ÖZELLİKLER

Kullanıcı Adı:
yasmina
Kullanıcı Grubu:
Forum Üyesi
Geri Bildirimleri:
Aldığı Beğeni:
0
Hesap Durumu:
Aktif
Durumu:
Çevrim Dışı
Üyelik Tarihi:
21 Ağustos 2011 14:41
Son Ziyaret:
04 Haziran 2012 09:06
Toplam Mesaj:
9 [0.00 Gün Ortalaması]
Paylaşım Sayisı:
0 (Son 6 Ay)
İlan Sayisı:

BİLGİLER

Ad Soyad:
Yasemin AKBAĞ
Doğum Tarihi:
11 Şubat 1994
Yaş:
30
İl:
Istanbul
Meslek:
Özel Mesaj:
Sohbet Talebi:
Üye Favorile:
Sosyal Medya:

İMZA

KIRMIZI YANAKLI SU KAPLUMBAĞASI

SON 9 MESAJI

Su Kaplumbağası Bakımı ve Akvaryum
[QUOTE=Manyafobi] [QUOTE=pelerinlikedi] [QUOTE=Manyafobi]Merhabalar. Kaplumbağa konusunda da forumda da yeniyim ve böyle bir forumun var olduğunu görmek beni çok mutlu etti. 2 tane kaplumbağam var kırmızı yanaklı. 2 tane vefat eden kaplumbağam oldu, petshop'ların yanlış bilgi vermesi ve acemilik :( neyse... Şuanki keratalarımın bir tanesi 2 aydan fazladır bizimle bir de ona arkadaş aldık yaklaşık 1 ay kadar önce, biraz daha minik bu yeni arkadaşı. Başlarda yabancıydı ufaklık ancak sonradan alıştı çok şükür. İkisinin de iştahı yerinde, birisi 4 diğer 5-5 buçuk cm civarında. Ancak bazı sorularım olacak, bizim kerata yeni gelen ufaklığa kötü davranıyor gibi ya da oyun mu yapıyor ya da kur mu kıskançlık mı bilmiyorum. Onun önünden yem kapmalar, üstüne çıkmalar (çok fazla yapıyor) ama bu normal bi üstüne çıkma değil resmen eziyor gibi ufaklığı. Bu bir agresiflik belirtisi mi yani endişelenmeli miyim bu konuda? Yem olarak o kurumuş kurtcuk muydu adı ondan veriyorum, vitamin veya daha iyi beslenmeleri için sanırım bu yetmezmiş yanında ne verebilirim? Son olarak akvaryumum biraz küçük gibi bu iki keratam için, kaç  boyutlarında bir akvaryum almalıyım sizce? Yardımcı olabilirseniz hem benim için hem keratalarım için çok iyi olacaktır, selamlar...
[/QUOTE]
Agresiflik olsaydı ayıramayacağınız şekilde ısırırdı. Sorun yok gibi. Kontrol etmeye devam edin.
[/QUOTE]
Teşekkür ederim, akvaryum için forumda gezindim yakında o işi halledeceğim, bir sorum daha olacak, kaplumbağaların bulunduğu odada sigara içiliyor akvaryum içinde de olsalar onlara zarar verir mi yerini değiştirmeli miyim? Selamlar, teşekkürler...
[/QUOTE] Bu konuda o kadar bilgim olmasada bence kaplumbağaların yanında sigara içilmemelidir. Çünkü; bende buna dikkat ettim bana göre bu kapluşlar çok iyi koku alıyor. Sigara dumanı onlara zarar verir. Benim kaplumbağalarım yemin kokusunu 2 metre uzaklıktan alıyor. Onların yanında sigara içme. Zarar görürler.

[QUOTE=Curly]Merhaba,
Bu gün kendime yavru bir kaplumbağa aldım. Yem olarak Turtle Stick adlı bir markanın yemini verdiler. Kaliteli midir? Yoksa hiç açmadan geri mi vereyim? Teşekkürler...
[/QUOTE] Bende kaplumbağa alırken bana o yemi verdiler. Ben o zaman bilinçsiz olduğum için kaplumbağalarıma yedirdim. Ama hiç kaliteli bir yem değil.Kaplumbağalarına bir zarar vermez ancak kaplumbağalarına hemen kaliteli bir yem almalısın.
Su Kaplumbağası Bakımı ve Akvaryum
[QUOTE=pelerinlikedi]Kaplumbağayı ev ortamında kış uykusuna yatırmayın ya da dinlendirme moduna getirmeyin. Buzdolabına kış uykusuna yatıracağım diye kesinlikle sokmayın.
Evet, balık hastalıklarında ilaç tedavisini akvaristler yapmaya çalışır; ancak kaplumbağa hastalıklarında ilaç uygulamayın, bilen bir veterinere götürün. 
[/QUOTE] ahmet aslan ben bu yazıyı bir veterinerin sayfasından aldım siz kaplumbağanıza  kafadan uydurma şeyler söyleyip ona inanın ayrıca zaten hastalandığında bende götürürüm veterinere.ama kış uykusu hakkında yaptığınız saçma sapan şeyler için insanlar size mi inansın yoksa okumuş etmiş bir veterinerin sayfasından aldığım yazıya mı? Lütfen bilgi sahibi olmadan saçma sapan şeyler söylemeyin...yasmina2011-08-25 18:09:01
Su Kaplumbağalarında Kış Uykusu(Hibernasy

Kış Uykusu - Kapalı Ortam

Ekim ayında gün ışığı zayıfladığında ve günler kısalmaya başladığında kaplumbağamız tropikal bölgelerden geliyorsa giderek daha az hareket edecektir. Birkaç gün üstüste yemek yemediğinde onu beslemeyi durdurmalısınız. Beslemek yerine bağırsaklarını tamamen boşaltabilmesi için ona günlük olarak 10 dk kadar 24-26 °C ılık suda duş aldırmalısınız. Hatta bütün bunlardan önce Eylül ayında iç parazitlere karşı kontrol etmeli ve gerekiyorsa ona ilaç vermelisiniz.

Bu hazırlıklardan sonra tropikal bölgelerden gelen su kaplumbağaları teraryumun dibinde bırakılabilir, temiz ve içinde yem olmayan su 2-3 hafta içinde yavaşça 4-8 °C'ye indirilmelidir. Bu şekilde 1-2 ay dinleneceklerdir. Kara kaplumbağalarını kış uykusuna yatırmak daha karışık bir konudur.

 

 

 

Kaplumbağaya duş aldırdıktan sonra teraryumdaki ısıtıcı kapatın ve sıcaklığın 20 °C'ye düşmesini bekleyin. Bu durumda kaplumbağanızın hareketleri yavaşlıyorsa, onu 5-7 °C'deki özel kış uykusu yerine götürebilirsiniz. Kiler veya rüzgar almayan bir balkon idealdir. Yetişkin bir kaplumbağa için minimum 70x70x80 cm ölçülerinde bir kutu bulunmalı, kutununyan duvarlarında 2 mm'lik genişliğinde hava kanalları açılmalıdır. Nem ihtiyacı için kutunun tabanı 10 cm kadar nemli (ama ıslak değil) havalı toprak (marketlerin bahçe bölümlerinde olan) konulmalıdır. Üzerine kutunun dörtte üçü dolana kadar kuru ama sıkı olmayan turba yosunu koyun. Turba yosunu yerine isterseniz kuru ama kırılgan olmayan meşe veya kayın yaprakları, ya da ağaç yongaları da kullanabilirsiniz. Temel amaç kaplumbağanızın ağırlığını taşıyacak ve kırılmayacak, ancak aynı zamanda da esnek ve yumuşak olan bir ortam hazırlamak.

Kutunun üstünü örteceğiniz tel bir perde, uykusunda gezinecek olursa düşmesine veya fare vb. kemirgenler tarafından savunmasız bir şekilde rahatsız edilmesine engel olacaktır. İki haftada bir rahat ve güven içinde uyuduğunu kontrol edin.

Birden fazla kaplumbağanız kış uykusuna yatıryorsa, kutu yeterince büyük olmalı ve birisinin uykusu bir diğeri (yerini değiştiren veya erken uyanan) tarafından bölünmemelidir.

 

 

 

Kış Uykusu - Açıkhava

Kaplumbağanızı açık havada kış uykusuna yatırmak daha kolaydır. Kaplumbağanızın kendisini yere gömeceği (muhtemel çalılık bir yer) yeri gözlemleyin. Farelerden korumak için 150 x 150 cm'lik ince tel bir örtüyü bulunduğu yerin üzerine örtün. Üzerine 45 cm kadar yaprak ve dal parçaları koyun.

İsterseniz siz kendiniz yaklaşık 80 cm derinliğinde 70 x70 cm'lik bir çukur kazıp kemirgenlere karşı içine ince tel örgü bir kafes yapın. Daha sonra içini yaprak ve dallarla doldurun. Kaplumbağanızı yerleştirdikten sonra üstünü aynı şekilde örtün. Bu yöntemin kaplumbağanızı nemli tutmayla ilgili avantajı vardır.

 

 

 

Premature veya Mevsimsel Uyanma

Kış uykusu hüzcresindeki sıcaklık kışın ılık geçmesi veya baharın gelmesiyle birlikte 5-7 °C'nin epey üstüne çıktığında kaplumbağanız uyanacak ve onu gördüğünüzde teraryuma geri götürmeniz gerekecektir. 3-5 gün içinde teraryum koşullarını yavaş yavaş eski haline getirerek normal bakım sürecine dönmelisiniz. Kış uykusundan sonraki ilk beslenmeden önce kaplumbağanıza ılık bir duş aldırmalı ve kaybettiği nemi geri kazanmasına yardımcı olmalısınız. Bu duştan sonra yemek verebilirsiniz.

 

Kış Uykusundan Sonra İlk Beslenme

Bazı kaplumbağalar kış uykusundan sonra yemeye hemen hazır olmazlar. Kondüsyonlarını yeinden kazanmaları için 2-5 gün (bazen 2-2.5 hafta) geçmesi gerekebilir. Bu süre zarfında metobolizması kendisini kış uykusundan normale ayarlayacaktır.

Kış uykusu sonrasındaki iştahsızlığın normal olup olmadığını anlamak için kaplumbağanızı sağlık kontrolünden geçirin. Eğer halsiz bir durumdaysa ise veteriner kontrolüne gerek olabilir, aksi takdirde bir hafta daha geçmesini bekleyebilirsiniz.

 

 

 

Kış Uykusuna Ne Zaman İzin Verilmemeli?

Çok genç ve dolayısıyla küçük kaplumbağalar yemek yemeden uzunca bir süre hayatta kalabilmeleri çin bütün yıl boyunca normal sıcaklıklarda bakılmalıdır. Kaplumbağanız 2-3 yaşına geldiğinde bu durum sadece hala çelimsiz ise veya hasta ise geçerlidir.

Herhangi bir nedenle kış uykusuna yatmayan veya erken kalkan kaplumbağalar normal yaz şartlarında bakılmaya devam edilir.

Deneyimlerimize göre arka arkaya birçok yıl kış uykusuna yatmadığı halde çok sağlıklı olan kaplumbağalar olmaktadır, ancak doğurganlıkları kesinlikle azalmaktadır. O nedenle üretim yapmak istiyorsanız, olgunlaşan yetişkin kaplumbağalarınızı kış uykusuna yatırmalısınız.

 

KAPLUMBAĞALARI KIŞ UYKUSUNA YATIRDIĞIMIZ ZAMAN KAPLUMBAĞA KALKTIĞINDA ÇİFTLEŞMEK İSTİYORMUŞ.ÇİFTLEŞTİRMEK İSTEMİYORSANIZ KIŞ UYKUSUNA YATIRMAYIN BENCE...
KAPLUMBAĞALARDA VE KIRMIZI YANAKLI SU KAPLUMBAĞASI(Red Eard Slider)

KAPLUMBAĞALARDA VE KIRMIZI YANAKLI SU KAPLUMBAĞASI(Red Eard Slider)


Bu makaleyi hasta sahiplerini bilgilendirmek amacıyla yayınlamaktayız. Kaplumbağalarda hastalık durumlarında gerekli müdehaleyi kesinlikle bir veteriner hekim yapması gerekmektedir.Bu konuda hasta sahiplerinin unutmaması gereken bir unsur egzotik canlılarda kesinlikle veteriner hekimtarafından muayene yapılmadan tedavinin başlanamayacağıdır.

Kaplumbağalarda veteriner hekimlikte tedavide kullanılan ilaçlar nelerdir?

Narkoz ilaçlarından Ketaminhcl, oxacillin, ampicillin, clindamycin, penisilin, chloramphenicol, oxacillin, tetracyclin, betaisodona, parkesteron, emtry, resochin, hexamitose, dronsit, prazioantel, levamizole, citarin(levamizol), panacur (fenbendazole), febantel-rintal, pyrvinium-pomat-malovac, dichlorvos-canogard, neomycin, nystatin, vitamin a im,vitamin b , kanazillin, aeremycin, chlor tetraciyclin, oxytosin,d vitamini, calsiyumboroglukonat, calsiyum sandoz, kemik çimentosu, yapıştırıcılar, e vitamini, b1 vitamini,c vitamini vs kullanmaktayız.

Kaplumbağalarda veteriner Hekim teşhis yöntemleri nelerdir?

-Kaplumbağa sahibinden dikkatli Anemnez alınır.
-Kaplumbağanın İştahı sorulur.
-Kaplumbağanın görümünde ve kabuk değişiminde değişiklik var mı diye bakılır .İnceleme gerekirse büyüteçle yapılmalıdır
.
-Kaplumbağanın Diyet ve bakım şartlarının türe uygunluğu bakılır
.
-Kaplumbağanın Hastalık belirtilerinin diğer hayvanlarda da görülüp görülmediği bakılır./
-Muayenede ufak su kaplumbağalarında büyüteç ve ışık kaynağı kullanılır./
-kaplumbağanın mantar vakalarında özellikle wood lambası kullanmak faydalıdır./
-Kaplumbağanın Üst solunum yolu rahatsızlığı ile, ilgili olarak kabuk yumuşaması klinik bulgular ,göz şişliği incelenir.Lezyonun ilk defamı görüldüğü ,yayılma hızının ne olduğu öğrenilir./
-Kaplumbağanın Radyolojik olarak röntgen çekilir./
-Tırnaktan veya aksillar ya da juguler venadan kan örneği alınıp hücre sayımı yapılır ve kan frotisi yapılır . Kaplumbağalarda boyundan kan alma işlemi veteriner tarafından dikkatli ve steril olarak alınması gereken bir işlemdir
.
-Kabuk lezyonlarından bakteri ve mantar kültürü için numune alınır dış yapılarda lymphosarkom olgusu araştırılır
.
-Muayenede ışıkla göz korneası kontrol edilir
-Ağız içi yaralara karşı ağız içinden swap örnekleri alınarak labratuvara yollanır./
-Kaplumbağalarda özellikle ağır akciğer enfeksiyonlarında solunumu düzenlemek için oksijen (özel bir aparatla verilmektedir)uygulaması yapılmalıdır
..

Kaplumbağalarda özellikle kabuk yaralanmalarında ve kulak hastalıklarında narkoz uygulaması yapılmalıdır ,operatif müdehalelerde şarttır.

Kaplumbağalar periodik gaita muaynesi yapılmalıdır . Normalde çok hareketli ve sağlıklı ise kış dönemi harici hareketsizleşme ve yemek yemezse ,hasta olduğu düşünülür,barınak duvarına tırmanmaya çalışır
.

Kaplumbağalarda dijital tartı ile kilo tartımı yapılmalıdır bu önemlidir antibiyotik doz ayarı için ayrıca kaplumbağa kabuk uzunluğu ölçümü yapılmalıdır.
..

Kaplumbağalarda ilaçlı banyo uygulamalarında günde iki kez birer saat tutulur. Su kaplumbağası beslenme zamanı hariç günün çoğu zamnında su dışında tutulur.Kaplumbağalarda tedavide antibiyotikli merhemler,mantar kremleri vs kullanılmaktadır.Antibiyotikler i.m veya s.c axillar bölgeden verilir arka bacaktan verildiğinde renal-portal sistem nedeniyle ilacın bir kısmı vücuda atılmadan böbreklerle atılmaktadır.Kabuk hastalıklarında tetracyclin,ampicillin ve chloramphenicol’un etkileri sınırlı bulunmuştur ve kullanılması önerilmemektedir.

Su Kaplumbağalarında görülen sık hastalıklar nelerdir?

1-Kaplumbağalarda soğuk alğınlığı ve akciğer enfeksiyonları.
2-Su kaplumbağalarında kabuk deformasyonu
3-Kaplumbağalarda Kabızlık
4-kaplumbağalarda Göz iltihaplanması
5-Kaplumbağalarda göz kapağının çıkması
6-Kaplumbağalarda İshal
7-Kaplumbağalarda Felç
8-Kaplumbağalarda Travma
9- Kaplumbağalarda Göz iltihaplanması
10- Kaplumbağalarda Kabuk yumuşaması
11- Kaplumbağalarda Kabuk kalınlaşması ve şekil bozuklukları
12- Kaplumbağalarda Legenot
13- Kaplumbağalarda Kabuk nekrozu
14- Kaplumbağalarda Kabuk dökülmesi –deri değişimi
15- Kaplumbağalarda Kulak iltihabı
16- Kaplumbağalarda Vitamin eksiklikleri/A vitamin fazlalığı-D3 vitamini fazlalığı-Bvitamin eksikliği-C vitamin eksikliği-D vitamini eksikliği
17- Kaplumbağalarda Beyaz leke hastalığı
18- Kaplumbağalarda Parakeratoz
19- Kaplumbağalarda Kabuk keratozu
20- Kaplumbağalarda İrinli kloaka yangısı
21- Kaplumbağalarda Salmonella bacterisi
22- Kaplumbağalarda Gut hastalığı(radyografide hasta organ ve eklemlerde kristaller görülür)
23- Kaplumbağalarda Diabetes mellitus (glikozüri)
24- Kaplumbağalarda Tiroid bezi bozuklukları(klinik bulgu subkutan ödem)
25- Kaplumbağalarda Gaga uzaması kaplumbağalarda hipokalsemiyle birlikte gaga egik şeklinde ortaya çıkar

 

Kaplumbağalarda akciğer enfeksiyonlarının sebepleri nelerdir?
Akciğer enfeksiyonu, kaplumbağanın soğukta kalması yani 28 derecenin altında bakılması sebebiyle, aynı zamanda gündüzleri akvaryumun en an 2/3`ünün kapalı olmaması (sadece ısıtıcı lamba var ise ve 60 W ile ısıtılabiliyorsa veya ortam ısısı genel olarak sıcak ise akvaryum tamamen açık bırakılabilir) ve gece tamamen kapatılmaması sebebiyle oluşur. Vitaminsizlik ve yetersiz UV/güneş de bağışıklık sistemini zayıflatır, böylece kaplumbağaların akciğerleri ve böbrekleri enfeksyonlara açık hale gelir. Kaplumbağanın evde serbestçe dolaşmasına izin verilmesi de enfeksiyon kapmasına nedendir. Bunun yanında kuru alanda bırakılması gerektiği zaman (tedaviamaçlı mesela) yine ısıtma tertibatı olmaz ise akciğer enfeksiyonu oluşabilir

Kaplumbağalarda akciğer enfeksiyonlarında Klinik belirtiler nelerdir?

- Hafif Akciğer Enfeksiyonu: Çenenin kapanmasında gıcırdama gibi sesler, kabuğun karın bölgesinin hafif pembe renkli olması, kabuğun karın bölgesinde biraz daha yukarı kısmında ince beyazımsı halka, ayrıca beyazımsı enine çizgiler karın bölgesinde, iştahsızlık, hapşurma, kuru bölgede çokça kalma.
-Orta şiddette ve Ağır Akciğer Enfeksiyonu: Akciğer enfeksiyonu belirtilerinin yanında bir de: Batmada zorlanma veya tam tersi taş gibi dibe çökme ve yine su yüzeyine çıkmada zorlanma, eğri- yamuk yüzme,pembeden kırmızıya kadar kızarmış karın bölgesi kabuğu, genelde şiş gözler, iştahsızlık, sürekli karada vakit geçirme, sonlara doğru hırıltılı sesler, burundan ve ağızdan beyaz sümük gelmesi, zorlanarak nefes alma.
- Bronşit: Suyun altında hava kabarcıklarını burundan çıkarma (diğer yukarıda sayılan belirtilerin yanında)
Kaplumbağanın kabuğunun pembe veya kızıl olması doğal değildir. antibiyotik tedavisinden sonra bu renk hemen kaybolmakta ve kaplumbağa akciğer enfeksiyonundan kurtulmaktadır. Antibiyotik kullanılmadığı takdirde belirtiler kötüleşmektedir.

20 gr’ın üstündekikaplumbağalarda Antibiyotik Dozajı ve Uygulama şekli:

Bu işlemin kesinlikle deneyimli bir veteriner hekim tarafından yapılmasını tavsiye ederim. Enjeksiyonlarda özel enjektörler kullanılmaktadır. antibiyotik enjeksiyonu 3 gün arayla 5 kez yapılır, veteriner hekim bacağın üst kısmına deri altından uygular. İlk enjeksiyon dan sonra suyun sıcaklığını 33 dereceye getirilmelidir ve kaplumbağa iyileşene kadar bu sıcaklıkta kalmalıdır. Aksi takdirde iyileşme süreci içerisinde dahi ağırlaşabilir. Antibiyotik ancak bu sıcaklıkta etkisini gösterebilmektedir. Kaplumbağa akciğer enfeksiyonu olduğunda suyun derinliği azaltılmalı ve ancak suyun altında kalabileceği şekilde ayarlanmalıdır. Boğulma ihtimali yüksektir. Gece ise akvaryumun kapağı tamamen kapatılmalıdır. Kabuğunun altı artık pembe renkten kurtulduktan sonra ancak kaplumbağa tamamen iyileşmiş sayılır. Bu durum aylar dahi sürebilir.
Ağır akciğer enfeksiyonun da 5 iğne yapıldıktan sonra düzelme görülmez ise 6. ve 7. iğne de yapılabilir. Kaplumbağanın durumu düzelmez veya kötüleşirse 2 hafta ara verdikten sonra 2. bir antibiyotik kürü uygulanabilir. Dozaj yine aynı olur.

20 gr’ın altındaki[ kaplumbağalarda Antibiyotik Dozajı ve Uygulama şekli

10 gün üst üste antibiyotik bir kaba koyup, 33 derece ılık su eklenir. Kaptaki suyun soğmaması için ısıtılmış akvaryumun üstüne koyabilirsiniz, ya da bır sıcak su torbasının üstüne de koyabilirsiniz, sabit olması önemlidir. Kaplumbağanın, kabuğu suyun altında kalabilecek şekilde kadar su olmalıdır. Kabın üstünü bir havlu ile kapatınız. Kaplumbağa antibiyotikli suyu içecektir. 12 saat boyunca bu kabın içinde kalmalıdır. Sonra akşamları tekrar 33 derece sıcaklığa getirilmiş akvaryuma konulmalıdır.

ENJEKSİYON UYGULAMA ŞEKLİ:

KAS İÇİNE YAPILMAMALIDIR,ÖN BACAKLARA YAPILMAMALIDIR, ÖDEM TOPLAMASI AĞIR GELEBİLİR.HALİNDE KAPLUMBAĞA BOĞULABİLİR. ENJEKSİYON ARKA BACAKTA, ÖN KISMINA VE DERİ ALTINA YAPILACAKTİR.
SU SICAKLIĞI: MUTLAKA 33 DERECE OLMALIDIR. 33 DERECE OLMASI ŞARTTIR. AKSİ TAKDİRDE ANTİBİYOTİĞİN DE FAYDASI OLMAYACAKTIR. EĞER ANTİBİYOTİK HENÜZ VERİLMEDİYSE SU SICAKLIĞI 33 DERECEYE GETİRİLMEMELİDİR[.

Dikkat:[ Hem akciğer enfeksiyonu/bronşit hem de böbrek enfeksiyonu varsa, önce akciğerler antibiyotikle tedavi edilir, ardından böbrekler 2-7 gün sonra başka bir ilaç ile tedavi edilir.

Egzotik kaplumbağa Kaplumbağalarda derinin yapısı kabuk şeklinde gelişmiştir.
Kaplumbağaların kabuk ağırlığı total vücut ağırlığının yarısı kadardır.
Kaplumbağalar akciğerler çok kompartmanlı ve keselidir.
Burun çekme ve öksürme yetenekleri yoktur.
Kaplumbağalarda iç organların ve ayakların hareketi havanın akciğerlere giriş –çıkışına yardımcı olur.
Kaplumbağaların çevre ısısı tropikal tür reptiller için 27-38 c ,ılıman bölge türleri için 20-35 c dir.
Kırmızı yanaklı su kaplumbağaları evlerde en çok beslenen pet hayvanlarından birisidir. Petshoplarda çok sık bulunan türlerdendir.

KIRMIZI YANAKLI SU KAPLUMBAĞASI (Red Eard Slider)

Her ne kadar ülkemizde Singapur kaplumbağası olarak bilinse de ana vatanları Kuzey Amerika’nın güney bölgeleri olan, Florida, Meksika’dır. Dünyada geniş bir alana yayılmışlardır.Kafalarının yan kısmında kırmızı, turuncu renkte şeritler vardır. Sarı şeritler varsa yine aynı familyadan olan Trachemys Scripta Scripta cinsi kaplumbağadır. Bakımları aynıdır. Kırmızı yanaklı su kaplumbağası 1,5 kg’lık bir ağırlığa ve 28cm’e kadar bir uzunluğa ulaşırlar.

Sağlıklı bir ‘kırmızı yanaklı’ kaplumbağa akvaryumda beslendiğinde 30 yıl yaşayabilir. Bu sürede yavaşça büyürler yaşamının ilk yılında 5-7 cm büyür .İkinci yılında ise 7-11cm bir uzunluğa ulaşır. Üç yaşa gelince erkek 8-12cm, dişi ise 9-15cm büyüklükte olur. Dördüncü yılında ise erkek 10-14cm, dişi ise 13-18cm uzunluğa ulaşır. Beş yaşında bir erkek kaplumbağa 13cm, dişi ise 17cm büyüklüktedir. Büyüme hızı doğru bakıma ve beslenmeye bağlıdır. Kaplumbağalarımızı ne kadar iyi beslersek bir o kadar sağlıklı olur ve hızlı büyürler.


Semiakuatik kaplumbağa türleri daha düşük ısı aralığını tercih ederler.Kaplumbağaların çoğu güneşlenerek ısınmak isterler .Ortamlarında derece bulundurmak faydalıdır.Kaplumbağalar düşük ısı ortamlarında hareketsizleşirler kaplumbağaların vücut ısısında düşüş ve yükselmeler sindirim,antikor üretimi ve antibiyotiklerin vücutta dağılımı ve klerensini ayarlamada gereklidir.Kaplumbağalar içine gömülebilecek miktarda suya ihtiyaç duymaktadırlar.Bu suyun içinde beslenme,üreme ve sosyal ilişkiler kurarlar.Suyun ph ve tuz oranı düşünülmelidir.Kaplumbağalar susuz alanda kaldıklarında deri ile su kaybederler.Kaplumbağaların yaşadıkları ortamın nemi %35 den az olursa deride kuruma ve soyulma,nem %75 den fazla olursa mantar ve bakteriyel hastalıklar meydana gelir.Kaplumbağaların çoğu sürekli su varlığında yaşayabilirler fakat zaman zaman su dışında tırmanıp gezebilecekleri egzersiz yapabilecekleri yerlere ihtiyaç duyarlar.Böyle alanların bulunmadığı barınaklarda yorgunluktan ölen kaplumbağalara raslanılmaktadır.Kaplumbağa besleme barınakları toksik olmayan,aşınmayan ve dezenfekte edilebilir özellikte olmalıdır.
Kaplumbağaların barınma alanlarına küçük taş parçaları konulmaması gerekmektedir bunları yutabilir ve rahatsızlanabilirler.Kaplumbağalar klorlanmış suyu tolere edebilirler yalnız geçici göz irkiltisi meydana gelebilir.

Su kaplumbağalarının ayrı beslenme tankında beslenmesi yaşadığı ortamın gıda artıklarıyla kirlenmemesini sağlar beslenmede gıdadaki beslenmede karnivor reptillerde %18-20 ,herbirvor reptillerde % 11-12 olmalıdır.Aminoasit ihtiyacı memelilerde olduğu gibidir,
reptillerde ayrıca gıdaya histidin de katılmalıdır.Kaplumbağalar dogal yaşamlarında yemeye alışkın oldukları gıdaları tercih ederler.Kaplumbağalar kırmızı ve sarı renkli gıdaları tercih ederler Gıda olarak canlı gıdalardan kaplumbağınıza parazit bulaşabilir.

Tatlı su kaplumbağaları esas olarak hayvansal gıda tüketirler bazen bitkisel gıda da tüketirler Kaplumbağalar için üretilmiş hazır gıdalar da vardır.
Ticari hazır gıdalar %30-50 protein içerirler.Omnivor olan türler proteinin yanında meyve ve sebze de yerler Omnivor ve karnivor kaplumbağalar için örnek bir diyette ,su 272g,jelatin34g,mısır yağı 11g,ıspanak23g,pişmiş tatlı patates 23g,vitamin/mineral5g,kaplumbağa peleti 50g, ve 1 gram gıda için 50 ünite E vitamini bulunmalıdır.Bu karışımda %47 protein,%14 yağ,%1.5 kalsiyum,%0.55 fosfor ve 1 kg gıdada 10.000 iü A vitamini ,1000iü D3 vitamini ,279 iü E vitamini ve herbirvor kertenkeleler gibi sağlıklı bağırsak fizyolojisi için bitki tüketmelidir.Bitki lifinin mikrobiyel fermastasyonu kaplumbağaya önemli besin sağlar.Pelet le beslenen küçük kaplumbağalar da bitki liflerini sindirebilirler.Küçük kaplumbağalar daha sık beslenmelidirler.Büyük kaplumbağalar pelet yem ve alfa otu yerler.Bunların gıdalarına brokoli,yeşil fasülye,lahana ve havuç eklenebilir.Gıdalarına meyve ve sebze eklenenlere ayrıca vitamin/mineral verilmesine gerek yoktur.Kaplumbağalara balık yanında köpek veya kedi maması verilebilir.Esas olarak balıktan yapılmış kedi maması da kaplumbağa için iyi seçimdir.Kaplumbağaların barınakların da kalsiyum ve mineral içeren taşların bulundurulması yararlı olur.Kaplumbağalara verilecek sıvı miktarı vücut ağırlığının %2-3 ‘ünü geçmemelidir.Yemek yemeyen kaplumbağalarda özel yaş konserveler verilmektedir,Bu tür yaş konservelerde amino asitler ,mineraller,kolay sindirilebilir gıdalar ve %8.5 protein vardır .

Zorla besleme için kaplumbağanın ağzı forsepsle zorla açılır kara kaplumbağalarında ağzının parmaklarla açılması olasıdır. Su kaplumbağalarının çoğunda ağız zorla açılabilir fakat sinirli türler bu işlem sırasında ısırabilirler.Kaplumbağalar kabuklarından tutulmalıdır .Bir çok kaplumbağa türü ağresif ısırabilir.Kaplumbağaların başı mandibula gerisinden boyun ileri uzatılarak tutulur.Bu şekilde kaplumbalarda baş ve boynun muaynesi ,besleme ,ilaç ve sıvı uygulamaları yapılabilir.Muayne edilebilmeleri ve gerekli uygulamaların yapılabilmesi için büyük kaplumbağalar da sakinleştirici ilaçlar kullanılmalıdır,daha küçük kaplumbağaların önce üzerine ağ sonra başı örtülür,ağızlarına bant yapıştırılır. Büyük kaplumbağaları tutmak için birden fazla insana ihtiyaç vardır.
Kaplumbağalar da cinsiyet tayini için erkek kaplumbağalarda penis klokanın digital palpasyonu ile belirlenir. Erkek kaplumbağaların kuyruğu dişiden daha uzundur .İris erkekte kırmızı ,dişde kahverengidir.Semiakuatik türlerde erkeğin pençeleri daha küçük ve uzundur.Erkeklerde arka bacaklarda mahmuz vardır
Kaplumbağada kabuğun şekli erkeklerde arka bacaklarda mahmuz vardır. Kabuğun şekli erkeklerde konkav,dişilerde yassıdır.
Kaplumbağaların ele alınıp ağırlığı kontrol edilir, daha sonra tartılır. Ağırlığı azalmış kaplumbağaların proğnozu iyi değildir ve hastalığın kronik olduğu düşünülür.Daha sonra baş,göz ve deri renk ,parlaklık,lezyon ve şişlik açısından incelenir.Çok genç olan veya normalde yumuşak kabuklu olanlar hariç kaplumbağaların kabuğu sert olmalıdır.Karın bölgesi şişlik ve ağrı yönünden palpe edilmesi gerekmektedir.Radyografide ürolit ,bağırsak tıkanmaları ,reptilin kemik gelişimi ve sağlığı ,kloakada yumurta ve yabancı cisim ve akciğerlerin durumu hakkında bilgi edinilir.

Kaplumbağalarda mikrotüpler kullanılarak kan hücreleri sayımı , BUN,AST;LDH;KREATİNİN ;TOTAL PROTEİN;GLİKOZ VE ÜRİK ASİT düzeyleri belirlenir.Ağızdan veya yaralardan svap alınarak bakteriyolojik ve mikolojik kontroller yapılır.Dışkıda regurgitasyonla çıkarılan içerikten ve ağız içinden alınan materyallerle bağırsak ve akciğerlere yerleşik parazitlerin yumurta veya larvalarına rastlanabilir.Kandan yapılan sürme preperatlarda kan parazitleri veya larvaları aranır.Kış uykusu esnasında vücut savunma sistemi hastalıklarla mücadele edebilecek güçte değildir.Hasta olanlar veya hastalıktan yeni kurtulmuş olanlarla hastalanma riski yüksek olanların kış uykusuna yatırılmaları uygun değildir.Hasta kaplumbağalar halsizdirler bu nedenle akvaryumda su yüzeyinin üzerinde dinlenme için kullanabilecekleri yüksek bir kısım bulunması gerekmektedir.Hastalık durumlarında akvaryumdaki suyun sık değiştirilmesi faydalıdır.

Kaplumbağalarda protein yetersizliklerinde ağırlık kaybı ,kas zayıflaması,sekonder enfeksiyonlara karşı duyarlılık ,üreme yetersizliği ve yaraların iyileşmesinde gecikmeler görülebilmektedir.Yeterli su bulamayan reptillerde kanda ürik asit düzeyi yükselmektedir.Semiakuatik ve kara kaplumbağalarındadüşük çevre nemine bağlı olarak göz lezyonları gelişebilmektedir.İnsekt ,balık ve ölü hayvan yiyen karnivor kaplumbağalarda kalsiyum :fosfor oranı 1:44 dür.Bu oran kaplumbağa sahibinin gıdayı ayıklayarak ve pişirerek vermesi durumunda fosfor lehine daha da bozulur.Kaplumbağalarda bu oranın bozulması durumunda patolojik kırıklar,kemik deformasyonları görülebilmektedir.Sağaltımda dietteki calsiyum:fosfor oranının düzeltilmesi için kaplumbağalara veteriner özel katkılar verilebilir.İleri olğularda kaplumbağalara calsiyumun enjeksiyon şeklinde tedaviye başlanması uygun olur daha sonrasında veteriner egzotik destek tedavileri uygulanmalıdır.

A-vitaminosis eksikliği özellikle a vitamini eksik gıdalarla beslenen kaplumbağalarda görülmektedir. Barınakta beslenen ve kara kaplumbağalarında sıkça görülmektedir.Eksikliklerinde palpebral ödem,kronik solunum sistemi ve böbrek hastalıkları görülmektedir.Koyu göz yaşı akıntısı ve gözlerde kapanma meydana gelmektedir.Göz solunum sistemi ve deride sekonder enfeksiyon ortaya çıkmaktadır.Şiddetli olgularda a vitamini 3 gün arayla 2 haftada bir enjeksiyon şeklinde uygulanmalıdır.Kaplumbağaların kış uykusuna yatmada önce 6 hafta önce gıdalarındaki a vitamini miktarını artırmakta fayda vardır.C vitamini eksiklikleri de ağız içinde stomatitis gelişir.K vitamini eksikliklerinde diş eti kanamaları görülebilmekte tedavi kas içi ilaçlarla yapılmaktadır.Demir ve bakır yetmezliği kaplumbağalarda anemiye (kansızlığa )neden olmaktadır.bakteri,septisemi,

Kaplumbağalarda görülen septisemik ülseratif deri hastalıkları nelerdir?

Kaplumbağalarda tatlı su kaplumbağalarında gram negatif çubuk olan citrobacter frenduii tarafından oluşturulmaktadır. Kaplunbağalarda anorektik ve letarjiktir.Kas tonusu azalmıştır,bacaklarda paralizler,deri damarlarında genişlemeler,kabuk ve deride peteşi ,kabukta nekroz ve ülserler ,kabuk altında eksudat ve kabuk soyulması görülmektedir.
Ülseratif dermatitis
beneckea chitinovora;nın neden olduğu hastalıktır.Yumuşak kabuklu kaplumbağalarda görülür.Septisemiye neden olabilen diğer bir hastalıkta enfeksiyöz stomatitistir ağızda başlangıçta peteşi daha sonra diş etlerinde kazeöz birikintiler görülür.Şiddetli olgularda enfeksiyon kemik yapıyada sıçrayabilir.Bakım şartları kötü olanlarda solunum ve gastrointestinal sistem hastalıkları da tabloya katılmaktadır.

Kaplunbağalarda deri altı apseleri oluşurmu?

Evet oluşmaktadır.:Özellikle kutuda beslenen kaplumbağalarda göz gerisinde ,timpanik bölgenin altında orta kulak enfeksiyonuna bağlı olarak apse oluşabilmektedir.Deri altı abseleri nodül ve şişlik olarak görülmektedir.Timpanik bölgedeki apselerde timpanik membran enzize edilerek ve küretaj yapılır yalnız bu işlem narkoz işlemiyle yapılmaktadır.Bu işlem sırasında abselere küretaj işlemi uygulanmaktadır.

Su kaplumbağaların da bakterilerin neden olduğu solunum sistemi hastalıkları hangi açıdan önem arz etmektedir?

Su kaplumbağaları su içinde incelenirler. Solunum sistemi hastalığı olan su kaplumbağaları başlarını yukarı dogru kaldırılar ,ağzı açık solunum yaparlar,iştahsızdırlar.Nazal akıntılar,gürültülü solunum ve solunum güçlüğü belirlenir.Nazal akıntı burun ve ağız boşluğu ve farinxten gelebilir.Ayrıca kaplumbağalarda depresyon,anoreksi,ağırlık kaybı ve oral akıntı gözlemlenir.Burun ve ağızdan kötü bir koku gelebilir.Su kaplumbağalarında denge kaybıda görülmektedir,hayvanlar su üzerinde durma yeteneğini kaybederler,başlarını başlarını su içinde tutarlar ve zamanlarınının çoğunu su dışında geçirmeyi tercih ederler.Belirtilerin uzun süre geliştiği olgularda septisemi oluşur.teşhiste nemli bezle askultasyon yapılır,radrografide ilerlemiş olgularda pnömoni durumu paket şeklinde birikmiş eksudat görülür.Trakeyal yıkama sıvısı almak için steril tuzklu su trekeyanın son kısmına verilerek geri alınır.Bu yıkama sıvısında bakteri ve mantar kültürü ile sitolojik muayne yapılır,parazit yumurta veya larvası aranır.Hastalardan aeromonas, pseudomonas, klebsiella, protis,escherichia ,citrobacter ve saolmonella türleri izole edilmiştir.Kanda lökosit oranı artmıştır

.A vitamini yetersizlikleri ,ağız lezyonları hemen tedavi edilmelidir.Göz kapaklarında şişme,göz bezleri şişer ve kornea ve konjunktiva epitelleri etkilenir.Orofariynste 2-6 mm çapında beyaz plaklar şeklinde lezyon oluşabilir.Kaplumbağalarda ağız lezyonları burun boşluğuna yayıldığında burun akıntısı ve rinitis tablosu ortaya çıkar.Tedavide kas içi uygulamaları tercih etmekteyiz bu uygulamalar birer hafta arayla yapılmaktadır.Kaplumbağalarda ilaç dozları hesaplanırken kabuk ağırlığının toplam vücut ağırlığının yarısı kadar olduğu unutulmamalıdır.

Kaplumbağalarda herpes virüs görülürmü?

Evet görülebilir.Bu durum kaplumbağalarda nekrotik bronşitis,pnömani ve hepatitise neden olmaktadır.Yeşil kaplumbağalarda yumurtlamadan 56-90 gün sonra deride gray patch disease olarak isimlendirilen bir hastalık görülür.Lezyon küçük daireyi papüller şeklinde başlar patch şeklinde yayılır.

Kaplumbağalarda mantar enfeksiyonları görülür mü?

Evet görülebilir. Bunu tetikleyen sebepleri sıralarsak düşük çevre sıcaklığı,diğer hastalıklar,beslenme bozukluğu ve bakım şartlarının kötülüğü mantar hastalıklarının gelişmesinde hazırlayıcı faktörlerdir.Etkenler aspergillus,metarhizium,mucor,penicillium,paecilomyces ve candida türlerinin neden oldukları sistematik mantar hastalıkları görülebilir.Tedavide küretaj,pomat,lugol,ağızdan toz ilaçlar ve güneş ışığı tedavisi kullanmaktayız .Teşhiste mantar kazıntı alınarak kültür bakılması,wood lambası ile bakılarak doğru mantar ilacının kullanımı yapılmalıdır.

Kaplumbağalarda kabukta yaralanmalar sık mı görülmektedir ?

Kaplumbağalarda yaralanmış kabuk bölgeleri temizlenir enfekte olmaması için gerekli uygulamalar yapılır. Kas içi antibiyortik sağaltımı uygulanır.

Kaplumbağalarda kabuğu en içte kemiksi kapsül, onun üstünde damarlaşmış deri ve en üstünde damarlaşmış deri ve en üstte boynuzumsu geniş tabaka vard ır.Yumuşak kabuklu kaplumbağalarda bu dış katman yumuşak deriden oluşurken bazı türlerde deri benzeri bir yapıya sahiptir.Bazı kaplumbağalar aşırı tuzu göz bezlerinden atarlar bu kaplumbağa türünü besleyenler akvaryum suyunun her4.5 litresine bir çay kaşığı tuz ilave etmelidirler.Kaplumbağalarda kabuk deformiteleri görmekteyiz bunun başlıca sebepleri konjenital nedenler,yara veya hastalık nedeniyle oluşmuş lezyon sekeli,vitamin,mineral ve diğer diyet dengesizliklerine bağlı bozukluklardır.
Kaplumbağalarda kabuk travmalarında kanamalı durumlarda kanı durdurmak için 0.4-0.9mg/kg dozunda dexamethasone ve antibiyotik uygulamak gerekmektedir.Sıvı sağaltımı sc veya i.p uygulanması gerekmektedir.Gerekirse juguler veya aksillar venden kan nakli yapılmalıdır.İlk kan transfüzyonunda uyuşumsuzlukla ilgili sorun çıkmaz kaplumbağalarda kemik iliği cevabı haftalar alabilmektedir.Travma sonucu oluşan küçük kırıklarda kırık uçları bir araya getirilir.,bölge antiseptiklerle temizlenir küçük kırıklar 2-3 haftada iyileşir.Kırık büyükse tel dikiş uygulanabilir.Enfekte olmamış bölge pasta ile doldurulur.Lezyon büyükse ve parçalıysa yapıştırma ve onarım için daha özellikli malzeme kullanmaktayız.İyileşme yaklaşık bir yıl sürer.

Su kaplumbağalarında kabuk kırığı daha önemlidir.Su kaplumbağaları su dışında gıda almazlar ve su dışında tutulduğu dönemde dehidrasyon gelişir Su dışında tutulduğu dönemde günde birkez özel solüsyon i.p verilmelidir.

Kaplumbağalarda kabuğu etkileyen sistematik durumlar nelerdir?

-Protein
-Mineral
-vitamin eksiklikleri kabuğun büyümesini ve görümünü etkilemektedir.En sık karşılaştığımız vakalar nutrisyonel sekonder hiperparatroidizme bağlı kalsiyum yetersizliğidir.Sadece yeşil gıdalarla beslenme kaplumbağalarda su ihtiyacını karşılar.Buna vitamin ve kalsiyum tuzu ilave edilmelidir.Herbirvor kaplumbağalarda mineralden düşük gıdayla beslenme kabuk yumuşamasına neden olmaktadır.Hayvanın hastalıklara karşı direncinin azalmasına neden olmaktadır.BU hayvanların gıdalarına kalsiyum ilavesi,b vitamini ve diğer vitaminlerin enjeksiyonu ve antibiyotik uygulaması yapılır,verilen gıdayı yemeyenler zorla beslenmelidirler.Karnivor su kaplumbağalarında etle beslemelerde kabuk deformitesi görülmektedir.Kaplumbağalarda ayrıca kabuk neoplazması görülmektedir.ayırıcı tanıda kabuk apseleri göz önünde tutulmalıdır .
Apseler vücudun içine doğru yayılır , dışarı doğru şişlik fazla değildir.Su kaplumbağalarında iç hastalıklarda kabuk çatlar ve solgunlaşır.Kara kaplumbağalarında böbrek ve karaciğer yetmezliklerinden ölümde olsa deride değişiklik beslenmez.SU kaplumbağalarında akvaryumda kaplumbağa sayısının fazla olması keskin kenarlı taşlar ve fazla sayıda kaplumbağanın bir arada tutulmasıyla bağlı kavgalar yaralanmaya yo açar.Hafif enfeksiyonlarda deri ve deri altı dokusu etkilenir.Akvaryum temizliğinin uygun yapılmayışı patojen etkenlerin üremesine neden olur.Patojen enfeksiyöz ajanlar zayıflamış kaplumbağalarda ,yaralanmış deriden kolayca girip enfeksiyon oluşturur.Enfeksiyonun yayılması durumunda kemik doku da hastalanır.Osteomyelit ve kabuk çürüğü oluşur.Osteomyelit başlayınca septisemi meydana gelmektedir.Kaplumbağalarda bakterilerin neden oldukları hastalıklarda oldukça fazladır bunlar benecka chitinovara ve citrobacter frenduii’nin neden olduğu ülseratif deri hastalıklarıdır,bunlar pseudomonas,aeromonas,proteus,serratia,klebsiella,escherichia,staphylo coccus,alfa hemoltic streptococcus ve micobacterium türleri dir.Kaplumbağalarda mantarların neden olduğu hastalıklarda sık oranda görülmektedir.Bunlar fusarium,aspergillus,penicillium,mucor deride mantar lezyonlarına neden olmaktdır.Kaplumbağalarda sülük ve keneye raslanılmıştır sinek larvaları kabuk yaralarında miyazise neden olur.Kaplumbağalarda kabuk hastalıklarında virüslerde etmendir özellikle herpes virüsün yol açtığı gri patch hastalığı görülür. Su Kaplumbağalarında kabukları sıklıkla alglerle kaplıdır .Bu yaşam şekli simbiyotiktir ve kaplumbağaya kamuflaj sağlar kapalı alanda tutulan su kaplumbağalarında algler kabuğa nüfuz eder ve kaplumbağalarda sekonder enfeksiyonlar ve iç hastalıklar meydana getirir .Alga bağlı kabuk hastalıkları bakteriyel hastalıklarla komplike olur.Periyodik ve uygun bakım yapıldığında hastalık önlenebilir ve tevdi yapılabilir.Akvaryumda bitki üremesine yol açmayacak aydınlatma kullanmakta fayda vardır.Zamanının çoğunu akvaryum dışında geçiren kaplumbağalarda alg üremesi az olur.Alg üreyip deriye nüfuz ederse bölge solüsyonlarla yıkanır ve kas içi antibiyotik tedavisi uygulamaktayız.

Kaplumbağaların genel özellikleri nelerdir?

Kaplumbağaların çenelerde diş yoktur ayrıca dillerini dışarı doğru çıkaramazlar .Kaplumbağaların gözleri parlaktır ve göz kapakları gelişmiştir.Kaplumbağaların kulak kepçeleri yoktur,su kaplumbağalarının parmakları arasında perde bulunmaktadır bu perdeler su kaplumbağalarının su içinde hareketini kolaylaştırmaktadır.
Kara kaplumbağalarında 5 parmak bulunmaktadır ,kaplumbağalarda özellikle küçük olanlarda cinsiyet tayini yapmak zordur,ayırıcı tanıda erkek kaplumbağalarda kuyruk dişilere oranla daha uzun ve kalındır,karın altı kabuğu erkeklerde daha kuvvetli ve içe dönüktür.Erkek kaplumbağalarda ön ayak tırnak bir tanesi diğerlerine göre daha uzundur.
Dişi ve erkek ayrımı kesin olarak kan alınarak kanda östrojen ve testestoron oranlarına bakılarak kesin tayin yapılır.

Kaplumbağaların üremesi yumurtlama ile olmaktadır yumurtadan çıkma süresi yaklaşık 2-3 ay sürmektedir.Kaplumbağaların çiftleşme süresi nisan ayının başından mayıs ayının sonuna kadar çiftleşirler.
Dişi kaplumbağalar çiftleşmeden sonra spermi yaklaşık 4 yıl saklarlar.Kaplumbağaların vücut ısılsrı poikilotemik tir çevre sıcaklığı ile değişir 0.1-0.2 derece altında dır.Sindirim enzimleri aktivitesi 20-22 derecenin altında azalmaktadır.Isının artması durumunda sindirim artmakta,koku alma gelişir.Kaplumbağaların görme yetenekleri iyi ve keskindir.Görme ağlısında sarı rengi daha iyi alğılarlar.Kaplumbağalarda işitme gelişmemiştir zor işitiyorlar,ayrıca kaplumbağalarda dış kulaklarını örter kulak zarı deri altında bulunmaktadır .Kaplumbağalarda kış uykusu ekim ayından itibaren havaların soğuması ve yiyeceklerin azalması ile beraber ekim –mart ayında kış uykusu görülür.Çin tatlı su kaplumbağası kış uykusuna yatmamaktadır.Kış uykusuna yatmayı evde ideal ısının almaması,yeterli beslenememe,ultroviole ışık noksanlıkları vs gibe etkenlerin noksanlığı etkilemektedir.Yolculuklar stres yaratmaktadır ve bir iki gün yemek yemezler,bakım ortamlarında suda çözülmeyen taşlar fazla küçük olmayan,ve 10 cm derinlik gerekmektedir.Su üzerinde mango kökü veya kaya kullanılabilir.Su derinliği kabuk genişliğinden daha fazla olmalıdır.33C ısıtılabilecek 250 w infrared lamba kullnılabilir.Beslenme ortamlarında ısı,nem ölçer,hava pompası,dış filtre ,termostatlı ısıtıcı 40 c max(ısı 36 c),aydınlatmada genel ve bitkilerin için floresan lamba kullanılmaktadır.Kaplumbağalar ilkbahar ve sonbahard büyürler tartılarak büyüme oranları öğrenilebilir.Kaplumbağalarda periodik gaita muaynesi yapılmalıdır.Su on günde bir değişmelidir.Suyun değişimi sırasında eski suyun %25 i bırakılarak yeni su ilavesi yapılmalıdır.Yeni su dinlenmiş olmalıdır.Suyun ph 7 olmalıdır.

Kaplumbağalarda akciğer enfeksiyonlarının sebepleri nelerdir?

Akciğer enfeksiyonu, kaplumbağanın soğukta kalması yani 28 derecenin altında bakılmasısebebiyle, aynı zamanda gündüzleri akvaryumun en an 2/3`ünün kapalı olmaması (sadece ısıtıcı lamba var ise ve 60 W ile ısıtılabiliyorsa veya ortam ısısı genel olarak sıcak ise akvaryum tamamen açık bırakılabilir) ve gece tamamen kapatılmaması sebebiyle oluşur. Vitaminsizlik ve yetersiz UV/güneş de bağışıklık sistemini zayıflatır, böylece kaplumbağaların akciğerleri ve böbrekleri enfeksyonlara açık hale gelir. Kaplumbağanın evde serbestçe dolaşmasına izin verilmesi de enfeksiyon kapmasına nedendir. Bunun yanında kuru alanda bırakılması gerektiği zaman (tedaviamaçlı mesela) yine ısıtma tertibatı olmaz ise akciğer enfeksiyonu oluşabilir

Gözlerdeki Şişlik:

Gözlerindeki şiş için veteriner hekimler şu an göz merhemi kullanılmaktadırlar. Ancak su kaplumbağasında merhem kullanılması tabi daha mantıklı. Günde bir kez ve çok az sürülmesi gerekmektedir,ancak tek başına yeterli değildir.
Yukarıda sayılan işlemler tabi ortamı düzeltilmedikçe ve su ısısı sabitlenmedikçe hiçbir işe yaramaz.
Uygun ortam: akvaryum+ısıtıcı (28 derece sabit ısıda)+filtre+ısıtıcı lamba+kaya ve bol güneş ışığı (doğrudan) veya UV lambası.

KAPLUMBAĞALAR NE YER?

Doğada yaşayan kaplumbağalar açlıklarını giderecek her şeyi yerler. Ancak burada bizim onları beslememize bağlı yaşamaktadırlar. Bu yüzden gıdalarına dikkat etmemiz gerekir. Gıdasızlık ciddi sorunlara yol açar. Arada bir birkaç marul ve biraz da et vermek onlara düzgün bir diyet sağlamaya yeterli değildir. Aynı şekilde buz gibi su, buzdolabından yiyecekler ve başka hayvanlarınız varsa bunların yemleri de zararlıdır. Yani miktarı değil niteliği önemlidir.

En iyisi kaplumbağanıza dengeli bir şekilde yemlerini vermektir, böylece hastalanmalarını önlemiş olursunuz. Söylememize gerek yok ancak tüm gerekli besinleri (mineraller, vitaminler ve kalsiyum) yiyeceklerinde mevcut olmalıdır. Su kaplumbağalarınızın kabuklarının gelişimi ve hastalanmamaları için bunlara mutlaka ihtiyaçları vardır, ancak bu yeterli değildir. Lifli gıdalar da sindirimleri için gereklidir.
Yemlerinde Kalsiyum ve Fosfor dengesine ve vitamin ihtiyacına göre gerekli katkılar ilave edilmelidir. Ayrıca su kaplumbağaları yiyeceklerini suda almaktan hoşlanır lar.En çok sevdikleri yiyecekler arasında kurutulmuş karides gelir. Genç kaplumbağa hayvansal yemleri tercih ederken yaşlı kaplumbağa bitkisel yemleri yeğler. Ama gençlere de arada bir bitkisel yem verilmesi gereklidir. Hayvansal yemlerin arasında tatlı su balığı, solucan, salyangoz, küçük yengeç, suda yaşayan böcekler ve onların kurtçukları yer alır. Dengeli bir beslenmenin altın kuralı az miktarda geniş bir çeşitlilik. Yavru kaplumbağalara günlük, küçüklere aynı şekilde yetişkinlere iki günde bir yem vermek en uygunudur.
En uygunu kaliteli yemlerden olan Sera, Tetra ve Sanyu marka yemlerdir ve Türkiye’de rahatça bulunabilir. Haftada bir vitamin verilmesi uygundur.Ayrıca tüm küçük balıklar ile de beslenme sağlanabilir. Akvaryumun içine çabuk çoğalan küçük balıklar(lepistes,plati,kılıçkuyruk vs…)salınabilir.Kaplumbağa hem arada bir onları yer,hem de avlanma güdüsünü tatmin etmiş olur.
Unutmayınız ki kaplumbağalarımız sağlıklı yaşayabilmek için bizlerin verdikleri yiyeceklere muhtaçtırlar . Beslenmelerinin aksatılması veya dengesiz olması ileride hastalıklara ve ölümlere yol açabilir.

KAPLUMBAĞA TERARYUMLARI NASIL OLMALIDIR?

Genelde çoğu insan kaplumbağa almaya gittiğinde yanında bir tane de bizim ’’ölüm fanusu’’ adını verdiğimiz kaplardan alır. Genelde yuvarlak ve üzerinde küçük bir adacığı ve palmiyesi olan gayet kötü şartlarda bakım sunan bu kap gerçekten de çok sağlıksızdır.Kaplumbağalarımız bu kaplarda çok kolay bir şekilde hastalanıp ölmektedirler.Eğer gerçek anlamda en üst koşulları sağlamak istiyorsanız lütfen kaplumbağalarımıza onların rahat edebileceği akvaryumlar alalım.Eğer ilerisini de düşünüp bir daha masraf yapmak istemiyorsanız alabileceğiniz kadar büyük bir akvaryum alınız.

100X50X50 ölçülerindeki akvaryumlar ideal boydadır. Ama ‘’Yok; ben şu an o kadar büyük akvaryum alamam’’ derseniz yine de mutlaka maddi durumunuza uygun şimdilik kaplumbağanızı idare edebilecek büyüklükte akvaryum alınız. Eğer kaplumbağalarımızın o plastik kaplarda işkence çekerek ölmesini istemiyorsanız bu uyarıma dikkat ediniz.
’’Akvaryumun dibine ne koymalıyım?’Kaplumbağalar akvaryumun dibinde gezinmeyi ve eşelenmeyi çok severler.Genelde akvaryumun dibine onların yutamayacağı büyüklükte çakıl taşları koymak uygundur.Hem temizlenmesi kolaydır hem de kaplumbağalar için daha sağlıklıdır.

Kaplumbağalar vakitlerinin bir kısmını suyun dışında geçirip kurumak isterler. Bunun için üzerlerine çıkıp kuruyabileceği,suyun dışında kalacak şekilde kayalar yerleştirmek uygun olacaktır.Kaplumbağaların suyun dışına çıkıp kuruyabilmeleri ve hastalanmamaları için akvaryumun suyun dışında kalan kısmı,sudan birkaç derece daha sıcak olmalıdır.Aşağıda su kaplumbağalarımız için ideal su ve kuru hava sıcaklıkları verilmiştir:
yavrular için 29-30 derece su - 32 derece ortam ısısı
normal 28 derece su - 30 derece ortam ısısı olması uygundur.

Suyun sıcaklığı 28 C derecede sabit, havanın sıcaklığı ise sudan 2-3 C derece daha yüksek olmalı. Aksi taktirde kaplumbağanız hastalanabilir. 28 C’de bakılan bir kaplumbağanın hastalanma riski yok denecek kadar azdır. Üşütmesi neticesinde akciğer enfeksiyonu olur. Kaplumbağanın gözleri şişer ve nefes almakta zorlanır. Kaplumbağalar genelde bizler bakamadığımız için hastalanırlar. Bu durumda yine tek çare antibiyotik, vitamin ve suyu 30 dereceye çıkarmaktır ve bir veterinere götürülmesi gerekmektedir

Peki suyun ısısını nasıl 29-30 derecede sabitleyebiliriz? Bunun için akvaryumcularda satılan balıklar için kullanılan termostatlı su ısıtıcılarından satın almamız gerekecektir.Bu donanım kaplumbağalar için hayati önem taşır.Kaplumbağalar tropik iklim canlılarıdır ve her zaman sıcak ve nemli ortamlarda bakılmaları gerekmektedir.Eğer bu ortamı sağlayamazsak çok kısa sürede üşütüp hastalanırlar.Onları tekrar iyileştirmek gerçekten çok zordur.En iyisi baştan tüm önlemlerimizi alalım ki sonunda hayal kırıklığına uğramayalım

Peki dış ortam ısısını nasıl sağlayabiliriz? Yanıtı çok basit.Evlerimizde kullandığımız spot ampullerden kullanabiliriz.Akvaryumun tepesine monte edip kaplumbağanın çıkıp dinleneceği kayanın üzerine asabiliriz.Yalnız spot ampul kaplumbağanın kayasına çok yakın olmamalı.Kaplumbağalara istemeden de olsa zarar verebiliriz.Spot ile kayanın arasında 20-25 cm.’lik boşluk olması yeterlidir.Akvaryumunuzun büyüklüğüne göre 40,60 ya da 75 W lık spot kullanabilirsiniz.Kaplumbağaların kayanın üzerine çıkıp gerine gerine uyuklamasını izlemek gerçekten çok keyiflidir.Son olarak da eğer bir filtre edinirseniz(balıklar için kullanılan- suyu temizlemeye yarar) zahmetli bir işten kurtulursunuz.Kaplumbağanızın akvaryumu daha geç kirlenir,dolayısıyla size pek fazla bir iş düşmez.Yukarıda saydığım donanımlar ilk başlarda insanlara zahmetli ve masraflı olacaktır.Fakat bunları sadece bir kere alacaksınız ve kaplumbağalarınızın ideal ortamlarında keyifli bir şekilde yaşamalarını mutlulukla izleyeceksiniz.Sakın ola ki ‘’Ben önce kaplumbağayı alayım daha sonra bunları da zamanla alırım.’’ diye düşünmeyin.İlk önce hayvanın yaşayacağı akvaryumu kurun.Dekorunuzu yapın.Tüm donanımlarınızı(ısıtıcı,filtre,spot lamba vs…)akvaryuma yerleştirip çalıştırın.Ondan sonra kaplumbağanızı alın.Böylesi hem sizin için hem de onun için daha yararlı olacaktır.

GÜNEŞ IŞIĞININ KAPLUMBAĞALARIMIZA FAYDALARI NELERDİR?

Güneş ışığı kaplumbağalarımız için çok çok önemli unsurlardan bir tanesidir .Kabuklarının sertleşmesi,iskelet ve kas yapılarının güçlenmesi güneş ışığı almaları ile doğrudan orantılıdır.Çok küçük olarak ithal edilip satıldıkları için genellikle kabukları daha sertleşmemiş oluyor.Bu yüzden çoğu daha gideceği yeri göremeden yollarda telef olmaktadır.

Güneş ışığının içindeki faydalı UVB ışınları kaplumbağanın derisine temas ettiğinde reaksiyona girerek hayvanın bünyesinde D3 vitamini oluşmasını sağlıyor .Bu
D3 vitamini de besin yoluyla alınan kalsiyumun bağırsak yolu ile emilmesini böylece kabuk ve iskelet yapısının desteklenmesini sağlamaktadır.Böylece kaplumbağamızın kabuğu sertleşecek,kemik yapısı güçlenecek,aynı zamanda da sağlıklı bir kaplumbağaya sahip olmuş olacağız.

Yalnız bir noktaya dikkat çekmek isterim. Çok sık sorulan sorulardan bir tanesi de ‘’Akvaryum pencerenin önünde,kaplumbağanın akvaryumuna pencere camından güneş ışığı geliyor.Bu yeterli midir?’’Kesinlikle yeterli değildir,çok az faydası vardır.Güneş ışığı tekli pencere camından süzülüp gelirken faydalı UVB ışınları camda süzülür ve kaplumbağaya etki etmez.Bu nedenle kaplumbağalarınızı güneşin çok fazla etkili olmadığı sabah 9,30-10,00 gibi öğleden sonra 17,00 saatlerinde, ışık üzerine doğrudan gelecek biçimde güneşe çıkartmanız faydalı olacaktır.

’’Kaplumbağalarımızı nasıl güneşlendirmeliyiz?’’ Bunun için orta boyda bir çamaşır leğeni yeterli.Leğenin içine kaplumbağanın tamamı suyun içinde kalabilecek şekilde su dolduruyoruz.Leğenin ortasına kaplumbağamızın çıkıp güneşlenebilmesi için kayalar koymalıyız.Yalnız dikkat edilmesi gereken hususlardan bir tanesi de ; kaplumbağamızı güneşlendirirken leğenin bir kısmı gölgede kalmalıdır.Kaplumbağamız güneşten çok bunalırsa kaçıp saklanabileceği gölgelik alanlara ihtiyaç duymaktadır.

‘’Kaplumbağamı güneşlendirebilecek imkanım yok. Ne yapmalıyım?’’ Eğer onu güneşlendirme imkanınız yoksa geriye tek bir seçenek kalıyor.Ama yapılması gereken zorunlu bir seçenek:Kaplumbağamız için florasan tipte UVB lamba almak.Bu UVB lambalar tıpkı güneş ışığı vazifesi görüyor.Akvaryumun üst kapağına monte edip günde 1-2 saat yakmamız yeterlidir.

Güneş ışığının eksikliği raşitizm denilen bir hastalığa yol açar ve kabuk yumuşar. Bu hastalık ölümle sonuçlanır. Tek çaresi vitamin,dengeli yeterli beslenme ve güneş ışığıdır
. Kabuk sertleştirici kullanmayınız. Hiçbir faydası yoktur.Sadece ticari amaçlı üretilip satılmaktadır.

KAPLUMBAĞAMIZI ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
Kaplumbağa beslemeye karar verdik. Akvaryumumuzu hazırladık.İçine gerekli ekipmanları yerleştirdik.Her şey hazır.Şimdi sıra geldi sevimli dostumuzu gidip almaya.Kaplumbağa beslemeye başlarken en önemli noktalardan birisi de doğru ve sağlıklı kaplumbağayı seçebilmektir.Bu bölümde siz sevgili kaplumbağa dostlarına doğru kaplumbağa seçimindeki ayrıntıları anlatacağım.

Evet. Her şeyimiz hazır.İşte o en güzel an geldi.Kaplumbağamızı almaya gidiyoruz.Petshop’a gittik.Genellikle petshop’taki kaplumbağalar çok kötü şartlar altında satılmayı bekliyorlar.Ufacık bir kapta 30-40 belki de daha fazlası üst üste perişan bir halde yeni sahiplerini bekliyor.Satın almaya gittiğiniz yerde biraz zaman geçirin.Kaplumbağaların hareketlerini gözlemleyin.Sağlıklı olanlar genelde hareketli olanlardır.Bir köşede oturup kabuğuna çekilmiş, kafasını çıkartmayan, hiç hareket etmeyen kaplumbağalardan uzak durun.Muhtemelen onlar zayıf ve hasta olanlardır.

Kaplumbağa seçerken dikkat etmeniz gereken noktalar;
-Gözleri parlak ve temiz mi?
Kaplumbağayı elinize alın ve gözlerine bakın.Gözleri parlak ve canlı olmalıdır.Çapaklanma,beyazımsı bir tabaka olmamalıdır.Gözlerini çok rahat açıp kapayabilmelidir.
-Deri canlı ve lekesiz mi?
Vücuduna,ayaklarına,başına kısacası tüm derisine dikkatlice bakın.Yara izi,beyazımsı tabaka,herhangi bir leke olmamalıdır.Desenleri düzgün olmalıdır.
-Kabuk sert ve çizgileri düzgün mü?
Elinize alın ve kabuğunu inceleyin.Kabuk tamamen kusursuz olmalıdır.Sağlıklı bir kaplumbağanın en büyük özelliği budur.Kabukta kesinlikle bir yara izi,beyazımsı pamuksu tabaka,ya da herhangi bir sorun bulunmamalıdır. Çizgileri ve desenleri düzgün ve net olmalıdır. En önemlisi de kesinlikle yumuşak kabuklu bir kaplumbağa almayın .Hafifçe hayvana zarar vermeden kabuğunu elle kontrol edin.Çok belli bir yumuşaklık olmamalıdır.Fakat kuyruk tarafında hepsinde biraz yumuşaklık bulunabilir.Bunu o kadar da dert etmeyin.Sağlam bir beslenme ve güneş ışığı yardımıyla kısa sürede kaplumbağanız kendini toplar.
Ayrıca bir su kaplumbağasını sahiplenmek için en uygun zaman ilkbahar ve yaz aylarıdır. Yeni aldığımız kaplumbağa daha bebek olduğundan dolayı kabuk gelişimi tamamlanmamış bir durumda olacaktır. Yaz döneminde kaplumbağamızı güneşin faydalı ışınlarından yararlandırarak kabuk gelişimine katkı sağlamış oluruz.
Sürekli olarak hergün akvaryum dibinden pislikleri dip çekimi yöntemiyle temizlemelisiniz.Bu sayede günlük su değişimide yapmış olursunuz.Her hafta da akvaryum suyunun %25-50 arasında değiştirin.Çok sık toptan su değişimi yapmayın.Su değişimlerinde suyun klorun uçması için 24 saat bekletilmiş olmasına ve ısı farkı olamamasına dikkat edin.

Çünkü bu akvaryumlarda su kaplumbağaları için tamamen “kuru bir alanada” ihtiyaç vardır.

Su kaplumbağalarına güvenilir marka kaliteli kutu yemler kullanarak işe başlamalıyız…
Bunların dışında su kaplumbağalarının herşeyi yedikleri ve herhangi birşey ile beslenebileceği gibi fikirleri kafanızdan çıkarın. ( sosis, kedi mamaları vs.. gibi) Onların diyetleri hergün gelişen ve yeni şeyler bulunan bir bilimdir. Her türün özel beslenme ihtiyaçları vardır. Bunlar birazda zamanla oturacak şeylerdir.

Kuru alan veIsıtıcı Spot Lamba – Doğal GüneşIşınları & Güneşlendirme

Kaplumbağaların yukarıdada değindiğimiz gibi kuru alanlara ve güneşlenmeyede ihtiyaçları vardır. Ancak bu evlerdeki masa lambaları yahut basit bir akvaryum flörasanı olmamalıdır. Onlar özel aydınlatmaya ihtiyaç duyarlar.Su kaplumbağaları endotermiktir yani “soğuk kanlı” bu nedenle onlar kendi vücut sıcaklığını insanlardaki yahut birçok hayvandaki gibi sabit tutamazlar. Bu nedenle ısı düştüğünde su dışına çıkıp güneşten faydalanırlar ve gerektiğindede dengelemek için tekrar suya girmeye ihtiyaç duyarlar. Bir kaplumbağa sahibi ilk baştan bunları garanti etmelidir! Bunlar yinede hayatını tamamiyle garanti edemez. Nihayetinde yapay bir ortamdır. Ancak doğal ortamlarını ne kadar çok taklit ederseniz ve bunda ne kadar çok başarılı olursanız, onlar kendilerini o kadar güvende ve sağlıklı hissederler ve size doğal hareketlerini sergilerler. Bunun için güne ışığını taklit eden UVB floresan lambalar akvaryumumuz için önemli bir gereksinimi oluşturur. Ama tabi hiçbir UVB lamba gerçek güneş ışınları etkisini sağlayamaz. Bunun için ilkbahar ve yaz aylarında; öğleden sonraları (ufak bir kapta sığ su, hafif bir yükseklik ve gölgelik alan oluşturarak) 1-2 saat civarı güneşlendirebilirsiniz.

Beslenme

Onları sağlıklı ve aktif tutmanın diğer bir unsuruda sahibi olduğunuz türe uygun bir beslenme dieti uygulamaktır. Su kaplumbağaları genellikle “opportunistik”beslenirler. Yani fırsatçıdırlar. Yaradılışları gereği önlerine çıkan bir yiyeceği eğer o an kapmazlarsa, ona birdaha ulaşamayacaklarını sanarlar. Ancak Su kaplumbağaları oldukça zeki canlılar oldukları için zamanla sizin tarafınızdan önüne koyulan ona özel yiyecek kabını tanıyacaktır. Yani sizin eğiiminize sahip olacaktır. Ancak besleme konusunda en önemli husus belli bir program dahilinde ve belli bir dozda yem vermektir. En önemli hata ise fazla beslemektir. yukarıdada belirttiğimiz üzere yaradılışlarından gelen bir dürtü ile ve doğada her an yiyecek bulamayacağı endişesi ile önüne konan herşeyi yemeye çalışacaktır. Ancak akılda tutulması gereken birşey varki onlar aslında herzaman aç değillerdir. Sadece dürtüleri ile hareket ederler! Yani belli bir rutin tutturmak zorundasınız!

Bu diet konusuna iyice eğilecek olursak şunlar söylenmelidir; özellikle yağlı ve yüksek müktarda karbonhidrattan kesinlikle uzak durmalısınız proteinli yiyecekler ile idare etmelisiniz. Ancak bununda fazlası önerilmez. Unutmayın ki “herşeyin azı karar çoğu zarardır!” Belirli bir dietti tutturduktan sonra bir anda bundan uzaklaşmakta kaplumbağanın yaşamında hayati bir hatadır. Hazır kaplumbağa yemleri verilmesi uygun olsada sadece onlara güvenmekte hatadır. Daha çok doğal yiyeceklere güvenilmelidir. Etçil olan kaplumbağalarada herzaman olmasa bile “canlı yem”ler mutlaka verilmelidir. Tabi bitkilerde ihmal edilmemelidir. Meyvelerin ekşi olanlarından ise kesinlikle uzak durulmalıdır!

Kaplumbağanıza verebileceğiniz, onun dietinde kullanabileceğiniz muhtemel besinler şunlardır; Marul, lahana, havuç, kavun, çilek, sümbül, toprak solucanı, karides, kankurdu, cam karides, hamsi, ton balığı(yağsız olmalı/konserveden çıkan değil), sülük, mumkurdu, meyve kurdu, salyangoz(Apple Sanail, minare vb..), sivrisinek larvası Bunlara bakarak ve temel ögelere dikkat ederek bu liste uzatılabilir.

Bunlar dışında kaplumbağaların “kalsiyum” ihtiyaçlarının kesinlikle karşılandığından emin olmalısınız. Bunun için kurutulmuş karides veya mürekkep balığı kemiğini verebilirsiniz. Mürekkep balığı kemiğini toz hale getirip kullanabilirsiniz. Toz kalsiyum olarak hazır bir yöntem ise, piyasada kaplumbağalar için satılan “toz kalsiyum” ların kullanılmasıdır. Her yiyecekte kullanılabilir bir haldedir. Önce her hangi bir besini ıslatıp nemlendirdikten sonra bu tozdan üzerine az miktarda serpip kurumasına izin verdikten sonra kaplumbağaya verildiğinde (su kaplumbağası ise) bu toz suda dağılmayacak ve kaplumbağanız tarafından büyük olanda alınacaktır.

Besleme düzeni

Beslenme düzenine gelince bu tecrübelerle, zamanla öğrenilsede genel geçer bir tanım yapmak istersek:

Yavru olan kaplumbağaların günde bir veya iki öğün kendi kafası büyüklüğünde ya da 1-2 dakikada tüketebileceği kadar protein oranı yüksek yem yemesine izin verilmelidir.
Erişkin kaplumbağaları ise (yada yetişkin adayı/subadult) günde bir öğün yada gün aşırı daha çok bitkisel kökenli yem yemesine izin verilmelidir.

Kur Hareketleri

Kaplumbağa türlerinde kur yapma genelde erkeğin dişiyle karşılaştığı anlarda gıdıklamak veya yüzüne sürtmek amacıyla tırnak titretmesi ile olur.(benim kız kaplumbağam erkeğe kur yapıyor)Bu kur hareketleri saatlerce,günlerce ta ki dişi erkeğin üzerine çıkmasına izin verene kadar devam eder.(Not: Ön tırnakları titretme ara sıra dişiler tarafından da yapılan bir hareket olduğu için üreme amaçlı olmayabilir. Bu cinsel olgunluğa erişmiş genç kaplumbağalar için güvenilir bir yöntem olmayabilir.) Çiftleşmeden iki ya da üç hafta sonra dişi yumurtalar için kontrol edilmelidir.(Bunu parmağınızı nazikçe kabuğun arka ayak kısmındaki kısmından sokarak yapabilirsiniz .Eğer gebeyse içindeki yumurtaları hissedeceksiniz.) Bu noktada ona yumurtlaması için uygun bir alan gerekir.

Nemli kum ya da topraktan (toprakla karışık dere çakılı bu iş için gayet ideal) arka ayakları uzunluğu kadar derin (tabiki ileriyi de hesaba katmak lazım) bir kuru alan yapmak gerekir. ( Bu tahminen 10 cm civarı[yaklaşık 4 inç)(bir kaç inç kadar diye belirtilmiş yazıda.))[Ama kuru alanı biraz daha fazla yapmakta fayda var. Kaplumbağa bilinçsizce kazmaya devam edebilir. Onun için 20 cm lik bir kuru alan mükemmel olacaktır.) Bu durumda dişi hareketli ve huzursuzca yumurtlamak için yer arayacaktır. Dişi yuvayı doğru yere kurmak için muhtemelen bir kaç test kazısı yapacaktır. Yumurta odacığı arka ayaklar tarafından değişimli olarak kazılır ve yumurtlama başlar. Dişi yumurtaların üzerini kapatmadan önce onları düzenler ve yuvayı kapatır. Eğer yumurtlamaya tanık olmadıysanız, yakın zamanda dağıtılmış toprağa dikkatlice bakın. Eğer dişinin yumurtladığına dair şüpheleriniz varsa tekrar elinizle tartın .Eğer yumurtladıysa hatırısayılır ölçüde bir hafifleme hissedeceksiniz.

Kuluçkadaki yumurta sayısı 2 ila 23 arasında değişebilir & Tek bir dişi yılda 5 sefere kadar yumurtlayabilir.

Kuluçkaya yatırmak için bulduğum en kolay yol onları içi turba yosunu ve kaktüs toprağı bir plastik kaba yerleştirmek.( Nem oranını korumak ve su basmasını engellemek için kabın altına birkaç tane su gider deliği açın) Yumurtalar yukarıda seçilen substrata yalnızca üst kısımları gömülü olarak yerleştilmelidir.(Yumurtaların üst kısımlarını bir kalem vasıtası ile işaretleyebilirsiniz.) Bu kap daha sonra tel bir raf üzerine oturtularak küçük bir akvaryuma koyulur. Sıcaklık için akvaryum ısıtıcısı kullanmak gereklidir. Akvaryum ısısı 25.6 C ila 28.3 C arası değişebilir.Bu aralık ayrıca %75 ila %85 arası bir nem değeri sağlar(Midland türü kaplumbağaların yumurtaları sert ve kalındır.Eğer %80 ya da daha iyi bir nem oranı sağlanamaz ise yumurtalar çökerler ve ölürler. 28.3 C derecedeki yumurtalar hemen hemen 50 günde açılırken, 25.6 derecedekiler 55-60 gün arası açılırlar. Substrat seçimi bu iş için önemlidir.Tamamen ıslak olmayan hafif nemli bir toprak seçimi uygundur.Akvaryumun içinde yoğunlaşma olacaktır. Yoğunlaşan damlaların direk yumurtaların üzerine düşmesini engellemek için yumurtaların üzerinin yosunla kaplı olması ya da bulunduğu kabın açısının eğimli olması gerekir. Kuluçkanın son iki haftasında nem değerini yakından takip etmek gerekir. Fazla nem olursa erken kırılmalar olur ve prematüre olarak doğarlar. Yumurtalar çatlamaya başladığında eğer yavrulardan çıkmakta sorun yaşayan olursa onlara yardım edebilirsiniz .Yeni doğan yavru yumurtayı yumurta dişleri ile kırar ve ön ayaklarını yumurtanın gerisini soymak için kullanır.


Eğer ön ayakarı ortaya bu anlattığım şekilde çıkarsa çok nazıikçe kabuğunu kafa kısmının olduğu yerden soyarak çıkmasına yardımcı olun. Bu onun yumurta içinde boğulmasını önler .Yeni doğacak yavrular yumurtada birkaç saatten 2 güne kadar kalabilirler.Bu süre zarfının değişme sebebi yeni doğacak olan yavrunun oluşumunu tamamlamak için yumurta sarısı kesesini yeterince emmesiyle alakalıdır.Doğacak olan bu yavru bu keseyi emebilmek için kendini tamamen substatın altına gömer.(Bu arada diğer çatlamamış yumurtaları rahatsız etmemesi için ayrı bir kaba alınarak aynı akvaryumun içine yerleştirilmelidir.)Yavru yumurta sarısını bitirdikten sonra çok çok sığ 2.5-3.5 cm arası bir suya konarak suyla ilk tanışması sağlanabilir.Yeni doğan yavrular depoladıkları yumurta sarısını yeme periyotlarının 5 ila 6. günü yem kabul edeceklerdir.”

Tim’in yazısını bir daha gözden geçirmek gerekirse arkadaşlar kaplumbağaları yapay bir şekilde üretmek için 50-60 günlük bir süreye ihtiyaç vardır ve ortam ne kadar sıcak olursa (şartların müsade ettiği şekilde) yumurtalar o kadar çabuk çıkar.
Kırmızı yanaklarda cinsiyet kuluçka ısısına bağlıdır;
27 C altında doğacak olan yavrular erkek,
30 C de ise dişi olacaklardır.
27-30 arası ise karışık cinsiyetler gözlenebilir.

Biyolojik döngü nedir ve neden gereklidir ?

Biyolojik döngü suda yaşayan aerob ve anaerob bakteriler sayesinde oluşan döngüye verilen addır ve suda yaşayan tüm canlılar için hayatsal önem taşır.
Akvaryumdaki biyolojik döngü “Amonyak (NH3) -> Nitrit (NO2) -> Nitrat (NO3)” basamaklarından oluşur. Bu azot döngüsü olarak da bilinir. Döngüde yer alan elamanlar ise nitrifikasyon bakterileri olarak bilinirler, bunların yanında yardımcı vazifesi üstlenen çürükçül bakteriler de bulunur.

Amonyak insan veya hayvan vücudunda çeşitli tepkimeler sonucu oluşan ve son derece zehirli bir atık biçimidir.Kaplumbağaların yediği besinler protein bakımından zengindir ve parçalanmaları sonucu ortaya çıkan madde amonyaktır. Eğer akvaryumda amonyağı yok edecek bir canlı bulunmazsa amonyak canlıları zehirler ve canlılar ölür. Bu işi nitrifikasyon bakterileri üstlenir. Su içindeki amonyağı daha az zararlı olan nitrite çevirirler. Yine bu bakteriler nitriti de ondan daha az zararlı olan nitrata çevirirler. Bu döngü böyle devam eder. Tabi bu noktada akıllara gelen en büyük soru da bu nitratın nereye gittiğidir. Eğer akvaryumda bitkiniz veya suyu filtre eden midye gibi canlılarınız yoksa nitrat patlaması denen olayı yaşarsınız. Akvaryum yeşil bir görüntü alır(Birçoğumuz yaşamışızdır)

Gelelim nitratın nasıl yok edileceğine…Nitrattan düzenli su değişimleri ile kurtulmak mümkün ya da ilk başta dediğim gibi akvaryuma bitki veya midye gibi bu nitratı tüketecek canlılar eklemelisiniz optimum düzeyde. Bitkiler nitratı bir nevi gübre olarak kullanırlar keza midyelerde besin olarak kullanarak akvaryumdaki fazla nitratın yok edilmesine katkıda bulunurlar.

Akvaryum döngüsü denen olay budur ve sucul canlıların aktivitileri için hayatsal önem taşır.

Dış filtrelerin biyolojik döngüye katksı nedir?

Dış filtreler de bu yüzden önemlidir. Nitrifikasyon bakterileri oksijen kullanarak azotlu bileşikleri parçalarlar. Dış filtre içindeki su akışı bu bakterilere gerekli oksijeni sağlayarak onların canlı kalmasına ve işlerini yerine getirmesine imkan tanır. Bakteriler tutunmak için yüzeye ihtiyaç duyarlar. Bu yüzeyi de dış filtreye koyduğumuz substratlar sayesinde elde ederiz. En çok ürediği yerler takdir edersiniz ki en çok yüzey alanına sahip maddelerdir. Filtre süngeri,seramikler ve gözenekli taşlar bu işi yerine getirmeleri için en uygun ekipmanlardır. Bu yüzeye yerleşen bakteriler zamanla buralarda çoğalırlar ve akvaryum içi döngüyü sağlarlar.Yeni kurulan akvaryumlarda bu döngü 15-30 gün arasında oturmaya başlar. Tamamen oturması uzun zaman alabilir(5-6 ay gibi). İlk akvaryum kurulumlarında bu döngünün başlaması için akvaryum içerisine azotlu bileşik eklemeniz döngüyü hızlandırır. Azotlu bileşik diye bahsettiğim ise yemden başka bir şey değildir. Bir kaç parça yem atılan akvaryumda çürükçül bakteriler devreye girerek bakteriler için gerekli besin olan amonyak üretimine başlarlar ve nitrifikasyon bakterileri hızla sayılarını artırarak kendileri için uygun yüzeylere yerleşmeye başlarlar.(dış filtre,kum,cam … yüzey alanı olan her şey)fakat en çok aktif oldukları yer su akışının olduğu dış filtredir bahsettiğim gibi. İlk akvaryum kurulumlarında önemli olan aşama bu döngü oturmaya başlamadan fazla canlı eklenmemesidir. Bu döngü basamaklarında bozulmaya ve akvaryumda amonyak patlaması olmasına sebep olur ki bu da ölümcüldür. Kaplumbağaları birer birer eklemek en doğrusudur yeni kurulan akvaryumlara. Yanlış bilinen bir vuku ise hiç canlı eklenmemesi gibi bir düşüncedir. Eğer ortama canlı eklemezseniz amonyak üretimi eklenen yemlerin parçalanması ve sudaki mikrobesinlerin çürükçüller tarafından sindirilmesi ile durur ve bakteriler aç kalarak ölürler. Eklenen canlı/lar amonyak üretimine devam ettiği için bakteriler işlerini yerine getirmekte güçlük çekmezler.

- Opsiyonel olarak kullanılabilecek filtrasyon malzemeleri ise zeolit ve aktif karbon gibi kimyasal tutuculardır.
Hollandalı tarihçi Johan Huizinga “Homo Ludens” adlı kitabında oyun oynamayı “tamamen biyolojik ve fiziksel aktivitelerin yerine geçen bir aktivite” olarak tanımlamıştır. Ev ortamında bakılan hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar; onları oyuna teşvik etmenin kendilerini daha iyi hissetmelerini ve bulundukları ortamda daha rahat olmalarını sağladığını saptamıştır. Genelde sürüngenler bu oyun döngüsünün dışında bırakılmışlardır. Çünkü, sürüngenlerin psikolojik durumları hakkındaki araştırmalar azdır. Bu da onların genel olarak oyun oynama yeteneklerinin olmadıklarına kanaat getirilmesine sebep olmuştur.
Zoo[ Biology dergisinin yakın zamanlardaki bir sayısında, UTK Psikoloji Bölümü Profesörü Dr. Gordon Burghardt, Washington Hayvanat Bahçesi’nde “su kaplumbağalarında oyun” bazındaki gözlemlerine dayalı bir rapor oluşturmuştur. Hem kaplumbağalarda oyun hem de bu işin boyutu ve doğası hakkındaki düşünceler oyunun aslında gereksiz bir aktivite olup olmadığı konusunda bazı soruları akla soktu.

Pigface (domuzsurat), Washington Hayvanat Bahçesi’ne 1940 yılında gelmiş bir Afrika su kaplumbağasıydı. 1980 lerde, bu kaplumbağa kendi kendini tırmalamaya başlayınca, görevliler Pigface’e top, çubuk, hortum gibi objeler vererek kendini yaralamasını engellemeye çalıştılar. Gözlemlere göre kaplumbağa zamanının büyük bir kısmını bu objelerle geçiriyordu. Bu da bir oyun oynama davranışı gibi gözüküyordu. Birkaç yıl sonra, kaplumbağanın kendini yaralamaya yönelik hareketlerini azalttığı görüldü.
1991 yılında Dr.Burghardt kaplumbağanın bu oyun hareketlerini ve mutluluğunu araştırmasının devamı niteliğinde kameraya kaydetti. Bu araştırmadaki amaç insanlar tarafından yetiştirilen hayvanlardaki oyun oynama içgüdüsünü kanıtlamaktı. Kaydedilen görüntüler kaplumağanın zamanının %67.7 sini aktif olarak geçirdiğini gösterdi. Bu zamanın %20.7 sini ortamına koyulan objelerle oynayarak geçirdiği saptandı. Kaplumbağanın aktif olarak geçirdiği zaman bu ilk izlenimde alışılagelmişin dışındaydı. Bu %67.7 lik oran bir kaplumbağa için fazlaydı. Genelde memeliler oyunla(aktif oldukları zamanın %1-10u arası) fazlaca vakit geçiren hayvanlar olarak bilinirken kaplumbağanın bu limitleri aştığı görüldü.

Birçok kaplumbağanın oyun bazındaki davranışları (ısırma,itiş kakış) onların doğadaki avlanmaları gibi hareketlerdir. Dr.Burghardt “oyun, gereksiz bir aktivite olarak tanımlanamaz; aksine hayatın süregelişinin bir parçası, teşvik edici bir aktivitedir.” demiştir. Tıpkı Pigface örneğinde olduğu gibi, hayvanın doğal koşullardan yoksun bırakılıp, aktif zaman geçirmeye teşvik edecek habitatında beraber yaşadığı türlerin ve zaman geçirebileceği objenin olmaması onu kendine zarar vermeye itmiştir.
Dr.Burghardt, genel inancın tam tersine, sürüngenlerin doğuştan gelen ihtiyaçları doğrultusunda aktif zaman geçirmeye teşkvik etmeyi doğru bulmaktadır. Sürüngenlerle ilgilenenlere önerisi onlara vakit geçirebilecekleri oyuncak bir şeyler sağlamanın yanısıra, onların doğalarıyla ilgili deneyler yapmaları ve bu sayede tecrübe edinmeleridir.

Su Kaplumbağalarında Hibernasyon (Kış Uykusu)

- Öncelikle bilinmesi gereken en önemli nokta ; Eğer kaplumbağanızı çiftleştirmeyecekseniz, kış uykusuna yatırmanıza gerek yok.Birçok insan bu hatayı yapıyor benim ve bazı insanların düşüncelerine göre.(aksi görüşler de mevcut) Kaplumbağayı kış uykusuna yatırmaktansa dinlendirme moduna(aşağıda bahsettim) geçirmek sağlık açısından daha iyidir.

Erkek kaplumbağalar kış uykusundan ya da hasta bir kaplumbağayı da kış uykusuna yatırmayın.kalktıktan sonra kendilerini toparlar ve dişi arayışına girerler. Kış uykusuna yatan türler bu içgüdüyü edinmiş durumdadırlar. Akvaryum içinde da buna benzer bir ortam oluşturmak, üremeyi tetikleyecektir.

(Bir küçük ipucu: Eğer kış uykusuna yatırmaktan korkuyorsanız veya istemiyorsanız, suyu 15-18 dereceye çekerek(türe göre) 1-2 ay kaplumbağanın metabolizmasını yavaşlatabilir(dinlenme modu) ve bu sayede çiftleşmesi için onu uyarabilirsiniz)
-Kapalı ortamlarda (ev içi sıcaklığa sahip), kaplumbağaları kış uykusuna yatırmayın ve asla ve asla zayıf olanlar kesinlikle.

-Kış uykusuna yatırmak kaplumbağaların donması demek değildir. Kaplumbağaların donarak yaşaması mümkün değildir. (Painted türü kaplumbağalar hariç. Kanlarında antifriz vardır ve bu sayede tilk kışlarını yuvada don vakaları ile beraber geçirirler.)
Kış uykusuna yatırmadan önce yapılacaklar:

- Öncelikle hayvanınızı 1 ay kadar beslemeyi kesmelisiniz. Kış uykusuna yatan hayvanın içi tamamen boş olmalı. İçinde besin kalırsa kış uykusu sürecinde çürür ve hayvan hasta olur.Bu arada su sıcaklığını da kademe kademe düşürerek hayvanı kış uykusu moduna sokmalısınız. Bu derece 12 ye kadar düşebilir.
- Hayvanınızı kış uykusundan önce tartıp değerleri not edin. Kaldırdığınız zaman tekrar tartıp ona göre bir beslenme programı hazırlayınız.
- Hayvanınızın hasta olmadığı konusunda emin olduktan sonra kış uykusuna yatırmaya hazırsınız demektir.

Kış uykusuna yatırma yöntemleri
1- Dışarıda(Havuz)Hibernasyon.
2- Buzdolabında Hibernasyon.

Eğer bir kaplumbağa kilosunun %10 undan fazlasını kaybederse o kaplumbağayı uyandırmak gerekiyor.

Kaplumbağayı uykudan tamamen kaldırdığınız gün onu iyice yıkayıp ,kalacağı ortamdaki su sıcaklığını da 17-18e ayarlayıp, kademeli olarak artırmalıyız. Bir hafta sonunda 23-24 dereceyi bulan su kaplumbağaların kendine gelmesini sağlayacaktır. Bu süre zarfında yavaş yavaş vitamin, kalsiyum takviyesi yapılmış yemler onlara sunulmalıdır. Yemeyebilirler, endişe etmeyin. Sadece ılık su banyosu yaptırın kaplumbağalarınıza, bu onların sindirim sistemlerini tekrar aktif etmeye yardımcı olur.

Su Kaplumbağası Bakımı ve Akvaryum

 

KAPLUMBAĞALARDA VE KIRMIZI YANAKLI SU KAPLUMBAĞASI(Red Eard Slider)
GÖRÜLEN HASTALIKLAR BELİRTİLER VE VETERİNER TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Bu makaleyi hasta sahiplerini bilgilendirmek amacıyla yayınlamaktayız. Kaplumbağalarda hastalık durumlarında gerekli müdehaleyi kesinlikle bir veteriner hekim yapması gerekmektedir.Bu konuda hasta sahiplerinin unutmaması gereken bir unsur egzotik canlılarda kesinlikle veteriner hekimtarafından muayene yapılmadan tedavinin başlanamayacağıdır.

Kaplumbağalarda veteriner hekimlikte tedavide kullanılan ilaçlar nelerdir?

Narkoz ilaçlarından Ketaminhcl, oxacillin, ampicillin, clindamycin, penisilin, chloramphenicol, oxacillin, tetracyclin, betaisodona, parkesteron, emtry, resochin, hexamitose, dronsit, prazioantel, levamizole, citarin(levamizol), panacur (fenbendazole), febantel-rintal, pyrvinium-pomat-malovac, dichlorvos-canogard, neomycin, nystatin, vitamin a im,vitamin b , kanazillin, aeremycin, chlor tetraciyclin, oxytosin,d vitamini, calsiyumboroglukonat, calsiyum sandoz, kemik çimentosu, yapıştırıcılar, e vitamini, b1 vitamini,c vitamini vs kullanmaktayız.

Kaplumbağalarda veteriner Hekim teşhis yöntemleri nelerdir?

-Kaplumbağa sahibinden dikkatli Anemnez alınır.
-Kaplumbağanın İştahı sorulur.
-Kaplumbağanın görümünde ve kabuk değişiminde değişiklik var mı diye bakılır .İnceleme gerekirse büyüteçle yapılmalıdır
.
-Kaplumbağanın Diyet ve bakım şartlarının türe uygunluğu bakılır
.
-Kaplumbağanın Hastalık belirtilerinin diğer hayvanlarda da görülüp görülmediği bakılır./
-Muayenede ufak su kaplumbağalarında büyüteç ve ışık kaynağı kullanılır./
-kaplumbağanın mantar vakalarında özellikle wood lambası kullanmak faydalıdır./
-Kaplumbağanın Üst solunum yolu rahatsızlığı ile, ilgili olarak kabuk yumuşaması klinik bulgular ,göz şişliği incelenir.Lezyonun ilk defamı görüldüğü ,yayılma hızının ne olduğu öğrenilir./
-Kaplumbağanın Radyolojik olarak röntgen çekilir./
-Tırnaktan veya aksillar ya da juguler venadan kan örneği alınıp hücre sayımı yapılır ve kan frotisi yapılır . Kaplumbağalarda boyundan kan alma işlemi veteriner tarafından dikkatli ve steril olarak alınması gereken bir işlemdir
.
-Kabuk lezyonlarından bakteri ve mantar kültürü için numune alınır dış yapılarda lymphosarkom olgusu araştırılır
.
-Muayenede ışıkla göz korneası kontrol edilir
-Ağız içi yaralara karşı ağız içinden swap örnekleri alınarak labratuvara yollanır./
-Kaplumbağalarda özellikle ağır akciğer enfeksiyonlarında solunumu düzenlemek için oksijen (özel bir aparatla verilmektedir)uygulaması yapılmalıdır
..

Kaplumbağalarda özellikle kabuk yaralanmalarında ve kulak hastalıklarında narkoz uygulaması yapılmalıdır ,operatif müdehalelerde şarttır.

Kaplumbağalar periodik gaita muaynesi yapılmalıdır . Normalde çok hareketli ve sağlıklı ise kış dönemi harici hareketsizleşme ve yemek yemezse ,hasta olduğu düşünülür,barınak duvarına tırmanmaya çalışır
.

Kaplumbağalarda dijital tartı ile kilo tartımı yapılmalıdır bu önemlidir antibiyotik doz ayarı için ayrıca kaplumbağa kabuk uzunluğu ölçümü yapılmalıdır.
..

Kaplumbağalarda ilaçlı banyo uygulamalarında günde iki kez birer saat tutulur. Su kaplumbağası beslenme zamanı hariç günün çoğu zamnında su dışında tutulur.Kaplumbağalarda tedavide antibiyotikli merhemler,mantar kremleri vs kullanılmaktadır.Antibiyotikler i.m veya s.c axillar bölgeden verilir arka bacaktan verildiğinde renal-portal sistem nedeniyle ilacın bir kısmı vücuda atılmadan böbreklerle atılmaktadır.Kabuk hastalıklarında tetracyclin,ampicillin ve chloramphenicol’un etkileri sınırlı bulunmuştur ve kullanılması önerilmemektedir.

Su Kaplumbağalarında görülen sık hastalıklar nelerdir?

1-Kaplumbağalarda soğuk alğınlığı ve akciğer enfeksiyonları.
2-Su kaplumbağalarında kabuk deformasyonu
3-Kaplumbağalarda Kabızlık
4-kaplumbağalarda Göz iltihaplanması
5-Kaplumbağalarda göz kapağının çıkması
6-Kaplumbağalarda İshal
7-Kaplumbağalarda Felç
8-Kaplumbağalarda Travma
9- Kaplumbağalarda Göz iltihaplanması
10- Kaplumbağalarda Kabuk yumuşaması
11- Kaplumbağalarda Kabuk kalınlaşması ve şekil bozuklukları
12- Kaplumbağalarda Legenot
13- Kaplumbağalarda Kabuk nekrozu
14- Kaplumbağalarda Kabuk dökülmesi –deri değişimi
15- Kaplumbağalarda Kulak iltihabı
16- Kaplumbağalarda Vitamin eksiklikleri/A vitamin fazlalığı-D3 vitamini fazlalığı-Bvitamin eksikliği-C vitamin eksikliği-D vitamini eksikliği
17- Kaplumbağalarda Beyaz leke hastalığı
18- Kaplumbağalarda Parakeratoz
19- Kaplumbağalarda Kabuk keratozu
20- Kaplumbağalarda İrinli kloaka yangısı
21- Kaplumbağalarda Salmonella bacterisi
22- Kaplumbağalarda Gut hastalığı(radyografide hasta organ ve eklemlerde kristaller görülür)
23- Kaplumbağalarda Diabetes mellitus (glikozüri)
24- Kaplumbağalarda Tiroid bezi bozuklukları(klinik bulgu subkutan ödem)
25- Kaplumbağalarda Gaga uzaması kaplumbağalarda hipokalsemiyle birlikte gaga egik şeklinde ortaya çıkar

 

Kaplumbağalarda akciğer enfeksiyonlarının sebepleri nelerdir?
Akciğer enfeksiyonu, kaplumbağanın soğukta kalması yani 28 derecenin altında bakılması sebebiyle, aynı zamanda gündüzleri akvaryumun en an 2/3`ünün kapalı olmaması (sadece ısıtıcı lamba var ise ve 60 W ile ısıtılabiliyorsa veya ortam ısısı genel olarak sıcak ise akvaryum tamamen açık bırakılabilir) ve gece tamamen kapatılmaması sebebiyle oluşur. Vitaminsizlik ve yetersiz UV/güneş de bağışıklık sistemini zayıflatır, böylece kaplumbağaların akciğerleri ve böbrekleri enfeksyonlara açık hale gelir. Kaplumbağanın evde serbestçe dolaşmasına izin verilmesi de enfeksiyon kapmasına nedendir. Bunun yanında kuru alanda bırakılması gerektiği zaman (tedaviamaçlı mesela) yine ısıtma tertibatı olmaz ise akciğer enfeksiyonu oluşabilir

Kaplumbağalarda akciğer enfeksiyonlarında Klinik belirtiler nelerdir?

- Hafif Akciğer Enfeksiyonu: Çenenin kapanmasında gıcırdama gibi sesler, kabuğun karın bölgesinin hafif pembe renkli olması, kabuğun karın bölgesinde biraz daha yukarı kısmında ince beyazımsı halka, ayrıca beyazımsı enine çizgiler karın bölgesinde, iştahsızlık, hapşurma, kuru bölgede çokça kalma.
-Orta şiddette ve Ağır Akciğer Enfeksiyonu: Akciğer enfeksiyonu belirtilerinin yanında bir de: Batmada zorlanma veya tam tersi taş gibi dibe çökme ve yine su yüzeyine çıkmada zorlanma, eğri- yamuk yüzme,pembeden kırmızıya kadar kızarmış karın bölgesi kabuğu, genelde şiş gözler, iştahsızlık, sürekli karada vakit geçirme, sonlara doğru hırıltılı sesler, burundan ve ağızdan beyaz sümük gelmesi, zorlanarak nefes alma.
- Bronşit: Suyun altında hava kabarcıklarını burundan çıkarma (diğer yukarıda sayılan belirtilerin yanında)
Kaplumbağanın kabuğunun pembe veya kızıl olması doğal değildir. antibiyotik tedavisinden sonra bu renk hemen kaybolmakta ve kaplumbağa akciğer enfeksiyonundan kurtulmaktadır. Antibiyotik kullanılmadığı takdirde belirtiler kötüleşmektedir.

20 gr’ın üstündekikaplumbağalarda Antibiyotik Dozajı ve Uygulama şekli:

Bu işlemin kesinlikle deneyimli bir veteriner hekim tarafından yapılmasını tavsiye ederim. Enjeksiyonlarda özel enjektörler kullanılmaktadır. antibiyotik enjeksiyonu 3 gün arayla 5 kez yapılır, veteriner hekim bacağın üst kısmına deri altından uygular. İlk enjeksiyon dan sonra suyun sıcaklığını 33 dereceye getirilmelidir ve kaplumbağa iyileşene kadar bu sıcaklıkta kalmalıdır. Aksi takdirde iyileşme süreci içerisinde dahi ağırlaşabilir. Antibiyotik ancak bu sıcaklıkta etkisini gösterebilmektedir. Kaplumbağa akciğer enfeksiyonu olduğunda suyun derinliği azaltılmalı ve ancak suyun altında kalabileceği şekilde ayarlanmalıdır. Boğulma ihtimali yüksektir. Gece ise akvaryumun kapağı tamamen kapatılmalıdır. Kabuğunun altı artık pembe renkten kurtulduktan sonra ancak kaplumbağa tamamen iyileşmiş sayılır. Bu durum aylar dahi sürebilir.
Ağır akciğer enfeksiyonun da 5 iğne yapıldıktan sonra düzelme görülmez ise 6. ve 7. iğne de yapılabilir. Kaplumbağanın durumu düzelmez veya kötüleşirse 2 hafta ara verdikten sonra 2. bir antibiyotik kürü uygulanabilir. Dozaj yine aynı olur.

20 gr’ın altındaki[ kaplumbağalarda Antibiyotik Dozajı ve Uygulama şekli

10 gün üst üste antibiyotik bir kaba koyup, 33 derece ılık su eklenir. Kaptaki suyun soğmaması için ısıtılmış akvaryumun üstüne koyabilirsiniz, ya da bır sıcak su torbasının üstüne de koyabilirsiniz, sabit olması önemlidir. Kaplumbağanın, kabuğu suyun altında kalabilecek şekilde kadar su olmalıdır. Kabın üstünü bir havlu ile kapatınız. Kaplumbağa antibiyotikli suyu içecektir. 12 saat boyunca bu kabın içinde kalmalıdır. Sonra akşamları tekrar 33 derece sıcaklığa getirilmiş akvaryuma konulmalıdır.

ENJEKSİYON UYGULAMA ŞEKLİ:

KAS İÇİNE YAPILMAMALIDIR,ÖN BACAKLARA YAPILMAMALIDIR, ÖDEM TOPLAMASI AĞIR GELEBİLİR.HALİNDE KAPLUMBAĞA BOĞULABİLİR. ENJEKSİYON ARKA BACAKTA, ÖN KISMINA VE DERİ ALTINA YAPILACAKTİR.
SU SICAKLIĞI: MUTLAKA 33 DERECE OLMALIDIR. 33 DERECE OLMASI ŞARTTIR. AKSİ TAKDİRDE ANTİBİYOTİĞİN DE FAYDASI OLMAYACAKTIR. EĞER ANTİBİYOTİK HENÜZ VERİLMEDİYSE SU SICAKLIĞI 33 DERECEYE GETİRİLMEMELİDİR[.

Dikkat:[ Hem akciğer enfeksiyonu/bronşit hem de böbrek enfeksiyonu varsa, önce akciğerler antibiyotikle tedavi edilir, ardından böbrekler 2-7 gün sonra başka bir ilaç ile tedavi edilir.

Egzotik kaplumbağa Kaplumbağalarda derinin yapısı kabuk şeklinde gelişmiştir.
Kaplumbağaların kabuk ağırlığı total vücut ağırlığının yarısı kadardır.
Kaplumbağalar akciğerler çok kompartmanlı ve keselidir.
Burun çekme ve öksürme yetenekleri yoktur.
Kaplumbağalarda iç organların ve ayakların hareketi havanın akciğerlere giriş –çıkışına yardımcı olur.
Kaplumbağaların çevre ısısı tropikal tür reptiller için 27-38 c ,ılıman bölge türleri için 20-35 c dir.
Kırmızı yanaklı su kaplumbağaları evlerde en çok beslenen pet hayvanlarından birisidir. Petshoplarda çok sık bulunan türlerdendir.

KIRMIZI YANAKLI SU KAPLUMBAĞASI (Red Eard Slider)

Her ne kadar ülkemizde Singapur kaplumbağası olarak bilinse de ana vatanları Kuzey Amerika’nın güney bölgeleri olan, Florida, Meksika’dır. Dünyada geniş bir alana yayılmışlardır.Kafalarının yan kısmında kırmızı, turuncu renkte şeritler vardır. Sarı şeritler varsa yine aynı familyadan olan Trachemys Scripta Scripta cinsi kaplumbağadır. Bakımları aynıdır. Kırmızı yanaklı su kaplumbağası 1,5 kg’lık bir ağırlığa ve 28cm’e kadar bir uzunluğa ulaşırlar.

Sağlıklı bir ‘kırmızı yanaklı’ kaplumbağa akvaryumda beslendiğinde 30 yıl yaşayabilir. Bu sürede yavaşça büyürler yaşamının ilk yılında 5-7 cm büyür .İkinci yılında ise 7-11cm bir uzunluğa ulaşır. Üç yaşa gelince erkek 8-12cm, dişi ise 9-15cm büyüklükte olur. Dördüncü yılında ise erkek 10-14cm, dişi ise 13-18cm uzunluğa ulaşır. Beş yaşında bir erkek kaplumbağa 13cm, dişi ise 17cm büyüklüktedir. Büyüme hızı doğru bakıma ve beslenmeye bağlıdır. Kaplumbağalarımızı ne kadar iyi beslersek bir o kadar sağlıklı olur ve hızlı büyürler.


Semiakuatik kaplumbağa türleri daha düşük ısı aralığını tercih ederler.Kaplumbağaların çoğu güneşlenerek ısınmak isterler .Ortamlarında derece bulundurmak faydalıdır.Kaplumbağalar düşük ısı ortamlarında hareketsizleşirler kaplumbağaların vücut ısısında düşüş ve yükselmeler sindirim,antikor üretimi ve antibiyotiklerin vücutta dağılımı ve klerensini ayarlamada gereklidir.Kaplumbağalar içine gömülebilecek miktarda suya ihtiyaç duymaktadırlar.Bu suyun içinde beslenme,üreme ve sosyal ilişkiler kurarlar.Suyun ph ve tuz oranı düşünülmelidir.Kaplumbağalar susuz alanda kaldıklarında deri ile su kaybederler.Kaplumbağaların yaşadıkları ortamın nemi %35 den az olursa deride kuruma ve soyulma,nem %75 den fazla olursa mantar ve bakteriyel hastalıklar meydana gelir.Kaplumbağaların çoğu sürekli su varlığında yaşayabilirler fakat zaman zaman su dışında tırmanıp gezebilecekleri egzersiz yapabilecekleri yerlere ihtiyaç duyarlar.Böyle alanların bulunmadığı barınaklarda yorgunluktan ölen kaplumbağalara raslanılmaktadır.Kaplumbağa besleme barınakları toksik olmayan,aşınmayan ve dezenfekte edilebilir özellikte olmalıdır.
Kaplumbağaların barınma alanlarına küçük taş parçaları konulmaması gerekmektedir bunları yutabilir ve rahatsızlanabilirler.Kaplumbağalar klorlanmış suyu tolere edebilirler yalnız geçici göz irkiltisi meydana gelebilir.

Su kaplumbağalarının ayrı beslenme tankında beslenmesi yaşadığı ortamın gıda artıklarıyla kirlenmemesini sağlar beslenmede gıdadaki beslenmede karnivor reptillerde %18-20 ,herbirvor reptillerde % 11-12 olmalıdır.Aminoasit ihtiyacı memelilerde olduğu gibidir,
reptillerde ayrıca gıdaya histidin de katılmalıdır.Kaplumbağalar dogal yaşamlarında yemeye alışkın oldukları gıdaları tercih ederler.Kaplumbağalar kırmızı ve sarı renkli gıdaları tercih ederler Gıda olarak canlı gıdalardan kaplumbağınıza parazit bulaşabilir.

Tatlı su kaplumbağaları esas olarak hayvansal gıda tüketirler bazen bitkisel gıda da tüketirler Kaplumbağalar için üretilmiş hazır gıdalar da vardır.
Ticari hazır gıdalar %30-50 protein içerirler.Omnivor olan türler proteinin yanında meyve ve sebze de yerler Omnivor ve karnivor kaplumbağalar için örnek bir diyette ,su 272g,jelatin34g,mısır yağı 11g,ıspanak23g,pişmiş tatlı patates 23g,vitamin/mineral5g,kaplumbağa peleti 50g, ve 1 gram gıda için 50 ünite E vitamini bulunmalıdır.Bu karışımda %47 protein,%14 yağ,%1.5 kalsiyum,%0.55 fosfor ve 1 kg gıdada 10.000 iü A vitamini ,1000iü D3 vitamini ,279 iü E vitamini ve herbirvor kertenkeleler gibi sağlıklı bağırsak fizyolojisi için bitki tüketmelidir.Bitki lifinin mikrobiyel fermastasyonu kaplumbağaya önemli besin sağlar.Pelet le beslenen küçük kaplumbağalar da bitki liflerini sindirebilirler.Küçük kaplumbağalar daha sık beslenmelidirler.Büyük kaplumbağalar pelet yem ve alfa otu yerler.Bunların gıdalarına brokoli,yeşil fasülye,lahana ve havuç eklenebilir.Gıdalarına meyve ve sebze eklenenlere ayrıca vitamin/mineral verilmesine gerek yoktur.Kaplumbağalara balık yanında köpek veya kedi maması verilebilir.Esas olarak balıktan yapılmış kedi maması da kaplumbağa için iyi seçimdir.Kaplumbağaların barınakların da kalsiyum ve mineral içeren taşların bulundurulması yararlı olur.Kaplumbağalara verilecek sıvı miktarı vücut ağırlığının %2-3 ‘ünü geçmemelidir.Yemek yemeyen kaplumbağalarda özel yaş konserveler verilmektedir,Bu tür yaş konservelerde amino asitler ,mineraller,kolay sindirilebilir gıdalar ve %8.5 protein vardır .

Zorla besleme için kaplumbağanın ağzı forsepsle zorla açılır kara kaplumbağalarında ağzının parmaklarla açılması olasıdır. Su kaplumbağalarının çoğunda ağız zorla açılabilir fakat sinirli türler bu işlem sırasında ısırabilirler.Kaplumbağalar kabuklarından tutulmalıdır .Bir çok kaplumbağa türü ağresif ısırabilir.Kaplumbağaların başı mandibula gerisinden boyun ileri uzatılarak tutulur.Bu şekilde kaplumbalarda baş ve boynun muaynesi ,besleme ,ilaç ve sıvı uygulamaları yapılabilir.Muayne edilebilmeleri ve gerekli uygulamaların yapılabilmesi için büyük kaplumbağalar da sakinleştirici ilaçlar kullanılmalıdır,daha küçük kaplumbağaların önce üzerine ağ sonra başı örtülür,ağızlarına bant yapıştırılır. Büyük kaplumbağaları tutmak için birden fazla insana ihtiyaç vardır.
Kaplumbağalar da cinsiyet tayini için erkek kaplumbağalarda penis klokanın digital palpasyonu ile belirlenir. Erkek kaplumbağaların kuyruğu dişiden daha uzundur .İris erkekte kırmızı ,dişde kahverengidir.Semiakuatik türlerde erkeğin pençeleri daha küçük ve uzundur.Erkeklerde arka bacaklarda mahmuz vardır
Kaplumbağada kabuğun şekli erkeklerde arka bacaklarda mahmuz vardır. Kabuğun şekli erkeklerde konkav,dişilerde yassıdır.
Kaplumbağaların ele alınıp ağırlığı kontrol edilir, daha sonra tartılır. Ağırlığı azalmış kaplumbağaların proğnozu iyi değildir ve hastalığın kronik olduğu düşünülür.Daha sonra baş,göz ve deri renk ,parlaklık,lezyon ve şişlik açısından incelenir.Çok genç olan veya normalde yumuşak kabuklu olanlar hariç kaplumbağaların kabuğu sert olmalıdır.Karın bölgesi şişlik ve ağrı yönünden palpe edilmesi gerekmektedir.Radyografide ürolit ,bağırsak tıkanmaları ,reptilin kemik gelişimi ve sağlığı ,kloakada yumurta ve yabancı cisim ve akciğerlerin durumu hakkında bilgi edinilir.

Kaplumbağalarda mikrotüpler kullanılarak kan hücreleri sayımı , BUN,AST;LDH;KREATİNİN ;TOTAL PROTEİN;GLİKOZ VE ÜRİK ASİT düzeyleri belirlenir.Ağızdan veya yaralardan svap alınarak bakteriyolojik ve mikolojik kontroller yapılır.Dışkıda regurgitasyonla çıkarılan içerikten ve ağız içinden alınan materyallerle bağırsak ve akciğerlere yerleşik parazitlerin yumurta veya larvalarına rastlanabilir.Kandan yapılan sürme preperatlarda kan parazitleri veya larvaları aranır.Kış uykusu esnasında vücut savunma sistemi hastalıklarla mücadele edebilecek güçte değildir.Hasta olanlar veya hastalıktan yeni kurtulmuş olanlarla hastalanma riski yüksek olanların kış uykusuna yatırılmaları uygun değildir.Hasta kaplumbağalar halsizdirler bu nedenle akvaryumda su yüzeyinin üzerinde dinlenme için kullanabilecekleri yüksek bir kısım bulunması gerekmektedir.Hastalık durumlarında akvaryumdaki suyun sık değiştirilmesi faydalıdır.

Kaplumbağalarda protein yetersizliklerinde ağırlık kaybı ,kas zayıflaması,sekonder enfeksiyonlara karşı duyarlılık ,üreme yetersizliği ve yaraların iyileşmesinde gecikmeler görülebilmektedir.Yeterli su bulamayan reptillerde kanda ürik asit düzeyi yükselmektedir.Semiakuatik ve kara kaplumbağalarındadüşük çevre nemine bağlı olarak göz lezyonları gelişebilmektedir.İnsekt ,balık ve ölü hayvan yiyen karnivor kaplumbağalarda kalsiyum :fosfor oranı 1:44 dür.Bu oran kaplumbağa sahibinin gıdayı ayıklayarak ve pişirerek vermesi durumunda fosfor lehine daha da bozulur.Kaplumbağalarda bu oranın bozulması durumunda patolojik kırıklar,kemik deformasyonları görülebilmektedir.Sağaltımda dietteki calsiyum:fosfor oranının düzeltilmesi için kaplumbağalara veteriner özel katkılar verilebilir.İleri olğularda kaplumbağalara calsiyumun enjeksiyon şeklinde tedaviye başlanması uygun olur daha sonrasında veteriner egzotik destek tedavileri uygulanmalıdır.

A-vitaminosis eksikliği özellikle a vitamini eksik gıdalarla beslenen kaplumbağalarda görülmektedir. Barınakta beslenen ve kara kaplumbağalarında sıkça görülmektedir.Eksikliklerinde palpebral ödem,kronik solunum sistemi ve böbrek hastalıkları görülmektedir.Koyu göz yaşı akıntısı ve gözlerde kapanma meydana gelmektedir.Göz solunum sistemi ve deride sekonder enfeksiyon ortaya çıkmaktadır.Şiddetli olgularda a vitamini 3 gün arayla 2 haftada bir enjeksiyon şeklinde uygulanmalıdır.Kaplumbağaların kış uykusuna yatmada önce 6 hafta önce gıdalarındaki a vitamini miktarını artırmakta fayda vardır.C vitamini eksiklikleri de ağız içinde stomatitis gelişir.K vitamini eksikliklerinde diş eti kanamaları görülebilmekte tedavi kas içi ilaçlarla yapılmaktadır.Demir ve bakır yetmezliği kaplumbağalarda anemiye (kansızlığa )neden olmaktadır.bakteri,septisemi,

Kaplumbağalarda görülen septisemik ülseratif deri hastalıkları nelerdir?

Kaplumbağalarda tatlı su kaplumbağalarında gram negatif çubuk olan citrobacter frenduii tarafından oluşturulmaktadır. Kaplunbağalarda anorektik ve letarjiktir.Kas tonusu azalmıştır,bacaklarda paralizler,deri damarlarında genişlemeler,kabuk ve deride peteşi ,kabukta nekroz ve ülserler ,kabuk altında eksudat ve kabuk soyulması görülmektedir.
Ülseratif dermatitis
beneckea chitinovora;nın neden olduğu hastalıktır.Yumuşak kabuklu kaplumbağalarda görülür.Septisemiye neden olabilen diğer bir hastalıkta enfeksiyöz stomatitistir ağızda başlangıçta peteşi daha sonra diş etlerinde kazeöz birikintiler görülür.Şiddetli olgularda enfeksiyon kemik yapıyada sıçrayabilir.Bakım şartları kötü olanlarda solunum ve gastrointestinal sistem hastalıkları da tabloya katılmaktadır.

Kaplunbağalarda deri altı apseleri oluşurmu?

Evet oluşmaktadır.:Özellikle kutuda beslenen kaplumbağalarda göz gerisinde ,timpanik bölgenin altında orta kulak enfeksiyonuna bağlı olarak apse oluşabilmektedir.Deri altı abseleri nodül ve şişlik olarak görülmektedir.Timpanik bölgedeki apselerde timpanik membran enzize edilerek ve küretaj yapılır yalnız bu işlem narkoz işlemiyle yapılmaktadır.Bu işlem sırasında abselere küretaj işlemi uygulanmaktadır.

Su kaplumbağaların da bakterilerin neden olduğu solunum sistemi hastalıkları hangi açıdan önem arz etmektedir?

Su kaplumbağaları su içinde incelenirler. Solunum sistemi hastalığı olan su kaplumbağaları başlarını yukarı dogru kaldırılar ,ağzı açık solunum yaparlar,iştahsızdırlar.Nazal akıntılar,gürültülü solunum ve solunum güçlüğü belirlenir.Nazal akıntı burun ve ağız boşluğu ve farinxten gelebilir.Ayrıca kaplumbağalarda depresyon,anoreksi,ağırlık kaybı ve oral akıntı gözlemlenir.Burun ve ağızdan kötü bir koku gelebilir.Su kaplumbağalarında denge kaybıda görülmektedir,hayvanlar su üzerinde durma yeteneğini kaybederler,başlarını başlarını su içinde tutarlar ve zamanlarınının çoğunu su dışında geçirmeyi tercih ederler.Belirtilerin uzun süre geliştiği olgularda septisemi oluşur.teşhiste nemli bezle askultasyon yapılır,radrografide ilerlemiş olgularda pnömoni durumu paket şeklinde birikmiş eksudat görülür.Trakeyal yıkama sıvısı almak için steril tuzklu su trekeyanın son kısmına verilerek geri alınır.Bu yıkama sıvısında bakteri ve mantar kültürü ile sitolojik muayne yapılır,parazit yumurta veya larvası aranır.Hastalardan aeromonas, pseudomonas, klebsiella, protis,escherichia ,citrobacter ve saolmonella türleri izole edilmiştir.Kanda lökosit oranı artmıştır

.A vitamini yetersizlikleri ,ağız lezyonları hemen tedavi edilmelidir.Göz kapaklarında şişme,göz bezleri şişer ve kornea ve konjunktiva epitelleri etkilenir.Orofariynste 2-6 mm çapında beyaz plaklar şeklinde lezyon oluşabilir.Kaplumbağalarda ağız lezyonları burun boşluğuna yayıldığında burun akıntısı ve rinitis tablosu ortaya çıkar.Tedavide kas içi uygulamaları tercih etmekteyiz bu uygulamalar birer hafta arayla yapılmaktadır.Kaplumbağalarda ilaç dozları hesaplanırken kabuk ağırlığının toplam vücut ağırlığının yarısı kadar olduğu unutulmamalıdır.

Kaplumbağalarda herpes virüs görülürmü?

Evet görülebilir.Bu durum kaplumbağalarda nekrotik bronşitis,pnömani ve hepatitise neden olmaktadır.Yeşil kaplumbağalarda yumurtlamadan 56-90 gün sonra deride gray patch disease olarak isimlendirilen bir hastalık görülür.Lezyon küçük daireyi papüller şeklinde başlar patch şeklinde yayılır.

Kaplumbağalarda mantar enfeksiyonları görülür mü?

Evet görülebilir. Bunu tetikleyen sebepleri sıralarsak düşük çevre sıcaklığı,diğer hastalıklar,beslenme bozukluğu ve bakım şartlarının kötülüğü mantar hastalıklarının gelişmesinde hazırlayıcı faktörlerdir.Etkenler aspergillus,metarhizium,mucor,penicillium,paecilomyces ve candida türlerinin neden oldukları sistematik mantar hastalıkları görülebilir.Tedavide küretaj,pomat,lugol,ağızdan toz ilaçlar ve güneş ışığı tedavisi kullanmaktayız .Teşhiste mantar kazıntı alınarak kültür bakılması,wood lambası ile bakılarak doğru mantar ilacının kullanımı yapılmalıdır.

Kaplumbağalarda kabukta yaralanmalar sık mı görülmektedir ?

Kaplumbağalarda yaralanmış kabuk bölgeleri temizlenir enfekte olmaması için gerekli uygulamalar yapılır. Kas içi antibiyortik sağaltımı uygulanır.

Kaplumbağalarda kabuğu en içte kemiksi kapsül, onun üstünde damarlaşmış deri ve en üstünde damarlaşmış deri ve en üstte boynuzumsu geniş tabaka vard ır.Yumuşak kabuklu kaplumbağalarda bu dış katman yumuşak deriden oluşurken bazı türlerde deri benzeri bir yapıya sahiptir.Bazı kaplumbağalar aşırı tuzu göz bezlerinden atarlar bu kaplumbağa türünü besleyenler akvaryum suyunun her4.5 litresine bir çay kaşığı tuz ilave etmelidirler.Kaplumbağalarda kabuk deformiteleri görmekteyiz bunun başlıca sebepleri konjenital nedenler,yara veya hastalık nedeniyle oluşmuş lezyon sekeli,vitamin,mineral ve diğer diyet dengesizliklerine bağlı bozukluklardır.
Kaplumbağalarda kabuk travmalarında kanamalı durumlarda kanı durdurmak için 0.4-0.9mg/kg dozunda dexamethasone ve antibiyotik uygulamak gerekmektedir.Sıvı sağaltımı sc veya i.p uygulanması gerekmektedir.Gerekirse juguler veya aksillar venden kan nakli yapılmalıdır.İlk kan transfüzyonunda uyuşumsuzlukla ilgili sorun çıkmaz kaplumbağalarda kemik iliği cevabı haftalar alabilmektedir.Travma sonucu oluşan küçük kırıklarda kırık uçları bir araya getirilir.,bölge antiseptiklerle temizlenir küçük kırıklar 2-3 haftada iyileşir.Kırık büyükse tel dikiş uygulanabilir.Enfekte olmamış bölge pasta ile doldurulur.Lezyon büyükse ve parçalıysa yapıştırma ve onarım için daha özellikli malzeme kullanmaktayız.İyileşme yaklaşık bir yıl sürer.

Su kaplumbağalarında kabuk kırığı daha önemlidir.Su kaplumbağaları su dışında gıda almazlar ve su dışında tutulduğu dönemde dehidrasyon gelişir Su dışında tutulduğu dönemde günde birkez özel solüsyon i.p verilmelidir.

Kaplumbağalarda kabuğu etkileyen sistematik durumlar nelerdir?

-Protein
-Mineral
-vitamin eksiklikleri kabuğun büyümesini ve görümünü etkilemektedir.En sık karşılaştığımız vakalar nutrisyonel sekonder hiperparatroidizme bağlı kalsiyum yetersizliğidir.Sadece yeşil gıdalarla beslenme kaplumbağalarda su ihtiyacını karşılar.Buna vitamin ve kalsiyum tuzu ilave edilmelidir.Herbirvor kaplumbağalarda mineralden düşük gıdayla beslenme kabuk yumuşamasına neden olmaktadır.Hayvanın hastalıklara karşı direncinin azalmasına neden olmaktadır.BU hayvanların gıdalarına kalsiyum ilavesi,b vitamini ve diğer vitaminlerin enjeksiyonu ve antibiyotik uygulaması yapılır,verilen gıdayı yemeyenler zorla beslenmelidirler.Karnivor su kaplumbağalarında etle beslemelerde kabuk deformitesi görülmektedir.Kaplumbağalarda ayrıca kabuk neoplazması görülmektedir.ayırıcı tanıda kabuk apseleri göz önünde tutulmalıdır .
Apseler vücudun içine doğru yayılır , dışarı doğru şişlik fazla değildir.Su kaplumbağalarında iç hastalıklarda kabuk çatlar ve solgunlaşır.Kara kaplumbağalarında böbrek ve karaciğer yetmezliklerinden ölümde olsa deride değişiklik beslenmez.SU kaplumbağalarında akvaryumda kaplumbağa sayısının fazla olması keskin kenarlı taşlar ve fazla sayıda kaplumbağanın bir arada tutulmasıyla bağlı kavgalar yaralanmaya yo açar.Hafif enfeksiyonlarda deri ve deri altı dokusu etkilenir.Akvaryum temizliğinin uygun yapılmayışı patojen etkenlerin üremesine neden olur.Patojen enfeksiyöz ajanlar zayıflamış kaplumbağalarda ,yaralanmış deriden kolayca girip enfeksiyon oluşturur.Enfeksiyonun yayılması durumunda kemik doku da hastalanır.Osteomyelit ve kabuk çürüğü oluşur.Osteomyelit başlayınca septisemi meydana gelmektedir.Kaplumbağalarda bakterilerin neden oldukları hastalıklarda oldukça fazladır bunlar benecka chitinovara ve citrobacter frenduii’nin neden olduğu ülseratif deri hastalıklarıdır,bunlar pseudomonas,aeromonas,proteus,serratia,klebsiella,escherichia,staphylo coccus,alfa hemoltic streptococcus ve micobacterium türleri dir.Kaplumbağalarda mantarların neden olduğu hastalıklarda sık oranda görülmektedir.Bunlar fusarium,aspergillus,penicillium,mucor deride mantar lezyonlarına neden olmaktdır.Kaplumbağalarda sülük ve keneye raslanılmıştır sinek larvaları kabuk yaralarında miyazise neden olur.Kaplumbağalarda kabuk hastalıklarında virüslerde etmendir özellikle herpes virüsün yol açtığı gri patch hastalığı görülür. Su Kaplumbağalarında kabukları sıklıkla alglerle kaplıdır .Bu yaşam şekli simbiyotiktir ve kaplumbağaya kamuflaj sağlar kapalı alanda tutulan su kaplumbağalarında algler kabuğa nüfuz eder ve kaplumbağalarda sekonder enfeksiyonlar ve iç hastalıklar meydana getirir .Alga bağlı kabuk hastalıkları bakteriyel hastalıklarla komplike olur.Periyodik ve uygun bakım yapıldığında hastalık önlenebilir ve tevdi yapılabilir.Akvaryumda bitki üremesine yol açmayacak aydınlatma kullanmakta fayda vardır.Zamanının çoğunu akvaryum dışında geçiren kaplumbağalarda alg üremesi az olur.Alg üreyip deriye nüfuz ederse bölge solüsyonlarla yıkanır ve kas içi antibiyotik tedavisi uygulamaktayız.

Kaplumbağaların genel özellikleri nelerdir?

Kaplumbağaların çenelerde diş yoktur ayrıca dillerini dışarı doğru çıkaramazlar .Kaplumbağaların gözleri parlaktır ve göz kapakları gelişmiştir.Kaplumbağaların kulak kepçeleri yoktur,su kaplumbağalarının parmakları arasında perde bulunmaktadır bu perdeler su kaplumbağalarının su içinde hareketini kolaylaştırmaktadır.
Kara kaplumbağalarında 5 parmak bulunmaktadır ,kaplumbağalarda özellikle küçük olanlarda cinsiyet tayini yapmak zordur,ayırıcı tanıda erkek kaplumbağalarda kuyruk dişilere oranla daha uzun ve kalındır,karın altı kabuğu erkeklerde daha kuvvetli ve içe dönüktür.Erkek kaplumbağalarda ön ayak tırnak bir tanesi diğerlerine göre daha uzundur.
Dişi ve erkek ayrımı kesin olarak kan alınarak kanda östrojen ve testestoron oranlarına bakılarak kesin tayin yapılır.

Kaplumbağaların üremesi yumurtlama ile olmaktadır yumurtadan çıkma süresi yaklaşık 2-3 ay sürmektedir.Kaplumbağaların çiftleşme süresi nisan ayının başından mayıs ayının sonuna kadar çiftleşirler.
Dişi kaplumbağalar çiftleşmeden sonra spermi yaklaşık 4 yıl saklarlar.Kaplumbağaların vücut ısılsrı poikilotemik tir çevre sıcaklığı ile değişir 0.1-0.2 derece altında dır.Sindirim enzimleri aktivitesi 20-22 derecenin altında azalmaktadır.Isının artması durumunda sindirim artmakta,koku alma gelişir.Kaplumbağaların görme yetenekleri iyi ve keskindir.Görme ağlısında sarı rengi daha iyi alğılarlar.Kaplumbağalarda işitme gelişmemiştir zor işitiyorlar,ayrıca kaplumbağalarda dış kulaklarını örter kulak zarı deri altında bulunmaktadır .Kaplumbağalarda kış uykusu ekim ayından itibaren havaların soğuması ve yiyeceklerin azalması ile beraber ekim –mart ayında kış uykusu görülür.Çin tatlı su kaplumbağası kış uykusuna yatmamaktadır.Kış uykusuna yatmayı evde ideal ısının almaması,yeterli beslenememe,ultroviole ışık noksanlıkları vs gibe etkenlerin noksanlığı etkilemektedir.Yolculuklar stres yaratmaktadır ve bir iki gün yemek yemezler,bakım ortamlarında suda çözülmeyen taşlar fazla küçük olmayan,ve 10 cm derinlik gerekmektedir.Su üzerinde mango kökü veya kaya kullanılabilir.Su derinliği kabuk genişliğinden daha fazla olmalıdır.33C ısıtılabilecek 250 w infrared lamba kullnılabilir.Beslenme ortamlarında ısı,nem ölçer,hava pompası,dış filtre ,termostatlı ısıtıcı 40 c max(ısı 36 c),aydınlatmada genel ve bitkilerin için floresan lamba kullanılmaktadır.Kaplumbağalar ilkbahar ve sonbahard büyürler tartılarak büyüme oranları öğrenilebilir.Kaplumbağalarda periodik gaita muaynesi yapılmalıdır.Su on günde bir değişmelidir.Suyun değişimi sırasında eski suyun %25 i bırakılarak yeni su ilavesi yapılmalıdır.Yeni su dinlenmiş olmalıdır.Suyun ph 7 olmalıdır.

Kaplumbağalarda akciğer enfeksiyonlarının sebepleri nelerdir?

Akciğer enfeksiyonu, kaplumbağanın soğukta kalması yani 28 derecenin altında bakılmasısebebiyle, aynı zamanda gündüzleri akvaryumun en an 2/3`ünün kapalı olmaması (sadece ısıtıcı lamba var ise ve 60 W ile ısıtılabiliyorsa veya ortam ısısı genel olarak sıcak ise akvaryum tamamen açık bırakılabilir) ve gece tamamen kapatılmaması sebebiyle oluşur. Vitaminsizlik ve yetersiz UV/güneş de bağışıklık sistemini zayıflatır, böylece kaplumbağaların akciğerleri ve böbrekleri enfeksyonlara açık hale gelir. Kaplumbağanın evde serbestçe dolaşmasına izin verilmesi de enfeksiyon kapmasına nedendir. Bunun yanında kuru alanda bırakılması gerektiği zaman (tedaviamaçlı mesela) yine ısıtma tertibatı olmaz ise akciğer enfeksiyonu oluşabilir

Gözlerdeki Şişlik:

Gözlerindeki şiş için veteriner hekimler şu an göz merhemi kullanılmaktadırlar. Ancak su kaplumbağasında merhem kullanılması tabi daha mantıklı. Günde bir kez ve çok az sürülmesi gerekmektedir,ancak tek başına yeterli değildir.
Yukarıda sayılan işlemler tabi ortamı düzeltilmedikçe ve su ısısı sabitlenmedikçe hiçbir işe yaramaz.
Uygun ortam: akvaryum+ısıtıcı (28 derece sabit ısıda)+filtre+ısıtıcı lamba+kaya ve bol güneş ışığı (doğrudan) veya UV lambası.

KAPLUMBAĞALAR NE YER?

Doğada yaşayan kaplumbağalar açlıklarını giderecek her şeyi yerler. Ancak burada bizim onları beslememize bağlı yaşamaktadırlar. Bu yüzden gıdalarına dikkat etmemiz gerekir. Gıdasızlık ciddi sorunlara yol açar. Arada bir birkaç marul ve biraz da et vermek onlara düzgün bir diyet sağlamaya yeterli değildir. Aynı şekilde buz gibi su, buzdolabından yiyecekler ve başka hayvanlarınız varsa bunların yemleri de zararlıdır. Yani miktarı değil niteliği önemlidir.

En iyisi kaplumbağanıza dengeli bir şekilde yemlerini vermektir, böylece hastalanmalarını önlemiş olursunuz. Söylememize gerek yok ancak tüm gerekli besinleri (mineraller, vitaminler ve kalsiyum) yiyeceklerinde mevcut olmalıdır. Su kaplumbağalarınızın kabuklarının gelişimi ve hastalanmamaları için bunlara mutlaka ihtiyaçları vardır, ancak bu yeterli değildir. Lifli gıdalar da sindirimleri için gereklidir.
Yemlerinde Kalsiyum ve Fosfor dengesine ve vitamin ihtiyacına göre gerekli katkılar ilave edilmelidir. Ayrıca su kaplumbağaları yiyeceklerini suda almaktan hoşlanır lar.En çok sevdikleri yiyecekler arasında kurutulmuş karides gelir. Genç kaplumbağa hayvansal yemleri tercih ederken yaşlı kaplumbağa bitkisel yemleri yeğler. Ama gençlere de arada bir bitkisel yem verilmesi gereklidir. Hayvansal yemlerin arasında tatlı su balığı, solucan, salyangoz, küçük yengeç, suda yaşayan böcekler ve onların kurtçukları yer alır. Dengeli bir beslenmenin altın kuralı az miktarda geniş bir çeşitlilik. Yavru kaplumbağalara günlük, küçüklere aynı şekilde yetişkinlere iki günde bir yem vermek en uygunudur.
En uygunu kaliteli yemlerden olan Sera, Tetra ve Sanyu marka yemlerdir ve Türkiye’de rahatça bulunabilir. Haftada bir vitamin verilmesi uygundur.Ayrıca tüm küçük balıklar ile de beslenme sağlanabilir. Akvaryumun içine çabuk çoğalan küçük balıklar(lepistes,plati,kılıçkuyruk vs…)salınabilir.Kaplumbağa hem arada bir onları yer,hem de avlanma güdüsünü tatmin etmiş olur.
Unutmayınız ki kaplumbağalarımız sağlıklı yaşayabilmek için bizlerin verdikleri yiyeceklere muhtaçtırlar . Beslenmelerinin aksatılması veya dengesiz olması ileride hastalıklara ve ölümlere yol açabilir.

KAPLUMBAĞA TERARYUMLARI NASIL OLMALIDIR?

Genelde çoğu insan kaplumbağa almaya gittiğinde yanında bir tane de bizim ’’ölüm fanusu’’ adını verdiğimiz kaplardan alır. Genelde yuvarlak ve üzerinde küçük bir adacığı ve palmiyesi olan gayet kötü şartlarda bakım sunan bu kap gerçekten de çok sağlıksızdır.Kaplumbağalarımız bu kaplarda çok kolay bir şekilde hastalanıp ölmektedirler.Eğer gerçek anlamda en üst koşulları sağlamak istiyorsanız lütfen kaplumbağalarımıza onların rahat edebileceği akvaryumlar alalım.Eğer ilerisini de düşünüp bir daha masraf yapmak istemiyorsanız alabileceğiniz kadar büyük bir akvaryum alınız.

100X50X50 ölçülerindeki akvaryumlar ideal boydadır. Ama ‘’Yok; ben şu an o kadar büyük akvaryum alamam’’ derseniz yine de mutlaka maddi durumunuza uygun şimdilik kaplumbağanızı idare edebilecek büyüklükte akvaryum alınız. Eğer kaplumbağalarımızın o plastik kaplarda işkence çekerek ölmesini istemiyorsanız bu uyarıma dikkat ediniz.
’’Akvaryumun dibine ne koymalıyım?’Kaplumbağalar akvaryumun dibinde gezinmeyi ve eşelenmeyi çok severler.Genelde akvaryumun dibine onların yutamayacağı büyüklükte çakıl taşları koymak uygundur.Hem temizlenmesi kolaydır hem de kaplumbağalar için daha sağlıklıdır.

Kaplumbağalar vakitlerinin bir kısmını suyun dışında geçirip kurumak isterler. Bunun için üzerlerine çıkıp kuruyabileceği,suyun dışında kalacak şekilde kayalar yerleştirmek uygun olacaktır.Kaplumbağaların suyun dışına çıkıp kuruyabilmeleri ve hastalanmamaları için akvaryumun suyun dışında kalan kısmı,sudan birkaç derece daha sıcak olmalıdır.Aşağıda su kaplumbağalarımız için ideal su ve kuru hava sıcaklıkları verilmiştir:
yavrular için 29-30 derece su - 32 derece ortam ısısı
normal 28 derece su - 30 derece ortam ısısı olması uygundur.

Suyun sıcaklığı 28 C derecede sabit, havanın sıcaklığı ise sudan 2-3 C derece daha yüksek olmalı. Aksi taktirde kaplumbağanız hastalanabilir. 28 C’de bakılan bir kaplumbağanın hastalanma riski yok denecek kadar azdır. Üşütmesi neticesinde akciğer enfeksiyonu olur. Kaplumbağanın gözleri şişer ve nefes almakta zorlanır. Kaplumbağalar genelde bizler bakamadığımız için hastalanırlar. Bu durumda yine tek çare antibiyotik, vitamin ve suyu 30 dereceye çıkarmaktır ve bir veterinere götürülmesi gerekmektedir

Peki suyun ısısını nasıl 29-30 derecede sabitleyebiliriz? Bunun için akvaryumcularda satılan balıklar için kullanılan termostatlı su ısıtıcılarından satın almamız gerekecektir.Bu donanım kaplumbağalar için hayati önem taşır.Kaplumbağalar tropik iklim canlılarıdır ve her zaman sıcak ve nemli ortamlarda bakılmaları gerekmektedir.Eğer bu ortamı sağlayamazsak çok kısa sürede üşütüp hastalanırlar.Onları tekrar iyileştirmek gerçekten çok zordur.En iyisi baştan tüm önlemlerimizi alalım ki sonunda hayal kırıklığına uğramayalım

Peki dış ortam ısısını nasıl sağlayabiliriz? Yanıtı çok basit.Evlerimizde kullandığımız spot ampullerden kullanabiliriz.Akvaryumun tepesine monte edip kaplumbağanın çıkıp dinleneceği kayanın üzerine asabiliriz.Yalnız spot ampul kaplumbağanın kayasına çok yakın olmamalı.Kaplumbağalara istemeden de olsa zarar verebiliriz.Spot ile kayanın arasında 20-25 cm.’lik boşluk olması yeterlidir.Akvaryumunuzun büyüklüğüne göre 40,60 ya da 75 W lık spot kullanabilirsiniz.Kaplumbağaların kayanın üzerine çıkıp gerine gerine uyuklamasını izlemek gerçekten çok keyiflidir.Son olarak da eğer bir filtre edinirseniz(balıklar için kullanılan- suyu temizlemeye yarar) zahmetli bir işten kurtulursunuz.Kaplumbağanızın akvaryumu daha geç kirlenir,dolayısıyla size pek fazla bir iş düşmez.Yukarıda saydığım donanımlar ilk başlarda insanlara zahmetli ve masraflı olacaktır.Fakat bunları sadece bir kere alacaksınız ve kaplumbağalarınızın ideal ortamlarında keyifli bir şekilde yaşamalarını mutlulukla izleyeceksiniz.Sakın ola ki ‘’Ben önce kaplumbağayı alayım daha sonra bunları da zamanla alırım.’’ diye düşünmeyin.İlk önce hayvanın yaşayacağı akvaryumu kurun.Dekorunuzu yapın.Tüm donanımlarınızı(ısıtıcı,filtre,spot lamba vs…)akvaryuma yerleştirip çalıştırın.Ondan sonra kaplumbağanızı alın.Böylesi hem sizin için hem de onun için daha yararlı olacaktır.

GÜNEŞ IŞIĞININ KAPLUMBAĞALARIMIZA FAYDALARI NELERDİR?

Güneş ışığı kaplumbağalarımız için çok çok önemli unsurlardan bir tanesidir .Kabuklarının sertleşmesi,iskelet ve kas yapılarının güçlenmesi güneş ışığı almaları ile doğrudan orantılıdır.Çok küçük olarak ithal edilip satıldıkları için genellikle kabukları daha sertleşmemiş oluyor.Bu yüzden çoğu daha gideceği yeri göremeden yollarda telef olmaktadır.

Güneş ışığının içindeki faydalı UVB ışınları kaplumbağanın derisine temas ettiğinde reaksiyona girerek hayvanın bünyesinde D3 vitamini oluşmasını sağlıyor .Bu
D3 vitamini de besin yoluyla alınan kalsiyumun bağırsak yolu ile emilmesini böylece kabuk ve iskelet yapısının desteklenmesini sağlamaktadır.Böylece kaplumbağamızın kabuğu sertleşecek,kemik yapısı güçlenecek,aynı zamanda da sağlıklı bir kaplumbağaya sahip olmuş olacağız.

Yalnız bir noktaya dikkat çekmek isterim. Çok sık sorulan sorulardan bir tanesi de ‘’Akvaryum pencerenin önünde,kaplumbağanın akvaryumuna pencere camından güneş ışığı geliyor.Bu yeterli midir?’’Kesinlikle yeterli değildir,çok az faydası vardır.Güneş ışığı tekli pencere camından süzülüp gelirken faydalı UVB ışınları camda süzülür ve kaplumbağaya etki etmez.Bu nedenle kaplumbağalarınızı güneşin çok fazla etkili olmadığı sabah 9,30-10,00 gibi öğleden sonra 17,00 saatlerinde, ışık üzerine doğrudan gelecek biçimde güneşe çıkartmanız faydalı olacaktır.

’’Kaplumbağalarımızı nasıl güneşlendirmeliyiz?’’ Bunun için orta boyda bir çamaşır leğeni yeterli.Leğenin içine kaplumbağanın tamamı suyun içinde kalabilecek şekilde su dolduruyoruz.Leğenin ortasına kaplumbağamızın çıkıp güneşlenebilmesi için kayalar koymalıyız.Yalnız dikkat edilmesi gereken hususlardan bir tanesi de ; kaplumbağamızı güneşlendirirken leğenin bir kısmı gölgede kalmalıdır.Kaplumbağamız güneşten çok bunalırsa kaçıp saklanabileceği gölgelik alanlara ihtiyaç duymaktadır.

‘’Kaplumbağamı güneşlendirebilecek imkanım yok. Ne yapmalıyım?’’ Eğer onu güneşlendirme imkanınız yoksa geriye tek bir seçenek kalıyor.Ama yapılması gereken zorunlu bir seçenek:Kaplumbağamız için florasan tipte UVB lamba almak.Bu UVB lambalar tıpkı güneş ışığı vazifesi görüyor.Akvaryumun üst kapağına monte edip günde 1-2 saat yakmamız yeterlidir.

Güneş ışığının eksikliği raşitizm denilen bir hastalığa yol açar ve kabuk yumuşar. Bu hastalık ölümle sonuçlanır. Tek çaresi vitamin,dengeli yeterli beslenme ve güneş ışığıdır
. Kabuk sertleştirici kullanmayınız. Hiçbir faydası yoktur.Sadece ticari amaçlı üretilip satılmaktadır.

KAPLUMBAĞAMIZI ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
Kaplumbağa beslemeye karar verdik. Akvaryumumuzu hazırladık.İçine gerekli ekipmanları yerleştirdik.Her şey hazır.Şimdi sıra geldi sevimli dostumuzu gidip almaya.Kaplumbağa beslemeye başlarken en önemli noktalardan birisi de doğru ve sağlıklı kaplumbağayı seçebilmektir.Bu bölümde siz sevgili kaplumbağa dostlarına doğru kaplumbağa seçimindeki ayrıntıları anlatacağım.

Evet. Her şeyimiz hazır.İşte o en güzel an geldi.Kaplumbağamızı almaya gidiyoruz.Petshop’a gittik.Genellikle petshop’taki kaplumbağalar çok kötü şartlar altında satılmayı bekliyorlar.Ufacık bir kapta 30-40 belki de daha fazlası üst üste perişan bir halde yeni sahiplerini bekliyor.Satın almaya gittiğiniz yerde biraz zaman geçirin.Kaplumbağaların hareketlerini gözlemleyin.Sağlıklı olanlar genelde hareketli olanlardır.Bir köşede oturup kabuğuna çekilmiş, kafasını çıkartmayan, hiç hareket etmeyen kaplumbağalardan uzak durun.Muhtemelen onlar zayıf ve hasta olanlardır.

Kaplumbağa seçerken dikkat etmeniz gereken noktalar;
-Gözleri parlak ve temiz mi?
Kaplumbağayı elinize alın ve gözlerine bakın.Gözleri parlak ve canlı olmalıdır.Çapaklanma,beyazımsı bir tabaka olmamalıdır.Gözlerini çok rahat açıp kapayabilmelidir.
-Deri canlı ve lekesiz mi?
Vücuduna,ayaklarına,başına kısacası tüm derisine dikkatlice bakın.Yara izi,beyazımsı tabaka,herhangi bir leke olmamalıdır.Desenleri düzgün olmalıdır.
-Kabuk sert ve çizgileri düzgün mü?
Elinize alın ve kabuğunu inceleyin.Kabuk tamamen kusursuz olmalıdır.Sağlıklı bir kaplumbağanın en büyük özelliği budur.Kabukta kesinlikle bir yara izi,beyazımsı pamuksu tabaka,ya da herhangi bir sorun bulunmamalıdır. Çizgileri ve desenleri düzgün ve net olmalıdır. En önemlisi de kesinlikle yumuşak kabuklu bir kaplumbağa almayın .Hafifçe hayvana zarar vermeden kabuğunu elle kontrol edin.Çok belli bir yumuşaklık olmamalıdır.Fakat kuyruk tarafında hepsinde biraz yumuşaklık bulunabilir.Bunu o kadar da dert etmeyin.Sağlam bir beslenme ve güneş ışığı yardımıyla kısa sürede kaplumbağanız kendini toplar.
Ayrıca bir su kaplumbağasını sahiplenmek için en uygun zaman ilkbahar ve yaz aylarıdır. Yeni aldığımız kaplumbağa daha bebek olduğundan dolayı kabuk gelişimi tamamlanmamış bir durumda olacaktır. Yaz döneminde kaplumbağamızı güneşin faydalı ışınlarından yararlandırarak kabuk gelişimine katkı sağlamış oluruz.
Sürekli olarak hergün akvaryum dibinden pislikleri dip çekimi yöntemiyle temizlemelisiniz.Bu sayede günlük su değişimide yapmış olursunuz.Her hafta da akvaryum suyunun %25-50 arasında değiştirin.Çok sık toptan su değişimi yapmayın.Su değişimlerinde suyun klorun uçması için 24 saat bekletilmiş olmasına ve ısı farkı olamamasına dikkat edin.

Çünkü bu akvaryumlarda su kaplumbağaları için tamamen “kuru bir alanada” ihtiyaç vardır.

Su kaplumbağalarına güvenilir marka kaliteli kutu yemler kullanarak işe başlamalıyız…
Bunların dışında su kaplumbağalarının herşeyi yedikleri ve herhangi birşey ile beslenebileceği gibi fikirleri kafanızdan çıkarın. ( sosis, kedi mamaları vs.. gibi) Onların diyetleri hergün gelişen ve yeni şeyler bulunan bir bilimdir. Her türün özel beslenme ihtiyaçları vardır. Bunlar birazda zamanla oturacak şeylerdir.

Kuru alan veIsıtıcı Spot Lamba – Doğal GüneşIşınları & Güneşlendirme

Kaplumbağaların yukarıdada değindiğimiz gibi kuru alanlara ve güneşlenmeyede ihtiyaçları vardır. Ancak bu evlerdeki masa lambaları yahut basit bir akvaryum flörasanı olmamalıdır. Onlar özel aydınlatmaya ihtiyaç duyarlar.Su kaplumbağaları endotermiktir yani “soğuk kanlı” bu nedenle onlar kendi vücut sıcaklığını insanlardaki yahut birçok hayvandaki gibi sabit tutamazlar. Bu nedenle ısı düştüğünde su dışına çıkıp güneşten faydalanırlar ve gerektiğindede dengelemek için tekrar suya girmeye ihtiyaç duyarlar. Bir kaplumbağa sahibi ilk baştan bunları garanti etmelidir! Bunlar yinede hayatını tamamiyle garanti edemez. Nihayetinde yapay bir ortamdır. Ancak doğal ortamlarını ne kadar çok taklit ederseniz ve bunda ne kadar çok başarılı olursanız, onlar kendilerini o kadar güvende ve sağlıklı hissederler ve size doğal hareketlerini sergilerler. Bunun için güne ışığını taklit eden UVB floresan lambalar akvaryumumuz için önemli bir gereksinimi oluşturur. Ama tabi hiçbir UVB lamba gerçek güneş ışınları etkisini sağlayamaz. Bunun için ilkbahar ve yaz aylarında; öğleden sonraları (ufak bir kapta sığ su, hafif bir yükseklik ve gölgelik alan oluşturarak) 1-2 saat civarı güneşlendirebilirsiniz.

Beslenme

Onları sağlıklı ve aktif tutmanın diğer bir unsuruda sahibi olduğunuz türe uygun bir beslenme dieti uygulamaktır. Su kaplumbağaları genellikle “opportunistik”beslenirler. Yani fırsatçıdırlar. Yaradılışları gereği önlerine çıkan bir yiyeceği eğer o an kapmazlarsa, ona birdaha ulaşamayacaklarını sanarlar. Ancak Su kaplumbağaları oldukça zeki canlılar oldukları için zamanla sizin tarafınızdan önüne koyulan ona özel yiyecek kabını tanıyacaktır. Yani sizin eğiiminize sahip olacaktır. Ancak besleme konusunda en önemli husus belli bir program dahilinde ve belli bir dozda yem vermektir. En önemli hata ise fazla beslemektir. yukarıdada belirttiğimiz üzere yaradılışlarından gelen bir dürtü ile ve doğada her an yiyecek bulamayacağı endişesi ile önüne konan herşeyi yemeye çalışacaktır. Ancak akılda tutulması gereken birşey varki onlar aslında herzaman aç değillerdir. Sadece dürtüleri ile hareket ederler! Yani belli bir rutin tutturmak zorundasınız!

Bu diet konusuna iyice eğilecek olursak şunlar söylenmelidir; özellikle yağlı ve yüksek müktarda karbonhidrattan kesinlikle uzak durmalısınız proteinli yiyecekler ile idare etmelisiniz. Ancak bununda fazlası önerilmez. Unutmayın ki “herşeyin azı karar çoğu zarardır!” Belirli bir dietti tutturduktan sonra bir anda bundan uzaklaşmakta kaplumbağanın yaşamında hayati bir hatadır. Hazır kaplumbağa yemleri verilmesi uygun olsada sadece onlara güvenmekte hatadır. Daha çok doğal yiyeceklere güvenilmelidir. Etçil olan kaplumbağalarada herzaman olmasa bile “canlı yem”ler mutlaka verilmelidir. Tabi bitkilerde ihmal edilmemelidir. Meyvelerin ekşi olanlarından ise kesinlikle uzak durulmalıdır!

Kaplumbağanıza verebileceğiniz, onun dietinde kullanabileceğiniz muhtemel besinler şunlardır; Marul, lahana, havuç, kavun, çilek, sümbül, toprak solucanı, karides, kankurdu, cam karides, hamsi, ton balığı(yağsız olmalı/konserveden çıkan değil), sülük, mumkurdu, meyve kurdu, salyangoz(Apple Sanail, minare vb..), sivrisinek larvası Bunlara bakarak ve temel ögelere dikkat ederek bu liste uzatılabilir.

Bunlar dışında kaplumbağaların “kalsiyum” ihtiyaçlarının kesinlikle karşılandığından emin olmalısınız. Bunun için kurutulmuş karides veya mürekkep balığı kemiğini verebilirsiniz. Mürekkep balığı kemiğini toz hale getirip kullanabilirsiniz. Toz kalsiyum olarak hazır bir yöntem ise, piyasada kaplumbağalar için satılan “toz kalsiyum” ların kullanılmasıdır. Her yiyecekte kullanılabilir bir haldedir. Önce her hangi bir besini ıslatıp nemlendirdikten sonra bu tozdan üzerine az miktarda serpip kurumasına izin verdikten sonra kaplumbağaya verildiğinde (su kaplumbağası ise) bu toz suda dağılmayacak ve kaplumbağanız tarafından büyük olanda alınacaktır.

Besleme düzeni

Beslenme düzenine gelince bu tecrübelerle, zamanla öğrenilsede genel geçer bir tanım yapmak istersek:

Yavru olan kaplumbağaların günde bir veya iki öğün kendi kafası büyüklüğünde ya da 1-2 dakikada tüketebileceği kadar protein oranı yüksek yem yemesine izin verilmelidir.
Erişkin kaplumbağaları ise (yada yetişkin adayı/subadult) günde bir öğün yada gün aşırı daha çok bitkisel kökenli yem yemesine izin verilmelidir.

Kur Hareketleri

Kaplumbağa türlerinde kur yapma genelde erkeğin dişiyle karşılaştığı anlarda gıdıklamak veya yüzüne sürtmek amacıyla tırnak titretmesi ile olur.Bu kur hareketleri saatlerce,günlerce ta ki dişi erkeğin üzerine çıkmasına izin verene kadar devam eder.(Not: Ön tırnakları titretme ara sıra dişiler tarafından da yapılan bir hareket olduğu için üreme amaçlı olmayabilir. Bu cinsel olgunluğa erişmiş genç kaplumbağalar için güvenilir bir yöntem olmayabilir.) Çiftleşmeden iki ya da üç hafta sonra dişi yumurtalar için kontrol edilmelidir.(Bunu parmağınızı nazikçe kabuğun arka ayak kısmındaki kısmından sokarak yapabilirsiniz .Eğer gebeyse içindeki yumurtaları hissedeceksiniz.) Bu noktada ona yumurtlaması için uygun bir alan gerekir.

Nemli kum ya da topraktan (toprakla karışık dere çakılı bu iş için gayet ideal) arka ayakları uzunluğu kadar derin (tabiki ileriyi de hesaba katmak lazım) bir kuru alan yapmak gerekir. ( Bu tahminen 10 cm civarı[yaklaşık 4 inç)(bir kaç inç kadar diye belirtilmiş yazıda.))[Ama kuru alanı biraz daha fazla yapmakta fayda var. Kaplumbağa bilinçsizce kazmaya devam edebilir. Onun için 20 cm lik bir kuru alan mükemmel olacaktır.) Bu durumda dişi hareketli ve huzursuzca yumurtlamak için yer arayacaktır. Dişi yuvayı doğru yere kurmak için muhtemelen bir kaç test kazısı yapacaktır. Yumurta odacığı arka ayaklar tarafından değişimli olarak kazılır ve yumurtlama başlar. Dişi yumurtaların üzerini kapatmadan önce onları düzenler ve yuvayı kapatır. Eğer yumurtlamaya tanık olmadıysanız, yakın zamanda dağıtılmış toprağa dikkatlice bakın. Eğer dişinin yumurtladığına dair şüpheleriniz varsa tekrar elinizle tartın .Eğer yumurtladıysa hatırısayılır ölçüde bir hafifleme hissedeceksiniz.

Kuluçkadaki yumurta sayısı 2 ila 23 arasında değişebilir & Tek bir dişi yılda 5 sefere kadar yumurtlayabilir.

Kuluçkaya yatırmak için bulduğum en kolay yol onları içi turba yosunu ve kaktüs toprağı bir plastik kaba yerleştirmek.( Nem oranını korumak ve su basmasını engellemek için kabın altına birkaç tane su gider deliği açın) Yumurtalar yukarıda seçilen substrata yalnızca üst kısımları gömülü olarak yerleştilmelidir.(Yumurtaların üst kısımlarını bir kalem vasıtası ile işaretleyebilirsiniz.) Bu kap daha sonra tel bir raf üzerine oturtularak küçük bir akvaryuma koyulur. Sıcaklık için akvaryum ısıtıcısı kullanmak gereklidir. Akvaryum ısısı 25.6 C ila 28.3 C arası değişebilir.Bu aralık ayrıca %75 ila %85 arası bir nem değeri sağlar(Midland türü kaplumbağaların yumurtaları sert ve kalındır.Eğer %80 ya da daha iyi bir nem oranı sağlanamaz ise yumurtalar çökerler ve ölürler. 28.3 C derecedeki yumurtalar hemen hemen 50 günde açılırken, 25.6 derecedekiler 55-60 gün arası açılırlar. Substrat seçimi bu iş için önemlidir.Tamamen ıslak olmayan hafif nemli bir toprak seçimi uygundur.Akvaryumun içinde yoğunlaşma olacaktır. Yoğunlaşan damlaların direk yumurtaların üzerine düşmesini engellemek için yumurtaların üzerinin yosunla kaplı olması ya da bulunduğu kabın açısının eğimli olması gerekir. Kuluçkanın son iki haftasında nem değerini yakından takip etmek gerekir. Fazla nem olursa erken kırılmalar olur ve prematüre olarak doğarlar. Yumurtalar çatlamaya başladığında eğer yavrulardan çıkmakta sorun yaşayan olursa onlara yardım edebilirsiniz .Yeni doğan yavru yumurtayı yumurta dişleri ile kırar ve ön ayaklarını yumurtanın gerisini soymak için kullanır.


Eğer ön ayakarı ortaya bu anlattığım şekilde çıkarsa çok nazıikçe kabuğunu kafa kısmının olduğu yerden soyarak çıkmasına yardımcı olun. Bu onun yumurta içinde boğulmasını önler .Yeni doğacak yavrular yumurtada birkaç saatten 2 güne kadar kalabilirler.Bu süre zarfının değişme sebebi yeni doğacak olan yavrunun oluşumunu tamamlamak için yumurta sarısı kesesini yeterince emmesiyle alakalıdır.Doğacak olan bu yavru bu keseyi emebilmek için kendini tamamen substatın altına gömer.(Bu arada diğer çatlamamış yumurtaları rahatsız etmemesi için ayrı bir kaba alınarak aynı akvaryumun içine yerleştirilmelidir.)Yavru yumurta sarısını bitirdikten sonra çok çok sığ 2.5-3.5 cm arası bir suya konarak suyla ilk tanışması sağlanabilir.Yeni doğan yavrular depoladıkları yumurta sarısını yeme periyotlarının 5 ila 6. günü yem kabul edeceklerdir.”

Tim’in yazısını bir daha gözden geçirmek gerekirse arkadaşlar kaplumbağaları yapay bir şekilde üretmek için 50-60 günlük bir süreye ihtiyaç vardır ve ortam ne kadar sıcak olursa (şartların müsade ettiği şekilde) yumurtalar o kadar çabuk çıkar.
Kırmızı yanaklarda cinsiyet kuluçka ısısına bağlıdır;
27 C altında doğacak olan yavrular erkek,
30 C de ise dişi olacaklardır.
27-30 arası ise karışık cinsiyetler gözlenebilir.

Biyolojik döngü nedir ve neden gereklidir ?

Biyolojik döngü suda yaşayan aerob ve anaerob bakteriler sayesinde oluşan döngüye verilen addır ve suda yaşayan tüm canlılar için hayatsal önem taşır.
Akvaryumdaki biyolojik döngü “Amonyak (NH3) -> Nitrit (NO2) -> Nitrat (NO3)” basamaklarından oluşur. Bu azot döngüsü olarak da bilinir. Döngüde yer alan elamanlar ise nitrifikasyon bakterileri olarak bilinirler, bunların yanında yardımcı vazifesi üstlenen çürükçül bakteriler de bulunur.

Amonyak insan veya hayvan vücudunda çeşitli tepkimeler sonucu oluşan ve son derece zehirli bir atık biçimidir.Kaplumbağaların yediği besinler protein bakımından zengindir ve parçalanmaları sonucu ortaya çıkan madde amonyaktır. Eğer akvaryumda amonyağı yok edecek bir canlı bulunmazsa amonyak canlıları zehirler ve canlılar ölür. Bu işi nitrifikasyon bakterileri üstlenir. Su içindeki amonyağı daha az zararlı olan nitrite çevirirler. Yine bu bakteriler nitriti de ondan daha az zararlı olan nitrata çevirirler. Bu döngü böyle devam eder. Tabi bu noktada akıllara gelen en büyük soru da bu nitratın nereye gittiğidir. Eğer akvaryumda bitkiniz veya suyu filtre eden midye gibi canlılarınız yoksa nitrat patlaması denen olayı yaşarsınız. Akvaryum yeşil bir görüntü alır(Birçoğumuz yaşamışızdır)

Gelelim nitratın nasıl yok edileceğine…Nitrattan düzenli su değişimleri ile kurtulmak mümkün ya da ilk başta dediğim gibi akvaryuma bitki veya midye gibi bu nitratı tüketecek canlılar eklemelisiniz optimum düzeyde. Bitkiler nitratı bir nevi gübre olarak kullanırlar keza midyelerde besin olarak kullanarak akvaryumdaki fazla nitratın yok edilmesine katkıda bulunurlar.

Akvaryum döngüsü denen olay budur ve sucul canlıların aktivitileri için hayatsal önem taşır.

Dış filtrelerin biyolojik döngüye katksı nedir?

Dış filtreler de bu yüzden önemlidir. Nitrifikasyon bakterileri oksijen kullanarak azotlu bileşikleri parçalarlar. Dış filtre içindeki su akışı bu bakterilere gerekli oksijeni sağlayarak onların canlı kalmasına ve işlerini yerine getirmesine imkan tanır. Bakteriler tutunmak için yüzeye ihtiyaç duyarlar. Bu yüzeyi de dış filtreye koyduğumuz substratlar sayesinde elde ederiz. En çok ürediği yerler takdir edersiniz ki en çok yüzey alanına sahip maddelerdir. Filtre süngeri,seramikler ve gözenekli taşlar bu işi yerine getirmeleri için en uygun ekipmanlardır. Bu yüzeye yerleşen bakteriler zamanla buralarda çoğalırlar ve akvaryum içi döngüyü sağlarlar.Yeni kurulan akvaryumlarda bu döngü 15-30 gün arasında oturmaya başlar. Tamamen oturması uzun zaman alabilir(5-6 ay gibi). İlk akvaryum kurulumlarında bu döngünün başlaması için akvaryum içerisine azotlu bileşik eklemeniz döngüyü hızlandırır. Azotlu bileşik diye bahsettiğim ise yemden başka bir şey değildir. Bir kaç parça yem atılan akvaryumda çürükçül bakteriler devreye girerek bakteriler için gerekli besin olan amonyak üretimine başlarlar ve nitrifikasyon bakterileri hızla sayılarını artırarak kendileri için uygun yüzeylere yerleşmeye başlarlar.(dış filtre,kum,cam … yüzey alanı olan her şey)fakat en çok aktif oldukları yer su akışının olduğu dış filtredir bahsettiğim gibi. İlk akvaryum kurulumlarında önemli olan aşama bu döngü oturmaya başlamadan fazla canlı eklenmemesidir. Bu döngü basamaklarında bozulmaya ve akvaryumda amonyak patlaması olmasına sebep olur ki bu da ölümcüldür. Kaplumbağaları birer birer eklemek en doğrusudur yeni kurulan akvaryumlara. Yanlış bilinen bir vuku ise hiç canlı eklenmemesi gibi bir düşüncedir. Eğer ortama canlı eklemezseniz amonyak üretimi eklenen yemlerin parçalanması ve sudaki mikrobesinlerin çürükçüller tarafından sindirilmesi ile durur ve bakteriler aç kalarak ölürler. Eklenen canlı/lar amonyak üretimine devam ettiği için bakteriler işlerini yerine getirmekte güçlük çekmezler.

- Opsiyonel olarak kullanılabilecek filtrasyon malzemeleri ise zeolit ve aktif karbon gibi kimyasal tutuculardır.
Hollandalı tarihçi Johan Huizinga “Homo Ludens” adlı kitabında oyun oynamayı “tamamen biyolojik ve fiziksel aktivitelerin yerine geçen bir aktivite” olarak tanımlamıştır. Ev ortamında bakılan hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar; onları oyuna teşvik etmenin kendilerini daha iyi hissetmelerini ve bulundukları ortamda daha rahat olmalarını sağladığını saptamıştır. Genelde sürüngenler bu oyun döngüsünün dışında bırakılmışlardır. Çünkü, sürüngenlerin psikolojik durumları hakkındaki araştırmalar azdır. Bu da onların genel olarak oyun oynama yeteneklerinin olmadıklarına kanaat getirilmesine sebep olmuştur.
Zoo[ Biology dergisinin yakın zamanlardaki bir sayısında, UTK Psikoloji Bölümü Profesörü Dr. Gordon Burghardt, Washington Hayvanat Bahçesi’nde “su kaplumbağalarında oyun” bazındaki gözlemlerine dayalı bir rapor oluşturmuştur. Hem kaplumbağalarda oyun hem de bu işin boyutu ve doğası hakkındaki düşünceler oyunun aslında gereksiz bir aktivite olup olmadığı konusunda bazı soruları akla soktu.

Pigface (domuzsurat), Washington Hayvanat Bahçesi’ne 1940 yılında gelmiş bir Afrika su kaplumbağasıydı. 1980 lerde, bu kaplumbağa kendi kendini tırmalamaya başlayınca, görevliler Pigface’e top, çubuk, hortum gibi objeler vererek kendini yaralamasını engellemeye çalıştılar. Gözlemlere göre kaplumbağa zamanının büyük bir kısmını bu objelerle geçiriyordu. Bu da bir oyun oynama davranışı gibi gözüküyordu. Birkaç yıl sonra, kaplumbağanın kendini yaralamaya yönelik hareketlerini azalttığı görüldü.
1991 yılında Dr.Burghardt kaplumbağanın bu oyun hareketlerini ve mutluluğunu araştırmasının devamı niteliğinde kameraya kaydetti. Bu araştırmadaki amaç insanlar tarafından yetiştirilen hayvanlardaki oyun oynama içgüdüsünü kanıtlamaktı. Kaydedilen görüntüler kaplumağanın zamanının %67.7 sini aktif olarak geçirdiğini gösterdi. Bu zamanın %20.7 sini ortamına koyulan objelerle oynayarak geçirdiği saptandı. Kaplumbağanın aktif olarak geçirdiği zaman bu ilk izlenimde alışılagelmişin dışındaydı. Bu %67.7 lik oran bir kaplumbağa için fazlaydı. Genelde memeliler oyunla(aktif oldukları zamanın %1-10u arası) fazlaca vakit geçiren hayvanlar olarak bilinirken kaplumbağanın bu limitleri aştığı görüldü.

Birçok kaplumbağanın oyun bazındaki davranışları (ısırma,itiş kakış) onların doğadaki avlanmaları gibi hareketlerdir. Dr.Burghardt “oyun, gereksiz bir aktivite olarak tanımlanamaz; aksine hayatın süregelişinin bir parçası, teşvik edici bir aktivitedir.” demiştir. Tıpkı Pigface örneğinde olduğu gibi, hayvanın doğal koşullardan yoksun bırakılıp, aktif zaman geçirmeye teşvik edecek habitatında beraber yaşadığı türlerin ve zaman geçirebileceği objenin olmaması onu kendine zarar vermeye itmiştir.
Dr.Burghardt, genel inancın tam tersine, sürüngenlerin doğuştan gelen ihtiyaçları doğrultusunda aktif zaman geçirmeye teşkvik etmeyi doğru bulmaktadır. Sürüngenlerle ilgilenenlere önerisi onlara vakit geçirebilecekleri oyuncak bir şeyler sağlamanın yanısıra, onların doğalarıyla ilgili deneyler yapmaları ve bu sayede tecrübe edinmeleridir.

Su Kaplumbağalarında Hibernasyon (Kış Uykusu)

- Öncelikle bilinmesi gereken en önemli nokta ; Eğer kaplumbağanızı çiftleştirmeyecekseniz, kış uykusuna yatırmanıza gerek yok.Birçok insan bu hatayı yapıyor benim ve bazı insanların düşüncelerine göre.(aksi görüşler de mevcut) Kaplumbağayı kış uykusuna yatırmaktansa dinlendirme moduna(aşağıda bahsettim) geçirmek sağlık açısından daha iyidir.

Erkek kaplumbağalar kış uykusundan ya da hasta bir kaplumbağayı da kış uykusuna yatırmayın.kalktıktan sonra kendilerini toparlar ve dişi arayışına girerler. Kış uykusuna yatan türler bu içgüdüyü edinmiş durumdadırlar. Akvaryum içinde da buna benzer bir ortam oluşturmak, üremeyi tetikleyecektir.

(Bir küçük ipucu: Eğer kış uykusuna yatırmaktan korkuyorsanız veya istemiyorsanız, suyu 15-18 dereceye çekerek(türe göre) 1-2 ay kaplumbağanın metabolizmasını yavaşlatabilir(dinlenme modu) ve bu sayede çiftleşmesi için onu uyarabilirsiniz)
-Kapalı ortamlarda (ev içi sıcaklığa sahip), kaplumbağaları kış uykusuna yatırmayın ve asla ve asla zayıf olanlar kesinlikle.

-Kış uykusuna yatırmak kaplumbağaların donması demek değildir. Kaplumbağaların donarak yaşaması mümkün değildir. (Painted türü kaplumbağalar hariç. Kanlarında antifriz vardır ve bu sayede tilk kışlarını yuvada don vakaları ile beraber geçirirler.)
Kış uykusuna yatırmadan önce yapılacaklar:

- Öncelikle hayvanınızı 1 ay kadar beslemeyi kesmelisiniz. Kış uykusuna yatan hayvanın içi tamamen boş olmalı. İçinde besin kalırsa kış uykusu sürecinde çürür ve hayvan hasta olur.Bu arada su sıcaklığını da kademe kademe düşürerek hayvanı kış uykusu moduna sokmalısınız. Bu derece 12 ye kadar düşebilir.
- Hayvanınızı kış uykusundan önce tartıp değerleri not edin. Kaldırdığınız zaman tekrar tartıp ona göre bir beslenme programı hazırlayınız.
- Hayvanınızın hasta olmadığı konusunda emin olduktan sonra kış uykusuna yatırmaya hazırsınız demektir.

Kış uykusuna yatırma yöntemleri
1- Dışarıda(Havuz)Hibernasyon.
2- Buzdolabında Hibernasyon.

Eğer bir kaplumbağa kilosunun %10 undan fazlasını kaybederse o kaplumbağayı uyandırmak gerekiyor.

Kaplumbağayı uykudan tamamen kaldırdığınız gün onu iyice yıkayıp ,kalacağı ortamdaki su sıcaklığını da 17-18e ayarlayıp, kademeli olarak artırmalıyız. Bir hafta sonunda 23-24 dereceyi bulan su kaplumbağaların kendine gelmesini sağlayacaktır. Bu süre zarfında yavaş yavaş vitamin, kalsiyum takviyesi yapılmış yemler onlara sunulmalıdır. Yemeyebilirler, endişe etmeyin. Sadece ılık su banyosu yaptırın kaplumbağalarınıza, bu onların sindirim sistemlerini tekrar aktif etmeye yardımcı olur.
yasmina2011-08-24 19:56:53
Pıtır ve Çıtır'ın Yeni Akvaryumları

Benim kaplumbağalarım küçük bir akvaryumda yaşıyorlar ve siznkiler gibi hallerinden memunlar ben büyük akvaryuma koymak istemiyorum çünkü:eğer koyarsam ordan oraya taşıyamam ama en kısa zamanda mecbur büyüdükleri için yeni bir akvaryum ediiceğim.sizin akvaryuma maşallah nazar deymesin...

Su Kaplumbağası Bakımı ve Akvaryum

Hemen hemen tüm petshoplarda bulabileceğimiz sevimli ve acınası sürüngenlerdir. Neden acınası dediğimi çoğu petshopların bakım şartlarını bilen arkadaşlarımız hemen anlamış olmalıdır..

Su kaplumbağları genel olarak güçlü ve dayanıklı sürüngenlerdir. Ama yavru kaplumbağalar iyi bakılmadığı takdirde geri dönüşü olmayan sonuçlarla karşılaşmak mümkündür.

Genel olarak Kırmızı yanaklı su kaplumbağasını tanıyalım!

Latince ismi :Trachemys scripta elegans

Büyüklük : Dişiler 35 cm e kadar, erkekler 25 cm kadar ulaşabilir.

Yaşam ortamı sıcaklığı : Yazları 32 – 34 derece, kışları 28 derece civarı.

Anavatanı : USA / Florida / Meksika

Su kaplumbağası alırken dikkat edilmesi gereken noktalar!

Kaplumbağa satış işi ile uğraşan kişilerin asıl amaçlarının para kazanmak olduğunu göz önüne getirmek gerekir. Bu amaçla çalışılan bir ortamda ikame ettirilen kaplumbağların iyi bakılamadığını düşünmelisiniz. Kaplumbağa alırken bir kaç önemli noktaya dikkat ederseniz ileride kötü sonuçlar ile karşılaşmaktan kurtulmuş olursunuz.

Kırmızı yanaklı su kaplumbağası alırken!

  • Kabuk renginin parlak olması
  • Kabuğun çok yumuşak olmaması
  • Hareketli ve aktif olanların seçilmesi
  • Alt kabukta kırmızılık olmamasına
  • Gözler parlak olmalı, kapalı ve şiş olmamalı
  • Kloak ve çevresi temiz olmalı
  • Mümkünse yem yedirmeyi denemeli

Bunlara dikkat ederseniz kaplumbağanızı alımından itibaren hastalıksız uzun zamanlar beraber günleri garanti altına alabilirsiniz.

Kırmızı yanaklı su kaplumbağası için uygun ortam yaratmak!

Su kaplumbağası alırken 2 kere düşünün 30 seneye yaklaşan yaşam süresi ve 30 cm civarlarında bir büyüklüğü ileri zamanlarda size problem yaratmamalı. Su kaplumbağası almadan önce ortamını kurmanız, onun daha kolay ve hızlı ortama alışmasını sağlayacaktır.

Ortamını en iyi şekilde nasıl hazırlarım!

Akvaryumunuz ne kadar büyük olursa kaplumbağanız kendini o kadar rahat ve huzurlu hissedecektir. İlk sene için tavsiye edebileceğim en az 60 cm (60LT) yeterli ama ileriyide düşünüyorsanız en az 100 cm lik bir akvaryum almanız en az 2 sene kadar idare edecektir.

Gelelim akvaryum içinde kullanılması gereken araç ve gereçlere!

  • Filtre
  • Isıtıcı
  • Kuru alan
  • UV Spot, florasan 

Filtre ; Akvaryumunuzdaki temizliği ve su akımını sağlar. Ucuz kalitesiz ürünlerden kaçının. Güçlü ve kaliteli filtreler ilk seçeneğiniz olsun. Su kaplumbağalarının suyu balık ve diğer tatlı su canlılarına kıyas ile daha fazla kirlettiğini unutmayın.

Isıtıcı ; Su sıcaklığını sağlayabilmek için 35, 50, 100, 200 wattlık ısıtıcılar satılmaktadır. Akvaryumunuzun büyüklüğüne göre ısıtıcınızı seçebilirsiniz. 60 lık bir akvaryum için 35 veya 50 lik bir ısıtıcı işinizi görecektir. Su sıcaklığı yaklaşık 27-30 derece olmalıdır.

Kuru alan ; Akvaryumunuzun içine taşlardan veya hazır satılan kuru alan ürünlerden koymalısınız. NEDEN? Kaplumbağalar ara sıra sudan çıkıp vücut ve kabuklarını kurutmaya ihtiyaç duyarlar. Bunun nedeni olarak gösterilen sudan kapılan çoğu bakteri ve parazitlerin kuru alanda yaşayamamalarıdır. Kuru alan lambası (spotu) ;Kuru alandaki sıcaklığın 30-35 derece olması gerekmektedir. Bu sıcaklığı sağlamak için tavsiye edebileceğim UV spot lambalardan koymanız olacaktır, eğer bulamıyorsanız bu sıcaklığı sağlayabilecek uygun bir spot veya armut lamba kullanmanız olacaktir.

UV Lamba ; UV florasan, Spot, Kompakt florasan.. bunlardan biri veya 1 kaçı kaplumbağalarınızın iştahı ve kabuk sağlığı için önemlidir. Bunun anlamı güneş ışınlarından karşıladıkları UV ışınlarını bir miktarda olsa kapalı ev ortamında simüle edebilmektir (D3 vitamini).

Akvaryumumuzu temel olarak hazırladık! Su sıcaklığımızı 27-30 derece arasına sabitledik, Kırmızı yanaklı su kaplumbağamızı yerleştirdik. Sıra geldi nasıl besleyeceğiz?!?!

Kırmızı yanaklı su kaplumbağalar genel olarak etcildir. Bu et ile besleyeceğimiz anlamına gelmez. Gerekli vitamin ve protein gereksinimlerini karşılayacak yem ve stickler satılmaktadır. Sağlıklı bir kaplumbağanın doğru beslenmesi önemlidir.

Nasıl? Kaplumbağanızı iyi beslemek çok yem vermek anlamına gelmez. Basit bir bakış ile kafa hacmi ile orantılı olarak yem vermeniz uzgun olacaktır. Yeteri kalsiyum ve vitamini sadece hazır yemlerden sağlamak mümkün değildir. Kaliteli ve adı bilinen kalsiyum ve vitamin tozları, damlalarından kullanmalısınız. Kabuk için kalsiyum ve D3 iştah ve organların düzenli çalışmaları için ise vitaminlerin çok önemli olduğunu unutmayın.

Ve son olarak kaplumbağalarınızın doğasından gelen vahşi yapısını göz önüne alın onlar köpekler veya kediler gibi okşanmayı sevmeyen hayvanlardır. Sadece yem verirken elinizle yaklaşmanızı ve gereksiz yere başka şekilde rahatsız etmemenizi tavsiye edebilirim.

Bu yazdıklarımı uyguladığınız zaman pek fazla bir sorunla karşılaşacağınızı sanmıyorum. Soru ve görüşleriniz için üye olup yorum yazmanız yeterli olacaktır.



[QUOTE=mamidamanda]Arkadaşlar, benim 2 tane kırmızı yanaklı kaplumbağam var. Günde ne kadar yem verebilirim bilmiyorum, verebileceğim yemler;karides,kaplumbağanın gözü kadar hazır sanırsam sebzeli yem var. Daha yavrular yardımcı olursanız sevinirim. Saygılarımla...[/QUOTE] Kaplumbağalarına kafası büyüklüğünde yem vermelisin.yani tam olarak 3 tane filan. karidesleri sakın fazla verme karidesleri eğer fazla verirsen kapluşların bir süre sonra hastalanır çünkü:
 KARİDES böbreklerini arıtan bir yiyecek.karidesi çok severler (bayılırlar) onlara kanıp sakın fazla vermeee. ben günde 5-6 tane veriyorum.çok acıktıklarını görürsem akşamda veriyorum (2-3tane)Yazdığım yazıları okuyarak daha çok bilgi alabilirsin....
yasmina2011-08-23 19:21:06
Ninja ve Çıtır'ın ilk tanışma anları :)
[QUOTE=Ninja] Herkese selam, uzun süredir foruma bakamadım kusura bakmayın geri döndüm. Yorumlarınız için hepinize teşekkürler.

[QUOTE=gizemli_kiz19]Maşallah çok tatlılar?Bir şey sormak istiyorum.3 cm ken dişi olduğunu nasıl anladınız?Benimkiler 7 cm  ben anlayamıyorum. [/QUOTE]

Gizem Hanım teşekkür ederim. Sorunuza gelince. Evet küçükken cinsiyet ayrımı biraz zor fakat şöyle anladım. Aldığım yerde diğer yavrularla karşılaştırdım ve alt kabuklarındaki desenlere ve tırnaklarına baktım. Dişiler hemen ayırd ediliyor çünkü tırnakları daha küçük ve alt kabuk desenleri daha seyrek. Şu an 5 cm oldu ve doğru tahmin etmişim çünkü alt kabuğunda çukurlaşma yok tam tersi dışa doğru tümsek.

[QUOTE=gizemli_kiz19]Çıtır 1 yaşındaysa neden 3 cm?Bence ya siz yaşını yanlış biliyorsunuz ya da çok ama çok küçük kalmış doğru düzgün beslenmemekten. [/QUOTE]

Yanlış anlaşıldım galiba ben kaç aylık olduğunu bilmediğim için 1 yaş demiştim ama doğru söylüyorsunuz biraz abartmışım Çubuk yem sevmiyor, karidesle besliyorum. Küçüklüğüne bakmayın 2 cmlik karideslere bana mısın demiyor. Çıtır şu an 5 cm, Ninja 11 cm. (Kabuk büyüklüğü)

[QUOTE=yağmurum.]Videoyu izlerken çok güldüm. Çok şirinler. Kafası kadar var zaten. Onun neyine kur yapıo dicem ama onlar anlamaz tabi:d size kapluşlarınızla eğlenceli vakitler dilerim. [/QUOTE]

Şimdi tekrar izleyince ben de gülüyorum. İyi ki videoyu çekmişim.
[/QUOTE]
Ben bunları yerim çok şekerler maşallah nazar değmesin benim kaplumbağalarım var ama biri 1 yaşını azcık geçik bir buçuk,, diğeri 1 yaşında sizinki gibi kur yapıyorlar. çok şeker bu kaplumbağaları çok seviyorum. ancak bizimkiler yemi ağzına sürmüyor karidesten başka bişi yemiyor yem atıyorum yemiyor bende yem ucuz diye pahalı yem aldım bir sürü para verdim ancak onuda yemiyorlar hep karides vermek istemiyorum çünkü böbreklere zarar verdiğini okumuştum ne yapıcağımı bilmiyorum lütfen yardım edin bana
Su Kaplumbağası Bakımı ve Akvaryum
Teraryuma Koymadan Önce

Kaplumbağanızın sizden önce nasıl bir ortamda tutulduğunu bilmiyorsanız, önceden hazırladığınız teraryuma hemen bırakmayınız. Yeni aldığınız kaplumbağayı bir çorba kaşığı tuz karıştırılmış bir litre 28 °C suda yıkayınız. Kaplumbağanızı bir satıcıdan aldıysanız, hayvanın hangi rahatsızlıkları olduğunu bilme şansınız yoktur. Ilık bir duş kurumuş kir ve dışkılarından temizlenmesini, susuzluğunu gidermesini ve tuz da ishal olduğu zamanlarda kaybettiği tuzları geri almasını sağlayacaktır. Bu işlemden sonra kabuğu ve derisi parazit ve yaralanmalara karşı kontrol edilmelidir. Bir sorun yoksa ve kaplumbağanız hareketliyse teraryuma bırakılabilir. Başlangıçta saklanacak bir yer araması normaldir ve kendisi çıkana kadar beklenmelidir. Vejeteryen kaplumbağalar 1-2 gün, etçil olanlar ise 1-5 gün saklanabilirler. Elbette taze yem vererek siz bu süreyi kısaltabilirsiniz :)
Eğer kaplumbağanızın bir iç hastalığı varsa veya kış uykusundan kabaca uyandırılmışsa farklı davranabilir. O nedenle Ekim-Nisan ayları arasında doğal yaşamı soğuk bölgelerde olan kaplumbağaların satın alınmaması yararlı olacaktır.


Su Kaplumbağalarının Beslenmesi

Su kaplumbağaları için Yem miktarı: Su kaplumbağası için gün içinde kafasının büyüklüğü kadardır.


Su kaplumbağaları üzerlerine (kalsiyum ve vitamin eklenmiş) tatlı su balıklarını çok severler, özellikle taze alabalık en sevdikleri yiyeceklerden biridir. Bunun yanında kurutulmuş karides ve unkurduna da bayılırlar. Kurtçuklar aslında iştahı kapalı olan veya yavru kaplumbağalar için daha çok iştah açıcı olarak kullanılır. Kaplumbağalar için özel olarak hazırlanmış minik çubuk şeklindeki yemler bağırsakları için çok uygundur. (değişik markalar var, en iyisinden alınız çünkü türkiye burası ve içinde ne olduğunu bilemiyoruz...) vitamin ekli yemlerden haftada 3-5 tane verilmesi uygundur.


Yağlı ve mayalı yiyeceklerden uzak tutunuz. Yavruyken daha çok et, erginliğe ulaşınca daha çok sebze ağırlıklı beslenmek isteyeceklerdir. Ergin kaplumbağaların yavrulardan daha çok kalsiyuma ihtiyaçları vardır. Ancak kalsiyum hayatları boyunca önemli bir unsurdur. Tatlı su balıkları, yumurta beyazı ve sebzeler en uygun yiyeceklerdir. Bunun yanında piyasada satılan kaliteli yemler mevcut. Sera Raffy P ve Sanyu en tanınları. Özellikle Sera marka yem, bütün vitamin ihtiyacını karşılayacak nitelikte. Arada bir vitamin verilmesi uygundur. Vitamin ABD3E karışımları satılmaktadır. Yavru kaplumbağalar sebze sevmezler o yüzden üzülmeyin. Ancak bol güneş (veya UV) ve uygun vitamin zengini yemlerle çabuk büyüyeceklerdir.


Kırmızı yanak su kaplumbağaları (Red eared slider-trachemys scripta elegans) yaklaşık 20-25 yıl yaşar ve çok uzun bir arkadaşlığınızın olacağını unutmayınız. Büyüklükleri erkeklerde 25 cm, dişilerde 30 cm ’ye kadar ulaşır. Akvaryumunuzu alırken büyüyeceklerini de hesaba katmanız gerekir.


Akvaryumda kaplumbağalar ile birlikte balık beslediğinizde bu balıklar bir süre sonra kaplumbağalara yem olacaktır. Ayrıca canlı olarak vereceğiniz balıkların parazit taşımadıklarına dikkat etmelisiniz.


Suyun kirlenmesini istemiyorsanız, yem verirken başka bir kapta veriniz. Yemi karada yiyemezler.


Kaplumbağa çeşitlerine göre beslenme farklılığı göstermekle birlikte bütün kaplumbağalar için dana yüreği pek yararlı değildir çünkü vücuttan sindirim sırasında değerli kalsiyum alır götürür, hatta tavuk ciğeri özellikle zararlıdır! Deniz balığı mümkün olduğu kadar az verilmelidir çünkü içlerindeki tuz oranı zaman içinde böbreklerine zarar verir ve et hem kara hem tatlı su kaplumbağaları için yine zamanla zararlıdır, kalsiyumun harcanmasına sebep olur, bunun yanında doğal yiyecekleri de değildir. Hayvanın sürekli yeşillik yemek istemesi de normal değildir. Yememe veya bir anda farklı beslenme şekli bir sorunun göstergesi olabilir. Tüm küçük balıklar ile de beslenme sağlanabilir. Akvaryumun içine çabuk çoğalan küçük balıklar bırakılabilir, böylece kaplumbağa hem arada bir onları yer hem de avlanır.


Kaplumbağalara bir saat içerisinde tüketebilecekleri kadar yem verilmelidir, yemedikleri suda kalır. Bunların temizlenmesi önemlidir. Hazır yemlerin tek başına verilmesi doğru değildir.


Çiğ et ve tavuk eti ile ilgili çok soru gelmektedir, bu sorulara tam bir cevap vermek anlamında:


Et, sakatat, tavuk ciğeri gibi yiyecekler fazla yağlı ve proteinlidir. fazla protein ise gut hastalığına yol açar. azı karar fazlası zarar prensibi itibariyle hareket ediniz. Cüssesine göre ne kadar yiyebileceğini anlayabilirsiniz. Genç kaplumbağalar etçil ağırlıklı bir beslenme tercih ederler, yaşlandıkça sebze ağırlıklı yemleri sevmeye başlayacaktır.


Unutmayınız ki kaplumbağalar sağlıklı yaşayabilmek için bizlerin verdikleri yiyeceklere muhtaçtırlar. Beslenmelerinin aksatılması veya dengesiz olması ileride hastalıklara ve ölümlere yol açabilir.

Su Kaplumbağalarının Diğer Hayvanlara Alışması


Kedi, köpek, hamster vb. diğer evcil hayvanlarınız eve yeni getirilmiş kaplumbağanızın yakınlarına getirilmemelidir. Özellikle kedi ve köpekleriniz meraklı, oyuncu ve çiğneme içgüdülerinden ötürü özellikle genç bir kaplumbağa için ölümcül olabilir. Eğer yeni gelen kaplumbağanız başka kaplumbağalarla birlikte yaşayacaksa, hepsi için rahat edecekleri özel alanlar olduğundan ve birlikte barış içinde yaşayacaklarından emin olmalısınız.

Eğer su kaplumbağası ise ve eski kaplumbağalarınız bölgelerini koruyor ve yeni geleni bir köşeye itiyorlarsa, eski kaplumbağalarınızı bir süre için ayrı bir teraryuma / kaba koymalısınız. Bu arada yeni gelen asıl teraryumunuzu keşfedecek, yolunu kolayca bulacaktır. Eskilerini birkaç gün sonra geri getirdiğinizde onlar da yeni bir ortama geldikleri için eski özgüvenleri azalacak ve hepsi ortama uyum sağlayacaklardır.

 

 

 

Günlük Hayat

Bu aşamada kaplumbağanızın günlük yaşam şartlarını sağlayacak bilgilere sahipsiniz. Artık çeşitlilik ve değişiklik zamanı gelmiştir! Doğada kaplumbağalar birçok uyarıcı ve uğraştırıcı olaylarla karşılaşırlar. Soğuğa, sıcağa, rüzgara ve yağmura uyum sağlar, dik eğimleri ve derin çukurları fethederler. Özellikle kara kaplumbağaları tırmanmakta ustadırlar ve bundan çok hoşlanırlar. Kaplumbağanız çok sakin ise beslemeden önce yemi takip etmesini sağlayarak teraryumda kayaların ve köklerin altından üstünden geçmesini sağlayabilirsiniz. Sprey su sıkarak yağmuru, infrared lambayla güneşi taklit edebilirsiniz, bir günlüğüne ısıtıcıyı kapatabilirsiniz. Bir süre taze ve sulu yemlerden saman gibi kuru yemlere geçebilirsiniz. Bu tür değişikliklere kaplumbağanız daha büyük bir canlılık gösterecektir.

 

Uzun ve Kısa Seyahatler

Kısa Seyahatler (5-6 saat) Postayla bir yerden bir yere gönderilmek kaplumbağanız için başlı başına bir travmadır. Eve veya veterinere yapılan yolculuklarda iki temel tehlike vardır: Havasızlık ve hipotermi. Kısa yolculuklarda ilki o kadar önemli değildir, yavaş metabolizmalarından ötürü kaplumbağaların hava ihtiyacı memeliler kadar çok değildir. Taşıma kabınızın altına birkaç kat gazete kağıdı, üzerine içi 45 °C suyla dolu bir şişe, onun da üzerine tekrar gazete kağıtları koyun. Tropikal iklime alışık kaplumbağalar 15 °C ve altındaki sıcaklıklara çok kısa maruz kaldıklarında dahi üşütebilirler. Teraryum kaplumbağaları doğadakilere göre daha az dayanıklı oldukları için bu durum çok kolay hastalanmalarına neden olabilir. Taşıma kabınızın zemininde ve kenarlarına tutunabileceği köpük vb. maddeler olmalıdır, tamamen boş bir plastik kapta sürekli debeleneceği bir şekilde kesinlikle taşımayınız! Su kaplumbağanızı da aynı şekilde susuz ortamda taşıyınız, kesinlikle zemini ıslatmayınız, buharlaşan su ortamı soğutur ve soğuk hava kadar zararlıdır!

Uzun Seyahatler Kaplumbağalar için tavsiye edilmez. Alıştığı ortamlarından alındığı için açlık grevi yapabilirler, değişen ortam stresi bünyelerini zayıf düşürür, hastalanmalarına hatta ölmelerine neden olabilir.

 

Tatil Bakımı

 

kaplumbağalarının boğulma veya teraryumunuzun kaza geçirme riski yoksa kaplumbağanızı bir günlüğüne çekinmeden yalnız bırakabilirsiniz. Kaplumbağanız sağlıklıysa bir gün aç kalması ona zarar vermez, hatta deneyimli sürüngen besleyenler periyodik olarak hayvanlarını arada bir aç bırakırlar. Eğer kaplumbağa bakmakta yeniyseniz kaplumbağanız için ne iyidir ne kötüdür kararını verebileceğiniz güne kadar siz aç bırakmayı denemeyin. Bir gün aç bırakabilme sadece her gün taze yem yemeye alışkın otobur kaplumbağalar için geçerlidir, etobur olanlar normalde de zaten daha uzun aralıklarla beslenirler.

Hastalıkların ortaya çıkma frekansı sizin tatilde olma olasılığınızla direkt orantılıdır. Evcil hayvan bakan birçok kişi bunu bilir, nedeni de basittir: Bakmaları için evcil hayvanlarınızı emanet ettiğiniz kişiler onlara sizin kadar iyi bakamazlar! Herkes doğuştan iyi hayvan bakamaz.

Bir kaplumbağa için tatile gitmekten vazgeçmeyeceğinize göre kaplumbağanıza bakacak kişilere onların normal davranışları hakkında bilgi vermelisiniz, herhangi bir sorun olduğunda gidebilecekleri bir veterinerin adresi de el altında olmalıdır. Kaplumbağanızın bir günde, bir haftada ne kadar ve neler yediğini gösterin.

 

 

 

 

 

Kış Uykusu - Kapalı Ortam

Ekim ayında gün ışığı zayıfladığında ve günler kısalmaya başladığında kaplumbağamız tropikal bölgelerden geliyorsa giderek daha az hareket edecektir. Birkaç gün üstüste yemek yemediğinde onu beslemeyi durdurmalısınız. Beslemek yerine bağırsaklarını tamamen boşaltabilmesi için ona günlük olarak 10 dk kadar 24-26 °C ılık suda duş aldırmalısınız. Hatta bütün bunlardan önce Eylül ayında iç parazitlere karşı kontrol etmeli ve gerekiyorsa ona ilaç vermelisiniz.

Bu hazırlıklardan sonra tropikal bölgelerden gelen su kaplumbağaları teraryumun dibinde bırakılabilir, temiz ve içinde yem olmayan su 2-3 hafta içinde yavaşça 4-8 °C'ye indirilmelidir. Bu şekilde 1-2 ay dinleneceklerdir. Kara kaplumbağalarını kış uykusuna yatırmak daha karışık bir konudur.

 

 

 

Kaplumbağaya duş aldırdıktan sonra teraryumdaki ısıtıcı kapatın ve sıcaklığın 20 °C'ye düşmesini bekleyin. Bu durumda kaplumbağanızın hareketleri yavaşlıyorsa, onu 5-7 °C'deki özel kış uykusu yerine götürebilirsiniz. Kiler veya rüzgar almayan bir balkon idealdir. Yetişkin bir kaplumbağa için minimum 70x70x80 cm ölçülerinde bir kutu bulunmalı, kutununyan duvarlarında 2 mm'lik genişliğinde hava kanalları açılmalıdır. Nem ihtiyacı için kutunun tabanı 10 cm kadar nemli (ama ıslak değil) havalı toprak (marketlerin bahçe bölümlerinde olan) konulmalıdır. Üzerine kutunun dörtte üçü dolana kadar kuru ama sıkı olmayan turba yosunu koyun. Turba yosunu yerine isterseniz kuru ama kırılgan olmayan meşe veya kayın yaprakları, ya da ağaç yongaları da kullanabilirsiniz. Temel amaç kaplumbağanızın ağırlığını taşıyacak ve kırılmayacak, ancak aynı zamanda da esnek ve yumuşak olan bir ortam hazırlamak.

Kutunun üstünü örteceğiniz tel bir perde, uykusunda gezinecek olursa düşmesine veya fare vb. kemirgenler tarafından savunmasız bir şekilde rahatsız edilmesine engel olacaktır. İki haftada bir rahat ve güven içinde uyuduğunu kontrol edin.

Birden fazla kaplumbağanız kış uykusuna yatıryorsa, kutu yeterince büyük olmalı ve birisinin uykusu bir diğeri (yerini değiştiren veya erken uyanan) tarafından bölünmemelidir.

 

 

 

Kış Uykusu - Açıkhava

Kaplumbağanızı açık havada kış uykusuna yatırmak daha kolaydır. Kaplumbağanızın kendisini yere gömeceği (muhtemel çalılık bir yer) yeri gözlemleyin. Farelerden korumak için 150 x 150 cm'lik ince tel bir örtüyü bulunduğu yerin üzerine örtün. Üzerine 45 cm kadar yaprak ve dal parçaları koyun.

İsterseniz siz kendiniz yaklaşık 80 cm derinliğinde 70 x70 cm'lik bir çukur kazıp kemirgenlere karşı içine ince tel örgü bir kafes yapın. Daha sonra içini yaprak ve dallarla doldurun. Kaplumbağanızı yerleştirdikten sonra üstünü aynı şekilde örtün. Bu yöntemin kaplumbağanızı nemli tutmayla ilgili avantajı vardır.

 

 

 

Premature veya Mevsimsel Uyanma

Kış uykusu hüzcresindeki sıcaklık kışın ılık geçmesi veya baharın gelmesiyle birlikte 5-7 °C'nin epey üstüne çıktığında kaplumbağanız uyanacak ve onu gördüğünüzde teraryuma geri götürmeniz gerekecektir. 3-5 gün içinde teraryum koşullarını yavaş yavaş eski haline getirerek normal bakım sürecine dönmelisiniz. Kış uykusundan sonraki ilk beslenmeden önce kaplumbağanıza ılık bir duş aldırmalı ve kaybettiği nemi geri kazanmasına yardımcı olmalısınız. Bu duştan sonra yemek verebilirsiniz.

 

Kış Uykusundan Sonra İlk Beslenme

Bazı kaplumbağalar kış uykusundan sonra yemeye hemen hazır olmazlar. Kondüsyonlarını yeinden kazanmaları için 2-5 gün (bazen 2-2.5 hafta) geçmesi gerekebilir. Bu süre zarfında metobolizması kendisini kış uykusundan normale ayarlayacaktır.

Kış uykusu sonrasındaki iştahsızlığın normal olup olmadığını anlamak için kaplumbağanızı sağlık kontrolünden geçirin. Eğer halsiz bir durumdaysa ise veteriner kontrolüne gerek olabilir, aksi takdirde bir hafta daha geçmesini bekleyebilirsiniz.

 

 

 

Kış Uykusuna Ne Zaman İzin Verilmemeli?

Çok genç ve dolayısıyla küçük kaplumbağalar yemek yemeden uzunca bir süre hayatta kalabilmeleri çin bütün yıl boyunca normal sıcaklıklarda bakılmalıdır. Kaplumbağanız 2-3 yaşına geldiğinde bu durum sadece hala çelimsiz ise veya hasta ise geçerlidir.

Herhangi bir nedenle kış uykusuna yatmayan veya erken kalkan kaplumbağalar normal yaz şartlarında bakılmaya devam edilir.

Deneyimlerimize göre arka arkaya birçok yıl kış uykusuna yatmadığı halde çok sağlıklı olan kaplumbağalar olmaktadır, ancak doğurganlıkları kesinlikle azalmaktadır. O nedenle üretim yapmak istiyorsanız, olgunlaşan yetişkin kaplumbağalarınızı kış uykusuna yatırmalısınız.

 

Su Kaplumbağaları Hastalık ve Tedavisi

Su kaplumbağası almak ile büyük bir sorumluluk aldığımızı bilmeliyiz. Bakım şartlarındaki eksiklik ve hatalar.. 

 

 

Beslenmedeki hatalar ve değişkenlikler , ısı değişimleri ve kış uykusuna bağlı olarak çok çeşitli ve önemli hastalıklar ile karşılaşılabilir. 

 

Bunlara dikkat ettiğiniz sürece bu karşılaşılabilecek hastalıklardan su kaplumbağanızı korumanız zor olmayacaktır ve gittikçe bağışıklık sistemi güçlenecektir. Bu koşullar altında hastalanmaz diyede düşünmeyin az ihtimallede olsa en iyi bakımlarda bile bir zayif noktadan hastalanma şansı vardır. Bu yazıda kullanabileceğiniz tedavi yöntemleri sunulacaktır ama yinede bunları kendiniz uygulamadan önce veterineriniz ile bağlantıya geçiniz. 

 

 

Su kaplumbağalarında - Soğuk Algınlığı ve Akciğer Enfeksiyonu 

 

 

Semptomlar : Sesli, düzensiz ve zor nefes alıp vermek, burnunda oluşan baloncuklar, hareketlerde değişiklik, verilen yem ve besinleri kabul etmeme, su üzerinde kalmakta zorluk , yem yememe ve uzun süreler kara kısmında hareketsiz yatma gibi semptomlar görülür. Bunun nedenlerini sıralayacak olursak; çok soğuk ortamlarda barındırmak, hava akımının olduğu bölgelerde bulundurmak. 

 

 

Soğuk algınlığı genellikle sıcak su içinde bulunan kaplumbağanın soğuk havayı içine çekmesinden kaynaklanır. Bunun anlamı eğer kaplumbağanızı güneşlendiriyorsanız bu ihtimalide göz önünde bulundurarak daha dikkatli olmalısınız. 

 

Solunum yolları hastalıkları serbest bakım yapılan kaplumbağalardada görülür. Mevsim değişim zamanlarında hava sıcaklığının hızlı değişimi bundan büyük rol oynar. 

 

Su kaplumbağalarında - Kabuk deformasyonu 

 

 

Kabuğun olması gerekenin aksine değişik şekillere girmesi, çukurlar veya yükseltiler olması ve en sıkça görülen hörgüç şeklini almasıdır. 

 

Bunun ana nedeni vitamin ve kalsiyum alımında ki eksiklikler olarak gösterilebilir. Üretim esnasında UV ışık eksikliğide bu sebepler arasına girer bununla beraber yeni doğmuş kaplumbağaların çok hızlı büyümesi, çok fazla ve çok proteinli besinler verilmesi, çok sıcakta tutulması gibi hatalar kabuk deformasyonunda büyük rol oynarlar. 

 

 

Kabuk deformasyonu durumunu farkettiğinizde kaplumbağanız için hazırladığınız menünüzü değiştirmeniz gerekir. Deformasyonları eliniz düzeltmeye çalışmayın bu iç organlara zarar verebilir. Bundan sonra bu şekilde kalması ve yemlerinin düzenlenmesi yapılacak tek tedavi olacaktır. Bu konu ile alakalı olan su kaplumbağalarında raşitizm i okumanız size yardımcı olacaktır.

 

Su kaplumbağalarında - Felç 

 

 

Su kaplumbağanızın bazı bölgeleri hareketsiz kalıyor veya hareket etmekte zorluk çekiyorsa. Örn; Arka bacakları içe çekili kalması, yavaş hareketler ve titremek olarak verebiliriz. Çeşitli nedenler bu duruma yol açabilir. Travmalar yanında, enfeksiyonlar, zehirlenmeler, sinir sisteminde ki bozulmalar yaralanmalar veya B vitamini eksikliğine bağlı olarak felç durumu ile karşılaşılabilir. 

 

Tabiki bütün hastalıklarda olduğu gibi veteriner ile iletişimde olmak gerekmektedir. Vitamin B desteği verilerek bazen bu felç durumlarını çözmek mümkündür. Eğer felç olduğunu biliyorsanız kesinlikle çiğ balık ile besleme yapmayınız. Çiğ balık antivitamin B içerir buda vitamin B eksikliği yaratır ve hastalığın devam etmesini ilerlemesini sağlar.

 

Su kaplumbağalarında - Göz iltahaplanması 

 

 

Su kaplumbağasının gözleri sürekli kapalı ve göz çevresi şişiktir. Gözleri açıldığında ise göz beyazlarında kızarma görülür. Göz kenarlarında iltahaplanma veya benzer sıvı birikimi olduğu görülür. Bu hastalığın başlıca nedenleri ; kaplumbağanın hava akımında (cereyan) kalması veya çok soğuk ortamda bakımından kaynaklanır. Erişkin olmayan kaplumbağalarda Vitamin A eksikliğinden bu durumun ortaya çıkmasıda mümkündür. 

 

Tedavi uygulanmadan önce 28-30 derece sıcaklıkta iyice kurumasını beklemeliyiz. Tabiki bu işi diğer kaplumbağalarınızdan ayrı bir yerde uygulamalısınız. Göz çevresine antibiyotik etkili göz kremini (örn: terramycin) göz kapağına uygulamalısınız. Bu işlemi yaptıktan sonra hemen suya koymayın 5 dakika kadar karada kalmalı ve ilaç etkisini göstermeli ardından suya bırakılmalıdır. 

 

Not : göz şişmesi akciğer enfeksiyonu – iltahaplanmasının haberciside olabilir.

 

 

Su kaplumbağalarında - Hexamitler 

 

 

Tek hücreli parazitlerin bağırsak yollarından genital organa kadar olan bölüme yerleşmesidir ve budurum su kaplumbağalarında genellikle ishal bununla beraber çok sık görülen böbrek rahatsızlıkları ile kendini gösterir. Su kaplumbağalarına yerleşen bir çok parazit için tedavi yolları vardır ama problem bunları teşhis etmektir. Bu parazit türünü teşhis etmek için kaplumbağalar (sürüngenler)konusunda uzmalık yapmış veterinerlere ihtiyacınız var. Bu teşhisten sonra çözümü olan parazit türleri için tedaviler uygulanır.

 

Su kaplumbağalarında - İshal 

 

 

Su kaplumbağalarında eğer dışkı sıvı ise bu hastalık teşhisini koymak açıkçası görmek kolay değildir. Ama genellikle bunu anlamak için görmek değil kokusunu almak yeterli olur, gerçekten kötü kokar ve bu kokuyu hissetmemeniz zordur ve bu kokuyu aldığınızda birşeylerin yolunda gitmediğini düşünmelisiniz. İshalin nedenlerinden biri yanlış beslenmeden kaynaklanmasıdır. 

 

Verilmemesi gereken besinlerin verildiğinde bağırsaklarda sindirim-boşaltım sisteminde sorunlar yaratmasından kaynaklanır. Bunun yanında sindirim sisteminde oluşan iltahaplanma, parazitler (kurt,hexamit) veya bağırsakta çeperinde oluşan hasarlar yaralanmalarda ishalin nedenleri arasındadır. Bunu kontrol etmenizde mümkündür. Kaplumbağanızı tartın ve 1 hafta içinde kilo alıp verişini kontrol edin kilo verimi durumunda bu sorunla karşı karşıya olabilirsiniz. Bu konu hakkında tedaviyi veterineriniz tam teşhisi koyup verecektir.

 

Su kaplumbağalarında - Kabuk yumuşaması [Raşitizm] 

 

 

Kabuk yumuşaması durumunda; kabuğa biraz bastırdığınızda lastiğimsi bir esneme ileri aşamalarında bastırdığınız bölgede iz kalması, bu hastalığın habercilerindendir. Bu hastalığın ana nedeni UV ışığın eksikliğinden oluşan Vitamin D eksikliği ve kalsiyum alımındaki azlık olarak açıklanabilir. 

 

Tedavi yolu olarak hemen yemleri ile beraber vitamin ve kalsiyum alımı sağlanmalı ve UV ışığı yansıtılmalıdır(UV florasan, spot vb..). Veterinerde ek olarak D3 iğneside yaptırılabilir. İyileşme şansı yüksektir buna rağmen kabukta formsuzluk kalıcı olabilir veya tam tersi de olması olasılığı vardır, bunun için kesin birşey söylenemez.

 

 

Su kaplumbağalarında - Legenot 

 

 

Hamile kaplumbağanız kuru alanda toprağı kazmaya başladıktan sonra , yumurtalarını bırakamıyorsa, kazdığı bölgede oturuyor ve dengesiz veya huzursuz davranışlar içerisinde ise, yemi kabul etmiyor ve solunum da zorluk çekiyor ise legenot olma ihtimali oldukça yüksektir. Biraz el becerisi ve tecrübe ile dişi kaplumbağanızın arka bacaklarını geriye doğru çekip bir elimizle bacaklarını tutarken diğer elin işaret parmağı ile arka kabuk açıklığına biray bastırarak yumurtaları hissedebilirsiniz. Tabiki her zaman olduğu gibi en sağlam yol veterinerde röntgen veya ultrason ile sıkışmış yumurtaların görmek olacaktır. 

 

Legenotun sebelerini sıralayacak olursak; Yumurta bırakımı sırasında rahatsız edilmesi stres içine dokulması, yumurta bırakacağı alanın uygun olmaması, yer sıcaklığının uygun olmaması, yumurtalıkların enfeksiyon kapması gibi sebepler gösterilebilir. 

 

Ortam sıcaklığı ve nem en iyi şekle getirildikten sonra kaplumbağanızın karın bölgesi sıcaklığını yükseltin, sıcak su duşu (30 derece) yaptırın ve veterinerinize kalsiyum iğnesi vurdurtun tam kesin olmasada bu şekilde yumurtaları bırakması mümkün. Diğer bir yol ise oxytocin tedavisi yani ignesidir. Bu sancılanmayı sağlar ve bu şekilde yumurtaları çıkarması sağlanır ve en son tedavi yolu olarak operasyon olarak yumurtalar çıkartılabilir. 

 

Bu operasyon olacak ise kısırlaştırmayıda yaptırmanız mümkündür, neden kısırlaştırma? Legenot, bir den fazla kez karşılaşılabilecek bir rahatsızlıktır. Herşeyden önce üretim düşünmüyorsanız bu tür operasyonlar sizin ve dişi kaplumbağanız için en akıllıca yol olacaktır.

 

Su kaplumbağalarında - Kabuk nekrozu 

 

 

Kabuktaki küçük yaralanmalarda bile belli başlı bazı mikro organizmalar (bakteriler, mantar, Algler vs..) yaralı bölgeye yerleşirler. Bu organizmaları yerleşmesi ile birlikte iltahaplanma, enfeksiyon oluşur ve kemiğe kadar ulaşaşabilir. Nekrozun tedavisi için veterineriniz bu bölgeyi kullanılması gerekli araç gereçler ile kazımak suretiyle temizlenir ve antibiyotik tedavisi ile bu organizmanin gelismesi durdurulup, yaranın iyileşmesi sağlanır. 

 

 

Su kaplumbağalarında - Kabuk dökülmesi-Deri değişimi 

 

 

Bu durum aslında bir hastalık değil büyüme ile alakalı ve tüm sürüngenlerde görülen oldukça normal bir vücut reaksiyonudur. Sırt ve karın kabuklarında deri değişimi kabuktaki her bir segmenin tek tek dökülmesi ile gerçekleşir. Dökülen kabuk parçalarının altında ki yeni kabuk parçaları hazır hale gelmiş olur. Bu durumu hastalık sanan kaplumbağa severler olabilir. Önemli bir noktada kabuk değişiminde kaplumbağanıza yardımcı olmak isteyebilirsiniz bu pek sağlıklı değildir. Bırakın kabuklarını kendisi atsın. 

 

 

Su kaplumbağasındaki kulak iltahabı 

 

 

Bir çok su kaplumbağası besleyen arkadaşımız bu durum ile karşılaşmıştır. Buna belki bakım konusunda ki bilinçsizlik, belkide alımından bu yana olan yanlış yönlendirmelerden dolayı. 

 

Su kaplumbağasının yanağındaki şişlik; 

 

Neden ; soguk suda bakım ve temizlik problemi 

 

Semptomları ; Yanak ve kulak çevresinde şişme 

 

Tedavi ; Bunu ölçeklemek için su kaplumbağanızı tartmanız gerekmektedir. 1 kg gelen su kaplumbağanıza, 1 ml doxyhexal uygulanması gerekir, bu ölçeklemeye göre miktarı artırır veya azaltabilirsiniz. Bu tedavi 3 güne yayılır ve eşit aralıklar ile 5 kez arka bacak (baldırdan) bu antibiyotik verilmelidir. Mutlaka uygulanması gereken bir önemli nokta ise su ve akvaryum içi hava sıcaklığı 33 dereceye sabitlenmelidir,mesela akşamları akvaryum kapaklarını kapatabilirsiniz. 

 

Aksi takdirde antibiyotiğin hiç bir anlamı kalmaz ve iyileştirici etkisini göstermez. Eğer iyileşmede problem çıkar ve gerekirse 2. 1 yol daha var buda iğne ucu ile şişlik bölgeye ufak bir delik açılır (nokta gibi) iltahab bu şekilde dışarı çıkar veya sertleşmiş olma durumuna göre skalpel (neşter) yardımı ile ufak bir çizik açılıp sertleşmiş iltahap çıkarılır. Bunun ardından tekrar doxyhexal yukarıda anlattıldığı gibi uygulanır. 

 

Tabiki bu uygulamayı veterinerizin yapması en uygunu olacaktır.

 

 

Su kaplumbağalarında - Vitamin eksikliği

 

 

Vitamin eksiklikleri bir çok hastalığın ana nedenleri arasında yer alır. Su kaplumbağalarına yemlerini verirken düzenli olarak vitamin desteği yapılmalı aksi takdirde vitamin eksikliğinden oluşan hastalıklarla uğraşmak zorunda kalınılabilir. Bir çok kişi kaplumbağalardaki vitamin ihtiyacını göz ardı etmektedir ve bazen geri dönüşü olmayan hastalıklara kaplumbağalarını kurban etmektedirler. Dozunu aşmadan çeşitli vitamin ve mineral alımını yaptırmanız kaplumbağanız ile beraber uzun zamanlar sağlık içinde vakit geçirmenizi sağlayacaktır. 

 

Vitamin A nın Fazla dozlarda alınması 

 

 

Bazı vitaminlerin fazla verilmesine bağlı olarakta hastalıklar oluşmaktadır. Vitamin A nın fazla alımında su kaplumbağası sürekli sık aralıklar ile deri değişimi yapar bu alttaki derinin tamamen oluşumu bitirmeden olabildiği için kimi durumlarda tehlikeli olabilir. 

 

Vitamin D3 fazla dozlarda alımı 

 

 

Vitamin D3 kaplumbağalar için çok önemli olmasına karşın fazla alımında oluşabilecek problemler vardır. Fazla dozda alınan D3 vitamini kemiklerde kireçlenme yapar. Kabukta yumuşamalar oluşur ve buna bağlı olarak kanamalar oluşur. Bu son durum ile karşılaşılması durumunda yemlenirken verilen vitamin D yi hemen kesmeniz en uygun yol olacaktır. 

 

Vitamin A eksikliği 

 

 

Vitamin A eksikliği bağışıklık sisteminde zayıflık yaratacak ve en ufak hastalığı kapma durumu söz konusu olacaktır. 

 

Vitamin B eksikliği 

 

 

Su kaplumbağasında dengesiz hareketler, bacaklarda ve göz kapaklarında felçliymiş gibi olan davranışlar eksikliğin işaretçisidir. Bu durumlarda vitamin B komplex ile desteklenmelidir. 

 

Vitamin C eksikliği 

 

 

Bu eksiklikte infeksiyon kapma ve çabuk hastalık kapma söz konusudur. Bunun yanında ağzın iç tabakasında kanlanmada vitamin C eksikliğinin göstergesidir. 

 

Vitamin D eksikliği 

 

 

Vitamin D eksikliğinde kabuk ve kemik yumuşaması görülür, dozu aşmayacak şekilde vitamin d takviyesi yapılmalı ve UV ışık verilmelidir (Güneş, UV lambalar)

 

Su kaplumbağalarında - Beyaz leke hastalığı 

 

 

Bu bir mantar hastalığıdır ve genellikle küçük erişkin olmayan kaplumbağalarda görülmektedir. Oluşma noktaları genellikle deri üzeri ve kabuğun karın bölgesinde olmaktadır. Buna bağlı olarak yem yememe ve tırnaklarda dökülme meydana gelmesi görülür. Bu hastalık farkedilği anda veterinerde tedavi uygulanmalı ve sizde evinizdekısa tuzlu su banyoları ile tedaviye destekçi olmalısınız.

 

 

Hastalığı soğuk algınlığı ise iyileşim sürecini hızlandırmak için hemen eksiklerinizi giderin (Isıtıcı, kuru alan ısıtıcısı vs.) .Soğuk algınlığı durumunda su kaplumbağasınızı, eğer yanında başka su kaplumbağaları var ise onlardan ayırıp, başka bir akvaryuma alın ve 28-30 derece sıcaklıkta bakıma alın. 

 

Soğuk algınlığı olup olmadığından emin değil iseniz hemen bir veterinere gidin ve kesin cevaplar arayın. Akciğer enfeksiyonunda uygulanan tedaviyi eviniz de uygulamanız yor olacaktır. 3 gün süresince 5 kere olmak üzere arka bacak (baldırdan)antibiyotik iğnesi vurulması gerekmektedir. Antibiyotiğin etkisi ancak su ve kara sıcaklığının 33 derecede tutulduğu zaman görülür, buna tedavi süresince çok dikkat etmek gerekir .

 Ben bunların hepsini yapmasaydım şu anda kaplumbağalarım çoktan ölürdü sizinde bu verdiğim bilgileri lütfen kaplumbağalarınıza uygulayın onlara eziyet çektirmeyin onları sevin sahip çıkın çünkü unutmayınki!!:: ONLAR BİZİM VERDİĞİMİZ VE YARATTIĞIMIZ ORTAMDA BÜYÜMEYE ÇALIŞIYORLAR SAKIN YANLIÇ BİR ŞEY YAPMAYIN VE KAPLUMBAĞALARINIZ HASTALANDIĞINDA LÜTFEN VETERİNERE ÇOK GEÇ OLMADAN GÖTÜRÜN!!!

Herşey kaplumbağalarımız için
yasmina2011-08-21 19:49:43

SON MESAJLAR

GÜNCEL 100 TANITIM

SON İLANLAR

FORUM İSTATİSTİKLERİ

  • 3,797,668 Mesaj
  • 408,613 Konu
  • 91 Forum
  • 145,128 Forum Üyesi
  • 1,466 Özel Forum Üyesi
  • 29 Kıdemli Akvarist
  • 1,941 Dün Giriş Yapan Üye

Şu ana kadar en fazla 1365 kişi 27.03.2012 23:21 tarih ve saatinde çevrim içi oldu.