denizli
Mesaj: 848
huseyn75Çevrimiçi
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2014 14:50
     İnsandan insana farklılık göstermiyor daha çok mecburuz gibi diyelim. Doğanın kanunu bu. Sonuçta ot da canlı. Piranaya canlı yem vermesende aldığınız yemlerde bitki ve hayvansal yemlerden yapılıyor ve bu bitki ve hayvanlarda yem yapılmak için bi nevi canlarına okunmuş oluyor. Haa siz canlarını almıyoruz diyorsunuz ama canlı yemde dafa fazla olan mineral protein vs. Ölmüş olan canlıdan yapılacak yemde bu mineral protein değeri çok çok düşüyor. O bir canlı yemdeki bu oranları beslediğiniz canlıye vermek için daha fazla canlının ölmesi veya öldürülmesine izin çıkarmış ve o yemi alarak, bitki ve daha çok canlıların canlarının alınması için finansal destek sağlamış oluyorsunuz. Olay sadece bu..
  
     Bu konuda dünya döndükçe uzayıpp giderrrrrrr.......


huseyn752014-06-29 15:06:22

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yılmazbaşÇevrim Dışı

Kayıt: 03/03/2013
İl: Izmir
Mesaj: 1222
yılmazbaşÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2014 14:51
[QUOTE=MyLife][QUOTE=yılmazbaş]Tavuklar insanlar yediği için üretiliyor yoksa doğada bu şekilde üremiyorlar insanlar yemezse üretilmezler ve zamanla sayıları normale döner. Ayrıca biz akvaryumda doğayı yalnızca taklit ediyoruz bunu en insancıl şekilde yapmalıyız ve yaşatılmak için üretilmiş bir canlıyı vermek yerine ölmek için üretilmiş bir canlıyı vermek çok daha doğru. Veganlık ile ilgili kısma gelince evet doğada canlılar birbirlerini yiyerek hayatta kalır sonuçta hiç bir aslan işlenmiş soya kıyması bulamaz :D . Ama insan madem her fırsatta üstün olduğunu iddia ediyor o zaman doğanın bu vahşi dengesinden sıyrılıp acı çekmeyen canlıları tüketmeli. Haa eğer bir canlının ölümü senin için bu kadar önemliyse yalnızca meyveleri yiyen böylece bitkileri öldürmeden tüketen felsefeler de var. Araştır istersen.[/QUOTE]
Bu ölmek için üretilmiş nereden çıkıyor bu canlılar için ölmek için mi üretilmiş deniyor ? Bunu sanırım pireye diyorsunuz. Şöyle açıklim ;

Her canlı birbirine göre ölmek için yaratılmıştır. Geyik aslana göre yemdir. Bufalo timsaha göre vs vs . sizin dediginize göre de bufaloda geyikte ölmek için yaratılmış ? Tabi ben hiç bir canlının ölmek için yaratıldıgını düşünmüyorum.  Ölmek için yaratılacaksa niye yaratılıyor o zaman ?
[/QUOTE]
Dediğimi yanlış anlamışsınız, yaratılmak ile üretilmek farklıdır. Tanrı ya da doğa elbette tüm canlıları öldürmek, üremek ve ölmek için yaratır. Ceylanın ekolojik nişi otu yemek ve aslan tarafından yenmektir. Başka bir deyişle ölmek için yaratılmıştır.Ancak ben üretilmekten bahsediyorum. İnsan eliyle olan üretimden. İnsan tavukları çiftliklerde yemek için üretir. Yani üretim amacı ölmektir. Çipura da çiftliklerde insanlar yesin diye üretilir kimse akvaryuma atın diye üretmez. Su piresini üretenler de canlı yem olarak üretir. Ancak Japon balığını üretenler akvaryumlarda (iyi ya da kötü koşullarda) yaşasın diye üretir. 
Yani benim ölmek için üretilmiştir derken kastettiğim şey  doğadaki görevi değil yoksa her canlının doğadaki görevi bir yerde ölmektir ben kapitalizm içindeki görevinden bahsediyorum. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

MertMuratÇevrim Dışı

Kayıt: 16/08/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 672
MertMuratÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2014 16:52
Biz insanlar ne acayibiz değilmi; balıklara canlı yem vermemiz vicdanımızı rahatsız ediyor. Ama onları akvaryuma hapsetmek vicdanımızı hiç rahatsız etmiyor ne tezat bir durum değil mi?

Biz burda doğanın dengesinden bahsederken canlılar arasında doğayı en cok etkileyen ve ona zarar veren oldugumuzu unutuyoruz.

Geçmişte bir polemik olmuştu kadının biri cıkıp diyor ki o hayvanları canlı canlı kesip nasıl yiyorsunuz ( Öldürüpte mi keselim yada ölmesini bekleyipte mi keselim :) )
Kendini alim sanan başka biri kişide bu kadına cevap veriyor bak hele  bak
Yedigi etler babasının tarlasında mı yetişiyor. diyor...
Tarlada yetişince etler canlı olmuyor değil mi ?
herkesin hayat görüşü farklıdır herkesin duygu ve düşünceleri farklıdır. bırakınkim ne yapmak istiyorsa yapsın ve bunun dogru yada yanlışlıgına kendi karar versin balıgına canlı yemmi atmak istiyor bırakın bu onunla vicdanı arasında kalsın
kedisine kuş mu yakalatıyor bırak yakalatsın.
İnsanlar zevkleri için yaşıyorlar kimisi iyi kimisi kötü bırakın bu konuları yoksa arkadasın dedigi gibi 40 yıl konuşsak işin içinden cıkamayız
MertMurat2014-06-29 16:54:06

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

NoceboÇevrim Dışı

Kayıt: 12/11/2013
İl: Bayburt
Mesaj: 162
NoceboÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2014 17:43
Bu tür canlılar "yılmazbaş" nickli üyeninde dediği gibi omurgasız ve sinir sistemleri gelişmemiş canlılardır. 
Örneğin bitkileri ele alalım. Hiç sinir sistemleri yoktur ve balıklara verirken problem olmaz. Halbuki temelde onlarında hücreleri vardır. Onlarda aynı şekilde yaşar. Ama piranalara yem olarak canlı japon balığı vermek caniliktir. Bu tür balıklara ölü balıklarda verilebilir. Üstelik doğada Allah canlılara kaçma imkanı vermiştir. Halbuki japon balıkları o akvaryuma konduğunda kaçacak yer bulamazlar ve kaçınılmaz son olur. Doğada geyik gibi etobur canlılara yem olarak giden ve eceli geldiği için ölen birçok canlı vardır.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

sadrazammÇevrim Dışı

Kayıt: 17/06/2014
İl: Yozgat
Mesaj: 54
sadrazammÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2014 18:23
ilginç bir konu buna en basit cevap japonun su piresini yutması sadece an meselesi saten su pireleri öyle yıllarca yaşamıyor diye biliyorum yani, hayvanın çok acı çekeceğini sanmıyorum ama japonlar 20 küsüratlı ve daha fazlası ömrü olan bir canlı ve acı çekerek piranalar tarafından parçalanarak yeniliyor arada ki fark açık gibi 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Ozkan27Çevrim Dışı

Kayıt: 27/02/2014
İl: Gaziantep
Mesaj: 1089
Ozkan27Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2014 18:46
Yani dediklerinizden şunu çıkartıyorum ; 

Japon 40 yıl yaşıyor pire daha az yaşıyor bırakalım japon 40 yılını yaşasın pire zaten ölecek kısa ömrünü bi adım daha kısaltalım verelim balıga ölsün.Gibi.
Sinir sistemleri yok diye acısız ölüm oluyor ama iş acısız ölüm olsa acısız ölümün her türlüsü var.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

sadrazammÇevrim Dışı

Kayıt: 17/06/2014
İl: Yozgat
Mesaj: 54
sadrazammÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2014 19:21
Ayrıca balığı doğasından alıp akvaryumda beslemen de eziyete giriyor ki çoğumuz  pey shop dan daha iyi fırsat sağlıyorum diyor ama biz aldıkça onlarda yenisini getiriyorlar yani zincirleme tepkimeye devam bu kadar duyarlıysan almazsın akvaryumuna balık daha basarsın parayı alırsın balıkları gidip orta asya ya bırakıp gelirsin.
alpino242014-07-05 16:24:09

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Ozkan27Çevrim Dışı

Kayıt: 27/02/2014
İl: Gaziantep
Mesaj: 1089
Ozkan27Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2014 19:40
[QUOTE=sadrazamm]
Ayrıca balığı doğasından alıp akvaryumda beslemen de eziyete giriyor ki çoğumuz  pey shop dan daha iyi fırsat sağlıyorum diyor ama biz aldıkça onlarda yenisini getiriyorlar yani zincirleme tepkimeye devam bu kadar duyarlıysan almazsın akvaryumuna balık daha basarsın parayı alırsın balıkları gidip orta asya ya bırakıp gelirsin[/QUOTE]

Ben sadece merak ettigimi soruyorum istemiyorsanız çıkıp gidebilirsiniz konudan size illa yorum yapın diyen olmadı ! 

Neyse abilerim kardeşlerim bunun gibi insanlar olunca insanın içinden merak ettigi şeylerde sönüyor.

Konuyu uzatırsak içinden çıkamayız. Yorum yapan herkese teşekkür ederim.

alpino242014-07-05 16:24:45

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

HeisenbergÇevrim Dışı

Kayıt: 15/09/2011
İl: Ankara
Mesaj: 2494
HeisenbergÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 30 Haziran 2014 11:07
Durum bu vicdani olarak sadece düşünebilirsin ama insanlar örneğin tür bir lepistesi piranaya atmak yerine çok daha ucuz ve büyük olan japonu seçiyorlar. Canlıların birbirlerine üstünlüğü olmasada hep böyle olacak . Bir yerden kıyaslama yapılacak ve bu kıyaslamada düşük gelen canlı yem olacak. Kimse o pirenin yerine yada japonun yerine kendini koymuyor. Pirana orada japonu parçalarken balık tüm bir sahneyi görüyor. Çok feci bir şekildede ölüyor orada biz olsaydık diye düşünen yok. Su piresi biraz daha acısız ama öyle yada böyle ölüyor tam yaşamın ortasında akvaryuma bir kepçe atılıyor ve bir japon yada pire çekiliyor. Bundan sonrası her türlü ölüm balık yada pirenin kaçma ihtimalide yok

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

QuErorZÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 28/01/2007
İl: Gaziantep
Mesaj: 1483
QuErorZÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Haziran 2014 11:14
 Hayvanları canlı canlı boğazlayıp telef edip yiyen insan evladının bir hayvana eziyet edilmediği sürece canlı yem yapılmasına karşı çıkmasını anlamam mümkün değil. Senin verdiğin kuru yemde bile öldürülmüş yüzlerce canlının eti , kemiği var. Bu hayvanların öldürüldüğünü gözünle görmediğin için sen cani olmuyorsun da canlı yem kullananlar mı cani oluyor? Canlı yeme karşı olanlar ot yesinler ve balıklarını da otla beslesinler lütfen. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

sadrazammÇevrim Dışı

Kayıt: 17/06/2014
İl: Yozgat
Mesaj: 54
sadrazammÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 30 Haziran 2014 14:39
Madem can diyorsun ne et ye ne de OT çünkü bitkilerde canlı bir organizma ve o da can.alpino242014-07-05 16:25:19

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir