ÖZELLİKLER

Kullanıcı Adı:
darkaura
Kullanıcı Grubu:
Kıdemli Akvarist
Geri Bildirimleri:
Aldığı Beğeni:
5509
Hesap Durumu:
Aktif
Durumu:
Çevrimiçi
Üyelik Tarihi:
02 Kasım 2010 08:47
Son Ziyaret:
18 dakika önce
Toplam Mesaj:
4523 [0.83 Gün Ortalaması]
Paylaşım Sayisı:
115 (Son 6 Ay)
İlan Sayisı:

BİLGİLER

Ad Soyad:
Mustafa KALIN
Doğum Tarihi:
08 Kasım 1978
Yaş:
46
İl:
Istanbul
Meslek:
Özel Mesaj:
Sohbet Talebi:
Üye Favorile:
Sosyal Medya:

İMZA

[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/101090/020220180957011.jpg[/IMG] [url=https://www.akvaryum.com/Forum/bitkili_tankda_led_kullanimi_k772480.asp]Bitkili Tanklarda Led Kullanımı[/url]

SON 10 MESAJI

Tds Ve Tuz İlişkisi İle Alakalı Bir Soru
İstanbuldaki şebeke suyu 200ppm civarında oluyor. Geçmiş tecrübelerimdem çoğu balık ve bitki için sorunsuz bir su olduğunu söyliyebilim. Az bir kısmı 1/3ü, 1/4ü bile ro suyu ile değiştirildiğinde özellikle bitkide minerak eksiklikleri başlıyor. 1/4 ro-musluk suyu karışımı kullandığım zamanlarda magnezyum eksikliği baş göstermişti, ekstradan magnezyum gübresi veriyordum. Hele karidesde fazla ro suyu kullanınca kabukları yumuşamaya başlıyor. Şimdi akvaryumu NaCl sodyum tuzuyla doldurdunuz, bunu düşürmek için ro kullanırsanız akvaryumdaki mineraller gidip yerinde sodyum kalacak. Tds değeri normal gözükecek ama suda ölçülen iletken mineraller canlıların ihtiyacı olan kalsiyum magnezyum çinko benzeri mineraller değilde büyük oranda sodyum olacak. Bu yüzden suyun tds'ini ro ile değilde normal mineralli musluk suyuyla peşpeşe su değişimleriyke düşürmek bence daha sağlıklı. İstanbul suyu mineral ve tuzluluk olarak büyük oranda sağlıklı. Ancak yumuşak su isteyen çok nazik türlerde ro ihtiyaç olabilir. Bunu 500lt full ro suyuyla dolu tankı olan biri olarak söylüyorum. İşyerinde iski şebekesi bağlı olmadığı için arıtmadan saf ro suyunu minerallendirerek kullanıyorum. Yumuşak su seven güney amerikan amazon türleri sorun olmuyor ama yakın zaman önce araya karışıp kazayla giren endlerlerin zaman içinde omurgaları yamulup bozuldu, mineralsiz suda yapamadılar.
Tds Ve Tuz İlişkisi İle Alakalı Bir Soru
Karideslerin türü nedir neocaridina türleriyle toleransları yüksektir. Genede tuzsuz su daha iyi tabi. Moli ve lepistesse acı suda hatta kısa süre deniz suyunda bile yaşıyabilirler. Bence hiç tuz eklemesi yapmayın, temiz sağlıklı akvaryumda lepisteslere sorun olmaz. Su değişmini ro ile yapmayın. Ro kullandığınızda sadece tuz azalmıyor sudaki tüm mineraller gidiyor. Balıklar ve bitkiler için daha zararlı bir durum. İşin diğer tarafıda sert parmetre değişimi kötü parametreden daha zararlı olabiliyor. Tankınıza musluk suyu ile haftada 2 kere büyük değişim yapın bir süre sonra dengeye gelecektir, daha sağlıklı olacaktır.
Dış Filtre Önerisi
[QUOTE=Aguamentist]

Benim de alıp deneyeceğim ilk filtre bu olacak hocam..
Bu filtreyi 1 yıldır petshopta kullanan bir abimiz var. Neredeyse her gün uğruyorum dükkana, o yüzden görüp analiz etme şansım oldu bu ürünü.
Gerçekten başarılı iş yapıyor. Özellikle 50-100 arası akvaryumlar için çok yeterli olacağını düşünüyorum.
Küçük akvaryumlarda debiyi kısarak da kullanabilmek çok avantajlı.

Elektrikler gittiğinde 1-2 defa hava yaptı ve filtrasyon durdu. Üzerindeki tıpayı çıkartıp su dolduruyorsun devam ediyor.
Tek eksi yönü bu ama bence önemsiz birşey.

Ayrıca dış filtre mantığı olduğu için de akvaryumdaki canlı yüküne göre 6-12 ayda 1 temizlik yapmak yetiyor.
Fiyatına göre bence harika bir ürün.

Sunsun 603 nasıl çok popüler olduysa bence bu üründe olmalı [:)))][/QUOTE]

Eski haqosda su seviyesi düşükse elektrik gittiğinde geri çalışmıyordu. Tek sıkıntsı buydu. Sanırım bu aynı tasarımın güncellenmiş hali.

Sunsun 603 kullandım. Çok problemli bir filtre. Debisi hemen düşüyor, temizliği sıkıntılı, filtrenin kendi ufak oluduğu için hortumları rahat oturmuyor.
Dış Filtre Önerisi
[QUOTE=Aguamentist]

[URL]https://www.akvaryumexpress.com/sobo-sf-550f-askili-dis-filtre?srsltid=AfmBOoou-VpflsYsgQhWUSqi3y_moHeGXrP8EOdN0TSnC4zbcodnXtjcoCY[/URL]

Bu ürün çok güzel iş yapıyor, dış filtre yerine askı da düşünebilirsiniz.
Debi ayarını kısıp açabiliyorsunuz da...[/QUOTE]

Benimde aklımdan geçen sobonun bu modeli oldu ama daha önce kullanıp tecrübe etmediğim için bir şey yazmadım. Bu modelin hemen hemen aynısı eski haqos expro 500 filtrelerden çok memnun kalmıştım. 100lt ye kadar akvayumlarda sıfır sesiyle düşmeyen debisiyle harika performans sunuyordu. Hatta bazı arkadaşlar hamburg süngeri ile takviye edip 200lt ye kadar akvayumlarda verimli şekilde kullanmışlardı. İlerde bu ölçüde bir kurulumum olursa sobonun bu modelini alıp deniyecem. Baklım benzer performansı sunabilecek mi?
Peltier İle Akvaryum Soğutma Destek
Peltier verimliliği düşük bir sistemdir. Genel soğutmadan çok küçük alanda yoğun soğutma gerektiğinde bir anlamı oluyor. Onun yerine basit bir fan çok daha etkili olur. Akvaryumun sudan buharlaşan bir sıvıdan oluşmasının büyük avantajı var. Buharlaşan sıvı çevresindeki ısı enerjisinide yanında alır götürür. Buzdolabı klima ve ısı pompalarıda aynı prensip üzerinden çalışırlar, buharlaşan sıvı çevredeki ısıyı alır, dışarı taşıdıkdan sonra kompresörle sıkıştırılarak sıcaklık dışarı atılmış olur. Akvaryumun yüzeyine fan ile hava üflediğinizde suyu buharlaştırıp suyu ciddi biçimde soğutmuş olursunuz. Basit ama etkili bir yöntem. Tabiyki bir bedeli olacak, buharlaşma akvaryumdaki su kaybını artırır. Bunu telafi etmek için daya sık su değişimi yapmalısınız yada akvaryumun üzerine düzenli ro suyu eklenebilir. Su değişimi olmayacaksa sürekli musluk suyu eklemek suyu tuzlandırır. TDS metre ile tuzlanmayı takip etmiyorsanız ro suyu kullanmanızı öneririm.
Pipo Filtre Kaç Lt Yeterli
[QUOTE=Gül]Herkese iyi forumlar sb-933 sponge filtre 20 lt için yeterli olurmu
[/QUOTE]

Pipo hem bu ölçü hemde betta için tam uygun seçenek olur ama sorduğunuz model üretici tipi filtre, bir tankdan başka tanka kolayca taşınabilmesi için bu şekilde yapılmış, sizin durumda pek bir espirisi olmaz, en büyük dezavantajı gürültülü olmasıdır. Klasik tip pipo alırsanız biraz daha az gürültü yapacaktır.
Floresan Seçimi
[QUOTE=KaanE]
-Bu ledleri kaç tane kullanırsak kullanalım hep 12V veriyoruz değil mi? Ledleri birbirine bağlarken paralel / seri bağlama ile gücü düşürmek vb. mümkün mü? tam olarak birbirlerine nasıl bağlanıyorlar?
[/QUOTE]

24volt modelleride mevcut ama 12volt led ise daima 12v veriliyor. 24v led çok sayıda kullanacaksanız avantajlı, gerilim artınca amper azalıyor. Çok sayıda ledi 12v yapınca kalın kablo kullanmak gerekiyor yoksa ısını yanabilir. Akvaryum ölçeğinde hemen her zaman 12v uygundur, sıkıntı olmaz. Şerit led üzerindede modül leddede ledlerin kendileri paralel dizili, siz uc uca eklesenizde paralel bağlanıyorlar. Çok çok fazla sayıda led olmayacaksa ucu uca ekleyin sorun olmaz,

[QUOTE=KaanE]
-Benim için en ucuz adaptör seçeneği catanın led trafoları. Şu ürünü 100 liraya alıyorum perpadan. Uygun mudur? Fazla ya da az gelir mi? Çünkü hazır orionledlere normal adaptör takınca yanıp sönüyor, başka adaptörde yanıyor bir süre sonra yanıp sönüyor vs.
[/QUOTE]

Cata uygundur. Catanın bu modelleri led aydınlatma için yapılmışlar zaten. Kamera güvenlik sisteminde sıkıntı yaratıyor. Daha önce başıma geldi. Ledde sorun olmaz.

[QUOTE=KaanE]
-bu ledleri kaç tane bağlarsak o kadar watt elektrik mi çeker toplamda? Yani 100 tanesi 120W elektrik mi çeker?
[/QUOTE]

Aşağı yukarı o kadar çeker ama boy uzadıkca kablodaki kayıp artacaktır, adaptörlerde %100 verimli çalışmazlar. Genel uygulama ledlerin hesaplanan gücünün %30-%40 üzerinde güçde adaptör kullanmak.

[QUOTE=KaanE]
-kökleri akvaryumdaki karasal bitkiler içinde kullanmak istiyorum. Bunun watt hesabını nasıl yapıcam? Çeşitli yöntemler var ama tam anlamadım? Misal 1 metre kare alanı kaplayan ortalama ışık isteyen bir bitki için kaç wattlık ledlerden gerekir? Benim durumumda Aquaponic sistemdeki bitkiler; deve tabanı, melek kanadı, paşa kılıcı, şans bambusu, sarmaşık, tatlı patates.
[/QUOTE]

Her bitkinin günlük ışık ihtiyacı DLI olarak ifade edilir. Üzerine düşen fotosentetik ışık yoğunluğuda PPFD olarak ifade edilir. PPFD değerini zamanla çarparak DLI değerini buluruz.

Ledlerde avaraj ppfd değeri watt başına 2 umol/m2/sn, kaliteli bitki aydınlatmasında iyi hazırlanmış bir powerledde 2.5-3e çıkabilir.

Her bitki için ihtiyaç DLI değeri farklı, tatlı patates için , kuvvetli ışık ister, DLI değeri yuvarlak 20 mol/m2/gün yani 20milyon umol/m2/gün.

10 saat aydınlatma yaparsanız 20milyon umol ü zamana böleceksiniz ama saniye olarak yani 20milyon/10*60*60 == ~555 umol/m2/sn

10 saat aydınlatmada gereken PPFD 555umol/m2/sn bunuda watt a çevirmek için 2ye bölersek ~280watt eder.

Yani tatlı patates için metrekareye 250-300watt civarı aydınlatmayı 10 saat boyunca vermeniz gerekir.

İnteretten bitkinizin ihtiyacı olan DLI değerine bakın, 1DLI için metrekareye 10 saat boyunca 14-15 watt ışık vermeniz gerek, kaliteli aydınlatma ile biraz daha düşük olabilir.
Kendi Kendine Yaşayan Ekosistem?
[QUOTE]
Siz uygun değil diyorsunuz ancak bununla ilgili başarı sağlamış çok akvarist var yabancı forumlarda. En azından öyle söylüyorlar. 2 yıl yem verilmemiş akvaryumlardan bahsediliyor. Siz uygun değil deseniz de 20 yıl su değişimi yapılmasa olur gibi söylemler var.

Benim sorum bu metodun yanlışları nelerdir değil, bu metodu uygulamış arkadaşlarım var mı? idi. Uygulamadıysanız ve nasıl çalıştığına/çalışmadığına şahitlik etmediyseniz benim sorumu karşılamayan birçok bilgi aktarmanızın bana bir faydası olmuyor. Walstad farklı bir metot. Bu metodun tam tersi değilse bile aynı şeyler asla değiller. Ben walstad metodunu değil, burada adı geçen father fish metodunu öğrenmek istiyorum. Deneyen arkadaşlarımın tecrübelerini istirham ediyorum. Teorik tartışmalar değil.
[/QUOTE]

2yıl yem vemeden balıkların yaşayacağı akvaryumda yüzlerce litrede bir kaç küçük balıkdan fazlasının olmaması gerekir. Keza bunun ispatınıda eski konulardan birinde enerji üzerinden yapmıştım. Madem istediniz tekrar yapıyım:

Bitki ve alg ışıkdan gelen enerjinin ancak %1-2sini biokütleye yani kullanılabilir enerjiye çevirebilir. Uygun şartlarda %3-5 mümkündür ama gerçek dünya ortamında 1-2yi nadiren geçer. Diğer nokta besin piramidinde her basamakda enerjinin ancak 10da 1i bir sonraki canlıya aktarılabilir. Yani alg/bitki gelen enerjinin %2sini alır, alg yiyen su piresi benzeri su canlısı o enerjinin 10da birini elde edebilir, araya başka basamak girmezse su canlısını yiyen balıkda onun 10da birini, yani balığa güneşden/ışıkdan gelecek enerjinin ancak ~10binde 2si ulaşır.

Hesaplıyalım: iyi aydınlatılmış co2 desteği olmayan gübrelenmeyen düşük destek bitki akvayumda metrekareye 100-150watt led gerekir, ledler %30 verimle çalışır, yüksekden aldığımızda akvaryumun metre karesine 50watt düşer, 8 saat aydınlatma ile bu günde 1.440.000joule enerji eder. bunun 10binde 2si balığa ulaşabiliecektir, yani günde 288joule enerji.

Peki 25derece suda bir balığın ihtiyacı olan günlük enerji nedir, gram ağırlığı başına 20 ile 50 kalori, joule e çevirirsek 80 ila 200 joule/gün.

Bu hesapdan akvaryuma ışıkdan girecek olan enerji ancak 3-4gram balığa yeter. Yani ancak bir tane cüce cichlide yeter. oda 1metreye 1metre akvaryum için. Daha önce bu tip çalışma yapılan akvaryumlarda scarlet badis gibi ufak balıklardan bir iki tane konarak yapılmıştı.

Yani matematik fizik ortada. Yoktan enerji yaratamazsınız. Enerji ya ışıkdan yada yemden gelecek. 2 sene yem vermeden şu kadar cichlid baktım diyen yalan söylüyordur, gördüğünüz her kaynağa inanmayın. Bunlar teori değil gerçek fizik.


Su değişim konusuda, kapalı bir sisteme sürekli su ekleyeceksiniz, bunun içindeki kirecin tuzun hepsini bitki ememez, kaçınılmaz olarak zaman içinde birikme olacaktır, tuzlanacaktır. Çoğu akvaryum bir kaç senede bir bozulur yeniden kurulur. 20 sene su değişmeyecek tankın büyük olması ve yumuşak tuzsuz su ile ekleme alması gerekir. Siz bulunduğunuz şehirdeki suyun parametrelerine hiçbaktınız mı? Ne kadar kalsiyum magnezyum sodyum içeriyor, ne kadar ağır metal var. Bunlar akvaryumdam buharlaşıp uçacak şeyler değil, Bitki emmezse budamayla alamazsanız orada birikecek bir yerde ölümcül yoğunluğa ulaşacaktır. Bu yüzden akvaryumun çökmesi zadece zaman meselesidir diyorum. Ancak eklediğiniz suyun içeriğine hakimseniz içerde biriken miktarları takip edebiliyorsanız süreyi öngörüp yapabilirsiniz. Öteki türlü başkası yaptı bende yaparım dediğinde olan balıkların hayatına olur. İnternette kimse balıkları öldürdüğü akvaryumu nasıl çökerttiğini anlatmaz. Yaptım oldu der 5e 5 katar anlatır, doğru diyorsa bile ordaki şartlar size uyar mı, masraftan iş yükünden kaçacam diye balıklara cehennem yaratmadan önce bunları düşünmek gerek.[EDIT]darkaura,2025-08-19 12:36:32[/EDIT]
Floresan Seçimi
O sizin akvaryumun şekline sizin nasıl kurmak istediğinize bağlı. Tek çift olamsı çok önemli değil. Adaptörü hesapladığınız gereken gücün üzerinde alın, tam birebir yaparsanız özellikle kalitesiz adaptörler çok ısınıyor, verimsiz çalışıyor, bir süre sonra arıza verebiliyor.
Kendi Kendine Yaşayan Ekosistem?
Father fish'in metodu özünde walstad'ın kopyası. Farkı father fish daha balık odaklı, walstad ise tam anlamıyla kendini döndürecek ekosistem kurma odaklı. Father fish'i genel olarak doğru bulsamda uygulamada içime sinmeyen kısımları var. Hiç su değiştirmeme kısmı mesela uygun durum değil. Her ne kadar akvaryumda doğal ekosistemi oluşturmaya çalışsakda doğal bir ortam değil, doğal ortam çok daha büyük olur, balık basına 10-20lt değil tonlarca su ve zemin toprağı düşer, bu yüzden kendini tamamlayabilen bir ekosistem olur. Akvayum ise bir kaç yüz litre kapalı ortam. Su değişmediğinde zamanla kaçınılmaz olarak bazı maddelerin minerallerin aşırı birikimi olacaktır. Sadece su eklemesi yapılırsa belli süre sonra o akvayumun çökmesi kaçınılmaz olur. O yüzden Diana Walstad 6 ayda 3 ayda bir belli bir su değişimi tavsiye ediyor. Ve çok fazla balık konmamasını öneriyor. Walstad'ın kitabını olursanız kendisi geçek bilim insanıdır, önerdiği yöntemler seneler içinde yaptığı bilimsel araştırmaların yayınladığı akademik tezlerin sonucunda ortaya çıkmış şeylerdir.

Yem vermeme kısmında uyarayım. Orda yanlış anlama olmuş, father fish yem vermeyin demiyor, yem vermeden akvaryum kendi kendini idame edebilmesi mümkün değil. İdame edebilen kurulumlar biliyorum ama onlarda büyük hacimde çok az balıkla mümkün oluyor, 200lt ye ufak bir iki balık falan koymanız gerek, bol bitki arasında su pireleri falan gelişmeli, balık onlarla beslenmeli. Father fish çok az yem verin diyor, bir yerde doğru diyor balık soğuk kanlıdır, fazla besin tüketmez, altını çizdiği bir noktada balıkların sindirim sistemlerinin kısa olması, yediğini 2-3 saatte tam sindirmeden dışarı atması. Fazla yem vermezseniz balık kendi pisliğini yiyip tekrar sindirir diyor. Açıkcası her balık için uygun durum değil, kendi balıklarımada kendi pisliklerini yedirmek istemem. Ama özünde mantıklı keza akvayumdaki amonyak metabolik artık yemlerden geliyor, akvaryumu bozan fazla yemdir. Peki walstad niye fazla yemleme öneriyor, onun sisteminde çok yoğun bitki oluyor, bitki odaklı, oturmuş bir walstad tankında bitki yemden gelen artıkları temizliyor, yem ile gübrelenmiş oluyor. Yoğun bitki olmayan bitkinin tüm ihtiyaçlarının dengeli karşılanmadığı bir akvaryumda aynı oranda yemleme suyu kısa sürede bozacaktır. [EDIT]darkaura,2025-08-19 11:28:33[/EDIT]

SON MESAJLAR

GÜNCEL 100 TANITIM

SON İLANLAR

FORUM İSTATİSTİKLERİ

  • 3,797,668 Mesaj
  • 408,613 Konu
  • 91 Forum
  • 145,128 Forum Üyesi
  • 1,466 Özel Forum Üyesi
  • 29 Kıdemli Akvarist
  • 1,941 Dün Giriş Yapan Üye

Şu ana kadar en fazla 1365 kişi 27.03.2012 23:21 tarih ve saatinde çevrim içi oldu.