Genleriyle Oynanmış Balıklar?


Yas400Çevrim Dışı

Kayıt: 24/11/2014
İl: Ankara
Mesaj: 3985
Yas400Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Ağustos 2021 21:40
Kaynakça bölümünde ileri okuma yapılabilecek Zhu Z. önderliğinde çalışan bir ekibin makaleleri aslında bizim bu süreç nedir ne değildir anlamamızı sağlayabilir diye düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla süs başlıklarında transgenetik çalışmaları üzerinde epey çalışmaları var ancak maalesef Türkçeye çevrilen bir çalışmalarını bulamadığım için ne tür bilgiler var bilemiyorum.

Teşekkür Edenler: [T]125030,lemur[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

GhostKoiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/02/2012
İl: Antalya
Mesaj: 4278
GhostKoiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 27 Ağustos 2021 22:03
Hepsini alıntılamak istemedim. Makalede kısa tarihçe ve süs balıkları üzerine de kısa değinmeler var. Bu tarihlere bakarak atı alan üsküdarı geçmiş demek mümkün:

"İlk transgenik hayvan Palmiter ve ark. (1982) tarafından üretilen bir fare olmuştur. Bu araştırmadan sonra ilk transgenik balık 1984 Zhu ve ark. (1985) tarafından üretilmiştir. Genellikle gen transferi çalışmalarının yapıldığı balık türleri iki gruba ayrılabilir; bunlardan birincisi yetiştiriciliği yapılan ve insan gıdası olarak tüketilen türler, diğeri ise temel bilimlerde biyoteknoloji alanında yapılan çalışmalarda model olan türlerdir.

Gen transferi metodu süs balıkları üretimi amacı için de kullanılmaktadır. Son zamanlarda denizanasında (Aequorea victoria) bulunan yeşil floresan proteini (Green fluorescence protein; GFP) ve kırmızı floresan proteini (Red fluorescence protein RFP) kodlayan gen transgenik çalışmalarda kullanılan en popüler gen olmuştur. GFP reporter geni zebra balığına transfer edildikten sonra transgenik zebra balığı kasında bu protein üretilmeye başlanmıştır (Long ve ark., 1997). Bu proteini üreten balıklar karanlıkta yeşil floresan ışığı vermektedir."

Burdan çıkan sonuç bu türlerin ilk başta laboratuvarda deney hayvanı olarak kullanılmış olduğu ve halen de bu amaçla kullanıldığıdır. Akvaryumlara sokulan transgenik türler bu sürecin bir yan ürünüdür.[EDIT]lemur,2021-08-27 22:12:12[/EDIT]

Beğenenler: [T]168305,Yas400[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Yas400Çevrim Dışı

Kayıt: 24/11/2014
İl: Ankara
Mesaj: 3985
Yas400Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Ağustos 2021 23:15
Bana yan üründen çok finansman kaynağı gibi geldi. Transgenetik balığı yiyecek kaynağı olarak piyasaya süremeyeceklerine göre yiyecek olarak çalışılan balıkların yanında sıradan bir süs balığını fosforlu hale getirip piyasaya sürdüğünüzde fiyatı ne olur tahmin edebiliyor musunuz? Üstelik balık üreme kabiliyetine sahip. Piyasaya sürmenize engel olacak hiçbir resmi prosedür de yok üstelik. Kesin öyle demek istemem ama ben olsam bu çalışmaları bu şekilde finanse ederdim herhalde. [:lol:]

Beğenenler: [T]125030,lemur[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

GhostKoiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/02/2012
İl: Antalya
Mesaj: 4278
GhostKoiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 28 Ağustos 2021 00:01
[QUOTE=Yas400]Bana yan üründen çok finansman kaynağı gibi geldi. Transgenetik balığı yiyecek kaynağı olarak piyasaya süremeyeceklerine göre yiyecek olarak çalışılan balıkların yanında sıradan bir süs balığını fosforlu hale getirip piyasaya sürdüğünüzde fiyatı ne olur tahmin edebiliyor musunuz? Üstelik balık üreme kabiliyetine sahip. Piyasaya sürmenize engel olacak hiçbir resmi prosedür de yok üstelik. Kesin öyle demek istemem ama ben olsam bu çalışmaları bu şekilde finanse ederdim herhalde. [:lol:][/QUOTE]

Hiç sanmıyorum. Yorumunuz bir fantezi yalnızca. Laboratuvar hayvanı olarak memelilerde fil-zebra-koyun vs yerine fare kullanmalarının nedeni bakımı kolay, üreme hızının yüksek, yaşam döngüsünün kısa olmasıdır. Aynı şekilde birçok deney sirke sineği gibi böcekler ve kurbağa gibi amfibiler üzerinde yapılır.

Benzer nedenlerle Zebra danio, goldfish, tilapia gibi türler tercih edilmiştir. Alabalık, somon ve goldfish dışındaki diğer sazanlar gibi türler geniş hacim ister, ilk etapta laboratuvar araştırmalarına uygun değildir.

Legal araştırmalar rastgele değil bir çok prosedür ve izinle gerçekleştirilir. Araştırmacı projesini bir kurula sunar, kaç tane deney hayvanına ihtiyacı olduğunu belirtir. Hayvanlar ona sayılı olarak teslim edilir ve deney sonucunda ölen kalan sayılı olarak geri alınır. Bunlar resmi, legal, akademik çalışmalardır. Ülkemizde de işleyiş budur. Fakat kozmetik, ilaç vb firmaların ticari faaliyetleri için yürüttükleri test çalışmaları kapsam dışı kalabilir. O yüzden günümüzde bir çok firma üretim süreçlerinde hayvanları test amaçlı kullanmadıklarını bir artı unsur olarak ürün etiketlerinde belirtmektedir.

Bilimsel araştırmaların çok daha ciddi finans kaynakları vardır. Sadece süs balığı satmak için GDO araştırması yapılmaz. Kanser ve bir çok tedavi araştırmalarını kapsayan bir teknolojidir. Esas Yukarda anlattığım mısır ve glukoz örneğinde olduğu gibi ülkelerin tarım ve sanayisini çökertebilecek, halk sağlığı üzerinde çok derin zararlara yol açabilecek küresel sonuçlar ortaya çıkartmaktadır.

Transgenik tetra deyip geçmemeli...

Beğenenler: [T]168305,Yas400[/T][T]230260,Denizs[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Yas400Çevrim Dışı

Kayıt: 24/11/2014
İl: Ankara
Mesaj: 3985
Yas400Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 28 Ağustos 2021 00:19
[QUOTE=lemur]

Hiç sanmıyorum. Yorumunuz bir fantezi yalnızca. Laboratuvar hayvanı olarak memelilerde fil-zebra-koyun vs yerine fare kullanmalarının nedeni bakımı kolay, üreme hızının yüksek, yaşam döngüsünün kısa olmasıdır. Aynı şekilde birçok deney sirke sineği gibi böcekler ve kurbağa gibi amfibiler üzerinde yapılır.

Benzer nedenlerle Zebra danio, goldfish, tilapia gibi türler tercih edilmiştir. Alabalık, somon ve goldfish dışındaki diğer sazanlar gibi türler geniş hacim ister, ilk etapta laboratuvar araştırmalarına uygun değildir.

Legal araştırmalar rastgele değil bir çok prosedür ve izinle gerçekleştirilir. Araştırmacı projesini bir kurula sunar, kaç tane deney hayvanına ihtiyacı olduğunu belirtir. Hayvanlar ona sayılı olarak teslim edilir ve deney sonucunda ölen kalan sayılı olarak geri alınır. Bunlar resmi, legal, akademik çalışmalardır. Ülkemizde de işleyiş budur. Fakat kozmetik, ilaç vb firmaların ticari faaliyetleri için yürüttükleri test çalışmaları kapsam dışı kalabilir. O yüzden günümüzde bir çok firma üretim süreçlerinde hayvanları test amaçlı kullanmadıklarını bir artı unsur olarak ürün etiketlerinde belirtmektedir.

Bilimsel araştırmaların çok daha ciddi finans kaynakları vardır. Sadece süs balığı satmak için GDO araştırması yapılmaz. Kanser ve bir çok tedavi araştırmalarını kapsayan bir teknolojidir. Esas Yukarda anlattığım mısır ve glukoz örneğinde olduğu gibi ülkelerin tarım ve sanayisini çökertebilecek, halk sağlığı üzerinde çok derin zararlara yol açabilecek küresel sonuçlar ortaya çıkartmaktadır.

Transgenik tetra deyip geçmemeli...[/QUOTE]
Mesajımı fantezi olduğu içinde yazıyor zaten. Ancak bu çalışmalar sonunda elde edilen gece parlayan hamsterları petshoplarda göremezsiniz mesela. Aynı şekilde sirke böceklerinden yapılmış gece lambaları ya da parlayan kurbağalar yoktur. Peki bu canlılar üretilmiş midir evet üretilmiştir. Ne oldu da sadece akvaryum balıkları çıktı piyasaya? Sebep olarak muhtemelen bu canlıların doğaya kaçmaları ihtimal olarak daha düşük görüldü.
Şunu da unutmamak lazım temel amacı süs hayvanı üretmek olmayan çalışmalarda kullanılan canlılar biz onları beslemedik diye ne üretilmekten vazgeçilecek ne de ileride yeni türlerin ortaya çıkmasından vazgeçilecektir. Kısacası transgenetik tetra transgenetik tetradır. Gözünüze güzel görünüyor beslemeyi istiyorsanız hiçbir vicdani yük taşımanıza gerek yoktur diye düşünüyorum ve yine ilk mesajıma dönüyorum. Benim için baktığım balığın geniyle oynanmış olmasından çok hasta ve genetiği bozulmuş balık varyetelerinin hobide bu kadar rağbet görmesi çok daha düşünülmesi gereken bir sorundur.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

GhostKoiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/02/2012
İl: Antalya
Mesaj: 4278
GhostKoiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 28 Ağustos 2021 00:38
Döndük dolaştık yine aynı yere vardık. Hobiye sokulan transgenik canlılar sürecin ufacık bir parçasıdır. Transgenikleri desteklediğinizde bütün bu süreci, arkasındaki güçleri, ideolojiyi, siyaseti ve sonuçlarını da desteklemiş olursunuz. Bu zincirleme bir olgudur. Tercih sizindir.

Yapay seçilimin farkını zaten açıkladım. Orjininden çok uzaklaşmış, doğayla bağdaşmayan varyetelerin tercihi benzer bir durumdur ama aynı kapıya çıkmaz. Torbagöz japon balığı üretiminde kullanılmış olan teknoloji ve tercihler sonuç olarak kötüdür ama GDO teknolojisi gibi bir küresel felakete yol açma potansiyeli taşımaz. [zzz]

Beğenenler: [T]168305,Yas400[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Yas400Çevrim Dışı

Kayıt: 24/11/2014
İl: Ankara
Mesaj: 3985
Yas400Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 28 Ağustos 2021 01:27
Aynen üstad fikrine de saygım sonsuz hatta çoğunlukla da katılıyorum. Sadece ayrıştığımız nokta şu hobiciler hoşlarına giden bir balığı beslese de beslemese de transgenetik ya da gdo süreçten hiç etkilenmeden devam edecek. Bir insanın hoşuna giden bir balığı beslemesini bir fikri, siyaseti veya olumlu olumsuz tüm sonuçları desteklemek olarak göremiyorum. Çünkü sıfır etkisi var sürece. Ancak biz talep etmezsek bu varyete oluşturma, koruma ve çeşitlendirme olayı tamemen bitecektir. Dev gözlü japonlar dev kulak veya kanatlı lepistesler yüzmeye bile gücü yetmeyen papağanlar, ısı iki derece oynasa dayanamayacak hale gelen albinolar tamamen biz istediğimiz için var.

Teşekkür Edenler: [T]125030,lemur[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

GhostKoiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/02/2012
İl: Antalya
Mesaj: 4278
GhostKoiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 28 Ağustos 2021 10:09
Kendi gönderdiğiniz makalede bile GDO'nun olumsuz sonuçlarının tüm boyutlarıyla yer almasına rağmen bunu görmezden gelmenize ve bunun kaçınılmazlığını kabullenmenize bir şey diyemem. Nükleer araştırmalar bize atom bombasını hediye etti, sonuçlarını gördük. Hala kullanılmaktadır. Evinizin köşesindeki akvaryumda duran minik sevimli balığın arkasında böyle bir teknolojinin yattığını görmek istemiyor olabilirsiniz.

Ben kimsenin uygun fiziksel şartları sağladığı sürece ne beslediğine karşı değilim. Sadece doğadan koparılıp akvaryuma taşınmış f0 canlılar hariç. Bunlara tamamıyla karşıyım.

Siz şimdi transgenetik beslediğiniz ve beslemek istediğiniz için bunu savunuyorsunuz ya, aynı savunma refleksi ucube uç varyeteleri besleyenlerde de var, beşbenzemez karma tanklar kuranlarda, 1000 lt isteyen balığı 50 ltde yaşatanlarda da var.

Tamam, hoşunuza gidiyor, besliyorsunuz, ben de merak edip besledim hatta... Fakat bunun kuramsal olarak doğru bir karar olduğunu savunmayın bana.

+1: [T]232111,DarkRhom[/T][T]230260,Denizs[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Yas400Çevrim Dışı

Kayıt: 24/11/2014
İl: Ankara
Mesaj: 3985
Yas400Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 28 Ağustos 2021 13:23
Konuya faydası olacaksa transgenetik bir canlı beslemedim ya da beslemeyi hiç planlamadım hatta. Sebebi ise canlının transgenetik olması değildi açıkçası tür olarak pek ilgimi çekmediler. Renkli zebralar da transgenetikse beslenmiş olabilirim bu arada ama bunun konuyla alakası yok. Çok güzel demişsiniz gerekli şartlar sağlandığı sürece insanların ne beslediğine karşı değilim diye. Nükleer teknolojisinden bahsetmişsiniz doğru çok ciddi sonuçları olan bir bomba üretildi ancak o bomba insanlığı kaç kere savaşın sınırından döndürdü bunu görmezden gelmişsiniz. Mutlak doğru ya da mutlak yanlış diye bir şey olmadığı için uzuyor bu tartışma. Transgenetik dediğiniz olay ciddi avantajları ve ciddi tehditleri aynı anda barındıran sizin, benim evimizde beslediğimiz balıklarla da başlamayan veya bitmeyecek olan bir bilim alanı. Sizin özelinizde söylemiyorum bunu ama son zamanlarda oluşan ya da oluşturulan bir hassasiyet görüyorum forumda. Aman o canlı transgenetik sakın sakın sakın demek yerine keşke sizin de dediğiniz gibi canlı şartları ve sağlığına odaklansak diyorum.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

GhostKoiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/02/2012
İl: Antalya
Mesaj: 4278
GhostKoiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 28 Ağustos 2021 17:50
[QUOTE=Yas400],,,,Nükleer teknolojisinden bahsetmişsiniz doğru çok ciddi sonuçları olan bir bomba üretildi ancak o bomba insanlığı kaç kere savaşın sınırından döndürdü bunu görmezden gelmişsiniz. Mutlak doğru ya da mutlak yanlış diye bir şey olmadığı için uzuyor bu tartışma. Transgenetik dediğiniz olay ciddi avantajları ve ciddi tehditleri aynı anda barındıran sizin, benim evimizde beslediğimiz balıklarla da başlamayan veya bitmeyecek olan bir bilim alanı. Sizin özelinizde söylemiyorum bunu ama son zamanlarda oluşan ya da oluşturulan bir hassasiyet görüyorum forumda. Aman o canlı transgenetik sakın sakın sakın demek yerine keşke sizin de dediğiniz gibi canlı şartları ve sağlığına odaklansak diyorum. [/QUOTE]

Konu açılıp derinleştiği için devam ediyorum. Aslında yapay seleksiyon-transgenetik ayrımını ortaya koyduktan sonra konuyu açan kişinin sorduğu şey cevabını buluyor.

Yukarda transgenetik süs balıklarının gen teknolojisinin bir yan ürünü olduğunu söyledim. Aynı şekilde nükleer bombalar da atom teknolojisinin bir yan ürünüdür, Başlarken bomba yapacağız diye başlamadı kimse.

O bombalar atıldı, Japonya'nın 2 şehri haritadan silindi, binlerce insan bir anda, binlercesi de daha sonra korkunç acılar çekerek öldü. O bombalar insanlığı savaşların sınırından falan döndürmedi. Silahların karşılıklı doğrultulduğu soğuk savaş uzun yıllar devam etti. Hala da devam ediyor. Bugün nükleer silahları elinde tutan az sayıda ülke dünyaya hükmetmektedir. İran gibi ülkeler bu işe kalkıştığındaysa ambargo konulmaktadır. Nükleer silahların barışla hiçbir ilgisi yoktur. Ayrıca nükleer başlıklı tahrip gücü daha düşük füzeler çeşitli savaşlarda kullanılmıştır ve halen kullanımdadır.

Enerji gereksinimi için kurulan nükleer santrallerse akla Çernobil faciasını getirmektedir. Dünyanın çeşitli yerlerinde buna benzer kazalar, kazaya ramak kala durumları yaşanmaktadır. Bizim Nükleer santral yapacak teknolojimiz yok. Yabancılara yaptırıyoruz.

Beğenenler: [T]223668,kdrackgz[/T][T]168305,Yas400[/T]
Teşekkür Edenler: [T]168305,Yas400[/T]
+1: [T]223668,kdrackgz[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Yas400Çevrim Dışı

Kayıt: 24/11/2014
İl: Ankara
Mesaj: 3985
Yas400Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 28 Ağustos 2021 18:12
Konu niye nükleere döndü bilmiyorum ama madem döndü oradan net örnekler vereyim. Dünyadaki elektrik üretiminin yüzde 10u yakında ülkemizdeki üretimin yüzde 5 i nükleer olacak. Sizin mantığınızla elektrik kullanmak japonyaya bomba atan ideolojiyi felsefeyi ve siyaseti mi desteklemek olacak? Nükleer tıp alanındaki hizmet veren bir sağlık kuruluşundan destek aldığımda patlayan rektörleri düşünüp üzülmeli miyim? Ülkemizde kullanıldığını duymasam da gıda üretiminde böceklere karşı kullanılan nükleer çalışmaları bildiğimiz için yediğimiz her sebzede nükleer yüzünden ölmüş insanlardan dolayı kendimizi suçlu mu görmeliyiz. Her teknolojinin nimeti de olmuştur külfeti de. Amaç balık beslemekse, balık sağlıklıysa, ortamımız o canlıya bakacak kadar sağlıklıysa, balığı doğaya salmıyorsak ki ülkemizde bildiğim kadarıyla doğada yaşayabileceği ortamlar pek yok şahsi fikrime göre sorun da yok.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

GhostKoiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/02/2012
İl: Antalya
Mesaj: 4278
GhostKoiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 28 Ağustos 2021 18:23
[QUOTE=Yas400]
Nükleer teknolojisinden bahsetmişsiniz doğru çok ciddi sonuçları olan bir bomba üretildi ancak o bomba insanlığı kaç kere savaşın sınırından döndürdü bunu görmezden gelmişsiniz. [/QUOTE]
[QUOTE=Yas400]Konu niye nükleere döndü bilmiyorum....
[/QUOTE]

Sorunuzda samimiyseniz, salt üste çıkmak için konuşmuyorsanız, işte bu cümleniz yüzünden konu nükleer silahlara döndü. Baştan beri yazdıklarımın işinize gelen kısımlarını anlayıp cevapladığınız için artık devam etmeyeceğim.[:D]

Beğenenler: [T]223668,kdrackgz[/T]
+1: [T]223668,kdrackgz[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Yas400Çevrim Dışı

Kayıt: 24/11/2014
İl: Ankara
Mesaj: 3985
Yas400Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 28 Ağustos 2021 18:28
[QUOTE=lemur]


Sorunuzda samimiyseniz, salt üste çıkmak için konuşmuyorsanız, işte bu cümleniz yüzünden konu nükleer silahlara döndü. Baştan beri yazdıklarımın işinize gelen kısımlarını anlayıp cevapladığınız için artık devam etmeyeceğim.[:D][/QUOTE]
Baştan beri pek çok konuda size katıldığımı söyledim zaten. Tabi istediğiniz bakın şu konularda katılıyorum ama bu konularda katılmıyorum diye uzun uzun yazmamsa o kadar uzatmak istemedim açıkçası mesajları. Siz bunu işime geleni almak olarak görmüşseniz buna da saygı duyarım. Sizi bilmem ama en azından benim için günlük rutin dışında birkaç okuma yaptığım faydalı bir konu oldu. Siz fikrinizi söylediniz ben fikrimi söyledim. Sürekli olarak dönüp dolaşıp aynı yerlere takılmaktansa bu güzel sohbeti bence de tadında bırakmakta fayda var. İyi günler.

Teşekkür Edenler: [T]125030,lemur[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir